Etiket arşivi: Merkel

Uluslararası güç mücadelesine dönüşen 5G ihalesinde gözler Almanya’da

Birçok ülke, Çin teknoloji şirketi Huawei ve ZTE’nin 5G ihalesine girmesini ulusal güvenlik kaygıları nedeniyle yasakladı.

ABD, Avustralya ve Yeni Zelanda ile başlayan dalga Avrupa’ya yayıldı ve Fransa, İngiltere, İspanya, Polonya ve Çek Cumhuriyeti de benzer gerekçelerle Huawei’ye karşı duruş sergilemeye başladılar. Fransız Orange ve İngiliz BT gibi büyük telekomünikasyon firmaları Huawei ekipmanlarını altyapılarından çıkardıklarını ve 5G altyapısında da kullanmayacağını açıkladı.

Huawei’nin her geçen gün müşteri kaybetmesinin ardından gözler IT altyapısı olarak Avrupa’nın kaptanı diye tabir edilen Almanya’ya çevrildi. 5G için frekans bantlarının ihalesine başlanan ülkede, ihaleye girecek firmalar için kriterler yayınlandı.

Bugüne kadar Vodafone, Deutsche Telekom, Telefonica ile United Telecom’un iştiraki olan 1&1 Drillisch ihaleye girecekleri düşünülüyor. Bunlardan sonuncusunun ismini ilerleyen günlerde daha çok duyabiliriz çünkü 1&1 Drillisch’in 5G için kendi altyapısını kurma gücü olmadığı için bu işi ZTE’ye taşere etmeyi planladığı basında çıkan bilgiler arasında.

Almanya, düzenlenecek olan 5G ihalesinde seçeneklerini arttırarak rekabeti kızıştırma peşinde. Huawei teknolojisinin rakiplerine göre daha ucuz olmasının yanında, Almanya’nın ABD’den Çin teknolojisi kullanımı konusunda önemli bir farkı var: ABD’nin aksine Almanya’daki büyük operatörlerin hemen hepsi zaten Huawei ve/veya ZTE ekipmanlarını altyapılarında kullanıyor.

5G’nin 4G ekipmanları üzerine kurulacağı düşünüldüğünde, Çin teknolojisinden vazgeçmek aynı zamanda 4G altyapısında bulunan Çin menşeli altyapının da değişim maliyetini göze almak anlamına geliyor. Tam da bu nedenle Alman operatörler Çin teknoloji şirketlerine karşı bir duruş sergilerken, Amerikalı meslektaşları kadar ‘öfkeli’ değiller.

Çinli Firmalara Karşı Kanıt Var Mı?

Ulusal güvenlik ve maliyet dışında Çin’in 5G teknolojisi ile ilgili bir başka tartışma konusu da 5G altyapısında kullanılacak ekipmanların güvenliğe tehdit oluşturduğuna dair net bir kanıt ortaya konulmamış olması. Hacker kültürünün gelişmiş olduğu Almanya’da henüz Çin’in bilgi ve telekomünikasyon ekipmanlarından casusluk yapıldığına dair bir bulguya rastlanmadı.

2017’de yapılan federal seçimler öncesinde köklü hacker grubu Chaos Computer Club (CCC) kullanılan oyların saklandığı veri tabanında ve oy kullanma gereçlerinde siber güvenlik açığı tespit edip hükümeti uyarmışlardı.

Dünyanın önde gelen düşünce kuruluşlarından German Marshall Fund’un internet sitesinde konuyla ilgili yayınlanan yazıda Huawei etrafında dönen tartışmalar ile ilgili çok sık dile getirilmeyen bir soru soruluyor: Huawei ekipmanları neden daha ucuz?

Nokia ve Ericsson gibi Avrupa firmalarının rekabet edemediği Huawei’nin yararlandığı avantajların başında fiyatlandırma politikasında piyasa ekonomisinin şartlarına göre hareket etme zorunluluğu bulunmaması başta geliyor. Tabi, her Çinli ürün de olduğu gibi ucuz iş gücü ve devlet desteği de önemli faktörlerden sayılıyor.

Huawei ve ZTE: Pekin ile Bilgi Paylaşmak Zorunda

ABD’nin Huawei kararının ardından müttefiklerine Çinli firmayı 5G ihalesine almama baskısı yapması, konuyu bir uluslararası güç mücadelesi ve diplomasi meselesi haline getirdi. Güçlü ticari ilişkileri olan Çin ile siyasi ve askeri müttefiki ABD arasında kalmak istemeyen Berlin yönetimi iki süper güç arasındaki ticaret savaşında olduğu gibi 5G savaşında da ‘Tarafsız kalmayı başarabilecek mi?’ sorusu Alman diplomatların kafalarını karıştırıyor olmalı.

Olayın bir de hukuki tarafı var. Çin yasalarına göre, ellerindeki bilgileri Çin devleti ile paylaşmak zorunda olan Huawei ve ZTE’nin bu durumuna rağmen Almanya Başbakanı Merkel, Japonya ziyaretinde Çinli firmaların ellerinde bulunan verileri Çin ile paylaşmama garantisi vermesi gerektiğinin altını çizmişti. Çinli şirketler ise yasal olarak Merkel’in bu talebini karşılayamıyor.

5G ihalesinde Almanya’nın alacağı bir tavır AB’ye üye diğer ülkeler tarafında da benimsenir ve bir AB ortak duruşu haline gelirse Çin’in Almanya’ya yönelik sert tepkisi beklenebilir. Diğer taraftan Snowden sızıntılarından sonra Almanya ve ABD arasında oluşan güven bunalımının olumsuz bir yansıması Berlin’in Huawei’den yana tavır almasıyla sonuçlanması da ihtimaller arasında bulunuyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Rus hackerler, Almanların bilgi ağına sızmış!

Alman hükümeti, hükümet ve güvenlik birimlerinin veri ağlarının siber saldırıya uğradığını teyit etti. Alman meclisinin ilgili komisyonunun saldırının ele alınacağı özel bir oturum düzenlemesi bekleniyor.

Alman hükümetinin ve güvenlik birimlerinin veri ağlarının yabancı hackerların siber saldırısına uğradığı belirlendi. Çarşamba günü Alman haber ajansı dpa’nın ilgili haberi yayınlamasından saatler sonra Alman hükümeti, hükümetin bilgisayar ağlarını etkileyen bir siber saldırının gerçekleştiğini teyit etti. Hükümet, durumu kontrol altına aldıklarını ve olayı araştırdıklarını belirtti.

Almanya İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Johannes Dimroth, Berlin’de yaptığı açıklamada, “Şu an Federal Enformasyon Tekniği Güvenliği Birimi (BSI) ve istihbarat servislerinde devletin enformasyon tekniği ve ağlarını etkileyen bir IT güvenliği olayının araştırıldığını teyit edebiliyoruz” dedi. Dimroth, olayın arka planının “yüksek öncelikle” ve önemli miktarda kaynakla araştırıldığını kaydetti.

Kaçırılmayacak etkinlik >> Siber Güvenlikte Başarılı Kariyer -Mentor Burak Sadıç

Saldırıdan etkilenen hükümet birimlerinin olayı soruşturmak ve verileri korumak amacıyla gerekli önlemleri aldığını açıklayan Sözcü, “Saldırı izole edildi ve devlet olayı kontrol altına aldı” dedi. Alman basınında yer alan haberlerde, saldırıda Alman devletinin veri ağı olan Berlin-Bonn Enformasyon Bağlantısı’na (IVBB) sızıldığı kaydedilirken, veri ağlarına zararlı yazılımların yerleştirildiği ve bazı verilerin ele geçirildiği belirtildi. Alman güvenlik birimlerinin saldırıdan Aralık ayından bu yana haberdar olduğu ve saldırının muhtemelen bir yıl boyunca sürdüğünün tahmin edildiği bildirildi. Bir güvenlik uzmanı, eğer devletin veri ağının tamamına sızılmışsa bunun “tüm beklentilerin ötesinde bir felaket” anlamına geleceğini söyledi.

İlgili haber>> Almanya-Rusya arasında siber atışma

SPD Meclis Grubu Dijital Politika Sözcüsü Jens Zimmermann, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada Dijital Konular Komisyonu’nun Perşembe günü düzenlenecek özel oturumda bir araya geleceğini açıkladı. Zimmermann, hükümetin meclisi kapsamlı bir biçimde bilgilendirmek durumunda olduğunu söyledi.

Hür Demokrat Parti (FDP) Meclis Grubu Dijital Politika Sözcüsü Manuel Höferlin, “Bu başarılı hacker saldırısı Alman devletinin veri ağının yeterince korunmadığını ortaya koyuyor. Hassas bilgiler ışığında bu, kabul edilebilir bir durum değil” dedi. Milletvekillerinin meseleyi medyadan öğrenmesinin bir “saçmalık” olduğunu söyleyen Höferlin, “İçişleri, Dışişleri ve Savunma Bakanlıklarının ve BSI’nin temsilcilerinin durumu açıklamalarını bekliyoruz” dedi. Höferlin, şimdi en üst önceliğin “olayın aydınlatılması ve saydamlığın sağlanması” olduğunu vurguladı.

Meclis çevrelerinden edinilen bilgilere göre, istihbarat teşkilatını kontrol eden Parlamento Kontrol Komisyonu’nun özel bir oturum düzenlemesi de ihtimaller dâhilinde bulunuyor. Sol Parti Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Andre Hahn sözkonusu komisyonun özel oturum düzenlemesi talebinde bulundu. Hahn, “Federal hükümet yasal olarak istihbarat servisi kontrol komisyonuna bu tür durumlarda bilgi vermekle yükümlü” dedi.

İlgili haber>> Rusya bu kez de Almanya seçimlerine mı sızdı?

Yeşiller partisi Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Konstantin von Notz da, hükümetin somut olarak hangi verilerin sızdığını ve saldırı süresince Alman makamlarının varlığından haberdar olduğu bir güvenlik boşluğunun kullanılıp kullanılmadığını mümkün olan en kısa sürede aydınlatması gerektiğini söyledi. “Kamuoyunun saldırıyla ilgili neden yalnızca şimdi bilgilendirildiği sorusunun da açıklığa kavuşturulması gerekiyor” şeklinde konuşan von Notz, bu olayın Almanya’da “genel olarak IT güvenliğinin ne kadar kötü durumda olduğunu” gösterdiğini söyledi.

Arkasında Ruslar mı var?

Dpa’nın haberinde saldırının “Fancy Bear” olarak da bilinen Rus hacker grubu “APT28” tarafından düzenlendiği ve saldırıda Alman dışişleri ve savunma bakanlıklarının ağlarını hedef aldığı iddia edildi. İçişleri Bakanlığı sözcüsü, saldırının APT28 grubu tarafından yapıldığına dair iddialarla ilgili bir yorumda bulunmadı. Çok sayıda bilgisayar uzmanı, APT28 grubunun arkasında Rus hükümetinin olduğunu tahmin ediyor. 2015 yılında Federal Alman Meclisi’nin hedef alındığı saldırıdan da bu grup sorumlu tutuluyor. APT28 grubunun ismindeki APT yani “Advanced Persistent Threat”, “gelişmiş kalıcı tehdit” anlamına geliyor.

Saldırının arkasında gerçekten de bu grubun olup olmadığının araştırılması gerektiğini aktaran güvenlik çevreleriyse, zararlı yazılımın nasıl bir hedef taşıdığının ve hangi verilerin sızdığının henüz belirsiz olduğunu kaydediyor.

2015 yılında Alman Meclisi, Alman iç istihbarat servisince “Rus istihbaratı tarafından yönetildiği” öne sürülen siber saldırıya maruz kalmıştı. Alman istihbaratı, söz konusu saldırının “Rus istihbaratının en agresif siber kampanyalarından biri” olduğunu söylemişti. Saldırıyla ilgili soruşturma, BSI ve Casusluk Savunma Birimi (BfV) tarafından yürütülüyor. Soruşturmada Alman istihbaratı da yer alıyor.

Kaynak: Deutsche Welle

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Almanya hack-back istiyor

Almanya, diğer ülkelerin kendisine yönelik gerçekleştirdiği siber saldırılara karşı ‘hack back’ yapmak istiyor. Cyberdb’nin haberine göre iç istihbarat servisi yetkilileri geçtiğimiz ekim ayında kanun yapıcılardan, ülkeye yönelik gerçekleştirilen siber saldırılara ‘karşı saldırı’ yapmasına izin verecek yetkinin çıkartılmasını istiyor.

İç istihbarat birimi yönetimi, özellikle Alman server’larından çalınarak yurtdışında konuşlu olan serverlara taşınan bilginin silinmesini mümkün kılacak yetkiye sahip olmak istiyor. Almanya’nın dış istihbarat birimlerinin buna yetkin olduğu halde böyle operasyonları yürütme hakkı bulunmuyor.

İlgili haber>> Almanya, WhatsApp mesajlarını hacklemeye hazır

Diğer bir çok ülke gibi Almanya da uzun süredir APT olarak adlandırılan ve yabancı hükümetler tarafından yürütüldüğünden şüphelenilen ‘gelişmiş kalıcı tehditler’in  kurbanı durumunda. APT genel olarak saldırganların sistemlere yetkisiz erişim sağlayarak orada uzun süre kalması anlamına geliyor.

2017 yılına ait hükümet tarafından yayınlanan bir iç istihbarat raporu, Almanya’nın Çin, Rusya ve Türkiye gibi ülkelerin hükümetleri tarafından yürütüldüğünden şüphelenilen siber casusluk operasyonlarında ana hedef olduğunu ortaya koydu. Rapora göre sanayi casusluğu Almanya’ya her yıl milyarlarca Euro’ya mal oluyor ve en büyük zararı küçük ve orta ölçekli firmalar görüyor.

İlgili haber>> Rusya bu kez de Almanya seçimlerine mı sızdı?

Ülkelerin savunmaya dayalı siber kabiliyetler kazanma mücadelesi verdiği bir dönemde sanal gerçeklik ortamında savunma eylemleri başlatmak büyük bir ihtiyaç olarak görülüyor. Gelişmekte olan ülkeler dahi bu tür bir siber savunma kabiliyetinin uzun vadede maliyetleri azaltan bir tarafı olduğunun farkında. Rus ulusalcı hackerların saldırısı altında olduğundan şüphelenilen Ukrayna’nın bile siber yeteneklerini geliştirmeye yönelik yatırımlar yapıyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için doldurunuz

Almanya ABD’nin casusluk faaliyetlerini soruşturmaktan vazgeçti!

Amerikalı ve İngiliz ajanların Almanya’da politikacılar başta olmak üzer birçok kişinin telefonlarını dinlediğine ilişkin olarak yürütülen araştırmaya, Alman hükümeti tarafından son verildi.

Söz konusu karar, delil yetersizliğine bağlandı. Almanya’ın soruşturmayı durdurma kararı, Eski CIA Analisti Edward Snowden’ın ABD Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nı (NSA) Almanya Başbakanı Angela Merkel’inki başta olmak üzere ülkede birçok telefon dinlemesi yaptığı yönünde suçlamalarda bulunmasından 4 yıl sonra geldi.

İlgili haber>> Almanya’ya bir NSA şoku daha: Dışişleri bakanı da dinlenmiş!

Karlsruhe’deki Alman Federal Başsavcılığı yetkilileri, ABD’nin takip tekniklerinin Alman istihbarat ajanları tarafından bilinmesine rağmen bunların Almanya aleyhine kullanılıp kullanılmadığına dair ellerinde kanıt olmadığını ifade etti.

Edward Snowden, 2013’te sızdırdığı belgelerle ABD’nin dünya genelindeki dinleme faaliyetlerini ortaya çıkarmıştı. Buna göre NSA’nın Alman vatandaşlarını ve başta Başbakan Angela Merkel olmak üzere bazı siyasetçileri dinlediği iddia edilmişti.

İlgili haber>> Almanya kişisel verilerin korunması için ayrı kurum kuruyor

2015’te ortaya atılan bir başka iddia da Alman dış istihbarat biriminin NSA’ya Avrupalı şirketleri ve politikacıları gizlice dinlemesine yardımcı olduğu yönündeydi. İddialar, Nazi ve Doğu Almanya döneminde dinleme ve gözetleme faaliyetlerinden oldukça çekmiş olan Alman halkını şok etmişti.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için doldurunuz!

Rusya bu kez de Almanya seçimlerine mı sızdı?

Dünya, Almanya’da Nazi yanlısı aşırı sağcı AfD’nin meclise girmesinin şokunu henüz atlatamamışken, Washington Post’ta konuya farklı bir açıdan bakan oldukça ilginç bir makale yayınlandı.

Gazetenin yayın kurulu tarafından kaleme alınan makalede, aşırı sağcı partiyi meclise taşıyan başarılı seçim kampanyasının ardında Rusya’nın parmağı olduğu ileri sürüldü. Rusya’nın bir soğuk savaş taktiği olarak şimdilerde sosyal medyayı kullandığı ve ABD’deki seçimlerin sonucunu etkileyecek düzeyde Facebook reklamları satın aldığı tartışmaları hala sıcaklığını korurken ortaya çıkan bu yeni iddia kafa karıştıran türden.

İlgili haber>> 100 bin dolar verin, Facebook ile seçim sonucu değişsin!

Washington Post’un haberine göre Rus kaynaklı sahte sosyal medya hesapları, AfD’nin seçim kampanyalarına destek verdi.

Gazete makalesinde, “Almanya için Alternatif Partisi, diğer adıyla AfD, açık bir şekilde göç ve Yunanistan gibi borcu yüksek Avrupa Birliği üyelerine ekonomik yardım yapılmasına karşıtlığıyla biliniyor. Aynı zamanda çok kısa bir süre önce dördüncü dönem için yeniden seçilen Angela Merkel karşıtı bir parti. Yunanistan’a yapılan mali yardımı protesto amaçlı 4 yıl önce kurulan kurulan ve Almanya’ya mülteci akınına karşı çıkan parti geçtiğimiz pazar günü yapılan seçimlerde yüzde 12,6 oranında oy alarak ilk kez Alman meclisinde sandalye sahibi olmayı başardı.

Parti, Rusya’nın daha önce başka ülkelerde kullandığı türden sosyal medya kampanyaları ile desteklendi. ‘Bot’ hesaplar olarak tabir edilen, kimliği belirsiz hesaplar tarafından sürekli destek mesajları atıldı. Bir kez daha Kremlin’in demokrasiye zarar verme, Batı’yı bölme ve kurallara dayalı liberal uluslararası düzeni erezyona uğratma arayışı, bu kez Almanya’da zemin bulmuş olabilir.

İlgili haber>> Kremlin’in tuzağına Twitter da düştü

Almanya’daki seçim gözlemcilerine göre, Rusya geçen yılki ABD’deki seçimlerde gerçekleştirdiği türden bariz bir müdahaleden kaçındı fakat AfD’yi desteklemek için elinden geleni yaptı. Atlantik Adli Bilişim Araştırmaları Laboratuvarı Konseyi’ne göre (Atlantic Council’s Digital Forensic Research Lab) kampanyanın son saatlerinde AfD’nin online destekçileri üstlerini olası bir seçim yolsuzluğuna yönelik uyarmaya başladı ve online alarmların, kimliği belirsiz troll hesaplar tarafından verildi ve Rusça kaynaklı botnet’ler (bir siber saldırı türü) tarafından desteklendi. Daha önceden de Rusya ile bağlantılı troller AfD’ye destek niteliğinde göç karşıtı mesajlar atıyorlardı. Rusya devlet medyası da sık sık partinin liderlerine yer veriyordu.

AfD’nin başarısı Merkel’i koalisyon kurmak için iki küçük parti ile müzakere etmeye zorlayacak. Merkel’in pozisyonunun zayıflamasında, mülteciler konusundaki tutumunun etkili olduğu biliniyor. Bu aynı zamanda Avrupa’da parçalı bir siyasi ortamı yansıtıyor. Bu da AfD ve diğer bağnaz partilere zemin hazırladı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de bundan istifade etmek için hiç zaman kaybetmedi. Putin, Merkel’in Rusya’nın Ukrayna’yı ilhakına ve Kırım’ı işgaline karşılık olarak uygulanan yaptırımları kararlılıkla savunması karşısındaki tahammülsüzlüğünü gizlemedi. Almanya’nın Avrupa’nın temel direği olduğu konusunda belirsizlik, şüphe yaratmak ise Putin’in en iyi bildiği şey. Açık toplumlarda kaos oluşturmak ve topluma zarar vermekten zevk alan bir yapısı var. Son olayda ise aşırı sağcı AfD’yi desteklemeleri, Nazileri yenmek uğruna milyonlarca Rus’un öldüğü düşünüldüğünde oldukça gülünç kaçıyor” dedi.

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun