Etiket arşivi: veri hırsızlığı

Taramadan önce düşünün: QR kodlarını güvenli kullanmanın yolları

Taramadan önce düşünün: QR kodlarını güvenli kullanmanın yollarıGünlük hayatımızı hızlandıran ve kolaylaştıran QR kodların siber suçlular tarafından kötüye kullanılması da epey mümkün.

Kare kodların hayatımızı kolaylaştırdığına şüphe yok. Bu şık kodlar dijital ödemeleri mümkün kılmaktan uygun kişi takibine kadar günlük hayatımızı sürdürürken bizi sayısız form doldurma endişesinden kurtardı.

Ancak veri paylaşımını kolaylaştırmak için kullanılan tüm platformlarda olduğu gibi, akla gelen ilk soru şu: Bu şekilde veri paylaşmak güvenli mi?

QR kod teknolojisinin kendisi doğası gereği güvenli olsa da, siber saldırganların bu kodları haksız kazanç elde etmek için kullanma yollarına karşı dikkatli olmalıyız.

SİBER SUÇLULARIN QR KODLARINI KULLANMA YOLLARI

Pandemi sırasında, siber güvenlik firması Palo Alto Networks’ün tehdit istihbarat ekibi Unit 42, QR kodlarını kötüye kullanmanın ve yeraltı çevrimiçi forumlarında sıradan tüketicileri hedef almanın yollarını tartışan siber suçluları tespit etti.

Unit 42, saldırı gerçekleştirmek için QR kodlarının nasıl kullanılacağına ilişkin eğitim sunan çevrimiçi açık kaynaklı araçlar ve video eğitimleri de buldu. Neticede kullanıcıları nereye yönlendireceği belirsiz olan bu QR kodları, potansiyel siber saldırılara bir giriş yolu sağlayabilir.

Siber suçlular, kullanıcıları otomatik olarak web sayfalarına, uygulama mağazalarına ve ödeme sayfalarına yönlendirirken, kendilerini sürece dahil etme fırsatları elde ediyor.

Siber suçluların QR kodlarını kötü niyetli kazançlar için kullanmalarının birkaç yolu var. Bunlardan biri, bir işletmenin web sitesine girip QR kodunu kendi kodlarıyla değiştirmek. QR kodlarının görüntüsü birbirine oldukça benzediğinden, değiştirilen bir kodun fark edilmesi inanılmaz derecede zor.

Kişisel veriler teknoloji devlerinin arasını açtı: Apple güvenlik, Facebook reklam derdinde

Bu kodun taranması, durumdan şüphelenmeyen tüketicileri, siber suçluların kullanıcı kimlik bilgilerini isteyebileceği ve ardından e-posta veya sosyal medya hesaplarının kontrolünü ele geçirebileceği bir şifre avcılığı URL’sine yönlendirebilir.

Ayrıca kullanıcıları, virüs veya diğer kötü amaçlı yazılım türlerini içeren kötü amaçlı bir uygulamayı bilmeden indirebilecekleri resmi olmayan uygulama mağazalarına yönlendirebilir. Veri hırsızlığı veya gizlilik ihlali gibi daha ciddi sonuçlar ortaya çıkabilir.

Singapur’da, son üç yılda QR kodunun dolandırıcılık yapmak için araç olarak kullanıldığı yaklaşık 210 vaka rapor edildi. Bu istatistiğe internetteki aşk dolandırıcılıkları ve kurbanların dolandırıcının banka hesabına veya kripto para birimi adresine para aktarmak için yasal QR kodlarını taradığı dolandırıcılıklar da dahil.

QR KODLARIN YÖNLENDİRDİĞİ ALAN ADLARINI KONTROL EDİN

Pekiyi, kendimizi bu tehlikeden nasıl koruyabiliriz? Bir QR kodunun siber suçlular tarafından kötüye kullanılıp kullanılmadığını anlamanın kesin bir yolu olmasa da alabileceğimiz bazı önlemler var.

Hepimiz şüpheli bir bağlantıya veya e-postaya “tıklamadan önce düşünmemiz” gerektiğini defalarca duyduk ve bu bilgiyi içselleştirdik. Artık bunu QR kodlarına uygulamanın zamanı geldi. Taramadan önce düşünün.

Sadece güvenilir kaynaklardan gelen QR kodlarını tarayın ve yönlendirilmeyi beklediğiniz yerde olduğundan emin olmak için web sitesinin ve alan adının önizlenimine bakın.

Kullanıcıların web sitelerini ziyaret etmeden önce önizlemelerini sağlayan birçok güvenli QR kod tarama uygulaması mevcut. Bazı tarayıcılar ayrıca kullanıcıların bilinmeyen web sitelerine otomatik yönlendirmeleri devre dışı bırakmasına izin vererek, kişilerin güvenilir olup olmadığına karar vermeden önce URL alan adını iki kez kontrol etmelerini sağlıyor.

Uygulamaları yalnızca Apple App Store veya Google Play Store gibi güvenilir kaynaklardan indirin. Bunun da ötesinde, en son güvenlik korumalarından yararlanmak için tüm akıllı cihazlarınızı periyodik olarak güncelleyin.

Kişisel veriler teknoloji devlerinin arasını açtı: Apple güvenlik, Facebook reklam derdinde

İşletme sahipleri ve IT yöneticileri, QR kodlarının doğru bilgileri ve bağlantıları içermelerini sağlamak için sitelerinde ve uygulamalarında düzenli bütünlük kontrolleri yapmak durumunda.

Hem web hem de mobil tarayıcı sürümleri kontrol edilmelidir. İşverenler ayrıca çalışanlarını eğitmek için siber güvenlik uygulamaları konusunda yeterli eğitimi vermelidir. Bu eğitimler arasında hem kişisel hem de iş hesapları için güçlü şifreler kullanma, çok faktörlü kimlik doğrulamayı ayarlama ve şifre avcısı e-postalarının yanı sıra güvenli olmayan sanal ortamları tanımlamak yer almalı.

Birçok çalışan uzaktan çalışmaya devam ettiği düşünüldüğünde, siber farkındalık eğitimi onları mantıklı kararlar almaları için gerekli bilgilerle donatacak ve saldırganların kişisel ve kurumsal ağlara, cihazlara ve verilere erişme riskini azaltacaktır.

Ana akım toplumda yaygınlaşan herhangi bir teknolojide olduğu gibi, önümüzdeki aylarda siber suçluların QR kodlarını kötüye kullanma girişimlerinde bir artış görülmesi bekleniyor.

‘Türkiye’den 40 milyon veri satışa çıkarıldı’ iddiasıyla ilgili bilmeniz gereken 5 şey

Geride bıraktığımız haftanın ses getiren gelişmelerinden biri Türkiye’de 3 farklı şirketten toplam 40 milyon verinin satışa çıkarıldığına dair medyada yer alan iddia oldu. Medyanın da geniş bir şekilde yer verdiği iddiaya göre, iki özel banka ve bir telekomünikasyon şirketinin müşterilerine ait kişisel veriler elde edilerek siber tehdit unsurlarınca hacker forumunda satışa çıkarıldı.

Peki haberlere konu olan bu iddialar ile ilgili neler bilmeniz gerekiyor?

HANGİ ŞİRKETLERİN VERİSİ SATILIYOR? 

Siber tehdit aktörünün Turkcell’den 31 milyon, Garanti Bankası’ndan 4 milyon ve QNB Finansbank’tan 2.8 milyon verinin kendisinde olduğunu iddia ediyor. 2020 yılının resmi rakamlarına göre Turkcell’in Türkiye’de 36 milyon abonesi bulunuyor. Saldırganın elindeki veriler için kullandığı sayılar verilerin ait olduğu kişi sayısını değil toplam veri sayısını belirttiğine dikkat çekiliyor.

TEHDİT AKTÖRÜ NE KADAR GÜVENİLİR?

Paylaşımı yapan tehdit aktörü, 40 milyonluk veri satışından önce de Türkiye’deki bazı şirketlerin verisini satışa koymuştu. Fakat bu paylaşımlardan bazıları gerçeği yansıtmadığı için  moderatörler tarafından kaldırılmıştı. Türkçe bir nick kullanan ve İngilizcesinin kırık olduğu görülen saldırganın repütasyonu hacker forumunda ciddi oranda düşmüştü. Son paylaşımından sonra etnik siyasi söylemleri ön plana çıkaran tehdit aktörü repütasyonunu biraz yükseltmeyi başardı.  Saldırganın güvenilirliğini azaltan başka bir nokta ise çok kısıtlı bir örnek veri paylaşması.

NE KADAR ÜCRET İSTENİYOR?

Saldırgan toplam 28 bin dolarlık bir ödeme talep ediyor. Her bir paylaşım için ayrı fiyat konulmuş durumda. Turkcell’in 31 milyon verisi de, Garanti’nin 4 milyon verisi de 10 biner dolardan satışa çıkarıldı. QNB Finansbank’a ait 2.8 milyon veri ise 8 bin dolara satışta. Siber güvenlik uzmanları verilerin niteliğine göre istenen ücretin oldukça yüksek olduğunu söylüyor.

VERİLER NASIL ELDE EDİLMİŞ?

Veriler bahsi geçen kurumların sistemlerine sızılarak elde edilmiş değil. Saldırgan bunu kendisi de söylüyor. Verileri satılan şirketlerin dışarıdan hizmet aldığı bir kurumda çalışan birinin yardımıyla verilerin ele geçirildiği öne çıkan senaryoların başında geliyor.

HANGİ VERİLERİN ÇALINDIĞI İDDİA EDİLİYOR?

Saldırganın paylaştığı veri setlerinde ad-soyad, cinsiyet, doğum yeri ve tarihi gibi bilgilerin yanı sıra e-posta ve cep telefonu numarası gibi kişisel bilgiler de yer alıyor. Banka müşterilerine ait kredi kartı bilgisi çalınan veriler arasında bulunmuyor. 

 

Haber portalı T24’ün verileri satışa çıkarıldı

İnternet haber portalı T24 sitesinden sızdırılan veriler satışa çıkarıldı.

Türkiye’de yaşanan veri sızıntıları artarak devam ediyor. Özellikle 2021 yılında artan veri sızıntılarına bir yenisi daha eklendi. 

Bir hacker platformunda 21 Mayıs tarihinde paylaşılan gönderide, T24’ün veritabanındaki bilgiler satışa çıkarıldı. 

Söz konusu verilerin içerisinde çalışan, yönetici ve editörlerin e-posta ve hashlenmiş parolaları bulunuyor. Ayrıca internet sitesiyle ilgili diğer bilgilerin sızan veriler arasında olduğu belirtiliyor. Gönderide ayrıca verilere dair kanıt olarak sunulan ekran görüntüsü de bulunuyor.

Çeşitli yollardan ulaştığımız T24 çalışanları, söz konusu olaydan haberdar olduklarını ve gerekli önlemleri aldıklarını belirttiler.

Olayın nasıl gerçekleştiğine dair ise herhangi bir kurumsal açıklama bulunmuyor.

Sosyal medya platformu Twitter üzerinden yaptığımız aramalar sonucunda T24 verilerinin sızdığına dair bulduğumuz tek bir gönderi ise dikkat çekti. @matarturo adlı bir Twitter kullanıcısı, hacker forumunda gönderi paylaşıldıktan saatler sonra Twitter üzerinden veri sızıntısına dair bir gönderi paylaştı. 

TEHDİT AKTÖRÜ ANONİM HESAP KULLANIYOR

Hesap anonim olarak kullanılsa da ‘hakkımda’ kısmında yer alan bilgilere göre ağ ve bilgisayar güvenlikçisi olarak kendisini tanıtıyor.

Söz konusu hesabın daha önce veri sızıntılarına dair direkt olarak hacker forumlarından paylaşım yapmadığı görülüyor.

 

Çin’in veri tuzağı: Kovid-19 laboratuvarları

Uygur Türklerini sokakta tespit eden teknoloji için Çin’li şirket Huawei’nin patent başvurusunun ortaya çıkmasının ardından, Pekin yönetimi bir başka kişisel veri ihlaliyle gündeme geldi.

Geçtiğimiz yıl Kovid-19 vakaları tırmanışa geçtiği sırada, Çinli bir şirket bazı ABD eyaletleriyle  iletişime geçerek, test laboratuvarları kurmayı teklif etmişti. Beijing Genomics Institute, (Pekin Genomik Enstitüsü) adlı şirket, muhtemelen bu yolla test edilenlerin DNA’sına erişmeyi planlıyordu. 

Çinli firmanın dile getirdiği şey, oldukça yeni olan bir virüse karşı kendi test laboratuvarlarını kurma noktasında hareket eden eyaletler için cazip bir teklifti. Ancak ABD Ulusal Güvenlik yetkilileri, Çin’in Amerikalılar hakkında toplanan kişisel verileri kullanabileceğine dair endişeleri gerekçe göstererek eyaletlerden teklifi reddetmelerini istedi. 

Ulusal İstihbarat Direktörlüğü Dairesi’ne bağlı Ulusal Karşı İstihbarat ve Güvenlik Merkezi Başkanı Mike Orlando, “Ortaklarımızı ve kamuoyunu Çinlilerin teklif ettiği bu testlere ilişkin riskler olduğu konusunda bilgilendirdik ve kendilerinden bu testi yaptırmamalarını istedik.” dedi. Orlando, bilgisi dahilinde tüm eyaletlerin bu teklifi geri çevirdiğini ifade etti. 

ÇİN 18 ÜLKEDE KOVID TEST LABORATUVARI KURUP, DNA TOPLUYOR

Öte yandan, genomik araştırma sektöründe önemli bir küresel oyuncu olan Pekin Genomik Enstitüsü’nün, en az 18 ülkede laboratuarlar kurduğu ve 180 ülkeye Kovid test kitleri sağladığı bildirildi. Bazı durumlarda, şirket Çin elçilikleri ile iş birliği içinde test malzemelerini bağışladığı da gelen bilgiler arasında.

Çin, ABD ve başka yerlerde biyoteknoloji şirketleri rutin DNA verilerini toplayıp bunları dünya çapında fayda sağlayabilecek modern ilaçlar geliştirme noktasında kullanıyorlar. 

UYGUR TÜRKLERİNİ DE DNA İLE TAKİP EDİYORLAR

Çinli şirket de, faaliyet gösterdiği ülkelerdeki mevcut tüm yasalara uyduğunu ileri sürüyor. Ancak insan hakları grupları, Çin hükümetinin Çin’in batısındaki kamplarda gözaltında tutulan Uygur Türklerini takip etmek gibi güvenlik amaçlarıyla DNA testini kullandığını iddia ediyor.

“Uygurların toplandığı kamplarda gözetim sistemi kurdu” iddiası Huawei’nin başını derde soktu

New York Times’ın geçen yıl verdiği bir habere göre, Çin polisi, nüfusun en çok suç işlemeye meyilli kısmını takip etmeye yardımcı olması için ülkedeki erkek nüfusundan (yaklaşık 700 milyon olan) DNA örnekleri toplamak için çalışıyor.

ABD’li yetkililer, Çinli şirketlerin DNA toplamasının, şeffaf ve yasal olarak yapılsa dahi, ABD vatandaşları hakkında milyonlarca kaydı elde etmeye yönelik kapsamlı bir çabanın parçası olarak görülmesi gerektiğini ekliyor. Yetkililer ayrıca Çinliler tarafından gerçekleştirilen birçok girişimin ABD yasalarını ihlal ettiğini söylüyor.

KİŞİSEL VERİ TOPLAMANIN ARDINDA CASUSLUK FAALİYETLERİNİ DESTEKLEME MOTİVASYONU VAR

Ulusal Güvenlik Ajansı’nda görev yapan “Siber Mahremiyet: Verileriniz Kimlerin Elinde ve Neden Dikkat Etmelisiniz?” adlı kitabın yazarı April Falcon Doss, “Birçok Amerikalının verilerinin güvenliği muhtemelen Çin hükümetinin siber istihbarat birimleri ve Çin askeri istihbaratı tarafından ihlal edildi.” diyor. Falcon Doss, Çin’in ekonomisini güçlendirmek, teknolojisini ilerletmek ve casusluk faaliyetlerini desteklemek için çeşitli nedenlerle büyük ölçekte ayrıntılı kişisel bilgiler topladığını söylüyor ve ekliyor: “Çin, yapay zekada hakimiyet elde etmeye yönelik girişimlerini stratejik hedeflerinden biri olarak belirlemiş durumda.” 

Öte yandan ABD ve Çin’in agresif bir şekilde birbirlerine karşı casusluk faaliyetleri gerçekleştirdiği biliniyor.  Çin’in son yıllarda artan oranda Amerikalılar hakkındaki kişisel verileri takip etmesi bu rekabetin çarpıcı bir özelliği olarak dikkati çekiyor. 

EQUIFAX VE MARRIOTT’TAN DA VERİ ÇALDILAR

2014’ten bu yana, Çin büyük çapta veri hırsızlığı içeren bir dizi siber suç vakalarıyla suçlanıyor.  Bunlar arasında kredi ajansı Equifax (145 milyon bilgi), otel zinciri Marriott (400 milyon), Sağlık Sigortası Anthem (78 milyon) ve ABD Personel İdare Ofisi’nden (21 milyon) elde edilen parmak izi ve güvenlik soruşturması gibi kişisel veriler yer alıyor. Adalet Bakanlığı, bu ve diğer vakalara ilişkin olarak çok sayıda Çin vatandaşına dava açtı, ancak bunların çoğunun Çin’de ve ABD kolluk kuvvetlerinin erişemeyeceği bir yerde bulunduğu biliniyor. Sanıklardan bazıları ise Çin ordusunda görev yapıyor.

Çin ise söz konusu siber saldırılarla ilgili iddiaları kabul etmiyor. Öte yandan Pekin, büyük çapta veri toplama ve bu bilgileri ayıklama noktasında yapay zeka kullanmada dünya lideri olmak istediğini reddetmiyor.

2020’nin en büyük hack olayı FireEye saldırısıyla ilgili bilmeniz gereken 8 şey

ÇALINAN VERİLERLE AMERİKAN İSTİHBARAT AJANLARI HAKKINDA BİLGİ TOPLANABİLİR

Amerikalı yetkililer, Çin’in hacklenmiş verileri ne ölçüde kullanabildiğini tam olarak belirlemenin zor olduğunu belirtiyorlar. Ancak olasılıkların sınırsız olduğu konusunda hemfikirler. Eski Başkan Barack Obama yönetimindeki Ulusal Güvenlik Ajansı Direktörü Emekli General Keith Alexander, bu durumun onlara Amerikalıların kim olduğuna dair büyük erişim sağladığı görüşünde. Örneğin, Personel İdare Ofisinden elde edilen kayıtlar, Çin’in ABD istihbarat subaylarını tanımlamasına yardımcı olacak nitelikte. Equifax’tan elde edilen kredi bilgileri ise, maddi  sorunları olan ve mali yardım karşılığında Çin için casusluk yapmaya hazır olabilecek kişileri tespit edebilir. 

ABD ve Çin, 2015 yılında hiçbir hükümetin diğer ülkedeki özel şirketlerden fikri mülkiyet hırsızlığı yapmayacağını öngören bir anlaşma imzalamıştı. Ancak Alexander, bu anlaşmanın Çin’in ABD şirketlerini hacklemesi üzerinde sadece sınırlı bir etkisi olduğunu düşünüyor. Amerikan teknolojisi ve verilerine yönelik devam eden hırsızlığın Çin’e büyük bir ekonomik güç sağladığını düşünen Alexander, bunun ABD’ye büyük zarar verdiğini söyleyerek ekliyor: “Çin, bu ekonomik motoru ateşlemek için fikri mülkiyete erişime ihtiyaç duyuyor. Bu hırsızlık, tarihteki en büyük servet transferidir.”

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Çin’de yeni yasalar veri güvenliğini tehlikeye soktu : Pekin yönetimi firmaları veri hırsızlığına zorluyor

Çin’de yeni kabul edilen yasalar, ülkedeki firmaları yasa dışı veri toplanıp depolanması konusunda hükümete destek olmaya zorluyor.

ABD Ulusal Güvenlik Bakanlığı, geçtiğimiz yılın sonunda Amerikan şirketlerine önemli bir tavsiyede bulundu: “Çin Halk Cumhuriyeti ile bağlantılı firmaların sunduğu veri hizmetleri ve ekipmanların kullanımıyla ilgili ciddi riskler bulunuyor.” Bakanlığın yayınladığı tavsiye niteliğindeki belgede bu hizmetlerin ABD hükümeti, şirketler ve vatandaşların veri güvenliğine yönelik büyük bir tehdit oluşturduğu, zira Çin’in kontrolü ya da etkisi altında bulunan kuruluşlar aracılığıyla verilere gizlice erişme yeteneğine sahip olacağı ifade edildi. 

ÇİN’İN YENİ ÇIKARDIĞI YASALAR FİRMALARI ZORLUYOR

Söz konusu uyarı, başta 2017 Ulusal İstihbarat Yasası, 2020 Veri Güvenliği Yasası ve 2020 Kriptoloji Yasası olmak üzere Çin’in yeni yürürlüğe soktuğu yasaların veri hırsızlığı riskini artırması dolayısıyla yapıldı. Adı geçen yasalar Çinli şirketleri ve vatandaşları – akademik kurumlar, araştırma kuruluşları ve yatırımcılar aracılığıyla – Çin hükümetine verilerin toplanması ve depolanması noktasında yardım etmeye ve destek vermeye zorluyor.

Söz konusu yasalar, aynı zamanda Çinli firmaları ve kuruluşları ülkenin güvenlik ve istihbarat servisleriyle gizlice iş birliği yapmaya zorluyor. Bu yasaların Çinli şirketleri Pekin’e veri, şifreleme anahtarları ve diğer teknik bilgileri sağlamaya zorlamak için kullanılma ihtimali bulunuyor. Aynı zamanda Çinli kuruluşların istismarına açık güvenlik zafiyetleri oluşturması beklenen ekipmanlara “arka kapı” veya “bugdoors” (kendisini bir bilgisayar “bug”ı olarak maskeleyen bir arka kapı) kurmak için de kullanılabilir.  

2020’nin en büyük hack olayı FireEye saldırısıyla ilgili bilmeniz gereken 8 şey

Çin’in yeni yürürlüğe soktuğu yasalar, TikTok gibi Apple ve Samsung mobil cihazlarında kullanılan uygulamalar, giyilebilir fitness cihazları ve Çin hükümetine konum ve diğer verileri sağlayabilen cihazlarda güvenlik açığı yaratmakta.

AMAÇ ÇİN’İN SÜPER GÜÇ STATÜSÜ KAZANMASINI HIZLANDIRMAK

Yasaların genel olarak amacı ise, Çin’in süper güç statüsüne yükselme yönündeki girişimlerini hızlandırmak. Ayrıca “Made in China 2025” planında belirtilen hedeflerin yanı sıra, komünist devrimin yüzüncü yılına denk gelen 2049 yılına kadar Çin’i önde gelen küresel teknolojik süper güç haline getirmeyi amaçlayan Dijital İpek Yolu ve Askeri Sivil Füzyon girişimlerine yasal bir dayanak teşkil etmekte. 

VERİ HIRSIZLIĞI ÇİN ORDUSUNU DA İHYA EDİYOR

Sonuç olarak, Çin destekli veri hırsızlığı yalnızca yabancı rakiplerin iç pazar payının azalmasını değil, aynı zamanda Çin’in uzun süredir ABD ve Avrupalı ​​firmaların hakim olduğu kritik pazarlardaki teknolojik hakimiyetini sağlamayı amaçlıyor.  Bütün bunlara ek olarak işin bir de askeri boyutu bulunuyor. Buna göre veri hırsızlığı, Çin Ordusu’nu, diğer askeri hizmetleri ve Çin’in istihbarat topluluğunu gelişmiş savaş ve bilgi yetenekleriyle donatmak suretiyle modernize etme noktasında olmazsa olmaz bir unsur. Çin, yabancı verileri ülkedeki muhalifler de dahil olmak üzere belirli kesimlerin faaliyetlerini ve zayıf noktalarını saptamak için bir araç olarak kullanıyor. 

Ulusal Güvenlik Bakanlığının yayınladığı uyarı sadece ABD’li şirketler ve kuruluşlar tarafından değil Çinli firmalarla etkileşimde bulunan herhangi bir kuruluş için önem taşıyor. Zira tüm bu kuruluşlar fikri mülkiyet hırsızlığı, veri hırsızlığı ve verilerin kötüye kullanılması riskiyle karşı karşıya.

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz