Etiket arşivi: huawei

Huawei ‘sattım’ dediği şirketler üzerinden ambargoyu delmeye devam etmiş

Huawei 'sattım' dediği şirketler üzerinden ambargoyu delmeye devam etmişABD’nin Çin ile sürdürdüğü soğuk savaşta gittikçe genişleyen bir cephe olan Huawei’yi Washington karşısında zor durumda bırakan bir takım iş bağlantıları ortaya çıktı.

Çinli teknoloji devi Huawei’nin aralarında finans müdürünün de yer aldığı üst yöneticilerine karşı ABD’de açılan davada şirketin Hong Kong’da bazı şirketler üzerinden ambargoyu delici bir takım iş bağlantıları kurduğu iddia edildi.  

ABD’li yetkililer dev teknoloji üreticisinin bu firmayı 2007-2014 yılları arasında İran’a yönelik Amerikan ekonomik yaptırımlarını delmek için kullandığını iddia etmişti. Huawei ise iddiaları reddederken söz konusu şirketi 2007 yılında sattığını ileri sürmüştü. 

Birleşik Arap Emirlikleri, Huawei’de ne görüyor?

Reuters haber ajansı, ise Çinli teknoloji devinin sattığını ileri sürdüğü şirketler üzerinden iş yapmaya devam ettiğini ortaya koyan bağlantıları açığa çıkardı. Bunlar Huawei ile Skycom Tech Co Ltd şirketi arasında Brezilya’da daha önce bildirilmeyen ve ABD’nin teknoloji devi ile finans müdürü ve kurucusunun kızı Meng Wanzhou’ya karşı açtığı davaya destek sağlayabilecek bağlantılar. Brezilya’nın Sao Paulo eyaletine sunulan kurumsal belgeler, Huawei’nin 2007 yılında Skycom’daki hisselerini elden çıkarmasının ardından beş yıl boyunca Huawei ve Skycom’un iş yapmaya devam ettiğini gösteriyor.

Brezilya ve Hong Kong’daki şirket kayıtlarına göre, 2007’nin sonlarına kadar diğer iki üst düzey Huawei yöneticisinin de Skycom ile yakın bağları bulunmaktaydı. Her iki isim de – Ken Hu ve Guo Ping – şu anda Huawei’nin başkan yardımcısı ve dönüşümlü olarak şirketin yönetim kurulu başkanı olarak görev yapıyor. Guo şu anda yönetim kurulu başkanlığı görevini yürütüyor.

HUAWEI KÖŞEYE SIKIŞTI

ABD’de görülen dava, Amerika’nın Çin ile sürdürdüğü soğuk savaşta gittikçe genişleyen bir cephe olan Huawei’nin gücünü kontrol etmek için Washington tarafından yürütülen çok yönlü, küresel bir kampanyanın parçası olarak düşünülüyor. Amerika Birleşik Devletleri, 5G olarak bilinen yeni nesil mobil telekomünikasyon sistemlerinde Huawei ekipmanlarını kullanmaktan kaçınmaları için müttefiklerine lobi yapıyor. Washington, Çin’in bu teknolojiyi kritik altyapılara saldırmak ve istihbarat paylaşımını tehlikeye atmak için kullanabileceğini savunuyor. Huawei ve Çin ise bu iddiaları şiddetle reddediyor.

Huawei’nin Skycom ile olan ilişkisi, ABD’de açılan davanın merkezinde yer alıyor. İddianameye göre Huawei Skycom’u İran’da ambargolu ABD bilgisayar donanımını elde ederek Amerikan yaptırımlarını delmek için kullanıyor. Huawei ve Meng, Huawei’nin bir zamanlar Skycom’un sahibi olmakla birlikte şimdilerde aralarında mesafeli bir ilişki olduğunu ileri sürüyor. Ancak Meng’in avukatları, davayla ilgili yakın tarihli bir mahkeme dosyasında Huawei’nin “Skycom üzerinde belli bir düzeyde kontrol sahibi olduğunu” kabul etti.

5G ve Huawei neden teknolojik soğuk savaşın merkezinde?

REUTERS’E GÖRE İŞ BAĞLANTILARI SÜRÜYOR

Reuters tarafından yeni ortaya çıkarılan bilgiler ise Huawei’nin Skycom üzerindeki kontrolünün Amerikalı savcıların iddia ettiğinden daha da güçlü olduğunu ortaya koymuş oldu. Kurumsal kayıtlar, savcılar tarafından adı geçen tek yönetici olan Meng’in yanı sıra iki Huawei yöneticisinin daha Skycom’a ait bir şirketi yönettiğini gösteriyor. Kayıtlar ayrıca Huawei’nin Skycom üzerindeki kontrolünün sadece İran’a değil Brezilya’ya kadar uzandığını ve Çinli teknoloji devinin %100 hissesini sattığını iddia etmesinden çok sonra uzun bir dönem sürdüğünü gösteriyor.

Huawei’den henüz konuyla ilgili bir açıklama gelmiş değil. Şimdiye kadar sadece Skycom’un İran’daki ticari faaliyetleri kamuoyunun dikkatini çekmişti. Ancak Sao Paulo’daki şirket kayıtları, Skycom’un 2002-2012 yılları arasında Brezilya’da da az bilinen bir varlığı olduğunu gösteriyor.

Belgeler, Skycom Huawei Brezilya’nın küçük bir hissesini satın aldığı Mayıs 2002’de Hu’nun Sao Paulo’da bulunduğunu ve o sırada burada yönetici olduğunu gösteriyor. Hu’nun LinkedIn profilinde o sıralarda Huawei’nin Latin Amerika bölgesinin başkanı olduğu da belirtiliyor.

Hu daha sonra Brezilya’dan ayrılıyor, ancak Skycom ile başka bir bağlantı daha kuruyor. Hong Kong şirket kayıtları, Hu ve Guo’nun 2007 yılında Skycom’un sahibi olan Huawei iştiraki Hua Ying Management Co Ltd’nin yöneticileri olduğunu gösteriyor. Hua Ying, Skycom’daki hisselerini o yıl başka bir şirkete devretmiş. Meng’in o dönemde Hua Ying’in kurumsal sekreteri olarak adı geçiyor. 

ABD ceza davasında Amerikalı yetkililer tarafından sunulan belgeler, hisse devrini esasen sahte bir işlem olduğunu ve Huawei’nin Skycom’u “resmi olmayan bir yan kuruluş” olarak kontrol etmeye devam ettiğini ortaya koyuyor.

Geçtiğimiz yıl ABD Ticaret Bakanlığı Huawei’yi ve Hua Ying de dahil olmak üzere çok sayıda bağlı kuruluşunu “Liste”ye ekledi. Bu hamle, ABD mallarının ve teknolojisinin Huawei’ye satışını kısıtlamış oldu. Washington, bağlı kuruluşların “ABD’nin ulusal güvenliğine veya dış politika çıkarlarına aykırı faaliyetlerde bulunma noktasında önemli bir risk teşkil ettiğini” söyledi.

Dünyanın en büyük gözetim şirketi Hikvision dev yaptırım tehdidiyle karşı karşıya

ABD’nin Pekin hükümetinin Şincan’daki insan hakları ihlallerine destek olduğu ortaya çıkan Çin destekli gözetim şirketi Hikvision’a yaptırım uygulaması gündemde. Huawei’ninkinden daha kapsamlı olması planlanana yaptırımlar, dünyanın en büyük gözetim şirketini yerel bir firmaya dönüştürebilir.

Hikvision’ın adını daha önce hiç duymamış olabilirsiniz, ancak muhtemelen milyonlarca kamerasından biri tarafından görüntüye alındınız. Çinli şirketin ürünleri, 190’dan fazla ülkede polis gözetim sistemlerinden bebek monitörlerine kadar her yerde mevcut. Düşük fiyatlarla iyi kalitede ürünler üretebilmesi ve aynı zamanda Çin devletiyle olan bağları sayesinde Hikvision, dünyanın en büyük video gözetim ekipmanı üreticisi haline geldi.

Ancak Hikvision’ın bu denli büyümesine yardımcı olan Çin bağlantısının firmanın sonunu getirmesi de ihtimal dahilinde. Firma, Çin’in devasa polis gözetim sisteminin kurulmasına yardımcı oldu ve onu Şincan’daki Müslüman azınlık gruplara baskı yapacak şekilde uyarladı. Sonuç olarak, ABD hükümeti son üç yılda Hikvision’a çeşitli yaptırımlar uyguladı. Bu yıl, ABD Hazinesinin, Hikvision’u, genellikle Kuzey Kore veya İran gibi ülkeler için devreye sokulan Özel Olarak Belirlenmiş Vatandaşlar ve Engellenmiş Kişiler (SDN) Listesine eklemeyi planladığı bildiriliyor.

“Uygurların toplandığı kamplarda gözetim sistemi kurdu” iddiası Huawei’nin başını derde soktu

SDN uygulaması, dünyanın herhangi bir yerindeki birinin Hikvision ile iş yapmasını yasaklayacak. Bu, Çinli Huawei firmasına şu anda uygulanandan çok daha katı bir yaptırım. Bu yasağa uymayan ülkeler ve şirketler aynı listeye eklenme riskiyle karşı karşıya kalacak. Halihazırda kullanımda olan Hikvision marka milyonlarca kameranın bir gecede değiştirilmesi gerektirecek bir durum yok. Ancak plana göre bu ürünler gelecekte satılamayacak. Yaptırımın başarılı bir şekilde uygulanabilmesi halinde, dünyanın en büyük gözetim şirketi Hikvision’ın hızla yerel bir şirkete dönüşebilir.

HIKVISION NEDİR?

2001 yılında kurulan Hikvision, 11 Eylül’ün ardından gelen güvenlikçi furyadan yararlanmak için çok iyi bir konuma sahipti. Güvenlik sistemlerinde kullanılan video yakalama kartlarını satarak başlayan şirket 2007 yılında kendi kameralarını piyasaya sürdü. Bugün, yazılımdan donanıma kadar her şeyi, çoğunlukla uluslararası rakiplerinden çok daha ucuza satıyor.

Söz konusu gözetim olduğunda, birçok ülkede olduğu gibi Çin’de de en büyük müşteri hükümet. Devletle olan bağlantısının etkisiyle, Hikvision kısa süre sonra yerel yönetimlerle emniyet veya trafik kontrol sistemleri kurmak için büyük ve küçük ölçekli sözleşmeler yaptı.

Hikvision, Çin dahilinde birçok iş yapsa da, kuruluşundan beri küreselleşmeyi hedefliyor. 2004 yılından bu yana yüzü aşkın ülkede ticari marka olarak adını tescil ettirdi.

Dünyada tam olarak kaç adet Hikvision kamerasının kullanıldığı bilinmiyor. Ancak 2021 yılında endüstri araştırma grubu Top10VPN tarafından yapılan bir araştırma, Çin dışındaki 191 ülkede 4,8 milyon Hikvision cihazı tespit etti. Araştırmaya göre, 600 binden fazla Hikvision ağıyla ABD, Vietnam’ın hemen ardından şirketin en yüksek ikinci kamera sayısına sahip. Diğer yandan, Çin’deki çoğu kamera ağı tespit edilemediğinden, araştırmada elde edilen rakamlara dahil edilemedi.

Her ne kadar Hikvision’ın denizaşırı verilerini Çin’e aktardığı kanıtlanmamış olsa da, kameralarının denizaşırı ülkelerdeki yaygınlığı ulusal güvenlik konusunda endişeleri tetikledi. 2019 yılında ABD, Hikvision’ın federal hükümetle sözleşme yapmasını yasakladı.

Hikvision’ın küresel ölçekteki imajını en çok zedeleyen ise Çin’in Şincan’da, çoğu Uygur, Müslüman azınlıklara yönelik baskıcı politikalarına bulaşması oldu. Pek çoğu gelişmiş yüz tanıma ile donatılmış çok sayıda gözetleme kamerası, hükümetin bölge üzerindeki kontrolünü sağlamak için Şincan’daki gözaltı kamplarının içine ve dışına yerleştirilirken, Hikvision bu operasyonun büyük bir parçası oldu. Şirketin bölgedeki gözetimi sağlamak için devletle en az 275 milyon dolarlık sözleşme yaptığı ve Uygur etnik kökeninin fiziksel özelliklerini tespit edebilen yapay zekâ kameraları geliştirdiği tespit edildi.

MIT Technology Review tarafından Şincan hakkında sorulara doğrudan cevap vermeyen şirket, “Uluslararası kabul görmüş iş etiğine ve iş standartlarına uygun olarak faaliyet gösterdiğimiz ülkelerde yürürlükteki yasalara ve düzenlemelere bundan sonra da uymaya kesinlikle devam edeceğiz.” açıklamasını yaptı.

Birleşik Arap Emirlikleri, Huawei’de ne görüyor?

En gelişmiş Amerikan savaş uçakları veya Çin’in 5G teknolojisi arasında seçim yapmak söz konusu olduğunda, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) seçimini 5G’den yani Çin’den yana kullandı. 

BAE’den bir yetkiliye göre, ABD’nin teknik şartlar ve “egemen operasyonel kısıtlamalar” konusunda hareket etmeyi reddetmesinin ardından, 50’ye yakın F-35’e ilişkin anlaşma Aralık 2021’de iptal edildi.

Ülkenin konumu, ABD ile Çin arasında sıkışan küçük güçler için karar vermenin güçleştiğini ortaya koyar nitelikte. Bu güçler, üst düzey askeri, iletişim ve sağlık teknolojileri de dahil olmak üzere yirmi birinci yüzyılın altın değerindeki yatırımlarına odaklanırken BAE gibi ülkeler iki farklı ülke tarafından satılan son teknoloji ekipmanları arasında seçim yapmak zorunda kalacaklar.

F-35 anlaşmasının sonucunun gösterdiği gibi, ABD veri gizliliği konusunda çok titiz. Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde kıdemli bir araştırmacı olan Emily Harding, C4ISRNET’e yaptığı açıklamada “F-35’in kendisi bu 5G ağını kullanmıyor olsa bile, BAE’nin Huawei 5G teknolojisini benimsemesi ve onu yer istasyonları, iletişim kuleleri için üslerde kullanması Çin’in F-35’in çalışma şekli hakkında çok fazla istihbarat çekmesi için bir fırsat olabilir. Bu endişe verici çünkü Çin gibi bir rakibe en yüksek işlevli uçağımız hakkında çok fazla fikir veriyor.” dedi. 

5G ve Huawei neden teknolojik soğuk savaşın merkezinde?

Pentagon basın sekreteri John Kirby de aralık ayında gazetecilere verdiği demeçte, “Bu son kullanıcı gereksinimleri ve ABD savunma teçhizatının korunması evrensel, pazarlık edilemez ve BAE için spesifik değildir.” dedi.

BAE, AMERİKA’YA MUHTAÇ DEĞİL BAŞKA SEÇENEKLER DE VAR

Şimdilik F-35 anlaşmasını rafa kaldıran BAE, ABD’den başka ortakları olduğunu göstermek için yola çıktı. Şubat ayında, ülke Çin’den 12 adet L15 hayalet savaşçısı satın aldı. BAE ayrıca, son dönemde Fransa’dan 80 Rafale F4 savaş uçağı teslimatını bekliyor. Tabii ki, her iki teknoloji de F-35 kadar iyi değil, ancak mesaj verilmiş oldu: BAE’nin Çin de dahil olmak üzere başka seçenekleri var.

BAE telekomünikasyon sektörü ile Huawei arasındaki iş birliği çok derin. Du şirketinin Baş Teknoloji Sorumlusu Saleem Alblooshi’ye göre, Emirati telekom şirketi Du, Ekim 2019’da 5G ağ hizmetleri sunmak için Huawei ile bir anlaşma imzaladı. Huawei, geçen yıl BAE Başkanının Bisiklet Kupası’nı 5G kullanarak yayınladığında Du ile iş birliği içinde yeteneklerini ortaya koydu.

Juniper Networks’ün haberine göre, sadece birkaç hafta önce İspanya’daki Mobil Dünya Kongresi’nde Huawei, hem Du hem de Emirati telekom firması Etisalat ile “veri trafiğini ve hizmetleri merkezi bir buluttan ağın uç noktasına ve müşteriye yaklaştırmayı” öngören 5G edge bilişim hizmetlerini ortaklaşa sağlamak için bir anlaşma imzaladı. Etisalat ve Huawei, Şubat ayında çok katlı bir binada oteller ve işletmeler için fiber optik tabanlı bir ağ çözümü olan fiber-to-the-room’u da başarıyla test etti.

ÇİN İLE ORTAKLAŞA YAPAY ZEKA LABORATUVARI KURDU

Teknolojik ortaklık burada bitmiyor. İki ülke, 5G ve Nesnelerin İnterneti (IoT) Ortak Açık Laboratuvarı ve Çin-Emirates Bilim ve Teknoloji İnovasyon Laboratuvarı (CSET) dahil olmak üzere telekomünikasyon ve yapay zekayı araştırmak için ortak laboratuvarlar kurdu.

CSET laboratuvarı geçtiğimiz günlerde Çin’in Golden Eagle CR500 helikopter drone’larını ve MR40 insansız uçaklarını gösterdi. BAE, başlangıçta Amerikan MQ-1 Predator drone’una dayanan mevcut Wing Loong I ve II uçağı filosuna en az on CR500 ve yirmi MR40 eklemeyi planlıyor.

BAE, Huawei’yi kendi yüksek teknolojili, yerli telekomünikasyon hizmetlerini oluşturmak için kullanıyor. 5G edge bilgi işlem anlaşması imzalandıktan sonra yapılan bir teste değinen Etisalat teknoloji ve bilgi sorumlusu Halid Murshed, “Bu test faaliyetinin başarısı, BAE endüstrilerini ve hükümet sektörünü dijital dönüşüm hedeflerine ulaşmada destekleyecektir.” dedi.

Etisalat ayrıca “petrol ve gaz, üretim ve lojistik dahil olmak üzere kilit ekonomik sektörlerde dijitalleşmeye yönelik artan talebi ele almak üzere Amazon Web Services ile olan ortaklığını genişletiyor.” Kısa süre önce “amacı ülkenin ulusal endüstriyel özerklik geliştirme isteklerini desteklemek olan yüzde yüz BAE orjinli bir şirket kuran Fransız Thales Grubu, kendisini “BAE silahlı kuvvetlerinin uzun vadeli bir ortağı” olarak nitelendiriyor.” Thales Group’un ayrıca Emirlik üniversiteleri ile çeşitli eğitim ortaklıkları bulunuyor.

BAE’nin Huawei ile iş birliği, diğer uluslararası firmalarla olan ilişkisi gibi, sonuca giden bir yol. Bu, veri güvenliği ile ilgili endişelerin önemli olmadığı anlamına gelmiyor. Zira son derece küreselleşmiş bir dünyada, veri güvenliği asla garanti değil. Bir noktada, Amerika Birleşik Devletleri ya F-35’in verilerinin Çin’in eline geçemeyecek kadar değerli olduğuna karar verecek ve Emirlikleri daha düşük seviyeli ürünlerle sınırlamaya karar verecek ya da bir uzlaşmaya varacak. 

Litvanya’dan vatandaşlarına uyarı: Çin malı telefonlar kullanmayın!

Litvanya, vatandaşlarına sansüre zemin hazırlayacağı gerekçesiyle Çin malı telefonları kullanmamaları yönünde uyardı.

Savunma bakanlığı, büyük bir Çinli marka tarafından yapılan cep telefonunun içerisinde yerleşik bir sansür mekanizması tespit eden rapora referans vererek vatandaşlarına Çin yapımı akıllı telefonlarını çöpe atmalarını tavsiye etti.

Litvanya Ulusal Siber Güvenlik Merkezi (NCSC) salı günü yaptığı açıklamada, Çinli üretici Xiaomi tarafından yapılan Mi 10T 5G telefonunun “Özgür Tibet”, “Tayvan bağımsızlığı” ve “demokrasi hareketi” gibi ifadeleri algılayıp sansürleyebildiğini duyurdu.

NCSC raporuna göre, Mi internet tarayıcısı gibi telefona önceden yüklenmiş uygulamalar, düzenli aralıklarla Xiaomi tarafından derlenen yasaklı kelimelerin listelerini alıyor.

NCSC, Avrupa’da satılan telefonlarda işlev devre dışı bırakılsa da, kullanıcının bilgisi olmadan etkinleştirilme potansiyeline sahip olduğunu söyledi.

SANSÜR İÇİN KULLANILABİLİR

Merkezin inovasyon başkanı Tatuvydas Baksys yaptığı açıklamada, “Litvanya’da satılan Xiaomi telefonlarının içerik filtreleme işlevinin devre dışı bırakıldığını ve içeriği sansürlemediğini, ancak sansürlü anahtar kelime listelerinin periyodik olarak gönderilmeye devam ettiğini gördük” dedi.

Baksys, “Cihaz, kullanıcının izni olmadan herhangi bir zamanda işlevselliği uzaktan etkinleştirmek ve indirilen içeriği sansürlemeye başlamak için teknik olarak etkinleştirilebilir” diye de ekledi.

Litvanya Ulusal Savunma Bakan Yardımcısı Margiris Abukevicius ise NCSC raporunu açıkladığı bir sunumda gazetecilere, tüketicilerin Çinli üreticilerden telefon satın almamaları gerektiğini söyledi. “Tavsiyemiz, yeni Çin telefonları satın almamak ve daha önce satın alınmış olanlardan mümkün olduğunca hızlı bir şekilde kurtulmaktır” dedi.

XIAOMI’DEN ZORUNLU AÇIKLAMA

Litvanya’da kullanıcılara yapılan uyarının ardından Xiaomi’den bir açıklama geldi. Reuters’a gönderilen açıklamada “cihazlarımız kullanıcıların iletişimini sansürlemiyor ve hiçbir zaman da sansürlemeyecek.” denildi.

Kaynak: Euronews

Huawei Belçika’da dezenformasyon operasyonu mu düzenledi?

Belçika’da sosyal medya üzerinde teknoloji devi Huaweiyi savunan sahte hesapların ortaya çıkarılmasının ardından gözler dezenformasyon kampanyası düzenlendiği düşünülen Çin’e çevrildi.

Başkent Brüksel’de ticari davalara bakan avukat Edwin Vermulst, kendisine gelen, Çinli telekomünikasyon devi Huawei lehine bir makale yazma teklifini hiç tereddüt etmeden kabul etti.

Şirkette yıllarca çalışmış olan Vermulst’un kaleme aldığı yazı, Belçika’nın Huawei’yi kârlı sözleşmelerden mahrum bırakmakla tehdit eden politikasına yönelik bir eleştiriydi. Yazı, 17 Aralık’ta Flemenkçe yayın yapan bir web sitesinde yayımlandı. Vermulst’un kaleme aldığı yazı, kısa süre sonra, Belçika’da ABD ile Çin arasında yüksek hızlı kablosuz teknoloji 5G ağlarına ilişkin yaşanan anlaşmazlığa odaklı Huawei yanlısı gizli bir kampanyanın parçası haline geldi.

SAHTE HESAPLARDAN HUAWEI YANLISI BELÇİKA KARŞITI YAZILAR PAYLAŞILDI

Dezenformasyon ve sahte sosyal medya hesapları ile ilgili çalışmalar yapan araştırma şirketi Graphika’ya göre, telekomünikasyon uzmanı, yazar ve akademisyen izlenimi veren en az 14 Twitter hesabı,  Vermulst ve diğer pek çok kişinin, Belçika’nın Huawei gibi “yüksek riskli” satıcıların ülkenin 5G sistemini inşa etmesini sınırlayacak olan yasa tasarısını eleştiren yazılarını paylaştı. Huawei yanlısı hesaplar, bilgisayarlar tarafından oluşturulduğu anlaşılan profil resimleri kullandı. Bu durum, hesapların sahte olduğunu düşündüren en önemli işaretlerden biri.

Ayrıca Huawei yetkilileri de sahte hesapların paylaşımlarını retweetleyerek yazılara devlet politikasına yön verenlerin, gazetecilerin ve iş insanlarının daha rahat bir şekilde erişebilmesini sağladı. Graphika’ya göre, Huawei’nin Batı Avrupa’daki Halkla İlişkiler ve İletişim Başkanı ve 1,1 milyon takipçisi olan doğrulanmış bir Twitter hesabının sahibi Kevin Liu, aralık ayında üç hafta boyunca sahte hesaplardan 60 gönderi paylaştı. Beş milyondan fazla takipçiye sahip olan Huawei’nin Avrupa’daki resmi hesabı da aynı şeyi 47 kez yaptı.

SOSYAL MEDYA MANİPÜLASYONUNDA YENİ DÖNEM

Huawei yanlısı kampanyanın ortaya çıkarılmasında yardımcı olan Graphika araştırmacısı Ben Nimmo, bu çabanın sosyal medya manipülasyonunda yeni bir dönüm noktası olduğunu söylüyor. Söz konusu kampanya ile bir dönem esas olarak Rusya’nın 2016 Amerikan başkanlık seçimlerine müdahalesi gibi hükümetlerin hedefleri doğrultusunda kullanılan taktiklerin kurumsal hedeflere ulaşmak için kullanıldığı ortaya çıktı. Kampanyanın politikadan ziyade iş dünyasına odaklı olduğunu belirten Nimmo ekliyor: “Başka bir ülkeyi hedefleyen bir ülke ile karşı karşıya değiliz. Çok uluslu bir şirketin çıkarlarını desteklemek ve bunu bir Avrupa devletine karşı yapmak üzere düzenlenen bir operasyon gibi görünüyor.”

EDAM raporu: Tükiye’de veri doğrulama platformları ne durumda?

Senato İstihbarat Komitesi’nin Rusya kaynaklı dezenformasyon soruşturması için araştırma yapan Graphika, Huawei yanlısı operasyonun arkasında kimin olduğunu belirlemek için yeterli kanıt olmadığını söyledi. Huawei ise yaptığı açıklamada, “tam olarak neler olup bittiğini ve uygunsuz herhangi bir eylem olup olmadığını bulmak adına dahili bir soruşturma başlattıklarını” açıkladı. 

Şirketten yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Huawei uluslararası geçerlilik taşıyan açık ve net sosyal medya politikalarına sahip. Bu politikalara ciddi şekilde uyulmadığına dair ileri sürülen her türlü uyarı ve öneriye açığız. Bu politikalara ve daha geniş anlamda Huawei’in açıklık, dürüstlük ve şeffaflık odaklı değerlerine uymada başarısız olmuş olabileceğimizi düşündüren bazı sosyal medya ve çevrimiçi etkinlikler dikkatimize sunuldu.”

TWITTER SAHTE HESAPLARI KALDIRDI

Bu arada Twitter, Graphika’nın 30 Aralık’ta kampanyayla ilgili yaptığı uyarının ardından sahte hesapları kaldırdığını söyledi.

Huawei’in 5G alt yapısının sınırlandırılmasına ilişkin dünyanın bir çok yerinde adımlar atılıyor. Trump yönetimi, Huawei’nin kritik yarı iletken arzını kesme çabası da dahil olmak üzere birçok politikayı hayata geçirdi. İngiltere, geçen yıl Huawei ürünlerinin yasaklandığını duyururken Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri de kendi kısıtlamalarını tartışıyor. 

Öte yandan 5G sözleşmelerinin milyarlarca dolar değerinde olması bekleniyor.

BELÇİKA’DA TELEKOMÜNİKASYON EKİPMANI PAZARINA HUAWEI HAKİMDİ

Avrupa Birliği kurumlarına ve NATO’nun genel merkezine ev sahipliği yapan Belçika’nın girişimi ise Huawei’nin şirketin Çin dışındaki en büyük pazarı olan Avrupa genelinde karşı karşıya olduğu riski ortaya koyuyor. Araştırma firması Strand Consult’a göre, bu zamana kadar Belçika’nın telekomünikasyon ekipmanı pazarına hâkim olan şirketin Huawei ve Çinli ZTE ortaklığı idi. Belçika hükümetinin yeni kısıtlamalar gündeme getirmesi, ülkedeki kablosuz operatörlerin 5G anlaşmalarını rakip şirketlere kaydırmasına sebep olmuş gibi görünüyor. 

Kampanyanın ayrıntılarına gelince, Huawei yetkilileri tarafından destek verilen 14 sahte hesabın  şirket hakkında olumlu yazılar ve Belçika’nın 5G politikasına ilişkin olumsuz görüşler yaydığı öğrenildi.  Üç hafta süren kampanyayı yakından inceleyen araştırmacılar hesaplarla ilgili sorunları tespit etmeyi başardı. Nitekim takipçilerinin çoğu bot gibi görünen hesaplarda resimler, mükemmel ortalanmış olmakla birlikte asimetrik duran gözlükler gibi küçük kusurlar yapay zeka yazılımı tarafından yaratıldığı izlenimi veriyordu.  

Rusya’nın sinyal krallığı ile İsrail’in siber casusluk şirketleri arasında Türk İHA’ları

Oxford İnternet Enstitüsü müdürü Phil Howard, dezenformasyonun ticari boyutu arttıkça bu tür işlemlerin daha yaygın hale geleceğini söyledi. Yakın tarihli bir raporda Oxford Üniversitesi araştırmacıları, 2020’de halkla ilişkiler firmalarının çevrimiçi dezenformasyon operasyonlarına dahil olduğu 63 örnek vaka tespit etti. Bu tür operasyonların tipik olarak siyasi figürler veya hükümetleri hedef aldığını söyleyen Howard, ancak işletmelere de uygulanabileceğini ifade ediyor ve ekliyor: “Para akışı gittikçe artıyor. Büyük ölçekli sosyal medya etki operasyonları artık tüm büyük küresel şirketler için iletişim araçlarının bir parçası.”

Avukat Vermulst’a gelince, yazısı hakkında kendisiyle irtibata geçilene kadar sahte sosyal medya kampanyasından haberdar olmadığını söyledi. Kampanyayı “aptalca” olarak adlandırırken, Huawei için çalışmaya devam etmeyi ümit ettiğini belirtti.

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz