Etiket arşivi: Efsane hackerlar

Richard Pryce: KGB’den daha tehlikeli 16 yaşındaki hacker

Bir önceki yazıda 3.Dünya Savaşı’nı çıkarabilecek iki hackerdan birisi olarak Mathew Bevan’dan bahsetmiştik. Bu yazımızda ise bu iki hackerdan diğeri olan Richard Pryce’dan bahsedilecektir. Mathew Bevan’ın arkadaşı olan Pryce, namı diğer Datastream Cowboy, arkadaşı gibi İngiliz bir hackerdır. Takım arkadaşı ile birlikte Amerikan savaş simülasyonları ve Kore Atom Araştırma Enstitüsü’ne erişim sağlamışlardır.

3. Dünya Savaşı’nı çıkartacak iki hackerdan biri: Mathew Bevan

Pryce 16 yaşında 750 Pound’luk bilgisayarı ile İngiltere’ de odasından Amerika’ nın çok gizli güvenlik kuruluşlarına sızmayı başarmıştır. Amerikan savunma ve silah sistemlerini hackleyen çocuk yaştaki bilgisayar korsanı bu sistemlere ait yapay zeka dosyalarını ve savaş yönetim dosyalarını siler.

Pryce Amerikan Senatosu tarafından KGB’den daha tehlikeli, Amerikanın bir numaralı güvenlik tehditi, bilinmeyen bir casus olarak nitelendirilmiştir ve bu suçlamalardan dolayı Pryce yargılanmıştır. Ancak Pryce’ın avukatı, bunun bir okul çocuğu şakası olduğunu, 6 aylık bir deneyim ve internetteki bilgileri kullanarak ABD gizli ağlarına girilebileceğini belirterek Pryce’ı savunmuştur. Avukatlara göre bu durumun zayıf güvenlik sebeplerinden dolayı meydana geldiğine inanmaktadırlar. Pryce bu savunmalardan sonra mart ve nisan 1994’de yetkisiz bilgisayar sistemlerine erişim sağlamak suretiyle 12 suçtan suçlu bulunarak 1200 pound ve artı 250 pound olmak üzere 1450 pound para cezası verilmiştir.

ÇOCUK HACKER ŞİMDİ CEO OLDU

Pryce’ın ele geçirdiği sistemde balistik silahlar, savaş uçakları dizaynları, maaş bordroları, üretim bilgileri, kişisel kayıtlar ve mailler gibi bir çok önemli bilgi bulunmaktaydı. Bunları yaparken ise o Royal College of Music okulunda okuyordu.

Bu olaylar karşısında pişman olsa gerek tutuklanırken göz yaşlarını tutamadığından bahsedilmiştir. Pryce hakkında sınırlı bilgi bulunmaktadır. 16 yaşında karışmış olduğu bu siber olay ve sonrasındaki adli olaydan bahsedilmiştir. Daha sonra ise herhangi bir siber olaya karıştığından bahsedilmemiştir. Şimdilerde büyük bir sigorta şirketinin Avrupa  bölgesi CEO’ su olarak görev yapmaktadır.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

3. Dünya Savaşı’nı çıkartacak iki hackerdan biri: Mathew Bevan

Mathew Bevan

10 Haziran 1974’de Birleşik Krallık’ın Cardiff şehrinde doğan Mathew Bevan zor bir okul dönemi geçirmiş, kendini erken yaşlarda İnternet’in karanlık dünyasında bulmuştur. Bevan telefon sisteminde tuşların ses tonlarını değiştirerek dünyanın herhangi bir yeri ile hiçbir ücret ödemeden konuşabilecek şekilde kullanmayı daha on altı yaşında başarmıştır.

İngiliz hacker Bevan, nam-ı diğer Kuji, 21 yaşına geldiğinde ise büyük bir siber olaya imza atmıştır. Gary McKinnon gibi o da UFO komplo teorisini ispatlamaya çalışmış, bunu başarmak için 16 yaşındaki arkadaşı Richard Pryce – nam-ı diğer Datastream Cowboy- ile birlikte Amerikan ordusunun Griffiss Hava Kuvvetleri Üssü’ne ait araştırma laboratuvarının bilgisayarlarına sızmayı başarmıştır. Amerikan savaş simülasyonlarını elde eden iki kafadar ayrıca Kore Atom Araştırma Enstitüsü’ne erişmeyi başararak uluslararası bir olayın da fitilini ateşlemiştir. Böyle bir olay iki ülke arasında savaşa neden olabilecekken bunun üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilen bir sızma olduğu fark edilince taraflar sakinleşmiştir. Bu olay üzerine Amerikan Özel Kuvvetler Daire Başkanlığı’nda görevli bir ajan olan Jim Christy, Bevan’ı “neredeyse 3.dünya savaşını çıkaracak iki hackerdan biri” şeklinde yorumlamıştır.

Kuji’nin UFO merakı ise hackerlar için haber kaynağı olan PHRACK’da paylaşılan bir site listesi ile başlamıştır. UFO’lara merakı olan kişilerin görmek isteyeceği web sitelerinin bulunduğu liste ile başlayan UFO macerası askeri birliklere ait dosyalara izinsiz erişime kadar ilerlemiştir. Bu dosyalarda ise bazı askeri bilgileri elde etmiştir. Bu bilgilerle diğer askeri üslerin sistemlerine kolaylıkla erişmiştir. Onun bu birliklerde dikkatini çeken ise sistem yöneticilerinin güvenliğinin çok kötü olduğudur. Bazen şifresiz erişim sağlamış bazen de çok basit şifrelerle karşılaşmıştır.

Bevan’ın askeri sistemlerde elde ettiği bilgilerden ona göre en ilginç olanı FLEX sistemidir. Nükleer füzelerle ilgili olan Force Level Execution sistemi füzelerin nasıl kullanılacağı, bir sonraki füzenin nereye atılacağı gibi bilgileri içeren bir yapıdadır. Bu sistem basına Barış Muhafızı Füzeler şeklinde lanse edilmiştir. Bevan FLEX sistemindeki füzelere kaynak kodu ile erişilebileceğini bulmuştur.

Bevan’ın yaptıkları sadece bununla da sınırlı değildir. Bevan ayrıca NATO, NASA, USAF gibi kuruluşlarla ilgili siber olaylara karışmıştır. Bu nedenle Amerikan Senatosu Bevan’ın yaptığı olaylar ve başka bir isme, Kuji, sahip olmasından dolayı onun Avrupalı bir ajan olabileceğini düşünmüştür. Pentagon ise zamanında onu Adolf Hitler’den sonra dünya barışı için en büyük tehdit şeklinde tanımlamıştır.

Az bir kaynakla büyük işler yapmış olan Bevan’ın sahip olduğu sistem yukarıdaki fotoğrafta görülmektedir. Zamanın kişisel bilgisayarı Commodore Amiga 500 ve 1200, birkaç kulaklık, bir telefon hattı ve farklı bant genişliğini sahip birkaç modem ile bütün bu işleri yapmayı başarmıştır.

Bevan 21 Haziran 1996 günü saat 10:00’da NATO, Amerikan Hava Kuvvetleri, NASA gibi kuruluşların bilgisayar sistemlerine izinsiz erişim sağladığı gerekçesiyle İngiltere’de gözaltına alınmıştır.

Bevan gözaltına alınma olayını şu şekilde anlatıyor: “Bir gün sigorta şirketinin bilgisayar departmanında çalışırken birkaç adam yanıma gelerek bana bazı sorular sordu. Daha sonra beni NASA ve bazı hava kuvvetleri üssü sistemlerine erişim sağladığım gerekçesiyle tutuklu olduğumu söylediler. Evimde bulunan bilgisayarlarım ve dosyalarım toplandı. Yaklaşık 36 saat gözaltında kaldım. Bunun 28 saatini hücrede geçirdim. Ailemle görüşmem engellendi.” şeklinde anlatmıştır.

Yaklaşık 36 saat süren sorgunun ardından 22 Haziran günü saat 19:47’de Amerikan Hava Kuvvetleri bilgisayar sistemine gizlice eriştiği gerekçesiyle tutuklanmıştır.

Bevan, Gary McKinnon gibi UFO teorisi ile uğraşmış ve McKinnon gibi Amerikan ordusunun bilgilerine erişmiştir. Bu iki hacker Amerika Silahlı Kuvvetleri’nin korkulu rüyası olmuştur. Bu gibi benzerliklerle iki hacker arasında yakın bir bağ bulunsa da akıbetleri farklı olmuştur.

Bevan yaklaşık 18 ay tutuklu kaldıktan sonra hakkında delil yetersizliği sebebiyle 21 Kasım 1997 günü serbest kalmıştır. Bevan kendi bilgisayar danışmanlık şirketini kurduğu İngiltere’de yaşamını sürdürmektedir.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun

Hacker Dünyasının Karanlık Çocuğu: Stephen Watt

İki metreyi aşkın boyuyla siber dünyaya kuşbakışı bakan Stephen Watt, nam-ı diğer “Unix Terörist”, bulaştığı siber dolandırıcılık suçlarıyla henüz erken yaşta siber dünyanın en azılı hackerları arasında yer aldı. Hacker dünyasının “Speedy Gonzales”i olarak nitelendirdiğimiz Albert Gonzales’le sıkı dost ve aynı zamanda suç ortağı olan efsane hacker, hakkında açılan yeni siber suç davalarıyla sıkça gündeme gelmeye devam ediyor.

 

[ilink url=”https://siberbulten.com/makale-analiz/hacker-dunyasinin-speedy-gonzalesi-albert-gonzales/”]Hacker Dünyasının Speedy Gonzales’i: Albert Gonzales[/ilink]

 

“Çok uzundum. Gözlüklüydüm. Sivilceliydim. Herkes benden nefret ederdi,” sözleriyle oldukça sorunlu çocukluk ve yeni gençlik dönemlerini özetleyen Watt, günlerini bir programlama dergisi olan Dr. Dobbs’u okuyarak geçirirdi. Sonrasında kendi deyimiyle “herkese kin kusabileceği, dünyadan intikamını alabileceği, fakat bunu yaparken kimseyle yüzyüze iletişime geçmek zorunda kalmayacağı” bir dünya arayışına giren Watt, Bitch X isimli sohbet uygulamasını bilgisayarına indirdi ve siber dünyanın en sevdiği yönü olduğunu söylediği “insanların hayatını cehenneme çevirme” amacıyla kullanmaya başladı.

Watt, siber dünyanın karanlık yüzünü keşfetmeye başladığı 1998 yılında, kendi gibi çocuk yaştaki hackerlarla iletişime geçerek bir grup kurmayı başarmış ve TCP/IP ağlarını hackleme denemeleri başarıyla sonuçlanmıştı. Siber dünyanın yeraltı grupları arasında ünü her geçen gün daha da yayılan Watt’ın siber dünyasındaki dönüm noktası ise, henüz lise öğrencisiyken Albert Gonzales’le tanışması olmuştu. Gonzales; sahte pasaport, sahte sağlık sigortası kartı, sahte sürücü belgesi, nüfus cüzdanı çıkartmak için kullanılan sahte doğum belgeleri gibi sayısız sahtekarlıkla milyonlarca dolar çalmayı başaran 4.000 üyeden oluşan ShadowCrew’un (Gölge Tayfası) önde gelen üyelerindendi.

 

[ilink url=”https://siberbulten.com/efsane-hackerlar/” style=”note”]EFSANE HACKERLAR YAZI DİZİSİNİN TÜMÜNE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ[/ilink]

 

Siber yeteneklerini gün geçtikçe daha üst seviyeye taşıyan Watt, bir yandan lise eğitimine devam ediyor, bir yandan da Florida’daki Identitech’te çalışıyordu. 2004 yılında Morgan Stanley adlı çokuluslu bir finans kurumunda yazılım mühendisi olarak çalışmaya başladığında tam 90 bin dolar kazanıyordu. 2007’de Imagine Software’le 130 bin dolara anlaşan Watt, günlerini çeşitli uyuşturucu maddeleri denediği gece klüplerinde geçiriyordu.

Kısa zamanda siber dünyanın en tehlikeli ikilisi haline gelen Watt ve Gonzales, narkotik suçlardan cinsel istismara kadar, siber dünya üzerinde birçok siber suça bulaşmışlardı. Fakat bunlardan en tehlikelisi, Gonzales’in gerçekleştirdiği ve Amerikan tarihinin en büyük kimlik hırsızlığı olarak kabul edilen TJ Maxx vurgunuydu. ABD’nin saygın şirketlerinden TJ Maxx’ın sistemi üzerinden 2005-2007 yıllarında toplam 45.6 milyon kredi kartı bilgisini çalan Gonzales’e, Watt’ın da suç ortaklığı yaptığı iddia ediliyordu. O dönem Morgan Stanley’de çalışmaya devam eden Watt’ın “blabla” isimli bir veri hırsızlığı programı yazarak Gonzales’e yardım ettiğine karar veren federal mahkeme, Watt’ı 2 yıl hapis 3 yıl da gözetimli serbestlik cezasına çarptırdı. Mahkeme ayrıca kimlik hırsızlığı sonucu ortaya çıkan 171.5 milyon dolarlık zararın da Watt ve Gonzales tarafından geri ödenmesine karar vermişti.

 

[ilink url=”https://siberbulten.com/strateji-guvenlik/fbi-otcu-hackerlara-muhtac-mi-kaldi/” style=”tick”]FBI ‘otçu’ hackerlara muhtaç mı kaldı? [/ilink]

 

Geçmişte karıştığı siber suçlara rağmen, ABD’nin en azılı siber suçluluları arasında gösterilen 25 yaşındaki Watt’ın, TJ Maxx vurgununda gerçekten suçlu olup olmadığına dair herkesin kafasında soru işaretleri vardı. Zira TJ Maxx vurgununun esas karakteri Gonzales bir doğum günü partisinde 100 bin dolara yakın para harcayabilirken, Watt’ın neredeyse beş parasız olduğu konuşuluyordu. Watt’ın avukatı, liseyi yaşıtlarından birkaç yıl erken bitiren ve çok başarılı olan Watt’ın, siber dünyaya olan ilgisinin para beklentisinden değil entelektüel merakından kaynaklandığını ve TJ Maxx vurgununda masum olduğunu savunuyordu. Fakat mahkeme, Gonzales ve Watt arasında geçen 300 sayfalık internet yazışmalarını delil göstererek, Watt’ın maddi çıkar gözetmese bile suça yardım ettiği gerekçesiyle ceza almasına karar verdi.

Siber dünyanın azılı ismi Watt, en son 2013 yılındaki Boston Maratonu bombalı saldırılarının ardından polis sorgulamasına alınmış ve her türlü sisteme kolyaca sızabildiği göz önünde bulundurularak, kendisine “Bombalı saldırılardan önceden haberdar mıydın?” sorusu yöneltilmişti. Konuyla ilgili herhangi bilgisi bulunmadığı tespit edilen hacker, hapis cezasının ardından büründüğü sessizliğe geri döndü.

 

SİBER BÜLTEN ABONESİ OLMAK İÇİN FORMU DOLDURUNUZ

[wysija_form id=”2″]

Evsiz Hacker: Adrian Lamo

Adrian Lamo, nam-ı diğer evsiz hacker, mahallenin internet kafesinden dünyanın en seçkin bilişim şirketlerine kadar, sızılmadık sistem bırakmayan iflah olmaz bir hacker. Azılı bir suçludan ulusal kahramana dönüştüğü sıra dışı hayat hikayesiyle haklı bir üne kavuşan efsane hacker, yalnızca siber kabiliyetleriyle değil, ilginç politik duruşuyla da dikkat çekiyor.

Efsane hacker Lamo, 1981 yılında ABD’nin Boston kentinde dünyaya geldi. Dahi hackerların çocukluk hikayelerinden alışık olduğumuz gibi, sosyal hayatında sıkça sorunlar yaşayan Lamo, ilkokul eğitiminden sonra liseye devam etmedi. ABD’nin Kaliforniya eyaletinde bulunan bir lisede birkaç ders alsa da, Lamo düzenli bir eğitimi almayı reddetmişti. Oldukça hareketli bir çocuk olan Lamo, vaktinin büyük bölümünü seyahat ederek, tehlikeli spor dallarını deneyerek geçiriyor ve evsiz olduğu için çoğu kez terk edilmiş binalarda yaşamaya çalışıyordu. Onu çevresindeki diğer aykırı gençlerden ayıran özelliği ise, sıkça ziyaret ettiği internet kafelerin, üniversitelerin ve kütüphanelerin ağlarındaki güvenlik açıklarını tespit edebilecek kadar yetenekli bir bilgisayar korsanı olmasıydı.

EFSANE HACKERLAR İLE İLGİLİ DİĞER YAZILARA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ

Lamo bir yandan siber kabiliyetlerini geliştiriyor, diğer yandan birçok politik kuruluşta gönüllü çalışmalar yürütüyordu. 90’lı yılların ortasında LGBTQ destekli Planet Out isimli medya şirketinde çalışmalar yürütmeye başlayan evsiz hacker, San Francisco’daki danışmanlar komitesinin önerisiyle Sorgulayan Gençlik Timi’nin üyeleri arasında yer almıştı. Lamo’nun aykırı yaşantısının karanlık noktalarından biri de uyarıcı hap kullanımıydı. 2001 yılında aşırı doz nedeniyle ciddi sağlık sıkıntıları yaşayan Lamo’ya hastanede yapılan tetkiklerde, Asperger Sendromu adlı sosyal etkileşim zorluğu teşhisi konmuştu.

İyileştikten sonra sokaklardaki yaşamına devam eden Lamo, 6 tuşu eksik olan 8 yıllık bir Toshiba bilgisayarla siber alandaki tehlikeli girişimlerine devam ediyordu. Fakat Lamo’nun bu kez hedefi üniversiteler ya da kafeler değil, dünyaca ünlü şirketlerin internet sistemleriydi. İşe ABD’nin AOL adlı küresel medya kuruluşunun internet sistemlerine sızarak başladı. AOL deneyimi sonrası fark ettiği açıkları New York Times gazetesinin web sisteminde de gözlemleyen Lamo, kısa zamanda gazetenin açıklarından yararlanmaya başladı ve sadece yüksek profilli kullanıcıların erişebileceği bilgilere ulaşmayı başardı. Dünyaca ünlü New York Times’ın bunu fark etmesi ise 2 yıl sürdü. Gazetenin şikayeti üzerine uzun bir soruşturma dönemiyle karşı karşıya kalan Lamo’nun, Microsoft’tan Yahoo’ya kadar sayısız siber devinin sistemlerine sızdığı ve kritik bilgilerini ele geçirdiği fark edildi. İsmini tüm ülkeye duyuran efsane hacker, 2004’te FBI tarafından yakalanarak cezaevine gönderildi.

2 yıllık hapis cezasının ardından, Lamo 2006 yılında serbest bırakıldı. 2009 yılının Şubat ayında WikiLeaks olayı patlak vermiş ve Amerikan Hükümeti’nin gizli kalması gereken birçok belgesi WikiLeaks aracılığıyla dünyaya duyurulmaya başlamıştı. Lamo’nun isminin de WikiLeaks’in belge donörleri arasında geçmeye başlaması uzun sürmedi. Fakat durum tam tersine döndü ve Lamo, Bradley Manning adlı bir Amerikan askerinin WikiLeaks’e binlerce gizli belge sızdırdığını iddia etti. Yapılan soruşturma neticesinde Lamo haklı çıkarken, Manning 35 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Günün sonunda Lamo kahraman olmayı başarmıştı.

Tüm bu yaşananlar Lamo’nun adını temizlemeye büyük ölçüde yetmişti. Yaşamını konu alan bir belgesele (Hackers Wanted) ve sayısız röportaja sahip olan Lamo, şu sıralar tehdit analizi uzmanı olarak hayatına devam ediyor.

NOT: Yazıya 17 Mart Güncellemesi: Amerikalı “evsiz hacker” ölü bulundu

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Hacker Dünyasının Speedy Gonzales’i: Albert Gonzales

Sadece iki yıl içerisinde tam 170 milyon kredi kartı ve ATM numarasını ele geçirerek adını hacker dünyasının en azılı üyeleri arasına yazdırmayı başaran Albert Gonzales, nam-ı diğer J4guar, bilgisayar dünyasının gelmiş geçmiş en büyük siber dolandırıcısı olarak nitelendiriliyor. Siber dünyada karışmadığı neredeyse hiçbir suç çeşidi kalmayan Gonzales, siber suçlardan hüküm giyenler arasında en uzun hapis cezasına çarptırılan hacker olarak da biliniyor.

Gonzales, 1981 yılında Küba göçmeni bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. İlk bilgisayarına 8 yaşında sahip olan hacker, Florida’da bulunan bir lisede okurken, kendi gibi bilgisayar meraklısı birkaç öğrenciden oluşan oldukça problemli bir grubun liderliğini yapıyordu. Henüz erken yaşlarda deneyimlemeye başladığı hacking girişimleriyle küçük çaplı siber suçlar işlemeye başlayan Gonzales, ismini ilk olarak liderliğini yaptığı 4.000 üyeden oluşan ShadowCrew (Gölge Tayfası) ile duyurdu. 1.5 milyon kredi kartı numarasını çalıp online olarak satan ShadowCrew üyeleri, ayrıca sahte pasaport, sahte sağlık sigortası kartı, sahte sürücü belgesi, nüfus cüzdanı çıkartmak için kullanılan sahte doğum belgeleri gibi sayısız sahtekarlıkla, 4.3 milyon dolar çalmayı başardı.

Ele geçirdiği kart bilgilerini Carderplanet ve Darkprofits gibi siber suç gruplarıyla da paylaşan ShadowCrew’un işlediği suçlar kısa sürede Amerikan Gizli Servisi’nin (CIA) dikkatini çekti. 2004 yılının Ekim ayında Kalkan Operasyonu ismi verilen ve ABD, Bulgaristan, Beyaz Rusya, Kanada, Polonya, İsviçre, Hollanda ve Ukrayna’da eş zamanlı yürütülen operasyonda 28 ShadowCrew üyesi tutuklandı. Çok sayıda sahte kredi kartına sahip olduğu iddia edilen çete lideri Gonzales ise, Gizli Servise yasadışı işleri yürüten grup üyeleri hakkında bilgi vererek, kısaca itirafçı olarak, hapis cezası almaktan kıl payı kurtuldu ve 75.000 dolar hapis cezasına çarptırıldı.

İLGİLİ HABER >> HACKER-FBI İŞBİRLİĞİ: HECTOR MONSEGUR OPERASYONU

Hacker dünyasının tüm azılı üyeleri gibi, Gonzales de artık iflah olmaz bir siber suçlu haline gelmişti. Kalkan Operasyonundan sonra Miami’ye taşınan Gonzales, burada eski alışkanlıklarına geri döndü ve siber dolandırıcılık girişimlerine devam etti. 2005 yılında TJX Company isimli ünlü bir Amerikan şirketinin sistemine sızarak, 18 ay boyunca 45.6 milyon kredi kartı numarasını çaldı. Bununla yetinmeyen Gonzales, Card Systems Solutions isimli kredi kartı üretim şirketinden de 40 milyon kredi kartı bilgisini sızdırdı. Miami’nin kablosuz ağ sistemindeki açıklıkları bulmak için gece gündüz demeden çalışan Gonzales, sonunda Barnes & Noble’dan T. J. Maxx’a kadar sayısız şirketten sızdırdığı bilgilerle, 2006 yılının sonuna kadar 170 milyon kredi kartı bilgisine erişim sağlamıştı. Bu rakam, ABD nüfusunun yarısından fazlaydı.

EFSANE HACKER DİZİSİNİN DİĞER YAZILARI İÇİN TIKLAYINIZ

Dave & Busters’tan kredi kartı bilgilerinin çalındığının fark edilmesi uzun sürmedi ve ABD gündeminde büyük yankı uyandırdı. 2007 yılının Eylül ayında şirketten 5.000 kart numarasını çaldığı ve bu kartların yalnızca 675’inden 600.000 doları kendi hesabına geçirdiği tespit edilen Gonzales, Miami sahilinde bulunan lüks bir otel odasında yakalanarak tutuklandı. Tutuklandığında yanında 1.6 milyon dolar nakit para bulunuyordu. 1.1 milyon doları ise plastik bir çantaya koyarak ailesinin yaşadığı evin avlusuna gömmüştü. Paranın yanı sıra Gonzales’in yanında çok sayıda laptop ve silah da bulunması, alacağı cezayı katlamıştı.

İLGİLİ RÖPORTAJ>> HACKİNG BİR LANET VE BUNDAN KURTULUŞ YOK

Tüm zamanların en büyük siber dolandırıcılık davasının sanık koltuğuna oturtulan 28 yaşındaki Gonzales, yaptıklarından ne kadar pişman olduğunu şu sözlerle anlatıyordu: “ShadowCrew davasında bana bir şans verildi, affedildim. Fakat bu şansı değerlendiremedim. Yaptığım her şeyin tek sorumlusu benim. Bahçelerine yasadışı yollarla elde ettiğim parayı gömerek, ailemin yaşadığı evin kutsallığına zarar verdim. Bana vereceğiniz cezayı hafifletirseniz, aileme onları ne kadar çok sevdiğimi ispatlamak için elimden geleni yapacağım.” Fakat son pişmanlık fayda etmemiş ve Gonzales teknoloji tarihinin siber suçlara verilen en büyük cezası olan 20 yıllık hapis cezasına çarptırılmıştı.

Hacker dünyasının en azılı isimlerinden biri olan Gonzales, şimdilerde Kansas’ta bulunan bir hapishanede özgür kalacağı yıl olan 2025’i bekliyor.

HAFTALIK SİBER BÜLTEN RAPORUNA ULAŞMAK İÇİN FORMU DOLDURUNUZ

[wysija_form id=”2″]