Kategori arşivi: İngiltere

İngiliz savunma bakanlığının yayınladığı iş ilanı gizli hacker grubunu ifşa etti

MAB5 isimli gizli bir hacker ekibinin varlığı, İngiltere Savunma Bakanlığı tarafından resmi olmayan bir web sitesinde yayınlanan iş ilanıyla ortaya çıktı. İlan kısa sürede yayından kaldırıldı.

İngiltere Savunma Bakanlığı, gayri resmi bir internet sitesinde yayınlanan bir iş ilanıyla ‘sıra dışı yeteneklere sahip’ bir elektronik mühendisi aradığını duyurdu. İlanda verilen detaylar ise MAB5 adına bir hacker grubunun varlığını ortaya çıkarmış oldu.

Bakanlığın 33 bin pound gibi bir ücret tahsis ettiği mühendislik kadrosu, ‘Savunma alanındaki en iyi bilim adamları ve mühendislerle birlikte çalışacak ve benzersiz ve özel bir askeri birliğin askerlerine ve subaylarına doğrudan prototip çözümler sunmakla görevlendirilecek’ ifadeleriyle anlatılıyor.

İş ilanı, adı geçen MAB5’ten “operasyonel gereksinimler için yeni ve çığır açan bilim ve teknoloji prototiplerinin sağlanmasında uzmanlaşmış küçük bir askeri birlik” şeklinde bahsediyor.

Akıllı akvaryumu hackleyip kumarhaneyi soydular

ÇOK FAZLA DETAY OLMASI DİKKAT ÇEKTİ

Haberi aktaran Secret Bases sitesi, ilanda MAB5 hakkında övgü dolu ifadelerin kullanıldığını belirtirken, birimin liderinin 2013 yılında bir binbaşı iken Kraliçe’nin Doğum Günü Onur Listesi’nde Britanya İmparatorluk Nişanına layık görülmüş bir Yarbay olduğu da dâhil olmak üzere inanılmaz detaylara yer verildiği yorumunda bulunuyor. İlanda bir e-posta adresi ve telefon numarası da verilmiş.

İlanda gizli ekip hakkında aşağıdaki bilgiler de yer alıyor: “MAB 5, operasyonel gereksinimler için yeni ve çığır açan bilim ve teknoloji prototiplerinin sağlanmasında uzmanlaşmış küçük bir askeri birliktir. Askeri birlik olarak düzensiz ve tanınamazdır. İş gücünün büyük çoğunluğu savunma alanının en yetenekli bilim adamları ve mühendislerinden oluşmaktadır.”

İngiliz Savunma Bakanlığı bünyesindeki gizli bir birimin ifşa olmasına sebep olan iş ilanı, kısa bir süre sonra yayından kaldırılmış.

 

İngiltere’den kritik hamle: Terör örgütlerine siber saldırı düzenleyecek

İngiltere’nin dış tehditlere karşı siber saldırı kapasitesi artırması gerektiğini vurgulayan Başbakanı Boris Johnson, ülkede ulusal siber güç konuşlandırılacağını açıkladı.

Parlamentoda ulusal güvenlik stratejisini açıklayan Johnson, siber operasyonlar yürütecek birliğin istihdam amaçlı olarak ülkenin kuzeybatısında görev yapacağını belirtti.

Başbakan Johnson ulusal siber birliğin terör örgütlerine karşı siber saldırılar gerçekleştireceğini vurguladı.

Johnson başbakanlıktan önceki gün yapılan yazılı açıklamada, “Siber güç, aynı yüz yıl önce hava gücünün yaptığı gibi yaşam şeklimizde ve savaşma biçimimizde devrim yapıyor.” ifadelerini kullanmıştı.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

İngiltere’nin siber istihbarat karargahında bir gün nasıl geçiyor?

İngiltere-Galler sınırına yakın Gloucestershire şehrine bağlı Cheltenham, yaklaşık 100 bin nüfuslu şirin bir kasaba. Normal şartlarda birçok İngilizin varlığından dahi haberdar olmayacağı bu küçük kasaba ilginç bir şekilde ‘boyundan büyük işlerle’ anılıyor. Sebebi, İngiltere’yi siber saldırılardan korumak gibi çok önemli bir misyonu yerine getiren GCHQ’ya ev sahipliği yapması. Oldukça hassas bir görev icra eden bu kuruluş, sadece misyonuyla değil ilginç mimari yapısıyla da Cheltenham’a değer katıyor. Üstten bakınca yanyana konulmuş iki ‘donut’ı  andıran dev yapı, bünyesinde ülkenin en iyi hackerlarını ve siber casuslarını isitihdam ediyor.  

İngiltere’yi siber saldırılardan korumak amacıyla kurulan GCHQ’nun şifre kırıcılıktan kritik bir savunma kurumuna dönüşmesinin öyküsü çarpıcı. Şeklinden ötürü ‘Donut’ olarak adlandırılan Cheltenham’daki 180 metre çapındaki dev bina, İngiltere’nin Güvenlik ve İstihbarat Dairesi GCHQ’ya ev sahipliği yapıyor. Burası ülkenin en iyi hackerları, teknoloji meraklıları ve ajanlarının casusluk icra ettikleri yer. Tahmin edileceği üzere medya ziyaretleri çok sık gerçekleşen bir durum değil. National Geographic, merkeze kabul edilen az sayıdaki medya kuruluşundan biri. Ekip doğal olarak, Gloucestershire banliyölerinin ‘Checkpoint Charlie’si olarak nitelendirilen merkezde çok katı bir güvenlik protokolüne tabi tutuluyor.  

BİTMEK BİLMEYEN GÜVENLİK KONTROLLERİ 

National Geographic GCHQ’ya yaptıkları ziyaretin ardından bir haber kaleme aldı. Yazıyı kaleme alanlar binaya girişlerinden itibaren maruz kaldıkları güvenlik kontrollerini şu sözlerle anlatıyor: “Ana girişte kimliklerimiz kontrol edilir edilmez salyangoz hızında üç ayrı güvenlik kapısından geçirilerek ziyaretçi girişi önünde aracımızı park ediyoruz. Burada hem kendimiz hem çantalarımız x-ray cihazına girdikten sonra giriş kartlarımız için fotoğraflarımız çekiliyor. Kendimizi ana binada bulmadan önce bunun gibi birçok aramaya daha tabi tutuluyoruz. Şu bir gerçek ki, en sinsi suçluların dahi buraya girmesi mümkün değil. 24 saat mesai yapan bu ‘güvenlik halkası’ ofis çalışanlarının her türlü ihtiyacını barındırıyor.  

National Geographic’e brifing veren kişi ajansın gözü pek emektarlarından biri olan Paul. Güvenlik gerekçesiyle burada müdürlerden mütevellit bir avuç görevlinin dışında herkes sadece ilk isimleri ile anılıyor. Paul, ısrarla istihbarat toplamanın “yasal ve etik olması ve yersiz yere yapılmamasının’ önemine vurgu yapıyor. GCHQ tarafından kişisel verilerin ve haberleşmelerin kitlesel bir şekilde takip edildiğini açığa çıkaran Edward Snowden’ın bu konuda hemfikir olduğunu söylemek zor olabilir. 

https://siberbulten.com/uluslararasi-iliskiler/abd/unutulan-siyasi-surgun-edward-snowden/

DONUT’TA ÇALIŞTIĞINI GİZLEMEK KOLAY DEĞİL 

Paul, GCHQ personelinin kimliklerini düşük profilde tutmayı kabul etmesi gerektiğini söylüyor ve ekliyor: “Örneğin, sosyal medyada var olan çok az kişi kendilerini “memur” olarak nitelendiriyor. Ancak ajans, Gloucestershire’daki geniş ölçekli tek işveren konumunda olduğu için, yerel halk genellikle komşularının Donut’ta çalışıp çalışmadığını biliyor. Çalışanlardan birinin bu konuyla ilgili yorumu şöyle: “Çalıştığımız yer gizli değil; gizli olan yaptığımız şey. “ 

Dönemin başbakanı Margaret Thatcher’ın parlamentoda GCHQ’dan ilk kez söz ettiği tarih olan 1982’de ajansın varlığı resmen kabul edilmiş oldu. O zamana kadar Britanya’nın casusluk ajanslarının kamuoyundaki bilinirliği Ian FlemingGraham Greene ve John Le Carré gibi romancıların eline bırakılmıştı. Romancılar dışındaki yazarlara ise fazla müsamaha gösterilmiyordu. Örneğin Amerikalı bir gazeteci “1976 yılında ajans hakkında bir ifşa yayınladıktan hemen sonra ulusal güvenliğe tehdit oluşturduğu gerekçesiyle sınırdışı edilmişti.  

Tabi şimdilerde devir değişti. Son on yılda daha çok bilinir hale gelen GCHQ, şu anda iş gücünü çok daha çeşitlendirmiş durumda. Merkezinin Cheltenham’ın burjuva ortamında olması çok iyi bir şey değil.  Ajansın kısa süre önce Manchester’da yeni bir istasyon açmasının nedenlerinden biri de farklı geçmişlere sahip çalışanları kendisine çekmek istemesi. Ajans, muhtemelen farklı sosyal sınıf, ırk, dil ve nörolojik çeşitliliğin casuslukta daha etkili olabileceğini düşünmekte.  

Bu durum ajansın gittikçe daha esnek bir yapıya kavuştuğu anlamına gelmiyor. National Geographic ekibi yöneticilerin toplantı odasından çıkıp, kıdemli operasyon sorumlusu Caroline’ınpersonelin terörist saldırılar veya adam kaçırma gibi krizlere müdahaleyi koordine etmeye hazır bir şekilde günde 24 saat çalıştığını anlattığı “Etkinlik Yönetim Merkezi”ne gidiyor 

https://siberbulten.com/uluslararasi-iliskiler/ingiltere/ingilterenin-genc-hackerlarini-yetistiren-askeri-uste-siradisi-bir-gun/

İÇERİSİ AYRI BİR ŞEHİR GİBİ 

Ekibin GCHQ ziyareti aşağıda devam ediyor. Donut, aralarında The Street’ adı verilen kapalı bir geçitin bulunduğu iki daire şeklindeki binadan oluşmakta. Bu, çalışanların binanın içinde olabildiğince hızlı hareket etmelerine olanak tanıyan bir tasarımAmaç her bir çalışanın herhangi bir meai arkadaşının masasına en fazla beş dakikalık bir mesafede olmasının sağlanması 

The Street denilen alanda GreggsCosta CoffeeStarbuckssüpermarket, kantin gibi çalışanların ihtiyaç duyabileceği tüm olanakların sunulduğu ve tüm vardiyalar boyunca güvenlik çemberinin içinde kalmalarını sağlayacak yerler bulunmaktaAyrıca İkinci Dünya Savaşı sırasında İngilizlerin Bletchley Park’taki Alman kodlarını deşifre etmesine yardımcı olan Enigma makinesi ve Birinci Dünya Savaşı sırasında Almanya ile Meksika arasında askeri bir ittifak öneren ve İngilizler tarafından durdurulduktan sonra ABD’nin savaşa girişini hızlandıran Zimmermann Telgrafı gibi kötü şöhretli güvenlik öğelerini barındıran küçük bir müze de yer alıyor.  

GCHQ’nun tam merkezinde, Royal Albert Hall’u barındıracak kadar büyük bir açık hava bahçesi bulunmaktaBurada çimlere dağılmış bir düzine kadar şezlong, yağmur yağarken oturulabilecek bir cam bölme ve bir sigara içme odası bulunmaktaDaha uzakta, üzerinde görev sırasında ölen GCHQ çalışanlarının adının yazılı olduğu bir anıt var. 

SİBER İSTİHBARAT MÜZESİ TARİHE TANIKLIK EDİYOR 

GCHQ binasının içerisinden çekilen ilk fotoğraf (2015)

Kimliği soyadı ile birlikte açıklanan bir avuç çalışandan biri GCHQ’nun yeni atanan tarihçisi Dr. David Abrutat. Yönetici Jeremy Fleming ile birlikte yasal olarak yüzünü ve tam adını kamuya açıklamasına izin verilen az sayıdaki personelden biri.  

Eski bir Kraliyet Deniz Komandosu ve tarih yazarı olan Abrutat, askeri tarih tutkusu dolayısıyla bu işe alınmış bir isim. Görevi kendisine ajansın tüm tarih arşivine hatta halkın asla öğrenemeyeceği çok gizli şeylere dahi erişim hakkı veriyor. İşini ‘bir hazine’ olarak tanımlayıp ekliyor: “Benim için bu âdeta bir şekerci dükkânına girmek gibi” 

GCHQ tarafından saklanan sırların bazıları üzerinden 30 yıl geçtikten sonra halka açıklanabiliyor. 20 yıl önce gerçekleşen bir trafik kazasının ardından tekerlekli sandalyeye bağımlı hale gelen görevli, nispeten daha az hassas olan bilgi ve nesneleri gururla sergiliyor. Arşivdeki en eski öğe, denizaşırı diplomatlara iletişimlerini nasıl şifreleyeceklerini açıklayan 1809 tarihli bir Dış işleri Bakanlığı parşömeni. 

Bir başka belge ise İngiliz Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Kraliyet Donanması’na gönderilen ve Amerika Birleşik Devletleri’ni 1. Dünya savaşına sürükleyen olay olarak bilinen İngiliz okyanus gemisi RMS Lusitania’nın Almanlar tarafından batırıldığını haber veren 1915 tarihli telegraf 

  1. Dünya Savaşı’ndan kalma, kurşun kaplıbir Kraliyet Donanmasışifre kitabını gösteren Abrutat, kitabın garip bir şekilde ağır olduğunu belirtirken ekliyor: Kitap, düşmanların gemiye binmesi durumunda kaptanın onu hızla denizin dibine atabileceği şekilde tasarlandı. 

Müzedeki en küçük şey ise GCHQ’nun ilk başkanı Alastair Denniston’un günlüğü. Abrutat, 8 Aralık 1941’de Denniston’ın büyük harflerle sadece bir kelime yazdığı girişe dikkat çekiyor: “JAPONYA” ve ekliyor: “Bu Pearl Harbor saldırılarından sonraki gündü”  

GCHQ’DA GÜNEŞ ASLA BATMAZ  

GCHQ, İngiltere’yi güvende tutmakla görevli bir kuruluş. Yaklaşık 10 bin kişiyi istihdam eden merkez, Londra’da bulunan Ulusal Siber Güvenlik Merkezi’ni de kapsamakta. Çalışanların yaklaşık yarısı Cheltenham’daki Donut’ta, diğer yarısı Londra, Manchester, Bude (Cornwall’da), Scarborough ve RAF Menwith Hill (Kuzey Yorkshire’da), RAF Digby (Lincolnshire’da) istasyonlarında çalışıyor. Ajans kabul etmese de yaygın söylentilere göre kurumun İngiltere’nin Denizaşırı Toprakları ve yabancı ülkelerde de istasyonları bulunmakta. Bir çalışan, bu durumu GCHQ’da güneş asla batmaz” sözleriyle anlatıyor. 

Ajansın web sitesinde, yönetici Jeremy Fleming kurumun temel işlevini şu sözlerle açıklıyor: “Ülkemizin siber güvenliğine ve düşmanlarımızın haberleşme yolları üzerine odaklanıyoruz: Birleşik Krallık’ın düşmanlarının haberleşme kaynaklarına nasıl erişilir, bunlar nasıl analiz edilir ve hatta gerektiğinde nasıl engellenir konusuna odaklanmış durumdayız”  

Fleming, görev alanlarını ise şöyle açıklıyor: “Terörist saldırıları önlemek, hassas ve organize suçları engellemek, silahlı kuvvetleri desteklemeksiber güvenlik ve düşman devletlerden gelen tehditleri yönetmeyi, İngiltere’nin refahını artırmayı ve uluslararası ortamı şekillendirmeyi içeren stratejik avantajlar yaratmak” 

https://siberbulten.com/uluslararasi-iliskiler/ingiltere/ingiliz-istihbaratinin-en-genc-direktoru-siber-savas-ve-makine-ogrenmesine-odaklanacak/

 

BİR YILDA 19 TERÖRİST SALDIRI ÖNLENDİ 

Peki, tüm bunların gerçek dünyadaki karşılığı ne? National Geographic ekibinin ajanstan biraz daha ayrıntılı bilgi istemesinin karşılığı ser verip sır vermeme noktasında kalıyor. Ancak şu örnekleri vermekten de geri durmuyorlar: 2018 ile 2019 arasında 19 terörist saldırının engellenmesine yardım edildiyaklaşık 1,5 milyar sterlin vergi kaçırılması önlendi. Seks suçluları Matthew Falder ve James Alexander’ın tutuklanmasına katkıda bulunuldu; 2018’de IŞİD’e karşı “örgütün saldırıları koordine etme ve savaş alanındaki koalisyon güçlerini koruma kabiliyetlerine ket vuran” bir siber kampanya yürütüldü; 2020’de Rusya’nın koronavirüs aşılarının geliştirilmesine yönelik saldırıları ifşa edildi  

Diğer önemli çalışmalar arasında ise İngiliz vatandaşlarını, işletmeleri ve kurumları siber saldırılardan korumak ve ülkeyi zaman zaman provokatif Rusya, Çin, İran ve Örneğin Kuzey Kore gibi ülkelerin saldırılarından korumak bulunuyor. 

GCHQ, bir asırdan fazla bir süredir varlığını sürdürüyor. Bu, casusluk dünyasından birçok belge ve hatıra toplamak için oldukça geniş bir zaman. Teşkilatın kökeni Birinci Dünya Savaşı sırasında ordunun elektronik istihbaratının başarısının ardından, Londra’nın merkezindeki Watergate House’da Devlet Kod ve Şifre Okulu adlı yeni bir istihbarat biriminin kurulduğu Kasım 1919’a dayanıyor. 

Kuruluş, İkinci Dünya Savaşı sırasında Buckinghamshire’daki Bletchley Park’a taşınıyor ve adını GCHQ olarak değiştiriyor. Londra banliyölerindeki Eastcote’taki kısa bir aranın ardından, operasyonlar 1951’de Cheltenham’a taşınıyor. 2003 yılında GCHQ, şu anki merkezi olan Donut’a taşınıyor.  

Abrutat, halkı GCHQ’nun ulusal güvenlikteki rolü hakkında bilgilendirmenin önemi üzerinde duruyor. Zaman zaman kendisi ve diğer çalışanlar okul çocuklarına ve seçkin davetlilere müze turları düzenliyor. Ayrıca, Ekim 2020’de yayınlanacak olan ajansın resmi geçmişi konusunda bir yazarla görüşmelere de devam ediyor.  

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

  

 

İngiltere siber güvenlik şefinin son röportajı: ‘Bir sonraki siber kriz saldırganın ne yaptığını bilmemesinin sonucu olacak’

Covid 19 kaynaklı karantina uygulamasının başlamasından birkaç gün sonra, Ciaran Martin’in telefonuna bir mesaj gelir. Mesajda, Martin üç kez evden çıktığı için para cezası ödemek zorunda olduğu konusunda uyarılıyordur. Martin, İngiltere’yi siber tehditlere karşı savunmaktan sorumlu üst düzey yetkili olarak, mesajın gerçek mi sahte mi olduğunu tespit edecek kadar deneyim sahibidir neyse ki. Fakat bu, aynı zamanda İngiltere Ulusal Siber Güvenlik Merkezi’nin (NSCS) görevi devretmeye hazırlanan başkanı olarak, gidişinin hiç de sessiz sedasız olmayacağının da bir işaretidir.

Nitekim Martin, görevi bırakmasına kısa bir süre kala BBC’ye yaptığı açıklamada, son olayların bir süredir gündemlerinde olan bağımsız bir Birleşik Krallık siber güvenlik kurumu oluşturma kararının beklenmedik bir teyidi olduğunu açıkladı. Martin, özellikle Covid 19 sırasında gerçekleştirilen saldırıların, bu durumun üzerine çok ciddi eğilinmesi gereken bir mesele olduğunun kanıtı olduğunu düşünüyor.

Siber suçluların, Covid-19’u fırsat bilerek, büyük kuruluşların yanı sıra internet kullanıcılarını dolandırma yoluna gittiği hepimizin malumu. Bu durum, siber savunmaları otomatik hale getirmek ve sahte mesajları tespit etmek için oluşturulmuş sistemlere olan talebi artırdı. Aynı zamanda, ‘video konferans yoluyla gerçekleşen kabine toplantıları’ ya da ‘hükümetin halka çevrimiçi mesajlar göndermesi’ gibi devletin ‘teknolojiye bağımlı’hale gelmesi ile başa çıkmada NSCS’nin hükümete ve kamu kuruluşlarına yardım etmesini de zaruri hale getirdi.

https://siberbulten.com/makale-analiz/coronavirus-gunlerinde-sosyal-alandan-siber-alana-italyanin-kabusu-devam-ediyor/

RUS İSTİHBARATI AŞI ARAŞTIRMALARINI ÇALDI

Ancak, saldırı halinde olan tek grup siber suçlular değildi. Yabancı istihbarat servisleri için çalışan casuslar da Covid 19’u fırsat bilerek yeni hedefler bulma peşinde hızla ilerliyor. Bu noktada, aşı çalışmaları yapan üniversiteleri ve araştırmacıları korumak, öncelikli bir konu haline geldi. Temmuz ayında Birleşik Krallık, ABD ve Kanada ile birlikte Rus istihbaratını araştırmaları çalmaya çalışmakla suçladı. Görev süresinin son dönemlerini BBC’ye değerlendiren Martin, açıklamalarında en çok Rusya’yı hedef aldı. Martin, “Rusya dahil olmak üzere büyük ulus devletlere ait bazı büyük saldırı grupları hakkında yirmi yıldan fazla bir süredir önemli bilgiler biriktirdik” diyor.

Sağlık hizmetleri de genel olarak,  herhangi bir aksaklık yaşanmaması için ekstra korumaya muhtaç bir alan. Sağlık sektörü, 2017 yılında gerçekleşen WannaCry saldırısı ile Martin’in görev süresinde karşılaştığı en büyük krizin kurbanı olmuştu. WannaCry saldırısı, kasıtlı olarak NHS’yi hedef almadı, aksine Kuzey Kore’de ortaya çıktı ve dünyaya yayıldı. Martin bunun büyük bir risk olmaya devam ettiğini söylüyor ve ekliyor: “Tahminimce, bir sonraki siber kriz muhtemelen, kısmen de olsa bir saldırganın gerçek manada ne yaptığını bilmemesinin neticesi olarak ortaya çıkacak” diyor.

Martin, özel bir şirkette ya da resmi dairede çalışan birinin yapacağı küçük bir hatanın, önemli bir sistemi fidye yazılımına maruz bırakacak olmasından endişe ediyor. Martin’in NCSC’de geçirdiği sürede, siber güvenliğin jeopolitik ve daha kapsamlı ulusal güvenlik meseleleriyle iç içe geçerek, siyasi tartışmaların merkezine doğru hareket ettiğini gördü.

https://siberbulten.com/dijitalguvenlik/rus-istihbaratina-bagli-hackerlar-covid-19-asisinin-pesine-dustu/

TİKTOK İÇİN ÖZEL GÜNDEMİMİZ YOK

Bu yıl, NCSC, ABD’nin yaptırımlarının ardından, hükümetin Çinli şirket Huawei’in 5G telekomünikasyon ağındaki rolü konusunda rotayı tersine çevirmesinde merkezi konumdaydı. Martin, “Çinli teknolojilerin getirdiği riskler konusunda hiçbir zaman saf olmadık” diyor. Bu durum, özellikle kuantum hesaplaması gibi stratejik açıdan önemli alanlarda kendi teknoloji endüstrisini korumak adına daha fazla çaba sarf etmeyi de kapsıyor.

Martin, NCSC’nin Trump yönetiminin ABD ulusal güvenliği için bir tehdit olduğunu iddia ettiği Çinli şirket TikTok hakkında özel bir bilgilendirme yayınlama ihtiyacını görmediğini de ekledi. İnsanların TikTok’un topladığı kişisel veri miktarının farkında olarak hareket etmesi gerektiğini söyleyen Martin, ancak bunun diğerlerinden çok olmadığını ileri sürüyor.

https://siberbulten.com/makale-analiz/seytanlastirilan-tiktoka-bir-de-bm-gozunden-bakin/

ASIL TEHDİT RUSYA

Çin ile ilgili endişeler bu şekildeyken, Rusya NSCS için çok daha büyük bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Martin’in görev süresi boyunca Rusya’nın konumu ile ilgili değerlendirmesi ise şu şekilde: “Yüksek tempoluydu, amansızdı, farklı bir yöne evrildi. Şimdilerde, 2014 yılına göre daha fazla ‘Rusların politik müdahelesinden’ bahsediyoruz”

Rusya, gizli ticari belgeleri hackleyerek ve sızdırarak, 2019 genel seçimlerine müdahale etmekle suçlanmıştı. Martin, bunun demokrasiye yönelik devam eden bir tehditin göstergesi olduğunu belirtiyor ancak şunu da ekliyor:  “‘İngiltere siyaseti Ruslar tarafından sürekli olarak  kesintiye uğratılıyor’ gibi bir şey diyemeyiz”

Martin ayrıca, son Rusya raporunda yer alan ve Moskova’dan gelen tehditlere yeterince odaklanmadıklarına ilişkin suçlamalara karşı istihbarat servislerini koruyor ve şu ifadeleri kullanıyor: “Politik tartışmaları düzene koymak, istihbarat ajanslarının işi olmamalı”

23 yıllık devlet memurluğu görevini bırakarak Oxford Üniversitesi’nde ders vermeye hazırlanan Martin, teknoloji konusunda ise temkinli bir iyimserliğe sahip. Martin’e göre özellikle teknolojiye bağımlılığımız artmaya devam ettikçe, interneti daha güvenli bir şekilde kullanmak önceliğimiz olacak.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

https://siberbulten.com/disinformation/rusya-brexit-ve-iskocya-secimlerine-ne-kadar-mudahale-etti/

İngiltere Huawei’yi yasaklıyor: 5G ağından çıkartılacak

Amerika ve Avustralya’nın ardından İngiltere’de Çinli teknoloji devi Huawei’e yönelik önemli bir yasak getirdi. Buna göre Huawei’in 2027 yılına kadar İngiltere’nin 5G telefon ağlarına kit tedarik etmesinin önü kesilecek. Huawei İngiltere’nin başındaki isim Lord Browne Madingley’in erken gelen istifası da İngiltere ile Huawei ile iplerin kopma noktasına geldiğini gösteriyor. Ancak İngiltere’nin bu radikal kararı daha hızlı ve etkili yasaklar uygulanması gerektiğini öne süren Muhafazakarları tatmin olmuş gözükmüyor.

Küresel düzeyde yaptırımlara maruz bırakılan Huawei, 2027 yılına kadar İngiltere’nin 5G telefon ağlarından çıkarılacak. Söz konusu tarih, Çinli teknoloji devinin çok daha hızlı bir şekilde ekarte edilmesi gerektiğini düşünen bir grup muhafazakarla Boris Johnson’ı karşı karşıya getirdi.

Huawei, İstanbul Üniversitesi’nde Ağ Akademisi kurdu

İngiltere Kültür Bakanı Oliver Dowden da önümüzdeki yılın başından itibaren Huawei’den yeni bir 5G kitinin satın alınamayacağını açıkladı. Bununla birlikte Dowden’ın eski 2G, 3G ve 4G kitlerinin artık ihtiyaç duyulamayacak duruma gelene kadar kalabileceğini söylemesi, aynı grup muhafazakarı hayal kırıklığına uğrattı.

Bakan, İngiltere’nin 2024’teki genel seçimlere kadar Huawei gibi “yüksek riskli tedarikçileri” ekarte etmek için “geri dönüşü olmayan bir yola” gireceğini açıkladı.

MUHAFAZAKARLAR: TAMAMEN YASAKLANMALI

Ancak Muhafazakar siyasetçi Iain Duncan Smith, Dowden’ın açıklamasında çelişkiler bulunduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Madem 5G’de riskler var, neden bizim için genel olarak risk oluşturmuyor” Smith bu açıklamasına binaen Huawei’in tamamen yasaklanması çağrısında bulundu.

Kültür Bakanı, Smith’e cevaben “5G ağının temelde farklı olduğunu” belirterek 5G’nin yerini 6g’nin alacağını ve Huawei’in burada yer almayacağını açıkladı.

Dünya’ya 5G döşeyen Çin, 6G için çalışmalara başladı

Bakan milletvekillerine, açıkladığı değişikliklerin “5G’ye iki ila üç yıl arasında bir gecikme ile 2 milyar sterline kadar” bir maliyet anlamına geleceğini söyledi – ki bunlar teorik olarak faturalar yoluyla tüketicilere yansıyacak.

Karar, Huawei’in İngiltere’nin 5G ekipmanının yüzde 35’ini tedarik etmesine izin verilmesine ilişkin önceden verilmiş olan bir karardan zorunlu bir U-dönüşü anlamına geliyor ve kararda uygulanan U-dönüşünü ve daha erken hareket etmeye zorlanırlarsa telefon “kesintileri” olabileceği konusunda uyaran BT ve Vodafone ile bir uzlaşmayı temsil ediyor.

ABD KARARDAN MEMNUN

İngiltere’nin aldığı karar ABD tarafından olumlu karşılandı. Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien, ABD başkanının kararı onayladığını açıkça belirterek şunları ifade etti: “İngiltere’nin tavrı, Huawei ve diğer güvenli olmayan tedarikçilerin Çin Komünist Partisi’ne bağlı hareket ettiklerinden dolayı ulusal güvenlik için bir tehdit oluşturdukları konusunda uluslararası bir konsensüs olduğunu ortaya koyuyor”

O’brien şöyle devam etti: “İnovasyonu takip etmek, 5G tedarik zincirinde tedarikçi çeşitliliğini teşvik etmek ve 5G güvenliğinin tehlikeli manipülasyonlardan arındırılmasını sağlamak için İngiltere’nin yanı sıra diğer birçok ortak ve müttefikimizle birlikte çalışmayı dört gözle bekliyoruz.”

Çin’in İngiltere Büyükelçisi Liu Xiaoming, konuyla ilgili attığı tweette “İngiltere’nin Huawei hakkında verdiği yanlış karar ve hayal kırıklığı. İngiltere’nin diğer ülkelerdeki şirketler için açık, adil ve ayrımcı olmayan bir  ortam sağlayıp sağlayamayacağı tartışmalı hale geldi.”

İngiltere’nin Huawei’den geri çekilmesi kararına rağmen Muhafazakârlar telekomünikasyon devinin hala ciddi bir ulusal güvenlik riski oluşturduğuna ve İngiltere’nin daha net yasaklar uygulayan ABD ve Avustralya’yı takip etmesi gerektiğine inanıyor.

Lord Browne Madingley

Öte yandan, Huawei İngiltere’nin başındaki isim de hükümetin verdiği kararların ardından görevinden istifa etti. Sky News’in haberine göre, Browne’nin görev süresi normalde önümüzdeki Mart ayında sona ermiş olacaktı. İş adamının erken istifa haberi, kültür bakanı Oliver Dowden’in hükümetten milletvekillerine Huawei’in 5G şebekelerinde kullanılmak üzere kit tedarik etmesini yasaklama kararını bildirmesinden hemen önce gerçekleşti.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

KARARIN ARDINDAN İNGİLTERE VE ÇİN İLİŞKİLERİNİN GERİLMESİ BEKLENİYOR