Etiket arşivi: covid-19

New York’un aşı dezenformasyonuyla savaşı ajan filmlerini aratmıyor

Opinion piece illustration fot the Wall Street Journal by Ladapo and Risch

ABD’nin New York kentinde yaklaşık bir yıldır, belediye binası ve halk sağlığı departmanından yetkililerin oluşturduğu küçük bir ekip, aşı ile ilgili dezenformasyonun nasıl yayıldığına dair ayrıntılı raporları inceledi.

The Times tarafından toplanan bu “dezenformasyon haberlerinin” sekiz aydan fazla bir sürelik olan kısmının incelenmesi, şehir yönetiminin Kovid-19 etrafında ve beş ilçede yayılan yanlış bilgiler ile komplo teorileri hakkında kapsamlı istihbarat topladığını ortaya koyuyor. Proje, Kovid-19 aşısını New York’un muhtelif ve tecrit edilmiş topluluklarına ulaştırmaya ve şehri normale döndürmek için virüsü yenmeye yardımcı olmayı amaçlıyor.

Geçtiğimiz ocak ve şubat aylarında şehir yönetimi, Brooklyn’deki Ortodoks Yahudi cemaatine yönelik Kovid-19 mRNA aşılarının bir kişinin DNA’sını değiştirebileceğini ve yalnızca yüzde 0,5 etkili olduğunu öne süren broşürleri elde etti.

Mart ayında, kentin Polonya topluluğu, mRNA aşılarının “Hıristiyanlığı ve Polonya Ulusunu yok etmek” için tasarlandığına dair hakikatle bağlantılı olmayan iddialara maruz kaldı. Aynı ay yayımlanan bir başka haberde ise New York’un Haiti mahallelerinde yaygın olan ve aşıların siyah nüfusu azaltmak için geliştirildiğine dair bir söylenti yer aldı.

DEZENFORMASYON AŞI KOMUTA MERKEZİNE BİLDİRİLİYOR

Temmuz ayında, proje analistleri, eski bir New York Times çalışanı olan yazar Alex Berenson tarafından aşıya dair paylaşılan dezenformasyonu takip etti. Ağustos ayında analistler, itfaiyenin acil sağlık çalışanlarını temsil eden sendikanın başındaki Oren Barzilay’ın” yanıltıcı” iddialarını not ettiler.

Bu yanlış bilgilerin her biri, New York’un aşılama işini denetlemeye yardımcı olmak için oluşturulan belediye binasındaki üst düzey bir grup olan Aşı Komuta Merkezine bildirildi.

Neredeyse bir yıldır, Aşı Komuta Merkezi bu tür dezenformasyona dair düzenli raporlar hazırlıyor. Raporlardaki istihbarat, şehir sağlık departmanı içindeki yaklaşık 15 kişilik bir ekip, diğer şehir yetkilileri ve araştırma firması GroupSense tarafından derlendi. Raporlar daha sonra New York’un aşı çalışmalarına katılan şehir yetkililerine veriliyor.

ABD’nin IŞİD’i hackediği operasyon: Teknolojiyle Psikolojik Harbin birleşimi: Glowing Symphony

Belediye Başkanı Bill de Blasio’nun sözcüsü Danielle Filson, kentin söz konusu projeyi üstlendiğini zira “yayılan efsanelerin niteliğini anlamak, onları ortadan kaldırmak ve halkı bilime dayanan gerçeklerle eğitme noktasında kritik öneme sahip olduğunu” söylüyor.

Filson, New York Times’tan Maria Gay’e gönderdiği bir e-postada, “New Yorklular gerçeği bilmeyi hak ediyor ve aşı kadar önemli meseleler söz konusu olduğunda — gerçek bilgiye sahip olduklarından emin olmak bizim ahlaki zorunluluğumuz.” dedi.

AŞI KARŞITI KAMPANYALAR RUSYA KAYNAKLI MI?

Bazı raporlara göre ise çevrimiçi yayımlanan bu aşı karşıtı operasyonları, kökleri Rus Hükümetine dayanan dezenformasyon kampanyalarının sonucu. 8 Haziran’da GroupSense analistleri, Graphika olarak bilinen diğer bir araştırma firmasının değerlendirmesiyle, aşırı sağ komplo teorilerini teşvik etmeye adanmış bir web sitesine gönderilen aşı karşıtı bir karikatürün “Rus yanlısı bir dezenformasyon kampanyasıyla tutarlı olduğunu” kabul ettiklerini söyledi.” Bu kampanya, St. Petersburg merkezli İnternet Araştırma Ajansına bağlı kişilere atfedildi.

Çalışma, İspanyolca’dan Urduca’ya kadar en az bir düzine dilde yayınlanan komplo teorilerini tespit etti. En ürkütücü yalanlar arasında, “Aşılanan insanlarda çıbanlar çıkıyor”; “aşılar vücudu manyetize ediyor”; “derin devlet ajanları aşıları orduyla birlikte geliştirdi.” gibi iddialar yer alıyor. 

KASITSIZ MEZENFORMASYONLA KASITLI DEZENFORMASYON BİRBİRİNDEN AYRILIYOR

Henüz kamuya açıklanmayan raporlar, yanlış bilgilerin kasıtsız olarak yayılması ile kötü niyetli dezenformasyon arasında bir ayrım yapıyor. Bazı raporlar gizlilik endişelerini ya da en azından böyle bir çabanın bir tür bağımsız denetime sahip olması gerekip gerekmediğiyle ilgili soruları gündeme getiriyor. Örneğin, haziran ayındaki bir bültende, Kovid-19’un bir aldatmaca olduğu yönündeki komplo teorisini destekleyen New Yorklu aşı karşıtı gruptaki bir avukatın, bu yılın 21 Mayıs’ında Manhattan’ın Foley Meydanı’nda bir protesto mitingine katıldığını belirtti. Bülten avukatın adını verdi.

Delta varyantı sonrası aşı karşıtları dezenformasyonda hız kesmiyor

Şehir yetkililerinin yasal olarak korunan toplantılara katılan vatandaşları izlemesinin, özellikle yıllarca Polis Departmanının Müslüman topluluklara casusluk yapmasına ve neredeyse tamamen masum vatandaşların, ezici bir şekilde Siyahi erkeklerin veritabanını tutmasına izin veren bir şehirde zor bir konu olduğu aşikar.

Raporların büyük ölçüde bireylere odaklanmadığı görülüyor. Öte yandan şehir yetkililerinin New York’un aşı kampanyasını şekillendirmeye yardımcı olmak için istihbaratı şu ana kadar akıllıca kullandıkları ve belirli topluluklarda dolaşan belirli dezenformasyonları veya komplo teorilerini ele alma yönünde davrandıkları gözleniyor.

Ocak ayında, Aşı Komuta Merkezinin analistleri, yaygın olarak dolaşan bir WhatsApp mesajının binlerce New Yorkluyu Brooklyn Ordusu Merkez Aşılama sahasının büyük miktarda ekstra doza sahip olduğuna inanmaya zorladığı konusunda şehir yetkilileri uyarıda bulundu.

ANTİKOR TESTİ SUİSTİMAL EDİLİYOR

Brooklyn’in Hasidik bölgelerinde, şehir yetkilileri, dezenformasyon raporları sayesinde, antikor testinin kimin aşılanması gerektiğini belirleme noktasında suistimal edildiği öğrendiklerini söyledi. Sağlık Bakanlığı yetkilileri bu yanlış anlaşılmayı düzeltmek için halkla irtibat halinde çalıştılar.

Analistler, Brooklyn’in Karayip topluluklarındaki birçok insanın aşıların kısırlığa neden olduğuna dair dezenformasyona inandığını tespit ettiğinde, şehir yetkilileri bu korkuları belediye binalarında, telefon görüşmelerinde ve bu topluluklardaki ibadet yerlerinde ele alarak hareket edebildiler.

Türkiye’de seçimler hacklenir mi?

Dezenformasyonun izlenmesinin başarısını değerlendirmek zor olsa da şehir yetkilileri bunun bir etkisi olduğuna inanıyor. Şehir yönetimlerinin yapabileceklerinin sınırları var, özellikle de raporların açıkça belirttiği gibi, sağcı medya ve sosyal medya şirketlerinin yanlış bilgi yaymadaki rolü çok geniş. Bu, Facebook, Twitter, YouTube ve WhatsApp gibi ana platformları içermekte.

Temmuz ayında, şehir sağlık bakanlığı yetkilileri Facebook ve Twitter’a bu tür içeriği platformlarından kaldırmaları için “derhal harekete geçmeye” çağıran bir mektup gönderdi. Yetkililer, Facebook’un konuya ilişkin bir yanıt vermediğini söyledi. 

Youtube aşı karşıtı hesapları kapatacak

Video paylaşım platformu YouTube, yayındaki aşı karşıtı içerikleri sileceğini ve ilgili hesapların kapatılacağını duyurdu.

Firmadan yapılan açıklamada, aşılarla ilgili yanlış bilgiler veren ve aşı karşıtlığı yapan hesapların kapatılacağı kaydedildi. YouTube Baş Ürün Sorumlusu Neil Mohan ise, bununla ilgili bir milyondan fazla videonun kaldırıldığını söyledi

Youtube, Kovid-19’a dair yanlış bilgi veren içeriklere ek olarak aşıların kronik sağlık sorununa neden olduğunu iddia eden ya da aşıların içindeki maddelere dair yanlış bilgi veren içerikler de dahil olmak üzere tüm aşı karşıtı içerikleri engelleyeceğini açıkladı.

The Washington Post’ın Youtube’un Başkan Yardımcısı Matt Halprin’e dayandırdığı habere göre, Alphabet Inc’in sahip olduğu çevrimiçi video şirketi ön plana çıkan aşı karşıtı aktivistleri de engelleyerek platformdaki birkaç kanalı kapatacak.

Söz konusu aktivistler arasında aşı karşıtı hareket içerisinde halk tarafından tanınan Robert F. Kennedy Jr, Joseph Mercola gibi isimler yer alıyor. Youtube ve teknoloji devleri Facebook Inc ve Twitter gibi şirketlerin sağlıkla alakalı yanlış bilgilerin yayılmasını engelleme konusunda yeterli adım atmadıklarına dair eleştirilmelerinin ardından şirket böyle bir adım attı.

DEZENFORMASYON YAPN 1 MİLYONDAN FAZLA HESAP KAPATILDI

YouTube Baş Ürün Sorumlusu Neil Mohan, şirketin sitesinden yaptığı açıklamada, şirketin, 2020 yılı Şubat ayından beri, “salgının sahte olduğunu iddia ederek ya da hastalığa sahte çareler önererek tehlikeli biçimde dezenformasyon yapan” bir milyondan fazla videoyu kaldırdığını belirtti.

YouTube’un politikasının temelinde gerçek dünyada zarar verebilecek içeriği kaldırmak olduğunu vurgulayan Mohan, dezenformasyonu tespit edebilmek için açık doğrulara ihtiyaçları olduğunun altını çizdi.

Mohan, Kovid-19 konusunda bilimsel gelişmeleri takip edebilmek için Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezleri (CDC) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi uzman kurumların fikir birliğine güvendiklerini ifade etti.

Kaynak: Independent Türkçe

ABD’li izleme yazılımı üreticisi Spyfone’a şok: Piyasadan men ediliyor!

Ana görevi tüketici haklarının korunması olarak bilinen ABD hükümetine bağlı Federal Ticaret Komisyonu (FTC), siber takip için kullanılan stalkerware (izleme yazılımı) uygulaması üreten şirketi ilk defa gözetleme endüstrisinden men etmeye hazırlanıyor.

Komisyon, bundan böyle kötüye kullanılan izleme yazılımlarına ve üreticilerine karşı daha sert bir tavır takınacak. Kurumun resmi internet sitesindeki açıklamada, SpyFone ve şirketin CEO’su Scott Zuckerman’ın, gözetleme endüstrisinden men edileceği ve yasal olmayan şekilde toplanan tüm verilerin silineceği duyuruldu.

YASA DIŞI ŞEKİLDE TOPLANIP PAYLAŞILIYOR

Açıklamada, “Şirketin, ürettiği uygulamayla cihazları hackleme yoluyla çeşitli bilgilere ulaştığı, kişilerin fiziksel konumları, çevrimiçi aktiviteleri, e-posta uygulamaları gibi verileri de paylaştığı.” ifade edildi. Komisyon, “Söz konusu uygulama, gözetlenen kişi için gerçek zamanlı erişim satarken, izleme yapan kişilerin potansiyel hedeflerine illegal biçimde ulaşmalarını sağlıyor.” tespitinde bulundu.

İzleme yazılımı üreticisi şirket, kişilerin hassas bilgilerini yasa dışı bir şekilde toplayıp paylaşmakla kalmadı. Aynı zamanda bu bilgileri güvende tutmayı da başaramadı. FTC, SpyFone’un yasa dışı olarak topladığı bilgileri korumak için ‘makul önlemler’ aldığına dair söz vermesine rağmen temel güvenlik önlemlerini almadığını iddia ediyor. 

2018 YILINDA VERİLERİ SIZDIRILDI

Söz konusu izleme yazılımı uygulamalarının güvenlik eksiklikleri arasında fotoğraflar ve metin mesajları da dahil olmak üzere, saklanılan kişisel bilgilerin şifrelenmemesi, salt yetkili kişilerin kişisel bilgilere erişmesini sağlayamamak ve şifrelerin düz metin olarak iletilmesi yer alıyor.

SpyFone daha önce 2018 yılında siber saldırıya uğramıştı. Siber tehdit aktörleri şirketin sunucularını ele geçirmesiyle yaklaşık 2.200 kullanıcının kişisel verilerini elde etmişti. Bu olaydan sonra şirket, veri güvenliği firmaları ve kolluk kuvvetleri yetkilileriyle çalışacağına söz vermişti. Ancak FTC, şirketin bu sözünü de yerine getirmediğini iddia ediyor.

İzleme yazılımı üretici şirketler son zamanlarda bazı kısıtlamalarla karşılaşsalar da uzmanlara göre aile kontrolünde olacak şekilde pazarlanan yazılımlar, gerekli güvenlik önlemleri alınmaması sebebiyle istismarcıların da iştahını kabartıyor.

Halihazırda piyasadaki SpyFone gibi kalitesiz güvenlik önlemleri bulunan uygulamalar üzerinde araştırma yapan ESET, düzinelerce izleme yazılımı uygulamalarının topladıkları veriyi korumada başarısız olduklarını duyurmuştu.

“PİYASADAN SÜRMEK ADINA DAHA AGRESİF OLACAĞIZ”

Federal Ticaret Komisyonu Tüketici Koruma Bürosu yöneticisi Samuel Levine, “SpyFone, izleyicilere özel bilgiler satmaya yardımcı bir gözetleme teknolojisi için kara bir markadır.” açıklamasını yaptı. Ayrıca Levine, “Bu dava, güvenliğimiz ve gizliliğimize önemli bir tehdit olan gözetleme teknolojisi endüstrilerine önemli bir hatırlatıcı olacak. Şirketler ve bu şirketlerin yöneticileri açık bir şekilde gizliliğimize saldırdığında, onları piyasadan sürmek adına daha agresif olacağız.” ifadelerini kullandı.

FTC’den Rohit Chopra, “Söz konusu eylem faydalı görünse de komisyonumuzun yetkilerini kullanarak gizli izleme uygulamalarının yer altı dünyasını tümden çökertemeyeceğinden endişeliyim.” dedi. Chopra, “Umarım yasa uygulayıcıları, takip yazılımı da dahil olmak üzere yasa dışı gözetimle mücadele etmek için ceza yasalarının uygulanabilirliğini incelemeye alır.” değerlendirmesinde bulundu.

Electronic Frontier Foundation’ın siber güvenlik direktörü ve takip yazılımı uzmanı olan Eva Galperin ise konuyla ilgili, “İzleme yazılımı üreticisi Spyfone ve CEO’sunu gözetim dünyasından men eden FTC, turnayı gözünden vurdu.” dedi.

PANDEMİDE İZLEME YAZILIMI KULLANICILARI ARTTI

Stalkerware olarak bilinen izleme yazılımları, hedeflenen kurbanlardan çeşitli verilerin çalınmasına yardımcı oluyor. Uzun yıllardır kullanılan yazılımlardan SpyFone gibiler, genellikle cihazlara gizlice kuruluyor ve ancak kullanıcıların cihazlarındaki güvenlik korumalarıyla devre dışı bırakılması gerekiyor. Antivirüs şirketlerinin raporuna göre izleme yazılımlarının kullanımları Covid-19 sürecinde yaygın bir şekilde artış gösteriyor.

SpyFone, söz konusu yasaklarla ilgili bir açıklama yapmadı.

Komisyon, mali cezalar da dahil olmak üzere nihai karara varmadan uygulanacak olan emirlerin 30 gün boyunca kamu yorumuna tabi olacağını belirtti.

Siber dolandırıcılar krizi fırsata çevirmeye çalışıyor: Dark Web’de sahte PCR sonucu satılıyor!

İlk kez Ekim 2020’de Hindistan’da tespit edilen ve ülkedeki vaka sayılarının yükselmesine sebep olan Kovid-19’un Delta varyantıyla birlikte siber dolandırıcılar da bu artışı fırsata dönüştürmeye çalışıyor.

İstismar kodlarının, sızma metodlarının ve sıfırıncı gün açıklıklarının alınıp satıldığı dark web forumlarında, Kovid-19 ile birlikte sahte belge düzenleme ilanları görülmeye devam ediyor.

Dark web forumunda yer alan ilanda, sahte PCR testi sonuç belgesi düzenlediğini iddia eden dolandırıcı 100 TL karşılığında düzenlediği belgeleri satıyor. 

Dolandırıcı, bir program vasıtasıyla düzenlediği sahte PCR testi sonuç belgelerinin, alıcılar tarafından istenilen şekilde düzenlenebileceğini ve daha da profesyonel hâle getirilebileceğini belirtiyor.

Apple’ın açığını bulan Ünüver: Elimizde henüz bildirmediğimiz zafiyet var

TAM KAPANMA DÖNEMİNDE DE SAHTE BELGELER ÜN KAZANMIŞTI

Türkiye’de daha önce de Covid-19 ile mücadele kapsamında girdiği tam kapanma’ dönemlerinde seyahat yasaklarının ve sokağa çıkma kısıtlamalarının bulunması, siber dolandırıcılara sahte belge düzenleme fırsatı sağlamıştı.

Sahte seyahat izin belgesi ve sahte çalışma izni belgesi gibi çeşitli belgeler düzenleyen siber dolandırıcılar, 200 ile 5000 TL arası değişen ücretlerle dark web forumlarında bu belgeleri satıyordu.

İtalya’da siber saldırı aşı randevu sistemini felç etti

İtalya’da sağlık sistemine düzenlenen siber saldırı aşı randevu sistemine erişimi alt üst etti.

Ülkede başkent Roma’yı da kapsayan Lazio bölgesinde Kovid-19 aşılamalarının da organize edildiği sağlık sistemini hedef alan saldırganlar Bitcoin ile fidye talep etti.

Siber saldırı nedeniyle, yaklaşık 6 milyon nüfuslu Lazio bölgesinin sağlık sistemine ait internet hizmet sağlayıcıları tamamen bloke oldu. Geçen hafta sonundan bu yana Kovid-19 aşı randevuları, aşı sertifikaları ve hastane randevularına internet üzerinden erişilemiyor.

TERÖR SALDIRISI OLARAK NİTELENDİRİLDİ

Lazio Bölge Başkanı Nicola Zingaretti, “muhtemelen İtalya topraklarında bugüne kadar meydana gelen en ciddi siber saldırı” ile karşı karşıya olduklarını söyledi. Zingaretti olayı bir “terör saldırısı” diye niteledi.

İtalyan basını, siber saldırıyı düzenleyen bilgisayar korsanlarının Bitcoin ile fidye talep ettiğini yazdı. Lazio Bölge Başkanı Zingaretti ise fidye talebi iddialarını yalanladı ve saldırganlarla müzakere etmeyeceklerini söyledi.

Kişisel verilerin korunması konusunda sistemsel yetersizlikler yeniden tartışılmaya başlarken, özel bilgileri de içeren verilerin “dark webde satılması” ihtimalinden de söz ediliyor.

SAĞLIK HİZMETLERİNDE GECİKMELER YAŞANDI

Haber bugünkü İtalyan gazetelerinin baş sayfalarında, “Siber korsanlardan İtalya’ya şantaj”, “Lazio hacker’ların rehini”, “Bilgisayar terörü” gibi başlıklarla duyuruldu.

İtalya’da Covid-19 krizi de dahil sağlık hizmetlerinde bölge yönetimleri büyük oranda kontrol sahibi. Aşı randevuları ve aşı sertifikaları da bölge yönetimleri tarafından idare ediliyor. Siber saldırı sonrası Lazio bölgesinde bu hizmetlerde gecikmeler yaşanmaya başladı.

Kaynak: BBC Türkçe