Kategori arşivi: Yapay Zeka

Yapay zeka tabanlı yeni siber saldırı aracı: WormGPT nedir?

Yapay zeka tabanlı yeni siber saldırı aracı: WormGPT nedir?Yapay zeka tabanlı yeni araç WormGPT, siber  tehdit aktörlerinin sofistike siber saldırılar düzenlemesine olanak tanıyor.

Günümüzde yapay zekânın (AI) oldukça popüler hâle gelmesiyle birlikte, teknolojinin kötü niyetli aktörler tarafından kendi avantajlarına göre yeniden tasarlanması ve siber saldırılara daha hızlı ve sofistike olanaklar sunması giderek daha kolay hâle geliyor.

Siber güvenlik platformu olan SlashNext’in bulgularına göre, yeni bir AI siber suç aracı olan WormGPT, yeraltı forumlarında tehdit aktörlerinin sofistike phishing ve iş e-postası sahtekârlığı (BEC) saldırıları başlatması için bir yol olarak tanıtıldı.

WORMGPT HANGİ ÖZELLİKLERE SAHİP?

WormGPT, yapay zeka (AI) tabanlı bir siber suç aracı olarak ortaya çıktı. Bu araç, tehdit aktörlerinin sofistike phishing ve iş e-postası sahtekârlığı (BEC) saldırıları başlatmalarına olanak sağlıyor. 

AI teknolojisi kullanarak, WormGPT, alıcıya özel ve son derece inandırıcı sahte e-postaların otomatik olarak oluşturulmasını sağlıyor ve böylece saldırının başarı şansını artırıyor.

Derin sinir ağlarıyla oluşan içerik çok tehlikeli bir silaha dönüşebilir

 

WormGPT’nin özelliği, GPT modelleri gibi meşhur dil modellerine alternatif olarak tasarlanmış olması ve ayrıca tamamen kötü niyetli faaliyetler için geliştirilmesi. 

WormGPT, EleutherAI tarafından geliştirilen açık kaynaklı GPT-J dil modelini kullanıyor.

Bu tür araçların tehlikesi, yapay zekânın etik sınırlamalardan bağımsız olarak çalışabilmesi ve teknik bilgiye sahip olmayan kişilerin bile hızlı ve yaygın saldırılar başlatmasına izin vermesi olarak düşünülüyor. 

Ayrıca, bu tür araçların mevcut büyük dil modellerinin kötüye kullanımını artıran diğer araçlarla birleştirilmesi ve kullanılması, siber güvenlik açısından önemli bir tehdit oluşturabiliyor.

WORMGPT’NİN TEHLİKELERİ

Güvenlik araştırmacısı Daniel Kelley, “Bu araç kendisini, özellikle kötü niyetli faaliyetler için tasarlanmış GPT modellerine kara bir alternatif olarak sunuyor.” dedi.

Yapay zekânın yarattığı tehdidin altını çizen Kelley, “WormGPT’nin herhangi bir etik sınır olmaksızın faaliyet göstermesi, acemi siber suçluların teknik yeterliliğe sahip olmaksızın hızlı ve büyük ölçekli saldırılar başlatmasına bile izin verebiliyor.” değerlendirmesinde bulundu. 

Özellikle OpenAI ChatGPT ve Google Bard, ikna edici kimlik avı e-postaları üretmek ve kötü amaçlı kod oluşturmak için büyük dil modellerinin (LLM’ler) kötüye kullanılmasıyla mücadele etmek için giderek daha fazla adım atarken, WormGPT gibi araçlar kötü niyetli bir aktörün elinde güçlü bir silah hâline gelebilir.

Kelley, “Yapay zekâ, kusursuz dilbilgisine sahip e-postalar oluşturarak bunların meşru görünmesini sağlayabilir ve şüpheli olarak işaretlenme olasılığını azaltabilir.” diye konuştu.

Yapay zekâ kullanımının sofistike BEC saldırılarının yürütülmesini kolaylaştırdığını belirten  Sınırlı becerilere sahip saldırganlar bile bu teknolojiyi kullanabilir ve bu da onu daha geniş bir siber suçlu yelpazesi için erişilebilir bir araç hâline getirir.” ifadelerini kullandı.

Yapay zekâ ile üretilen sahte görseller nasıl tespit edilir?

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada Pentagon yakınlarında büyük bir patlama olduğunu gösteren sahte bir görüntünün paylaşılmasının ardından ABD borsasında kısa süreli bir düşüş yaşanmıştı.

Aralarında doğrulanmış hesapların da bulunduğu bir dizi sosyal medya hesabının bu sahte resmi paylaşarak kafa karışıklığı yaratmasının ardından yapay zekâ tarafından oluşturulmuş görüntülerin nasıl tespit edileceği önem kazandı.

SAHTE GÖRÜNTÜLERİN TESPİTİ ÖNEM KAZANIYOR

Geçtiğimiz günlerde Pentagon yakınlarında ciddi bir patlama olduğunu dair sahte bir görüntü servis edildi.

Yetkililer tarafından böyle bir olayın olmadığına dair açıklama yapılsa da aralarında doğrulanmış hesapların da olduğu birçok kullanıcının söz konusu görüntüyü paylaşması binlerce etkileşim almıştı.

Görüntünün yapay zekâ ile hazırlanmış olduğu belli olduktan sonra yapay zekâ ile hazırlanan sahte görüntülerin nasıl tespit edileceğine yönelik önem de giderek arttı. 

Sahte görüntülerin nasıl doğrulanacağına ilişkinse çevrim içi haber doğrulama grubu Bellingcat’ten Nick Waters, söz konusu görüntü üzerinden bazı önemli noktalara dikkat çekti.

BİRİNCİ ELDEN TANIK ÖNEMLİ

Nick Waters’ın sosyal medya hesabından, “Özellikle ilk dikkat çekilecek nokta Pentagon gibi yoğun bir bölgede olayı doğrulayacak birinci elden tanık olmaması, böyle bir olayın inandırıcı bir sahtesini oluşturmayı imkânsız kılıyor.” yorumunu yaptı.

Waters, Binanın kendisi Pentagon’dan belirgin şekilde farklı görünüyor. Bu, iki görüntüyü karşılaştırmak için Google Street View gibi araçlar kullanılarak kolayca doğrulanabilir. Garip görünümlü lamba direği ve kaldırımdan çıkıntı yapan siyah direk gibi diğer ayrıntılar da görüntünün göründüğü gibi olmadığının bir başka göstergesi. Yapay zekâ, rastgele eserler ortaya koymadan mekânları yeniden yaratmakta hâlâ zorlanıyor.” dedi.

SAHTE GÖRÜNTÜLER NASIL TESPİT EDİLİR?

Midjourney, Dall-e 2 ve Stable Diffusion gibi gerçeğe yakın görüntüler oluşturabilen birçok yapay zekâ aracı bulunuyor. Bu araçlar büyük hacimli gerçek görüntülere bakılarak eğitilse de eğitim verileri eksik olduğunda, boşlukları kendi yorumlarıyla dolduruyor. 

Bu da insanların fazladan uzuvlara sahip olmasına ve nesnelerin çevreleriyle birlikte şekil değiştirmesine neden olabiliyor.

“Robotların ne kadar akıllı olduğu tamamen size bağlı”

İnternette bir son dakika haberini gösterdiği iddia edilen görüntüleri gördüğünüzde, aşağıdakileri aklınızda tutmanızda fayda var.

  • Büyük bir patlama veya büyük bir olay söz konusu olduğunda, farklı insanlardan ve farklı açılardan gelen görüntüleri bekleyin.
  • Kullanıcı hesabının gönderi geçmişine bakın. Bulundukları yer ile olayın gerçekleştiği yer uyuşuyor mu? Kimleri takip ettiklerine ve onları kimlerin takip ettiğine bakın. Onlara ulaşabilir ya da onlarla konuşabilir misiniz?
  • Açık kaynak istihbarat araçlarını kullanın. Google Görseller ve TinEye gibi tersine görsel arama araçları bir görseli yüklemenize ve ilk olarak nerede ve ne zaman kullanıldığını belirlemenize olanak tanıyabilir. Bir olayın gerçekleştiğini doğrulamak için kamuya açık canlı trafik kamerası görüntülerine bakmak gibi kullanabileceğiniz başka araçlar da vardır.
  • Görüntüyü ve çevresini analiz edin. İddia edilen olayın nerede veya ne zaman gerçekleşmiş olabileceğini belirlemenize yardımcı olması için görüntüde yakındaki önemli noktalar, yol işaretleri ve hatta hava koşulları gibi ipuçlarını arayın.
  • Eller, gözler ve duruş. İnsan görüntüleriyle uğraşırken gözlerine, ellerine ve genel duruşlarına özellikle dikkat edin. Derin sahte olarak bilinen insanları taklit eden yapay zekâ tarafından üretilen videolar, çoğu eğitim veri setinde gözleri kapalı yüzler bulunmadığından, göz kırpma konusunda sorun yaşama eğilimindedir. Nesneleri doğru şekilde kavramayan eller veya doğal olmayan şekilde bükülmüş görünen uzuvlar da sahtelerin tespit edilmesine yardımcı olabilir.

ChatGPT’nin arkasındaki kadın: Mira Murati kimdir?

OpenAI tarafından geliştirilen ChatGPT herkesin dilinde. Peki dillerden düşmeyen ChatGPT’nin geliştirilmesinin arkasındaki kadın kim?

Mira Murati, yapay zeka (AI) dünyasında tanınmaya başlayan bir isim. Arnavutluk’ta doğup büyüyen Murati, yapay zeka teknolojisinin gelişimine önemli katkılarda bulunmuş bir kadın. 

Hâlihazırda dünyanın önde gelen yapay zeka araştırma enstitülerinden biri olan OpenAI’de Baş Teknoloji Sorumlusu (CTO) olarak görev yapıyor. 

Murati, makinelerle etkileşim kurma şeklimizde devrim yaratan bir yapay zeka dil modeli olan ChatGPT’nin geliştirilmesinin arkasındaki beyin olarak biliniyor.

BİLİM VE TEKNOLOJİYE HEP HAYRANLIK DUYDU

1986 yılında Arnavutluk’ta doğan Murati, küçük bir kasabada büyüdü ve her zaman bilim ve teknolojiye hayranlık duydu. 

Murati, eğitimini bilgisayar bilimleri alanında Tiran Üniversitesi’nde tamamladı ve onur derecesiyle mezun oldu. 

Lisans eğitimini tamamladıktan sonra Dartmouth College’da Bilgisayar Bilimleri alanında yüksek lisans yapmak üzere ABD’ye taşındı.

EN ÖNEMLİ KATKISI YAPAY ZEKAYI İNSANA BENZETMESİ

Murati, yüksek lisansını tamamladıktan sonra yapay zeka alanında çalışmaya başladı. OpenAI’ye 2016 yılında katıldı ve kısa sürede yetenekli ve yenilikçi bir mühendis olarak adından söz ettirdi. 2019 yılında OpenAI’nin Baş Teknoloji Sorumlusu olarak atandı ve bu görevi hâlen sürdürüyor.

OpenAI’nin CTO’su olarak Murati, enstitüdeki yapay zeka teknolojisinin araştırma ve geliştirmesini denetleme görevini üstleniyor. 

Google, yapay zekada insan seviyesine yaklaştığını iddia etti

Son teknoloji yapay zeka modelleri ve uygulamaları geliştirmek için mühendisler ve araştırmacılardan oluşan bir ekiple birlikte çalışıyor.

En önemli katkılarından biriyse, kullanıcılarla insan benzeri konuşmalar yapabilen bir yapay zeka dil modeli olan ChatGPT’nin geliştirilmesi.

MURATİ’NİN ESERİ: ChatGPT

ChatGPT, Murati ve ekibi tarafından OpenAI’de geliştirilen bir yapay zeka dil modeli olarak biliniyor. Model, doğal dil metni oluşturmak için derin öğrenme tekniklerini kullanan GPT-3 (Generative Pre-trained Transformer 3) mimarisine dayanıyor. 

ChatGPT, kullanıcı girdilerine insan benzeri yanıtlar üretmesini sağlayan devasa bir metin veri kümesi üzerinde eğitiliyor. ChatGPT doğal, insan benzeri konuşmalar yapabilme becerisiyle geniş kesimler tarafından da övgüler almaya devam ediyor.

Müşteri hizmetleri sohbet robotları, dil çeviri hizmetleri ve hatta sanal terapi seansları da dâhil olmak üzere çeşitli uygulamalarda kullanılan ChatGPT’nin geliştirilmesi, yapay zekanın iletişimde kullanımı için yeni olanaklar yarattı ve yapay zeka teknolojisinin daha geniş bir kitle için daha erişilebilir olmasına yardımcı oldu.

Yeteneği ve yenilikçi düşüncesiyle Murati, önümüzdeki yıllarda da yapay zekâ alanına önemli katkılarda bulunmaya devam devam edeceğini ifade ediyor.

Google’ın rakibi ChatGPT siber saldırganların da gözdesi haline geldi!

Geçtiğimiz Kasım ayında yapay zeka araştırma şirketi OpenAI tarafından kullanıma açılan ve herkesin konuştuğu yapay zeka sohbet robotu CHATGPT siber suçluların elinde büyük bir tehdit aracı haline gelebilir mi? 

Kurucuları arasında Elon Musk’ın da yer aldığı OpenAI, Kasım 2022’nin sonunda Büyük Dil Modeli (LLM) için yeni arayüz olan ChatGPT’yi yayımladı. Bu girişimin ardından yapay zekaya ve olası kullanımlarına yönelik muazzam bir ilgi meydana geldi. Ancak bununla birlikte, ChatGPT’nin siber tehdit ortamına da katkısı olduğu düşünülüyor, zira kod oluşturmanın daha az yetenekli tehdit aktörlerinin zahmetsizce siber saldırılar başlatmasına yardımcı olabileceği ortaya çıktı.

ChatGPT’nin ikna edici bir kimlik avı e-postası oluşturmaktan, İngilizce komutları kabul edebilen bir ters kabuk çalıştırmaya kadar tam bir bulaşma akışını nasıl başarıyla gerçekleştirdiğini anlatan Check Point Research’ün (CPR), bu kez bunun sadece varsayımsal bir tehdit mi olduğu yoksa OpenAI teknolojilerini kötü niyetli amaçlar için kullanan tehdit aktörlerinin hali hazırda olup olmadığını sorgulayan bir yazı yayınladı. 

CPR’ın bir takım büyük yeraltı bilgisayar korsanlığı topluluğu üzerinde yaptığı analiz, siber suçluların kötü niyetli araçlar geliştirmek için hali hazırda OpenAI’yi kullandıklarını gösteriyor. Bazı vakalar OpenAI kullanan birçok siber suçlunun hiçbir geliştirme becerisine sahip olmadığını da açıkça gösteriyor. Yapılan analiz daha sofistike tehdit aktörlerinin yapay zeka tabanlı araçları kötü amaçlı kullanma yöntemlerini geliştirmelerinin an meselesi olduğuna da işaret ediyor. 

“Robotların ne kadar akıllı olduğu tamamen size bağlı”

INFOSTEALER’IN OLUŞTURULMASI YA DA KÖTÜ AMAÇLI YAZILIMIN FAYDALARI

29 Aralık 2022’de, popüler bir yeraltı bilgisayar korsanlığı forumunda “ChatGPT – Kötü Amaçlı Yazılımın Faydaları” adlı bir başlık atılmış. Başlığı atan kullanıcı, araştırmalarda ve yaygın kötü amaçlı yazılımlarla ilgili yazılarda açıklanan kötü amaçlı yazılım türlerini ve tekniklerini yeniden oluşturmak için ChatGPT ile deneyler yaptığını belirtiyor. Örnek olarak, yaygın dosya türlerini arayan, bunları Temp klasörünün içindeki rastgele bir klasöre kopyalayan, ZIP’leyen (sıkıştıran) ve kodlanmış bir FTP sunucusuna yükleyen Python tabanlı bir hırsızın kodunu paylaşıyor.

“CHATGPT KULLANARAK NASIL BİLGİ HIRSIZI OLUŞTURULUYOR?” 

Komut dosyası üzerinde yapılan analiz, siber suçlunun iddialarını doğruluyor. Gerçekten de sistemde 12 yaygın dosya türünü (MS Office belgeleri, PDF’ler ve resimler gibi) arayan temel bir hırsızlık aracı söz konusu. İlgilenilen herhangi bir dosyanın bulunması halinde, siber suçlu kötü amaçlı yazılım dosyalarını geçici bir dizine kopyalıyor, sıkıştırıyor ve web üzerinden gönderiyor. Tehdit aktörünün dosyaları şifreleme veya güvenli bir şekilde gönderme zahmetine girmediğini belirtmek gerekiyor. Bu da dosyaların 3. tarafların da eline geçebileceğini gösteriyor. 

Aynı tehdit aktörünün ChatGPT kullanarak oluşturduğu ikinci örnek, basit bir Java parçacığı. Çok yaygın bir SSH ve telnet istemcisi olan PuTTY’yi indiriyor ve Powershell kullanarak sistemde gizlice çalıştırıyor. Bu komut dosyası elbette yaygın kötü amaçlı yazılım aileleri de dahil olmak üzere herhangi bir programı indirmek ve çalıştırmak için değiştirilebiliyor.

FİDYE YAZILIMINA DÖNÜŞEBİLİR

21 Aralık 2022’de USDoD adlı bir tehdit aktörü, oluşturduğu ilk komut dosyası olduğunu vurguladığı bir Python komut dosyası yayınladı. Başka bir siber suçlu, kodun tarzının OpenAI koduna benzediği yorumunu yaptığında USDoD, OpenAI’nin kendisine “betiği güzel bir kapsamla bitirmesi için yardım eli” uzattığını doğruluyor. 

CPR’nin betik üzerinde yaptığı analiz, bunun kriptografik işlemler gerçekleştiren bir Python betiği olduğunu doğruluyor. Betik ilk bakışta zararsız görünse de çeşitli farklı işlevler uyguluyor:

Betiğin ilk kısmı, dosyaları imzalarken kullanılan bir kriptografik anahtar (özellikle eliptik eğri kriptografisi ve ed25519 eğrisini kullanıyor) üretiyor.

Betiğin ikinci kısmı, sistemdeki dosyaları Blowfish ve Twofish algoritmalarını aynı anda hibrit modda kullanarak şifrelemek için sabit kodlanmış bir parola kullanan işlevler içeriyor. Bu fonksiyonlar kullanıcının belirli bir dizindeki tüm dosyaları ya da bir dosya listesini şifrelemesini sağlıyor. Betik ayrıca RSA anahtarlarını kullanıyor, PEM formatında saklanan sertifikaları, MAC imzalamayı ve karmaları karşılaştırmak için blake2 karma işlevini kullanıyor.

Yukarıda bahsedilen tüm kodlar elbette iyi niyetli kullanılabilir. Ancak, bu komut dosyası herhangi bir kullanıcı etkileşimi olmadan birinin makinesini tamamen şifrelemek için de kolayca değiştirilebiliyor. Örneğin, komut dosyası ve sözdizimi sorunları giderilirse kodu fidye yazılımına dönüştürme potansiyeli bulunuyor.

Bir geliştirici olmadığı ve sınırlı teknik becerilere sahip olduğu anlaşılan UsDoD buna rağmen yeraltı topluluğunun çok aktif ve saygın bir üyesi. UsDoD, güvenliği ihlal edilmiş şirketlere ve çalınmış veri tabanlarına erişim satmayı da içeren çeşitli yasadışı faaliyetlerde bulunmakta. USDoD’nin yakın zamanda paylaştığı önemli bir çalıntı veri tabanının sızdırılmış InfraGard veri tabanı olduğu iddia ediliyor.

CHATGPT’NİN DOLANDIRICILIK FAALİYETİ İÇİN KULLANILMASI

ChatGPT’nin dolandırıcılık faaliyetlerinde kullanılmasına ilişkin bir başka örnek de 2022 yılbaşı gecesi yayınlanmış ve farklı türde bir siber suç faaliyetini ortaya koymuş. İlk iki örnek daha çok ChatGPT’nin kötü amaçlı yazılım odaklı kullanımına odaklanırken, bu örnek “Dark Web Marketplaces komut dosyaları oluşturmak için ChatGPT’yi kötüye kullanma” başlıklı bir tartışmayı gösteriyor. Bu başlık altında siber suçlu, ChatGPT kullanarak bir Dark Web pazaryeri oluşturmanın ne kadar kolay olduğuna işaret ediyor.

Pazar yerinin yeraltı yasadışı ekonomisindeki ana rolü, çalıntı hesaplar veya ödeme kartları, kötü amaçlı yazılımlar ve hatta uyuşturucu ve mühimmat gibi yasadışı veya çalıntı malların otomatik ticareti için tüm ödemelerin kripto para birimleriyle yapıldığı bir platform sağlamak. ChatGPT’nin bu amaçlarla nasıl kullanılacağını göstermek için siber suçlu, Dark Web piyasası ödeme sisteminin bir parçası olarak güncel kripto para birimi (Monero, Bitcoin ve Etherium) fiyatlarını almak için üçüncü taraf API kullanan bir kod parçası yayınlıyor.

2023’ün başında, bazı siber tehdit aktörleri, ChatGPT’nin dolandırıcılık planları için nasıl kullanılacağına odaklanan ek yeraltı forumlarında tartışmalar başlattı. Bunların çoğunun, başka bir OpenAI teknolojisi (DALLE2) ile rastgele sanat eserleri üretmeye ve bunları Etsy gibi meşru platformları kullanarak çevrimiçi satmaya odaklandığı görülüyor. Başka bir örnekte, tehdit aktörü belirli bir konu için nasıl e-kitap veya kısa bölüm oluşturulacağını (ChatGPT kullanarak) açıkladığı ve bu içeriği çevrimiçi olarak sattığı görülüyor.

ChatGPT yeteneklerinin Dark Web katılımcıları için yeni favori araç haline gelip gelmeyeceğine karar vermek için henüz çok erken. Bununla birlikte, siber suçlu topluluğu bu yeni teknolojiye şimdiden büyük bir ilgi göstermiş durumda.

Kral Charles’ın 500 yıllık mektubunun şifresi yapay zeka desteğiyle çözüldü

Yapay zeka desteğiyle araştırma yürüten kriptolog ve tarihçilerin ortak çalışması, İspanya Kralı V. Charles’ın 500 yıllık şifreli mektubunun gizemini ortaya çıkardı.  İspanyol hükümdar mektupta kendisine yönelik suikast planlarına ilişkin endişelerini dile getiriyor.

Fransızların V. Charles’ı öldürmek için kurduğu rivayet edilen komployu ortaya çıkaran beş asırlık şifre ortaya çıkarıldı.

Kriptolog ve tarihçilerin ortaklaşa çalışarak altı aylık bir süre içinde çözdüğü V. Charles imzasını taşıyan şifreli mektubun Arapçadan ilham almış olabileceği belirtildi.

Batı Avrupa ve Amerika’nın büyük bir bölümünü içine alan geniş bir imparatorluğa hükmeden Kutsal Roma İmparatoru ve İspanya Kralı Charles’ın 40 yıldan uzun süren hükümdarlığı, kendisini 16. yüzyılın en güçlü devlet insanlarından biri yapmıştı.

Döneminde Fransa’yla aralarında savaş olan iki ülke 1544 yılında barış anlaşması yapmıştı. Fakat çok geçmeden iki ülke arasındaki gerilimler tekrar başlamıştı.

Yaşanan gerilimler sonucunda imparatorun, 1547 yılında Fransa Büyükelçisi Jean de Saint-Mauris’e yazdığı şifreli mektup Stanislas kütüphanesinin koleksiyonlarında yüzyıllardır unutulmuş bir hâlde duruyordu.

Nancy’deki Loria Laboratuvarı’nda kriptolog olarak çalışan ve mektubun varlığından ilk kez 2019’da haberdar Cécile Pierrot, uzun araştırmalardan sonra 2021’de mektuba ulaşmayı başarmıştı.

ARAPÇADAN İLHAM ALINMIŞ OLABİLİR

Pierrot, bilgisayarlarla desteklenen özenli bir çalışmayla V. Charles tarafından kullanılan yaklaşık 120 sembolün kullanıldığı ailelerini buldu. 

Bütün kelimeler tek bir sembolle şifrelenmiş olduğunu söyleyen ve imparatorun sessiz harflerden sonra gelen sesli harfleri işaretlerle değiştirdiğini belirten Pierrot, bunun muhtemelen Arapça’dan gelen bir ilham olduğunu söyledi.

Google, yapay zekada insan seviyesine yaklaştığını iddia etti

Gazetecilere verdiği demeçte, V. Charles’ın imzasını taşıyan bu mektubun hem gizemli hem de son derece anlaşılmaz olduğunu söyledi.

Ayrıca Charles’ın mesajı deşifre etmeye çalışan herhangi bir düşmanı yanıltmak için anlamsız semboller kullandığını da belirten Pierrot, tarihçi Camille Desenclos’un da yardımıyla şifreyi çözdü.

CHARLES, KOMPLODAN ŞÜPHELENMİŞ

İspanya Kralı’na, Fransa büyükelçisinden gelen bir başka mektubun kenar boşluğuna bir transkripsiyon kodu karalamasının da mektubun şifresinin bilgisayarda yapay zekâ ile çözülmesinde önemli rol oynadığı bildirildi.

Desenclos, “Bir tarihçi olarak beş yüzyıl boyunca kimsenin okumayı başaramadığı bir mektubu okumayı başarmanın nadir olan bir şey olduğunu.” söyledi. 

Desenclos, mektubun 1544 yılında barış anlaşması imzalamış olan I. Francis ile V. Charles arasındaki ilişkilerin 1547’deki “biraz bozulmuş durumunu doğruladığını” ifade etti.

V.Charles’a suikast planlandığına dair söylentiler olmasına rağmen bu konuda çok az bilgiye sahip olduklarını belirten Desenclos, bu şifreli mektubun Charles’ın kendisine yönelik bir komplo düzenlenmesinden korktuğunu teyit ettiğini bildirdi.

Araştırmacılar şimdi imparator ile büyükelçisi arasındaki diğer mektupları da tespit ederek V. Charles’ın Avrupa’daki stratejisinin fotoğrafını çekmeyi umuyor.