Etiket arşivi: blok zincir

Tarihin en büyük ikinci kripto para soygunu: 615 milyon dolar çalındı

Tarihin en büyük ikinci kripto para soygunu: 615 milyon dolar çalındıSiber tehdit aktörleri, blok zinciri projesi Ronin’in sisteminden yaklaşık 615 milyon dolar bedelindeki kripto parayı ele geçirdi. 

Platformdan yapılan açıklamada, saldırganların 23 Mart tarihinde gerçekleştirdiği saldırının yeni fark edildi.

Açıklamada olayın gerçekleştiği tarihte 540 milyon dolara karşılık gelen kripto para miktarının bugün 615 milyon dolar değerinde olduğu belirtildi.

Blok zinciri analiz firması Elliptic bilgi güvenliği olayının en büyük 2. kripto para hırsızlığı olarak kayıtlara geçtiğini açıkladı.

Kuzey Koreli hackerlar, 2021’de 400 milyon dolarlık kripto para çalmış

NFT pazar takipçisi CryptoSlam’e göre ise Ronin, NFT kullanan ve tüm zamanların en büyük NFT koleksiyonu olan popüler internet oyunu Axie Infinity’nin alt yapısını desteklemek için kullanılıyor.

Ronin’in açıklamasında ayrıca suçluların adalete teslim edilmesini sağlamak için devlet kurumlarıyla iş birliği yapıldığını duyurdu. Ayrıca, kullanıcıların ağa para yatırıp çekemedikleri aktarıldı.

Kaynak: K24

İşte Hyperledger projesinin detaylı incelemesi

Hyperledger, sektörler arası blok zinciri teknolojilerini geliştirmek için oluşturulan açık kaynak kodlu bir işbirliği projesidir.

Bankacılık, finans, nesnelerin interneti (IoT), üretim, tedarik zincirleri ve teknolojide lider firmaları barındıran küresel bir işbirliğidir.

Hyperledger, yalnızca tek bir blok zincir üzerinde çalışmaz veya tek bir projeyi desteklemez.

Aksine, dünya çapında bir geliştirici topluluğunun birçok proje için birlikte çalışmasını; fikir, altyapı ve kod paylaşmasını amaçlar.

5 İLGİ ÇEKİCİ UYGULAMA

Döküman, Hyperledger projesinin detaylı bir incelemesini sunar: Neden yaratıldığı, nasıl yönetildiği ve neyi başarmayı umduğunu açıklar.

Blok zincirin farklı endüstrilerdeki kullanımını gözler önüne seren 5 ilgi çekici uygulamayı tanıtır. Ayrıca, Hyperledger’ın dünyanın dört bir yanındaki işletmelerin daha güvenli, daha kontrollü ve daha düzenli etkileşimler için blok zinciri çözümüne başvurmalarına yardımcı olmak adına geliştirdiği açık kaynaklı hazır yapıları ve araçları da açıklar.

Hyperledger Türkiye Platformu’nun Editörü Deniz Özgür büyük bir emek harcayarak, Hyperledger ile ilgili önemli bir dökümanı tercüme etti. Bu dökümanı Medium sitesinde okuyabilirsiniz

Blok zincirine yatırım üç yılda dört katına çıkacak

KPMG’nin son araştırması, blok zincirine yapılan risk sermayesi yatırımlarının 2022’de 11.7 milyar dolara ulaşacağını öngörüyor. Bu rakam 2018’de gerçekleşen blok zinciri yatırımlarının 4 katına denk geliyor

KPMG’nin yürüttüğü Teknoloji Sektöründe İnovasyon Araştırması’nın sonuçları, blok zinciri teknolojisine yönelik yatırımların önümüzdeki senelerde çığ gibi büyüyeceğine işaret ediyor.

Araştırmaya göre blok zincirine yapılan risk sermayesi yatırımları 2018’de 2.85 milyar dolara ulaştı. Bu rakam 2017 yılına kıyasla yüzde 316 oranında bir artışa denk geliyor. Blok zinciri çözümlerine yönelik küresel ölçekteki harcamaların 2022 yılında 11,7 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. Blok zincirinin şirketlere sağladığı katma değerin ise 2025 yılına kadar 176 milyar doları; 2030 yılına kadar ise 3,1 trilyon doları aşacağı tahmin ediliyor.

3 yıl içinde geçecekler

KPMG’nin CIO Araştırması’na göre teknoloji şirketlerinin yüzde 15’i; telekomünikasyon şirketlerinin yüzde 14’ü ve medya şirketlerinin yüzde 6’sı blok zinciri teknolojisine önümüzdeki 3 yıl içerisinde orta/büyük ölçekli bir yatırım yapılacağını öngörüyor.

KPMG’nin 2019 yılında yürüttüğü Teknoloji Sektöründe İnovasyon Araştırması’na göre ise, katılımcıların yüzde 41’i şirketlerinin önümüzdeki 3 yıl içerisinde blok zincirini uygulamaya koyacağını tahmin ediyor.

Araştırmaya göre blok zincirinin sağlayacağı faydalar şöyle sıralanıyor:

  • Verimlilikte artış (yüzde 23)
  • Ürün veya hizmette farklılaşma (yüzde 12)
  • Maliyette azalma (yüzde 9)
  • Daha iyi bir içgörü (yüzde 9)

Blok zincirini uygulamaya koymanın önündeki en büyük zorluklar ise şöyle:

  • İspatlanmamış iş vakası (yüzde 24)
  • Teknolojik karmaşıklık (yüzde 14)
  • Yeni yatırım için sermaye yetersizliği (yüzde 12)

KPMG’nin 2016-2017 yılları arasında yürüttüğü blok zinciri projelerine dayanan tahminlere göre, blok zinciri kullanımı, mutabakat sürecinde veya hatalarda yüzde 95’e varan azalma; verinin etkinliğinde yüzde 40’a varan artış ve yüzde 25’e varan gelir artışına imkan sunuyor.

Blok zincirinin sunduğu faydalar

Araştırmada TMT şirketlerinin blok zincirini uygulamaya koyabileceği alanlar şu şekilde özetleniyor:

  • Şirketler arasında doğrudan ödeme yapılmasını sağlamak
  • Farklı varlık, mülkiyet, lisans ve IP türlerinin takibi ve işlemi
  • Bazı tam tasdik işlemlerinin düzene koyulması

Bunlara ek olarak blok zinciri birçok üçüncü tarafı da kapsayan karmaşık bir tedarik zincirinin idaresini sağlayabilir ve duran varlıkların alımını dönüştürebilir. IT sistemlerini, faaliyetleri düzene koyacak ve rutin adımları azaltacak şekilde değiştirebilir. Üçüncü tarafların performansı, otomatikleştirilebilir ve gözlenebilir; böylelikle hizmet seviyesi anlaşmasının (SLA) takibi iyileştirilebilir.

‘Akıllı sözleşmeler’

Blok zinciri uygulamasının temel özellikleri arasında ‘akıllı sözleşmeler’ de yer alıyor. Akıllı sözleşmeler, daha önceden kararlaştırılan bir düzenlemeyi otomatik olarak yürürlüğe koyan bir protokol. Örneğin; akıllı sözleşme belirli koşullar altında otomatik bir iade süreci başlatıyor veya bir satıştan sonra kararlaştırılan komisyon için otomatik ödeme yapıyor. Böylelikle geleneksel süreçlerdeki gecikmeler ortadan kalkarken; şeffaflık artıyor, taahhütlerin yerine getirilmesi için aracıya duyulan ihtiyaç azalıyor.Akıllı kontratlar da blok zincirinin diğer kısımları gibi tarafların onayı olmadan değiştirilemeyeceği için mali tabloların doğruluğu ve güvenilirliği de artıyor.

‘Standart süreçler daha uygun’

KPMG Türkiye’den Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Sektör Lideri Serkan Ercin, şirketlerin öncelikle hangi süreçlerini blok zinciri uygulaması için uygun olduğuna karar vermesi gerektiğini söyledi. Ercin, “Bir süreç ne kadar standartlaşmışsa, blok zinciri kullanımı için o kadar uygun. Ayrıca blok zincirinin özellikle parçalı veriler için, tüm paydaşlar arasında senkronize olarak çalışan tek bir kaynak oluşturarak büyük fayda sağladığı söylenebilir” diye konuştu.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Eskiden güvenin aracı sözleşmelerdi, Blockchain ile güvence artık Matematik

 

Celal Cündoğlu

Bankalararası Kart Merkezi Genel Müdür Yardımcısı Sayın Celal Cündoğlu ile yaptığımız röportajda blockchain ve ödeme sistemlerinin bugününü ve geleceğini konuştuk.

Çetin: Genel Bir soru ile başlayalım, Blockchain’in tarihsel sürecini de göz önüne aldığımızda bu teknoloji finans ve bankacılık sektöründe ne gibi yansımalar yarattı?

Cündoğlu: Blockchain’in asıl popülerleşmesi 2008 yılında Satoshi’nin çıkardığı Bitcoin konusunda paranın dağıtık yapısı ile ilgili makale sayesinde oldu. Onun özellikle kripto para kısmı dikkat çekti. Reel düzleme bakınca, bunun altındaki Blockchain’in bir güven makinesi olduğunu anladık. Yani bunun üzerinde mutlaka bir kripto paranın olması gerekmiyor. Dünyada pek çok iş süreci kağıt üzerinde veya uçtan uca tek taraflı bir veri tabanında yürütülüyor.Birbiri ile iş yapan tarafların birbirine güvenmesini sağlayan ya sözleşmeler oluyor ya da böyle merkezi bir yapıya dayanılıyor. Buna karşın Blockchain kriptolojinin gücünü kullanarak teknik bir imkan oluşturuyor ve güvenin maliyetini düşürüyor. Yavaş yavaş iş dünyası ve buna tabi ki bankalar da dahil, mevcut problemlerimizi çözmek adına “blockchain” denilen bu sistemi acaba kullanabilir miyiz, yeni iş yapış şekilleri oluşturabilir miyiz diye bakmaya başladılar.  Şu an bunun belli bir standardı yok, her konsorsiyum kendi problemlerini çözmek için kendi standardını oluşturmaya çalışıyor. Böylelikle  bir çerçeve yaratılmaya başlanıyor. Gelecekte bunlar iyice olgunlaştığında ilgili sektörlere cevap oluşturacak yapılar meydana getirmiş olacak. İşin temelinde yepyeni bir güven makinesi oluştu. Eskiden güvenin aracı sözleşmelerken, söz iken, şimdi güvenin aracı matematik oluyor. Blockchain sayesinde herkes kendi kaydını tutabiliyor ve networkteki herkes bunu gördüğü için kimse itiraz edemiyor. Bunun üzerinde çok yeni iş modelleri kurgulanabilir.

 

Çetin: Bu teknolojinin kullanımı ne kadar genişleyebilir? Başka hangi alanlara yansıtılabilir?

Cündoğlu: Diyelim ki Tükiye’nin merkezinde bir şirket bir ürün üretti ve o ürünü Amerika’ya sattı. O ürünün Amerika’ya kadar gitmesi lazım. Bir limana gidecek, orada bir konteynere yüklenecek ama o konteynerde farklı ürünler de olacak, sonra o konteyner bir gemiye yüklenecek. Bu gemi belki İtalya’ya gidecek ve orada daha büyük bir gemiye yüklenecek. Bütün bu geçiş noktalarında dünya kadar kağıt işlemi var. Birçok partinin bu işlemleri onaylaması gerekiyor. Bunun sebebi de güveni sağlamak. Başka bir örnek verecek olursak, bir bina düşünün, belediye bunu binanın yapılması için bir şirkete ihaleyi verecek ama şirkete güvenmesi gerekiyor, bunun için de banka teminatı istiyor. Dolayısıyla banka, projeyi veren parti ve projeyi yapan firma arasında bir güven ilişkisi oluşturuyor. Bu bile aslında akıllı sözleşmeler ile yapılabilecek cinsten bir işlem. Her iki örnekte de mevcut iş yapış şekilleri blockchain ile daha verimli bir şekilde yapılabilir. Bunun dışında, bu teknolojinin kullanım alanı bugün var olmayan şeyler de olabilir.Örneğin üzeride sensörleri olan bir cihaz düşünelim, belli bir limite geldiğinde bir şeyler sipariş ettiğini ya da tarlaya atılan ilaç belli bir seviyeye geldiğinde, depo azaldığında otomatik bir sözleşme ile siparişin yapıldığı ve ödemenin de paralelinde gerçekleştiği düşünebiliriz. Dolayısıyla bu pek çok sektöre uyarlanabilir.

 

Çetin: Blockchain’i kredi kartları açısından nasıl değerlendirebiliriz?

Cündoğlu: Elbette burada da uygulanabilir. Ancak problemlerin olduğu noktaya baktığımızda ihtiyaç var mı sorusunu öncelikli olarak sormalıyız. Bugün kredi kartı ya da banka kartını kullanırken ne gibi problemler yaşıyorsunuz? Kasaya yaklaşırken herhangi bir kaygınız oluyor mu? Birine nakit ödemek isterken önce o kadar nakitim olsun diyorsunuz; ancak markete girdiğinizde kasada kartın çalışacağını biliyorsunuz.  Bunlar çok olgun ödeme networkleridir. Belki ileride işlem hacimleri arttığında bazı problemler ortaya çıktığında ve blockchain de olgunlaştığında bu düşünülebilir. Şu anda zaten elektronikte olan değil de manuelde olan problemleri blockchain ile çözmemiz lazım.

Blockchain rakipleri yönetişimde birlikte çalışmaya zorluyor

Çetin: Blockchain’in Rekabet Hukuku açısından sakıncaları ya da avantajları var mıdır?

Cündoğlu: Yönetişimin nasıl kurgulandığı ile ilgili bir durum. Blockchain dağıtık bir yapı demek, bu da hiçbir şirketin tek başına bunu oluşturamayacağı anlamına geliyor. Birbiri ile rakip olan yapıların iyi bir yönetişim kurması gerekecek. Bu yönetişim yapısı rekabete açık veya kapalı şekilde kurgulanabilir. Ancak bugün rekabeti kısıtlayıcı yapı sadece belli bir süre devam edebilir. Ülkemizde olduğu gibi diğer pek çok ülkede de rekabet kanunları oldukça olgun. Bu durumlar karşısında gereken adımlar atılacaktır. Mesela BDDK çıkarılan bir düzenlemenin uygulamalarını denetleyebiliyor. Blockchain ile öyle bir yönetişim yapısı kurulmuş olduğunu düşünelim ki düzenleyici de burada söz sahibi olabilsin ve o networke girmenin teknik, operasyonel kuralları biliniyor olsun ve ancak bunlara uyanlar bu blockchain networküne dahil olabilsin. Bu sayede sadece bir denetim ile herkesi düzenlemiş oluyor. Dolayısıyla düzenleyicinin de tercih edeceği yaklaşımlar olacaktır. Regülatörün görevi uğraşın, çabalayın ben de öğreneyim ve ona göre bir düzenleme yapalım, olmalı. Standart bir şey ortaya çıktığında ve regülatör de evet bu böyle yapılır dediğinde denetlemek de kolay olacak.

Çetin: Kişisel veri setinin blockchaine aktarıldığını düşünelim, bu kişisel verilerin korunması açısından dezavantaj mıdır yoksa kapalı bir yapı olduğunu düşünürsek avantaja dönüşebilir mi?

Cündoğlu: İkisi de değil diyebilirim. Bu aslında networkte hangi verileri saklamak istediğiniz ile ilgili. Kişisel veri saklamada da blockchainden faydalanabiliriz. Şöyle hayal edelim, bankalar kendi arasında dijital kimlik paylaşımı üzerine bir Blockchain networkü kurdu. A bankasının müşteri tanıma sürecinden geçirdiği Celal, daha sonra hiç bankacılık ilişkisi olmadığı B bankasından hizmet almak istedi. Kanaatimce A bankası zaten müşteri tanı sürecinden geçirmişken artık B bankasında da Celal’in benzer bir süreçten geçmesine gerek yok. Blockchain üzerinden bankalar bunu paylaşabiliyor olmalı. A bankasında tutulan Celal’in IDsi, Celal’in onayı ile B bankasına gönderilse ve bu networkte de sadece bu iki banka arasında bir işlem gerçekleştiğine dair kayıt bulunsa yeterli olabilir. KVKK çok değerli bir kanun, kişilerin özel ve gizli bilgilerinin korunmasına dair önemli bir düzenleme. Ancak kişisel verilerin blockchainde tutulmasına gerek yok. KVKK’ya muhalefet oluşturmaz ancak blockchainde ne tuttuğunuz da önemli. Kişisel verileri networkte tutmaya kalkarsanız problem yaratabilir.

Çetin: Kara para aklamanın önüne geçme ve finansal ilişkilerin şeffaflaşması açısından blockchain kullanımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cündoğlu: Kesinlikle faydalı buluyorum. Bitcoin için bile anonim deniyor ama öyle değil südonimdir. Kayıt oluşmuş durumda ve bu silinemez bir kayıt.

Çetin: Akıllı sözleşmeler ve Yapay Zeka açısından günümüzü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cündoğlu: Blockchain’in kullanım alanlarından biri de akıllı sözleşmelerdir. Akıllı sözleşmeleri oldukça komplex yaratabiliriz. Hatta gelecekte bu akıllı sözleşmeleri ileri düzeyde yazan yapay zekalar da olabilir.

Çetin: Nakit ile mücadelede “Keklik” adında bir uygulamanız var. Bize bundan da bahseder misiniz?

Cündoğlu: Kekliği ortaya çıkarmamızdaki amaç blockchaini kağıt üzerinde anlatmakta güçlük çekiyor olmamız. Dağıtık defter yapısı nedir, neden merkezi veri tabanına gerek yoktur, akıllı sözleşme nedir, dijidal ID nedir, kripto para nedir bunları zaman içerisinde sözlü olarak anlatıyorduk. Bunu anlatmak neden bizim görevimiz? Çünkü biz ödemelerde geleceğin deneyimini yaşatmak istiyoruz. Bankalarla çalışarak, blockchainin hangi problemlere çözüm olabileceğini bankacıların hayal etmesini istiyoruz. Bunun için de teknolojiyi anlamalarını sağlamamız lazım. Bu da bir pratik yaratma ihtiyacı doğurdu. Oluşturduğumuz case şirket için sadakat uygulamasına dayanıyordu. Şirketimizin içerisinde farklı ürünlerimizi arkadaşlarımız kullansınlar, o ürüne geri bildirim oluştursunlar ki ürünlerimiz olgunlaşsın diye projeler çıkarıyorduk. Sonra bir proje yapıp girilen challengelar gerçekleştiğinde örneğin onlara tiyatro bileti vermek yerine kripto para verelim dedik. Adını da “keklik” koyduk. Ve o kripto paraları harcayabilecekleri mağazalar oluşturduk. Burada kazandıkları keklik kadar harcama yapabiliyorlar. Peki dağıtık defter yapısı bunun neresinde? Şirketi üçe böldük, her kat bir şirkettir dedik, böylelikle herkes kendi şirketine girip alışveriş yaptığı gibi diğerlerinde de alışveriş yapabiliyor. Bu işlemler dağıtık defter yapısında şifreli olarak kopyalanıyor. Aynı keklik yapısını farklı veri tabanlarında görebildiğimden, dağıtık defter yapısını da sağlamış oluyoruz. Bu kapsamda her kata bir digital ID ile giriş yapabiliyorum. Aslında bu projenin güzel bir raporunu da yayınladık, o da BKM Express içerisinde mevcut. Robotic.legal ve Siber Bülten okuyucuları onu BKM Express yayınları içerisinden 1 TL bağış ile indirebilirler. Bu proje hem şirketimizin hem ekosistemdeki pek çok oyuncunun bu kavramları anlamasına yardımcı oldu.

Çetin: Bankacılık ve finans sektörü müşterilere sunulan hizmetlerde bu teknolojiden nasıl faydalanabilir?

Cündoğlu: İleride pek çok uygulamasını göreceğiz. Örneğin, şu anki güzel uygulamalardan bir tanesi, Microsoftun İsrail ofisi ile oradaki büyük bankalardan biri teminat mektupları için pilot uygulama başlattı. Bu süreçleri çok daha kolay ve rahatlatıcı hale getiriyorlar. İleri de örneğin uluslararası para transferlerinde kullanılabileceğini düşünüyorum. Bu sayede paranın transfer sürecinde ne aşamada olduğu izlenebilecek.

Çetin: Türkiye’de bunun gelişmesi için iç dinamikler mi cesaretlendirilmeli yoksa farklı ne gibi adımlar atılmalı?

Cündoğlu: Önce hangi problemin çözümlenmek istendiği tanımlanmalı, sonra bu çözümde bulunması gereken minimum paydaşlar kimler buna bakılmalı. Paydaşlar, bu çözümü kendi ekosistemimiz içinde kendi yönetişimimizde gerçekleştireceğiz kararlılığını göstermeli. Daha sonra projeler hayata geçecek, ancak bu sıralamanın gerçekleşmesi gerekir. Ayrıca BKM olarak bankaları değişik projeler etrafında toplamaya çalışıyoruz. Türkiye’de bu teknolojiden her sektör faydalanabilir, bunun için insan yetiştirilmesi de çok önemli. BKM’nin kurucu ortaklarından olduğu Türkiye Blockchain ekosisteminin oluşumu bu açıdan kritik bir yere sahip olacak.

Çetin: Sıradan vatandaş için bunu nasıl daha aktif hale getirebiliriz?

Cündoğlu: Daha çok erken. Hep dediğim gibi problem oluşmalı ki çözüm bulmak isteyelim. Bu problemler business to business mı yoksa business to consumer mı? Önce b to b’yi oluşturmak lazım. Blockchain’i hayata geçirmek o kadar kolay değil, birçok partinin bir araya gelip bunda hem fikir olması gerekiyor. Ben bu yılın ve gelecek yılın ekosistemlerin oluşmaya başladığı yıllar olacağını düşünüyorum. Örneğin bir vatandaş olarak yaşadığım bir sorunu söyleyeyim, 18 yaşından küçük bir çocuğum var. Pasaportunu yenilmem için bir araya getirmem gereken birçok doküman var. Bu süreçte notere ve bankaya gitmem gerekiyor. Okulundan öğrenci belgesi almam gerekiyor. Sonra randevu ile görüşmeye gitmemiz gerekiyor. Bütün bunlar güven eksikliğinden olan şeyler. Devletin verdiği kimlik belgesi güven eksikliğinden dolayı yeterli görülmüyor. Benim bir güven makinam olsa bunu çözebilirdim. Bu güvenin maliyetini düşürecek bir yöntem olduğu için, ileride vatandaşın buna yönelmesi gerektiğini düşünüyorum.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

Bitcoin lisede ders olarak okutulacak

Tüm dünyanın gündeminde olan Bitcoin ile ilgili gelişmelerin ardı arkası kesilmiyor. Son dönemde finans ve teknoloji dünyasının en popüler konularından biri olan Bitcoin bir süredir üniversitelerde çeşitli derslerde konu ediliyordu zaten.

Yeni olan ise konunun yavaş yavaş liselere de yayılıyor olması. ABD’nin New Jersey eyaletinde bir lisede önümüzdeki eğitim döneminden itibaren kripto paralar konusunun ders olarak okutulması planlanıyor.

Bitcoin.com sitesinde yer alan habere göre Scotch Plains’teki Union Catholic High School’da (Katolik Birliği Lisesi) görevli bir İşletme ve Finans Öğretmeni kripto paraları ders müfredatına dahil edecek. Öğretmen Tim Breza’nın işletme dersi bir seçmeli ders ve kişisel finans teknikleri, girişimcilik, yatırımlar gibi konuları içeriyor. Son sınıf ve sondan bir önceki sınıflar için hazırlanmış derste öğrenciler bundan sonra Blockchain teknolojisi, kripto para birimi ve kriptografi inovasyonlarının tarihi gibi konuları da tartışacak.

Kaçırılmayacak etkinlik >> Siber Güvenlikte Başarılı Kariyer -Mentor Burak Sadıç

Breza’ya göre önce birkaç öğrenci Bitcoin ve diğer kripto para birimleri hakkında konuşmaya başladı. Ardından öğrencilerin kendisine konu hakkındaki fikirlerini sorduklarını söyleyen Breza, “Biri konuşunca diğer bir çoğu da kripto paralar hakkında sormaya ve konuşmaya başladı. Ben de konuyu ders programına dahil etmem gerektiğini düşündüm” diyor.

Katolik Okulu yetkilileri ders fikrine olumlu yaklaşmış. Hatta aralarında daha önce kripto paralara yatırım yapanlar dahi varmış. Geçtiğimiz yıl Bitcoin satın alan ve değeri 20 bin doları bulmadan hemen önce bozduran okulun öğrencilerinden Max Berg, “Okulumuz, laptoplarımız ve diğer ekipmanlarla hep teknolojiyi takip eden bir yer olmuştur. Geleceğin yatırımına dair verilecek ders de bunun bir sonraki adımı olacak” diyor.

Bitcoin.com sitesi kısa bir süre önce de Avustralya-Brisbane’deki bir lisede öğrencilerin kripto para bilgi gecesi düzenlediklerini haber yapmıştı.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun