Etiket arşivi: fidye

Fidye saldırılarındaki artış siber sigorta sektörünü zora soktu

Fidye saldırılarındaki artış siber sigorta sektörünü zora soktuŞirketlerin sistemlerine sızıp kilitleyerek iş yapamaz duruma getiren grupların elinde güçlü bir silaha dönüşen fidye yazılımları sigorta şirketlerini de kara kara düşündürüyor.

Sigorta şirketlerinin, kendilerine binlerce dolar ek maliyet getiren fidye yazılımı saldırılarının olumsuz etkilerinden kaçınmak adına bazı şirketlerden uzaklaşabileceğinden bahsediliyor.

Keysight Technologies’ten Scott Register, Colonial Pipe Boru Hattı’na yönelik gerçekleştirilen siber saldırının ardından devlet ve sektör temsilcilerinin ülkenin kritik altyapısını güvence altına almak için bir araya gelmesi gerektiğini düşünüyor.

FİDYE YAZILIMI SALDIRILARI ARTIYOR, SİGORTA ŞİRKETLERİ ATEŞ ALTINDA

Geçtiğimiz iki hafta içinde birbirinden bağımsız iki fidye yazılımı saldırısından biri  ABD’nin doğu yakasında geçici bir gaz sıkıntısına neden olurken, diğeri İrlanda ve Yeni Zelanda’da sağlık sistemlerine ait bilişim teknolojileri networklerini kesintiye uğrattı. Bu gelişmeler üzerine devletler ve sektör temsilcileri siber suçlularla mücadele noktasında önemli adımlar atmanın önemini kavramış durumda. 

Siber güvenlik sigortası, şirketlerin fidye yazılım saldırılarına ve bunun yansımalarına karşı nasıl hazırlandıkları ve bunlara nasıl müdahale edileceği konusunda önemli bir noktada durmakta.

Sigortacılar ve sigortalı şirketler bu saldırıların sonucunun firmalara ne kadar pahalıya mal olabileceğini öğrendikçe, sigorta sektörü yeni politikalar belirleme arayışına girdi. Belirsiz olan bir şey var ki bu da son ve geniş kapsamlı saldırıların gelecekte politikaları nasıl şekillendirebileceği.

HER ŞEY NOTPETYA SALDIRILARI İLE DEĞİŞTİ 

2017 öncesinde çoğu sigorta şirketi geleneksel fidye yazılımını emlak ve kaza poliçeleri kapsamına almıştı. NotPetya saldırıları ile bu durum değişti. NotPetya saldırısı solucan türü (worm-like) bir fidye yazılımının, virüsün yayıldığı şirketlerin bilgisayarlarını ve sistemlerini tahrip edip önce Ukrayna ve Rusya’da, daha sonra Avrupa ve ABD’de sistemleri müthiş bir hızla kilitlemesi ile hafızalara kazınmıştı.

Obama döneminde Beyaz Saray’da görev yapan siber güvenlik yetkilileri, saldırının küresel bazda 10 milyar dolar zarara neden olduğunu söylemişti.

NOTPETYA SİGORTA DEKTÖRÜNE 2,7 MİLYAR DOLARA MAL OLDU

SANS Enstitüsü’nde veri güvenliği ve soruşturma hukuku alanında ders veren Avukat Benjamin Wright, Notpetya’nın küresel sigorta sektörüne yaklaşık 2,7 milyar dolara mal olduğunu söyledi. Bu tür saldırıların hızı, artan sıklığı ve etki gücü kadar tedarik zincirindeki diğer paydaşlar üzerindeki ikinci ve üçüncü dereceden etkileri, sorunun nasıl ele alınacağına dair daha geniş bir değerlendirmeyi gerektiriyor.

Fidye yazılım saldırıları ilk üç ayda yüzde 58 arttı

Wright, RSA Konferansındaki bir oturumda şirket politikalarında yaşanan değişikliği şu sözlerle anlatmıştı: “Sigorta şirketleri Notpetya ile fidye yazılımının tamamen yeni bir alan olduğuna ve mülke zarar ve gasp gibi geleneksel bir hasar olmadığına karar verdiler.”

Söz konusu saldırılar özellikle büyük işletmeler için yıkıcıydı. Solucan türü fidye yazılımının yayılma hızı ve boyutu nedeniyle, bazı şirketler 300 milyon dolar veya daha fazla bireysel sigorta ödemesi aldı.

SANS Enstitüsü’nün “Yeni Çıkan Güvenlik Trendleri Direktörü” John Pescatore ise “Büyük şirketler genellikle daha fazla bilgisayara sahip olduğundan zararın telafisi daha pahalıdır, daha fazla sayıda müşterisi vardır, bu nedenle bu maliyetler astronomiktir.” diyor 

SİGORTA ŞİRKETLERİ FİDYE YAZILIMLARA ÖZEL POLİÇELER OLUŞTURUYOR

Notpetya, birçok sigorta şirketinin fidye yazılımlarına özgü sigorta poliçeleri oluşturmasına neden oldu. Cowbell Cyber’in Operasyon Şefi Trent Cooksley şubat ayında SC Media’ya verdiği demeçte, işletmelerin üzerindeki belirli denetimlerin sigorta şirketlerinin kârlı bir zarar oranını korumasına izin verdiğini belirtmişti. 

Fidye yazılımı saldırıları genellikle sigorta şirketlerinin güvenlik denetimleri ile takip ediliyor ve Wright’a göre, bir şirket fidye yazılımı saldırısına uğradığında denetim sonucunda tutarsızlıklar bulunması durumunda sigorta şirketlerinin poliçe kapsamını reddetmek veya azaltmak için bunları kullanılabiliyor.

Para ödemeden fidye yazılım saldırısından kurtuldular

Wright, “Bu yüzden bir güvenlik ekibinin sigorta ile çalışırken akılda tutulması gereken en önemli şeylerden biri gerçeği söylemek” diyor ve ekliyor: “Ancak siber güvenlik gibi çok karmaşık, teknik bir konuyla ilgili bir sigorta şirketine gerçeği söylemek zor olabilir.”

Fidye yazılımındaki en büyük tartışmalardan biri, devletin ve toplumun, her başarılı saldırının bir sonraki saldırıyı finanse ettiği ve beslediği mantığı ile, fidyeyi ödememek için bireysel kuruluşlara ne kadar baskı yapması gerektiği konusu.

Birçok bireysel işletme, işlerini ve verilerini kurtarmanın ve operasyonlara zamanında geri dönmenin en iyi yolunu bulma konusuna, daha geniş toplumsal etkilerden daha fazla odaklanıyor.

ŞİRKETLER FİDYE ÖDEMEYE YANAŞMIYOR SİGORTA ŞİRKETLERİ KÂR- ZARAR HESABI YAPIYOR

Wright, şirketler daha fazla dayanmak istediklerinde bile, sigortacıların ödeme yapmaları için onlara baskı yapabileceklerini söylüyor. Zira sigorta şirketleri hem fidye ödemelerini hem de fidye yazılımı saldırıları nedeniyle yaşanan iş kesintilerini kapsama eğiliminde olduklarından, beklenen aksama süresi ve iş kesintilerinin maliyetleri fidye ödemelerinin maliyetlerini aşarsa, müşterilerinden uzaklaşabiliyorlar.

Wright, “Sigortalanan işletmeler fidye ödemek istemeyebilir, fidye ödemesi yaptıklarının kamuoyu önünde açığa çıkmasından hoşlanmayabilirler, fidye ödemeyi ahlaken ve siyaseten doğru bulmayabilir, ancak sigorta şirketinin öncelikleri farklıdır ve bu da şirket için büyük bir sürpriz olabilir.” diyor.

Bir fidye yazılımcının itirafları: Küçükken çöp karıştırırdım, şimdi milyonerim 

Fidye yazılımların siber suçlar içinde en çok maddi kazanç sağlayan saldırılardan biri olduğu kesin.  Servet kazanmak isteyen bazı gruplar, fidye taleplerini yedi veya sekiz basamaklı rakamlara yükseltiyor ve ödeme yapılmazsa şirketleri çevrim içi veri yayımlamakla tehdit ederek, hastaneleri ve diğer kuruluşları hedef alıyorlar. 

Sınırları zorlayan taktikleri ile öne çıkan gruplardan biri, Sodinokibi olarak da bilinen REvil. Grup, “Hizmet Olarak Fidye yazılımı” operasyonu yürütüyor. Bu hizmet kapsamında kendileri için fidye yazılımı dağıtmaları için “bağlı kuruluşları” işe alıyor. Bu düzenlemenin bir parçası olarak, bağlı kuruluşlar ve fidye yazılımı geliştiricileri, ödenen fidye gelirini bölüşüyorlar. 

TRUMP’A DA ŞANTAJ YAPMIŞLARDI

REvil, şirketlerin talep edilen miktarı ödememesi halinde kurbanların verilerini çevrimiçi olarak yayımlamanın yanı sıra, dönemin ABD Başkanı Donald Trump’a da kendisiyle ilgili önemli bilgileri ifşa etmekle şantaj yapmıştı. Fidye yazılım sayesinde gelirleri milyar dolarlara ulaşan grubun “bilinmeyen” takma adını kullanan bir temsilcisine göre, grubun 2021 için büyük planları var.

Balistik füze fırlatma sistemlerine ve nükleer santrallere erişimi olan “İştirakler” temsilcinin dile getirdiği iddialardan bazıları.  Söz konusu temsilci “Recorded Future”ın tehdit istihbarat analisti Dmitry Smilyanets’e fidye yazılımını silah olarak kullanma, siyasetten uzak kalma, yeni taktikler deneme gibi konularda önemli açıklamalarda bulundu. 

Dmitry Smilyanets: Yaptığımız hesaplamalara göre muhtemelen yarım milyar dolarlık bir servetin sahibisiniz. Fidye yazılımı bırakmanız için daha ne kadar paranız olması gerekiyor? 

Bilinmeyen: Şahsen belirlediğim bir tavan miktarı yok. Bu işi yapmayı ve bundan kar elde etmeyi seviyorum. Para hiç bir zaman “çok” değildir ancak paranın yetersiz olması riski hep vardır. 

Dmitry Smilyanets: Daha önce apolitik olduğunuzu ve motivasyonununuz tamamen maddi olduğunu söylemiştiniz. Peki bir gün yeterince para kazandığınıza karar verirseniz, fikrinizi değiştirip siyasi operasyonlar yapmaya karar verebilir misiniz?

Bilinmeyen: Doğrusu, gerçekten pazarlık kozu olmak istemiyorum. Geçmişte az da olsa siyasete bulaştık ve kayıptan başka bir şey elde etmedik.  

Dmitry Smilyanets: REvil’i bu kadar özel kılan nedir? Kullandığı kodları mı? İştirakleri mi? Medya ilgisi mi?

Bilinmeyen: Bence hepsi birden etkili. Örneğin, “bu röportaja ne gerek var” diye düşünülebilir. Ancak sıra dışı fikirler, yeni yöntemler ve marka itibarı her zaman iyi sonuç verir. Dediğim gibi, şantaj konusunu başka bir boyuta taşıyoruz.  Rakiplerimize bakarsanız, birçok kişinin fikirlerimizi ve en şaşırtıcı olanı da—mesajlarımızın metninin tarzını dahi kopyaladığını fark edersiniz. Bu, rakiplerimizin bizim kadar iyi olmaya çalıştıklarını, iyi bir seviyeye ulaşmaya çalıştıklarını ve hatta bir şeyleri aşmaya çalıştıklarını göstermesi bakımından iyi.  

Dmitry Smilyanets: Fidye yazılımının siber savaş için mükemmel bir silah olduğuna inanıyor musunuz? Bir gün bunun gerçek bir savaş başlatabileceğinden korkmuyor musunuz?

Bilinmeyen: Evet, bir silah olarak çok yıkıcı olabilir. En azından birkaç “iştirakimizin” bir balistik füze fırlatma sistemine erişimi olduğunu biliyorum. Bir ABD Donanması kruvazörüne, bir nükleer enerji santraline ve bir silah fabrikasına. Bir savaş başlatmak oldukça mümkün. Ama buna değmez. Sonuçları karlı olmaz. 

Dmitry Smilyanets: Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) dışında (çoğunlukla Sovyet sonrası cumhuriyetlerden oluşan ülkeler) başka hangi bölgelerden kaçınmaya çalışıyorsunuz? 

Bilinmeyen: Gürcistan ve Ukrayna da dahil olmak üzere tüm BDT ülkeleri. Öncelikle jeopolitik yüzünden. İkincisi, yasalar yüzünden. Üçüncüsü, vatanseverlik yüzünden. 

Dmitry Smilyanets: Hangi kuruluşlar asla ödeme yapmaz?

Bilinmeyen: Hindistan, Pakistan, Afganistan gibi çok fakir ülkeler ödeme yapmıyor.

Dmitry Smilyanets: Bu zamana kadar sahip olduğunuz en yüksek “iştirak” sayısı neydi?

Bilinmeyen: 60.

Dmitry Smilyanets: Bir fidye yazılım grubu veya bağlı kuruluşunun suçlandığını veya tutuklandığını gördüğünüzde genel tepkiniz nasıl olur? Netwalker ve Egregor baskına uğramalarından bu yana operasyonlarını azalttı, bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bilinmeyen: Bir şey düşünmüyoruz. Normal bir iş akışı. Maze’in kapatılması yüzünden sadece gelecek vaat eden iştiraklerin sayısını artırdık. Yani bizim için, bir bakıma olumlu olduğunu söyleyebilirim.

Dmitry Smilyanets: İştirakleriniz ayrıldıklarında bu genellikle bundan böyle fidye yazılımı yapmak istememelerinden mi yoksa daha iyi fiyatlarla başka bir fidye yazılım grubu ile anlaşmalarından mı kaynaklanıyor? İştirakinizin rakip bir grubu geçmesi sizin için herhangi bir sorun yaratıyor mu?

Bilinmeyen: Bu, kesinlikle iki taraflı bir durum. Ayrılanların yüzde 30’u bu işten yeterince kazandıklarını düşündükleri için ayrılıyor. Ama bunlar er ya da geç geri gelirler. Bazıları da fiyat yüzünden rakiplere giderler. Tabii ki, bu tatsız bir durum, ama bu bir rekabet. 

Kia Amerika’ya Fidye Yazılım Saldırısı: Korsanlar 20 milyon dolar istiyor

 

Dmitry Smilyanets: Pandeminin başlangıcından bu yana mağdur kuruluşlarla etkileşiminiz nasıl değişti? 

Bilinmeyen: Kesinlikle değişti. Krizden bu yana eski miktarları ödeyemiyorlar. İlaç üreticileri hariç. Onların işi gayet iyi gidiyor. Yardımcı olmak lazım. 

Dmitry Smilyanets: Operatörleriniz siber sigortaya sahip kuruluşları hedef alıyor mu?

Bilinmeyen: Evet, özellikle sigortalı olanları hedef alıyorlar ki bunların müşteri veri tabanını elde edip hedef bazlı çalışmak çok mantıklı oluyor.  

Dmitry Smilyanets: Fidye yazılım müzakerecilerine nasıl davranıyorsunuz? Profesyonellerle uğraşmak daha mı kolay? Yardım ediyorlar mı yoksa işi daha mı zor hale getiriyorlar?

Bilinmeyen: Yüzde 70’i sadece fiyatı düşürmeye çalışıyor. Çoğu zaman zorlaştırıyorlar. Örneğin, şirketin 1 milyar dolar geliri var. Fidye miktarı 1 milyon dolar olarak belirleniyor.  Müzakereci geliyor ve 15 bin dolardan fazla vermeyeceğiz” diyor. Fiyatı 900 bin dolara düşürüyoruz. Müzakereci 20 bin dolar teklif ediyor. O zaman bu kişiyle tartışmanın anlamsız olduğunu anlıyoruz ve verileri yayımlamaya başlıyoruz, müzakereci ağın sahiplerinin tepkisine maruz kalıyor. Ve tabii ki, bu tür bir taktikten sonra, fiyat yükseliyor. 1 milyon dolar yerine bir buçuk milyon dolar ödemek durumunda kalıyorlar. Kimse sıkı pazarlıkçıları sevmez, özellikle gösteriş yapanları. Çoğu zaman, daha fazla zarara uğrama olasılıkları daha yüksektir. 

Dmitry Smilyanets: Bana anlatabileceğin bir sırrın var mı?

Bilinmeyen: Çocukken çöp yığınlarını karıştırıp sigara izmaritleri içtim. Okula 10 km yürüdüm. Altı ay boyunca aynı kıyafetleri giydim. Gençken kaldığım ortak bir dairede iki üç gün yemek yemedim. Şimdi ise milyonerim.

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

2020 yılının kötücül fidye yazılımı trendi: “DarkSide” nedir?

DarkSide, Malware Hunter Team tarafından yakın zamanda keşfedildi. DarkSide, dosyaları şifreleyerek, dosya adlarını değiştirerek ve bazı fidye notları oluşturarak mağdurlardan para almak için dosyaları erişilemez hale getirmek üzere bir fidye yazılımı olarak 2020 yılının ortalarından beri gündemde.

DarkSide FİDYE YAZILIMI NE YAPIYOR?

DarkSide, kurbanın kimliğini bir uzantı olarak ekleyerek, şifrelenmiş dosyaları yeniden adlandırıyor. Örneğin, “1.jpg”yi, “1.jpg.d0ac7d95” olarak, “2.jpg”yi, “2.jpg.d0ac7d95” olarak yeniden adlandırır ve bu böyle devam eder. Şifrelenmiş veri içeren her klasöre ise “README.[Victim’s_ID].TXT” fidye notunu bırakıyor.

Aşağıdaki görselde şifrelenmiş dosyaları görebilirsiniz:

Fidye notunda belirtildiği gibi DarkSide fidye yazılımı, verileri güçlü şifreleme algoritmalarıyla şifreliyor. Böylece mağdurlar, kötü amaçlı yazılımın arkasındaki siber suçlulardan satın alınabilecek bir yazılım olmadan dosyaların şifresini çözemiyor. Mağdurlar, fidye ödemeyi reddederlerse (şifre çözme yazılımı satın almazlarsa) tüm verilerinin belirli bir web sitesinde yayınlanacağı ve en az 6 ay boyunca saklanacağı konusunda uyarılıyor.

Kullanıcıları, güvenliği ihlal edilmiş verilerinin şifresini çözmek için fidye ödemeye teşvik eden bir mesajın ekran görüntüsünü aşağıda görebilirsiniz:

FİDYE MİKTARI 200 BİN DOLAR İLE 2 MİLYON DOLAR ARASINDA 

Fidyenin nasıl ödeneceğine ilişkin talimatlar ve şifre çözme yazılımının fiyatı gibi diğer ayrıntılar, fidye notundaki bir bağlantı (“README. [Kurbanın_Kimliği] .TXT” metin dosyası) aracılığıyla erişilebilen ‘Tor’ web sitesinde yayımlanıyor.

Interpol uyardı: Hastaneleri hedef alan fidye yazılımlar artıyor

DarkSide’ın arkasındaki siber suçluların büyük şirketleri hedef alıyor olması kimseyi şaşırtmayacak. Çünkü DarkSide operatörlerinin fidye talepleri 200.000 ila 2.000.000 dolar arasında değişiyor. Siber suçlular şifre çözme yazılımlarının ise 3 gün içinde alınmasını istiyor. Aksi takdirde fiyat iki katına çıkıyor.

Aşağıda istenilen fidye miktarını ve fidye belirlenen sürede ödenmediğinde iki katına çıkacağına dair uyarıları görebilirsiniz:

 

DOSYALARINIZIN ŞİFRELERİNİ YALNIZCA DOSYALARINIZI ŞİFRELEYENLER ÇÖZEBİLİYOR

Fidye yazılımı saldırısının kurbanı olmanın en büyük sorunu ise belirli bir fidye yazılımının arkasındaki siber suçluların, kurbanın dosyalarının şifresini çözebilecek araçlara sahip olan tek kişiler olmasıdır.

Ne yazık ki, DarkSide tarafından şifrelenen dosyaların şifresini çözebilecek başka hiçbir araç yok, tabii siber suçlular dışında. Bununla birlikte şifreleri sadece hackerların çözebilecek olması, siber suçlulara fidye ödemenin sizin için tek seçenek olacağı anlamına gelmiyor. Çünkü siz fidyeyi ödeseniz bile çoğu zaman size şifre çözme aracı veya anahtar göndermiyorlar. Basitçe söylemek gerekirse, fidye ödeyen kurbanlar genellikle dolandırılıyor.

Kendi başınıza dosyalarınızın şifresini çözmenizin iki yolu var. Birincisi eğer fidye yazılımında bazı hatalar, kusurlar veya açıklar varsa bu yollardan hareket ederek dosyalarınızın şifresini çözebilirsiniz. Siber suçlulardan herhangi bir şey satın almak zorunda kalmadan veri kaybını önlemenin diğer yolu ise dosyalarınızı yedekten geri yüklemektir. Tabii yedeklediyseniz.

Aşağıdaki görselde Darkside’ın veri sızdırdığı internet sitesini görebilirsiniz:

 

KENDİNİZİ FİDYE YAZILIMI SALDIRILARINDAN NASIL KORUYABİLİRSİNİZ?

Çeşitli tehditlerin üstesinden gelmek için, kuruluşlara ve kullanıcılara aşağıdakileri ufak ama önemli önerileri söyleyebiliriz:

  • Uygulamaları yalnızca resmi uygulama mağazalarından indirin.
  • Güvenilmez kaynaklardan gelen e-postalardan veya diğer mesajlardan bağlantıları tıklamayın ve ekleri asla indirmeyin.
  • En son güvenlik açıklarının yamalandığından emin olmak için yazılım ve uygulamaları düzenli olarak güncelleyin.
  • Sistemlerinize, tehditleri engelleyebilen ve bunlara karşı sizi savunabilen güvenlik sistemleri kurun. 

     

     

    Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

Bir fidye yazılımcının maliyet hesabı: Fidyeyi siber sigortanın altında tut!

Uluslararası finansal yaptırımları delmek için dünyanın değişik yerlerine konuşlanmış hacker ağı ile fidye saldırılar düzenleyen ve topladıkları kripto paraları aklayarak ekonomisine sıcak para akışı sağlama yolunu seçen Kuzey Kore’nin saldırılarında talep ettiği fidye hesabıyla ilgili ilginç ayrıntılara ulaşıldı.

Kuzey Koreli hackerlar şifreledikleri dosyaları çözmek için istedikleri fidyenin bedelini, şirketlerin bu işten kurtulmak için seferber edeceği kaynakların getireceği maliyetin altında tutma yoluna gidiyor. Böylece şirketler saldırının yol açtığı sorunları kendi içlerinde halletmek yerine fidye ödemeye yöneliyor. Diğer bir deyişle fidye ödemek daha kârlı oluyor.

İnternetsiz Kuzey Kore siber saldırılar ile nasıl döviz elde ediyor?

Siber güvenlik şirketi Kaspersky Labs’e göre Kuzey Kore’nin önde gelen hacker grubu Lazarus Group, son zamanlarda hem kurbanlara saldırmak hem de onlardan para koparmak adına fidye yazılıma ağırlık vermeye başladı. Fidye yazılımlar, bulaştıkları bilgisayar sistemleri üzerindeki dosyalara erişimi engellemek suretiyle, kullanıcılardan fidye talep eden bir saldırı türü.

Aslında, fidye yazılım Kuzey Koreli hackerların çoktandır kullandığı bir saldırı türü ancak şimdilerde hackerlar taktiklerini değiştirmiş durumda. Saldırdıkları şirketten fidye koparmaya odaklanan hackerların ödeme noktasında birtakım kolaylıklar sağladıkları belirtiliyor. Kaspersky bu sonuca, son dönemde gerçekleşen fidye saldırıları analiz etmek suretiyle ulaşmış. İşte son dönemde Kuzey Koreli hackerlar tarafından gerçekleştirilen fidye yazılım saldırıları:

WannaCry ile fidye yazılımdaki cevheri keşfettiler

Lazarus Group’un fidye yazılım saldırısı gerçekleştirmesinin altına iki ana motivasyon kaynağı var: Düşmanlara saldırmak, gelir elde etmek. Diğerlerinden farklı olarak, dünya genelinde nispeten daha rastgele bir şekilde bilgisayar sistemlerini etkileyen ve 4 milyar dolarlık zarara neden olduğu tahmin edilen 2017’deki WannaCry saldırısının hackerlara kazandırdığı miktar ise yüz bin dolar civarında.

Wannacry’nin neden olduğu yıkımdan sonra, hacker grubunun bankalara ve kripto para borsalarına saldırma yoluna gittiğine inanılıyor ve bu saldırılar sonucunda Kuzey Kore’ye yaklaşık 2 milyar dolar gelir sağlanmış. Bu gelirin hackerları finansal anlamda motive ettiği, bu yüksek miktarda dönüşle birlikte grubun “büyük av” adı verilen yeni bir taktik benimsemesinden anlaşılıyor. Bu tür saldırılarda, hackerların, rastgele bireylerin aksine büyük kuruluşları hedef aldığı bilinmekte.

5 soruda Türkiye’yi de etkileyen fidye yazılımı ‘WannaCry’

Fidye ödemek hem daha basit, hem daha kârlı

Bu kuruluşlar, bir şeylerin ters gitme ihtimaline karşı, özel siber güvenlik ekiplerine ve sigortaya ayrılmış çok büyük kaynaklara sahip olsalar da bu tip büyük saldırılarda kaybedecekleri çok şey bulunmakta. Kuzey Koreli bilgisayar korsanları bunun farkına varan ilk saldırganlar değil.

Hackerların genelde birbirlerini izleyip, kendi işlerine yarayacak şeyleri taklit etme eğilimleri bulunur. ‘Büyük av’ tarzı fidye yazılımı saldırıları, siber suçlular arasında giderek daha karlı hale gelmekte. Kuzey Koreli bilgisayar korsanlarının bu alana geri dönme sebebi bu olabilir.

Bir başka sebep de şirketlerin günün sonunda kendileri için en karlı olanı seçme güdüsü. Bir hackera teslim olmak her ne kadar etik bir davranış olarak görülmese de şirketler, kendilerini bu zarardan kurtulmanın daha az maliyetli yolu olan ‘fidye ödeme’ yolunu seçerken buluyor. Kuzey Koreli hackerlar da sigorta şirketleri sayesinde büyük miktarda paralar kazanıyor. Hackerlar, şirketlerin yedeklemeleri kurtarmak ve sistemi geri yüklemek için gereken maliyetin hemen altında fiyatlandırma yapmayı öğrenmiş görünüyor.

FİDYE KARARINI SİBER SİGORTA ŞİRKETLERİ VERİYOR

Kurbanlar için fidye ödeyip ödememe kararını genellikle sigorta şirketleri veriyor. Buna en mükemmel örnek, 2019 haziranında Florida Lake City ‘de gerçekleşti. Hackerlar şehrin polis departmanına ait bilgisayarlara, sistemi şifreleyen bir zararlı yazılım yerleştirmişler. Belediye Meclisi, sigorta şirketine danışmak suretiyle sonunda 460,000 dolar fidye bedelini ödeme kararı almış. Bu, belediyede sadece 10 bin dolarlık bir kesintiye sebep olmuş. Kararın sebebini daha sonra açıklayan belediye meclisi, sigortacısının ‘şifre çözme anahtarı’ olmadan dosyaları kurtarmasının maliyetinin sigorta poliçesindeki 1 milyon dolarlık sınırı aşacağını belirlediğini söylemiş.

Bu basit bir örnek gibi görünse de hackerlar, bu yolla para kazanabildiklerini görmüş oldular. Bu durumun, fidye yazılımlarda genel bir artışa yol açacağı düşünülüyor. Fidye ödeyip ödememe noktasında kalan şirketleri zor günler bekliyor olabilir.

ABD Kuzey Kore’ye fidye ödenmesini yasaklıyor

ABD, Eylül 2019’da Lazarus Grubunu -diğer Kuzey Koreli hacker gruplarının yanı sıra- ‘Özel Olarak Belirlenmiş Vatandaşlar ve Engellenen Kişiler Listesine’ (SDN) ekledi. Bu, ABD’lilerin hükümetten açık izin almadan, hackerlara fidye ödemesini yasaklıyor. Böyle bir izin almak isteyen şirketler açısından ABD hükümetinin fidye ödemeye onay vermesi son derece düşük bir ihtimal olmakla birlikte, uygulamada bunun nasıl gerçekleşeceği de büyük bir soru işareti.

ABD hükümetinin bu kanunla yapmak istediği Kuzey Kore’ye para kaynağı sağlanmasını durdurmanın ötesinde, Lazarus’un fidye toplamasını engellemek olduğu biliniyor. Ancak Kuzey Kore’ye yapılan fidye ödemelerine karşı yaptırımların uygulanması pratikte oldukça zor.

Nitekim, siber saldırılarla ilgili temel zorluklardan biri, saldırıdan kimin sorumlu olduğunu net bir şekilde belirlenmesi. Şu an için bu hala mümkün. Kaspersky Labs’teki uzmanlara göre, Kuzey Kore ransomware konusunda kendine özgü, benzersiz birkaç zararlı yazılım araçları kullanıyor. Ancak bu, Kuzey Koreli hackerların bunu değiştirmeyeceği anlamına gelmiyor. Kuzey Kore’nin ransomware çeşitliliğini artırması ve diğer siber suçlular tarafından kullanılan teknikleri kullanmaya başlaması halinde, fidyecileri Kuzey Kore ile ilişkilendirmek kolay olmayabilir.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Siber suçun maliyeti 6 trilyon dolara çıkacak

Siber suç endüstrisi üç yıl önce 3 trilyon dolarlık bir maliyeti olmasına karşın 2021 yılında siber suçun maliyeti 6 trilyon dolara ulaşacak.

Antivirüs yazılım kuruluşu ESET’in yaptığı araştırmalar, siber suçun artık çok yönlü bir hizmet alanına dönüştüğünü ortaya koydu. Ürkütücü çeşitliliğe sahip bu yıkıcı endüstride siber suçlular, ücret karşılığında karaborsada kendi ürün veya altyapılarını satıyorlar. ESET, karanlık web’e göz atarak, siber suç pazarlarını mercek altına aldı.

Siber suç endüstrisi, 2015 yılında dünyaya 3 trilyon dolara mal oldu. Küresel siber ekonomi rakamlarına odaklanan Cybersecurity Ventures araştırmacı kuruluşunun paylaştığı bu bilgiye göre, siber suçun yarattığı maliyet 2021 yılına kadar 6 trilyona dolara çıkacak.

Peki bu yıkıcı maliyetlerin oluşmasına neden olan zararlı hizmet maliyetlerinde durum nedir? Antivirüs yazılım kuruluşu ESET, siber suçu bir hizmet olarak sunan karanlık karaborsalardaki teklifleri mercek altına aldı.

Fidye yazılımları 

Pek çok çeşitli fidye yazılımı paketleri karanlık web’de satışa sunuluyor, tıpkı yasal yazılım satışı gibi. Güncellemeler, teknik destek, C&C sunucularına erişim ve çeşitli ödeme planları, sağlanan özelliklerden bazıları. Sunulan fidye yazılımı paketlerinden birinde de, ödeme modeli aylık ve yıllık aboneliğe dayanıyor. Farklı fiyatlarla sunulan çeşitli abonelik planları mevcut; en ucuz fiyatı sadece bir ay için 120 dolar ve en pahalısı ise bir yıl için 900 dolar olmakla birlikte, fidye yazılımı yürütülebilir dosyasına diğer özellikler eklerseniz bu rakam 1900 dolara kadar yükselebiliyor.

Fidye aldıkca pay alma yöntemi de var

Siber suçluların fidye yazılımlarını satmak için kullandıkları bir diğer ödeme modeli de, kötü amaçlı yazılım ve C&C altyapısını başlangıçta ücretsiz olarak sunarak, sonrasında kurbanlar tarafından yapılan ödemelerden pay alınmasına dayanıyor.

Hangi strateji kullanılırsa kullanılsın, bu hizmetleri satın alacak kişilerin ayrıca kötü amaçlı yazılımın yayılmasını sağlayacak yazılımları da edinmesi gerektiği ortada.

Sunuculara erişim satışı

Karanlık web’de, uzak masaüstü ptrotokolü (RDP) aracılığıyla dünyanın çeşitli yerlerindeki sunuculara erişim sağlayarak kimlik bilgileri sunan çeşitli hizmetler de bulunuyor. Fiyatlar, sunucu başına 8-15 dolar aralığında ve ülkeye, işletim sistemine ve hatta kullanıcıların bu sunucudan eriştiği ödeme sitelerine göre arama yapılabiliyor.

Böyle bir erişimi satın aldıktan sonra, bir siber suçlu bunu fidye yazılımı çalıştırmak veya belki de bankacılık truva atları ya da casus yazılımlar gibi daha gizli kötü amaçlı yazılımları yüklemek için kullanabilir.


DDoS saldırısı altyapısı 

Bazı suçlular, botnetler ya da ele geçirilmiş bilgisayarlardan oluşan ağlar geliştirerek, sahip oldukları bilgisayar gücünü spam e-postaları göndermek ya da DDoS saldırıları gerçekleştirmek için kiralıyorlar.

Hizmet reddi saldırıları için (DDoS) fiyat, saldırıların ne kadar süreceğine (1 ila 24 saat arasında değişkenlik gösteriyor) ve bu zaman diliminde ne kadar botnet trafiği yaratılabileceğine bağlı olarak değişiyor. ESET, üç saat için 60 dolar fiyat belirlenen bir örneğe ulaştı.

PayPal ve kredi kartı hesapları satışı

Başarılı kimlik avı saldırıları yapan siber suçlular, genellikle çalınan hesapları kendileri kullanmak gibi bir riske girmezler. Hesapları diğer suçlulara satmak halihazırda yeterince kârlı ve çok daha güvenlidir. Siber suçlular, genellikle çalıntı hesaptaki toplam kredinin yaklaşık yüzde 10’unu tahsil ederler. Bu arada bazı satıcılar, kimlik avı faaliyetlerini yürütmek için kullandıkları araçları ve sahte web sitelerini göstermekten de çekinmeden mutluluk duyuyorlar.

Reklam, pazarlama, dağıtım içeren siber suç ekosistemi oluşmuş

ESET’in Küresel Güvenlik Elçisi Tony Anscombe, kötü amaçlı yazılım endüstrisinin artık bir yazılım şirketininkine benzer özelliklere sahip olduğuna dikkat çekti. Anscombe, “Belli derecede anonimlik sağlayan araçlarla gizlenmiş siber suçluların, reklam ve pazarlamadan müşteri hizmetlerine, güncellemelere ve kullanım kılavuzlarına kadar her şeyi içeren bir suç endüstrisini bir araya getirdiklerini görmek mümkün” diye konuştu.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz