Etiket arşivi: ırak

Ortadoğu’daki güç çekişmesi siber alanda: Haşdi Şabi’nin operasyon bilgileri çalındı 

Ortadoğu’da bölgesel ve küresel aktörler arasındaki çekişmede siber alanın payı her geçen yıl büyüyor. İran destekli 33 web sitesine online dezenformasyon yaptığı gerekçesiyle FBI tarafından el konulmasının ardından, bu kez Şii Arapların önde gelen örgütlerinden Haşdi Şabi siber saldırının hedefi oldu. 

Irak’ta devlet destekli paramiliter grubu  Haşdi Şabi’ye ait kritik veriler dark web’de satışa çıktı. 2014’te kurulan ve çoğunluğunu Şii Arapların oluşturduğu askeri gruba ait ele geçirilen veriler arasında operasyonlarda kullanılan haritalar ve organizasyon şemaları bulunuyor. 

20 GB’lik verilerin 2018-2021 yıllarına ait olduğu ifade ediliyor. 

Aralarında az da olsa Sünni Arap, Hıristiyan ve Yezidi grupların da bulunduğu çatı örgütün altında 40’a yakın paramiliter grup bulunuyor. Çatı örgütün başına 2018 yılında Irak eski Başbakanı Haydar el Abadi getirilmişti. 

2014’den bu yana IŞİD’e karşı silahlı mücadele veren Haşdi Şabi’yi oluşturan gruplardan bazıları kimi ülkeler tarafından terörist örgüt olarak tanımlanırken, grubun bazı unsurları Sünnilere karşı mezhep şiddeti gütmekle suçlanıyor.

IŞİD’İN YENİDEN YÜKSELİŞİNDE KULLANILABİLİR Mİ? 

Sızdırılan verileri değerlendiren uzmanlar, Haşdi Şabi’nin en büyük bölgesel rakibi IŞİD’in böyle bir sızıntı yapabilecek siber kapasiteyi uzun zaman önce kaybettiği görüşünde birleşiyor. Organizasyon şemasında ifşa edilen verilerin güncel olmasa bile IŞİD açısından önemli olduğu vurgulanıyor. Yeniden taraftar toplayıp taban kazanma aşamasına geçen örgüt, geçtiğimiz yıllarda kendisini hedef alan operasyonlarda yer almış Haşdi Şabi mensuplarına yönelik suikast girişimleri ile ses getiren eylemler düzenleyebilir. 

 

ABD’nin IŞİD’i hackediği operasyon: Teknolojiyle Psikolojik Harbin birleşimi: Glowing Symphony

Haşdi Şabi resmi olarak tanındığı ve Abadi’nin yanı sıra Irak eski Başbakanı Nuri el Maliki’nin de desteğini aldığının not edilmesi gerekiyor. Çatı örgüt 2014 yılında Şii din adamı Ayetullah Ali Sistani’nin verdiği cihat fetvası üzerine kurulmuştu. 

ABD’NİN PARALEL OPERASYONUNUN ZAMANLAMASI MANİDAR

Haşdi Şabi’nin İran’ın desteklediği bölgesel silahlı güçler arasında olduğu biliniyor. ABD ile İran arasında son aylarda nükleer antlaşma ekseninde yaşanan gerilimin siber alanda ortaya çıkan yansımaları akıllara Haşdi Şabi’ye yönelik siber saldırının arkasında Amerikalı aktörlerin olma ihtimalini getirdi. 

Geçtiğimiz hafta ABD Adalet Bakanlığı Haşdi Şabi bünyesinde bulunan Kataib Hizballah adlı örgütün yayın organı olan web sitesine el konulduğunu açıklamıştı. Yaptırımları ihlal ettiği için FBI tarafından domain’ine el konulan siteyi hedef alan operasyonun ardından dark web’de Haşdi Şabi’ye yönelik böyle bir paylaşım gelmesi dikkati çekti. 

ABD, dezenformasyon yaptığı için İran destekli web sitelerine el koydu

ABD’nin haziran ayının sonlarında İran’ın destek verdiği 36 web sitesine dezenformasyon ve propaganda suçlamasıyla el koyması ifade özgürlüğü ve devlet egemenliğinin ihlaline ilişkin yeni bir tartışma başlattı. 

22 Haziran’da ABD Adalet Bakanlığı yaptığı açıklama ile 36 websitesinin kontrolünü ele geçirdiğini duyurdu. İran İslami Radyo ve Televizyon Birliği (IRTVU) Iraklı Şii paramiliter grubu Haşdi Şabi’nin bir parçası olan Hizbullah Tugaylarına (Kata’ib Hizballah) ait web sitelerine yönelik operasyon mahkeme kararıyla ve ABD yaptırımlarının ihlal edildiği gerekçesiyle yapıldı. 

Kapatılan web sitelerinin medya organizasyonu görünümü altında İran hükümetinin emrinde çalıştıkları dezenformasyon ve etki operasyonları ile ABD’yi hedef aldıkları ifade edildi. 

ABD, IRTVU’yu geçtiğimiz yıl İran Devrim Muhafızlarının özel kuvvetler gücü olan Kudüs Gücü tarafından kontrol edildiği gerekçesiyle yaptırımların kapsamına dahil etmişti. Kuruma yönelik suçlamalar arasında ABD Başkanlık Seçimlerinde Amerikalı seçmenleri yönlendirme amaçlı online dezenformasyon kampanyası yürütme de bulunuyor.  

Amerikan kolluk kuvvetleri daha önce de dark web’deki siber suç forumları ile ilişkili olan web sitelerini ele geçirmişti. 

GEREKÇE ABD’DEN DOMAİN HİZMETİ ALMAK

Yaptırım kapsamında yer alan kurumların özel bir lisansa (OFAC lisansı) sahip olmadan ABD’den web site ve domain hizmetleri de dahil olmak üzere herhangi bir hizmet almaları yasak. IRTVU’nun kontrolünde olan 33 web sitesinin bir ABD’li firmadan domain hizmeti aldığı fakat bu kurumun OFAC lisansına sahip olmadığı belirlendi. 

İran devletinin sahibi olduğu İngilizce yayın Press TV ve Arapça yayın yapan Al-Alam TV başta olmak üzere birçok İran bağlantılı web sitesine girenler, sitenin FBI ve ABD Ticaret Bakanlığı tarafından ele geçirildiğini gösteren bildirile karşılaştı. Kapatılan web sitelerinin bir kısmı açıkça İran propagandası yapsa da Press TV gibi medya kurumlarının da operasyondan etkilenmesi dikkat çekti. İngilizce yayın yapan ve daha çok dış politika konularına yer veren Press TV geçtiğimiz günlerde İran ile P5+1 ülkeleri arasındaki nükleer müzakerelere katılmış diplomatlar ile röportajlar yayınlamıştı. 

ABD, İranlı dezenformasyon sitelerini tespit edip ele geçirdi

Amerikan dış politikasını eleştiren bir tutum sergileyen Press TV, daha önce de Google, Instagram ve Twitter gibi platformlarda benzer sansür uygulamalarına maruz bırakıldığını açıklamışı.

DEVLET EGEMENLİĞİ İHLALİ SAYILIR MI?

Beyrut merkezli yayın yapan Al-Masirah sitesi de ABD tarafından ele geçirilen web siteleri arasında yer alıyor. Al-Masirah, Yemen’de faaliyet gösteren İran destekli Huti milisleri lehine yayınlar yapıyordu. ABD’nin üçüncü bir ülkede yayın yapan web sitesini ele geçirerek yayınlarını terör propagandası yapması gerekçesiyle durdurması başka bir devletin egemenlik alanındaki siber bir varlığa operasyon yapmasının ne kadar hukuki olduğuna dair soru işaretlerini de gündeme getirdi. 

Öte yandan Haşdi Şabi’nin bir kolu olan Hizbullah Tugayları’nın yönetimindeki 3 web sitesi de ABD tarafından benzer gerekçelerle ele geçirildi. İran’ın Irak’ta faaliyet gösteren Haşdi Şabi’ye destek verdiği biliniyor. Irak’ta konuşlu Koalisyon Güçleri ve Irak güvenlik güçlerini hedef alan terör saldırılarını düzenleyen Haşdi Şabi, ABD tarafından 2009 yılında yaptırım listesine eklenmişti. Hizbullah Tugayları’na ait web sitelerinin de ABD’li bir firmadan domain hizmeti aldığı tespit edildi. 

15 yaşında, CIA’ın çok gizli bilgilerine ulaştı

ABD’deki bir mahkeme, 18 yaşındaki bir İngiliz gencinin CIA yöneticisi gibi davranarak Afganistan ve İran’daki istihbarat operasyonlarının planlarına erişim sağladığını iddia etti. The Telegraph’ın haberinde Kane Gamble adlı gencin bütün bunları üç yıl önce yani 15 yaşında iken Leicestershire’da annesiyle birlikte yaşadığı evden gerçekleştirdiği iddia edildi.

Gamble’ın yaptığı bu işe ‘sosyal mühendislik’ deniyor. Sosyal mühendislik bir çeşit hacker saldırısı ve sanal ortamda insanların zafiyetlerinden faydalanarak istenilen bilgileri elde etmeye çalışmak olarak tanımlanıyor.

Kaçırılmayacak etkinlik >> Siber Güvenlikte Başarılı Kariyer -Mentor Burak Sadıç

Gamble’ın ilk önce CIA’in eski direktörü John Brennan’ı daha sonra da FBI’ın yöneticilerinden Mark Giuliano’yu taklit ederek istihbarat ajanslarının veri tabanına sızdığı bildirildi. Gamble’ın ayrıca ABD İçişleri Bakanlığı’nı ve eski Başkan Barack Obama’nın Ulusal İstihbarat Direktörünü de hedef aldığı iddia ediliyor.

Genç, kurbanları ile sanal ortamda uğraşarak kişisel bilgilerini açığa çıkarıyor, onları mesaj ve çağrı bombardımanına maruz bırakıyor; bilgisayarlarına pornografik görüntüler indiriyor ve tabletlerinin ya da TV ekranlarının kontrolünü eline geçiriyor.

İlgili haber>> NSA’dan öğrencilere açık davet: “Gelin bizi hackleyin”

Yargıç Haddon Cave, hackerin bu kişilerin hayatını zorlaştırmak için kontrolü ele geçirdiklerini söyledi. Savcı Müsteşarı John Lloyd-Jones ise  Gamble’ın 2015 yılında  Crackas With Attitude (CWA) adlı hacker grubunu kurduğunu ifade etti. Gamble’ın bir gazeteciye söylediği şu sözler dikkat çekici: “Her şey ABD hükümetinin acımasız politikalarından bıkmam ile başladı ve bir şeyler yapmaya karar verdim.”

Lloyd-Jones, bahsi geçen sosyal mühendislik etkinlikleri kapsamında çağrı merkezi ya da destek hattını manipüle ederek çok önemli bilgilere erişim hakkı elde ettiklerin söyledi. Gamble’ın ilk olarak Brennan’ı hedef aldığı ve ilk olarak şirketin bir çalışanı gibi davranarak daha sonra da Brennan’ın kendisiymiş gibi davranarak Verizon’daki internet hesabına eriştiği belirtildi.

Savcı, askeri operasyonlar ve İran ile Afganistan’daki istihbarı operasyonlar da dâhil yüksek hassasiyet içeren çok gizli bilgilere ulaştığını açıkladı. Gamble’ın Twitter hesabından ‘Free Palestine’ etiketiyle paylaşımlar yaptığı biliniyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun

IŞİD ‘sanal halifeliği’nin kontrolünü yitiriyor mu?

Yıllar boyunca Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün internet ortamındaki propagandasının merkezinde ütopik bir yaşam vizyonu vardı. Peki Suriye ve Irak’ta çok büyük bir alanda toprak kaybeden örgüt, “sanal halifeliği”nin kontrolünü de yitiriyor mu?

IŞİD, Suriye ve Irak’ta çöküşün eşiğinde. Irak’ın Musul ve Tel Afer kentleriyle Suriye’nin Rakka kentindeki yenilgilerinin ardından, Deyrizor’u da kaybetmesinin üzerinden bir hafta bile geçmedi. Ki Deyrizor kenti, IŞİD’in Suriye’deki son kalesiydi.

Artık bir “devlet” fikri olarak IŞİD’den bahsetmek söz konusu değil. Örgüt bugünlerde çeşitli dağınık direniş hareketleri olarak varlık gösteriyor.

Belli bir bölgenin kontrolünü elinde bulundurmak IŞİD için değerli olsa da en önemli amaç değildi. Örgüt uzun süre internet ortamında güçlü bir şekilde varlık gösteriyordu.

IŞİD’in “sanal halifeliğe” çekileceği ve yine çok güçlü olacağını umacağı fikrinde birçok yanlış unsur var.

Evet, örgüt ortadan kaybolmayacak ancak geçtiğimiz birkaç yılda olduğu gibi de büyümeyecek çünkü resmi propagandacıları da adeta lime lime olmuş durumda.

Artık IŞİD markası tamamen savaş ile özdeşleşmiş halde. Örgütün paylaştığı fotoğraflarda parklardaki çocukların yerini cephelerde olan ya da bomba yüklü araçlar süren gençler aldı. Artık dikkatler örgüt üyelerine moral vermeye odaklandı. Savaşçıların örgüt için nasıl öldükleri gösteriliyor, bu yolda şüphesi olanları utandırmak için…

Mevcut durumun üç nedeni var

Bu duruma gelinmesinde üç önemli faktör var.

Birincisi, IŞİD’in toprak kayıpları. Dolayısıyla “normal” bir sivil yaşamın propagandasının yapılmasının neredeyse imkansız hale gelmesi. Suriye ve Irak’ta kalelerini kaybeden örgüt, medya merkezlerini de yitirdi. Bu da, bir dönem endüstriyel düzeyde yaptığı prodüksiyon kabiliyetinden artık yoksun olması demek.

Belki IŞİD’in Suriye-Irak sınırında hala bu tip merkezleri var ama onların sayısı da gün geçtikçe azalıyor.

Son dönemde örgütün propaganda akışında, Mısır ve Afganistan’daki kollar kaynaklı orantısız artış dikkat çekici.

İkinci neden, IŞİD’in insan gücünün de azalması.

Örgütün savaşçılarının yanı sıra medya operasyonlarını yürüten kişiler de uzun süredir koalisyon güçlerinin ve müttefiklerinin hedefi.

IŞİD’in sözcüsü Ebu Muhammed el-Adnani ve propaganda bakanı Ebu Muhammed el-Furkan geçen yıl öldürüldü.

Sayısız prodüksiyon görevlisi, kamereman, teknik görevli ve prodüktör de koalisyon güçlerinin hava saldırılarında hedef alındı.

Tüm bu kayıplar da kaçınılmaz olarak örgütün medya operasyonunu etkiledi.

Üçüncü ve son olarak da, internet artık eskisi kadar “güvenli bir alan” değil.

Koalisyonun siber saldırılarından mı, internet servis sağlayıcılarının düzenlemelerinden mi bilinmez, IŞİD artık büyük sosyal medya platformlarını ve dosya paylaşım alanlarını eskisi kadar kullanamıyor.

Sorun ortadan kalkmadı, niteliği değişti

Tüm bunların özeti ise IŞİD’in propagandasının yavaş fakat yadsınamaz bir şekilde 180 derecelik bir dönüşümden geçmesi. Bu önemli zira sadece örgütün uluslararası düzeyde eskisi kadar önde gelen bir yapı olmadığını gösteriyor. Propaganda, IŞİD’in organizasyon açısından ne kadar sağlıklı olduğu yolunda önemli bir sınav olacak.

Örgütün markasının bu şekilde zarar görmesi, IŞİD’in Suriye ve Irak’ta en azından kısa ve orta vadede başarılı olamayacağına işaret ediyor. Bu kesinlikle umut verici bir gelişme ancak tamamen sevindirici bir haber de değil.

IŞİD daha az üretken olabilir ama propagandasının kalitesi hala rakiplerinin kat be kat önünde. Emelleri de…

Örgütün Suriye ve Irak’ta yüzleştiği baskılara karşın, internette yaptığı “terör saldırılarının nasıl planlandığına” yayınlar çok tehlikeli olabilir.

Bir diğer tehdit de, IŞİD’in destekçilerinin hala birbirleriyle ev yapımı patlayıcı ve zehir tarifleri paylaşmaları.

Yani sorun ortadan kalkmış değil. Sadece niteliği değişti.

İster Irak ve Suriye’de, ister “sanal halifelik”te, IŞİD’in sonundan bahsetmek için hala çok erken.

Ancak IŞİD’in sendelediği gerçeğini de gözardı etmemeliyiz.

Kaynak: BBC Türkçe

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun