Etiket arşivi: surveillance

Apple’ın kayıp bulma aracı AirTag, yanlış ellerde tehlikeli bir cihaza dönüşebilir

Apple'ın kayıp bulma aracı AirTag, yanlış ellerde tehlikeli bir cihaza dönüşebilirABD’li teknoloji devi Apple’ın ürettiği AirTag cihazları kayıp nesneleri bulmak için kullanılıyor. Ancak kötü niyetli tehdit aktörlerinin de söz konusu cihazı kullandığına yönelik şikayetler artmaya başladı.

BBC’nin haberine göre Amber Norsworthy, dört çocuğuyla birlikte Mississippi’de yaşıyordu. 27 Aralık’ta eve döndüğünde telefonuna bir bildirim geldi. “Telefonum daha önce hiç duymadığım bir ses çıkardı” diyor.

Bildirimde, bilinmeyen bir cihazın onun hareketlerini takip ettiği belirtiliyordu.

2 yaşındaki Amber, iPhone’unda ‘Bul’ uygulamasına baktı.

İzlediği tüm rotayı orada görmüş, “Cihaz sahibi, bulunduğunuz yeri en son 15:02’de gördü” ifadesiyle karşılaşmıştı.

Polisi aradı; ne yapılabileceğine dair bir fikirleri yoktu. İzleme cihazının arabasında bir yerde olduğunu düşünmüş ama bir şey bulamamıştı. Apple’ın destek hattı, bunun bir AirTag olduğunu söyledi. “Artık çevremi çok yakından izliyorum” diyor Amber.

Düğme boyutundaki cihazlar, kayıp nesneleri bulmak için Apple’ın ‘Bul’ ağıyla birlikte çalışacak şekilde tasarlanmış. Ancak ABD’de bunların insanları izlemek için kullanıldığına dair çok sayıda bildirim var.

Apple’dan yapılan açıklamada ise “Müşteri güvenliğini çok ciddiye alıyoruz ve AirTag’in gizliliğine ve güvenliğine önem veriyoruz.” ifadeleri yer aldı.

Çin Apple zafiyeti ile Uygur Türklerini hedef aldı

Şirket ayrıca AirTag’lerin rakip ürünlerden daha iyi güvenlik özelliklerine sahip olduğunu söylüyor. Ancak, ABD genelinde suç faaliyetleri için kullanıldığına dair artan kanıtlar var.

KÖTÜ NİYETLİ KİŞİLER İSTİSMAR EDEBİLİR

Apple, AirTag’i Nisan ayında piyasaya sürdü. Bu küçük yuvarlak cihazlar, piyasadaki Tile gibi diğer izleme ürünlerinden esinlendi.

Bu cihazlar bavul, anahtar gibi kaybedilebilecek her şeye takılabiliyor. Bir nesne 3 cm’ye kadar doğruluk payıyla takip edilebiliyor. Ancak yanlış ellerde farklı amaç için kullanılmaları da mümkün.

Dijital haklar kuruluşu Electronic Frontier Foundation’da siber güvenlik direktörü Eva Galperin, “Çalınan nesneleri bulmaya yarayan bir nesne yarattığınızda, aynı zamanda takip için de mükemmel bir araç yaratmış olursunuz” diyor.

Apple, AirTag’leri piyasaya sürmeden çok önce bunların suç işleme amaçlı kullanılabileceğinin farkındaydı. Ancak bunları piyasaya sürerken, “AirTag’lerin insanları değil nesneleri izlemek için tasarlandığını” söyledi.

İnsanları takipten koruyacak bir dizi güvenlik önlemi oluşturduklarını açıkladı.

Kayıtlı olmayan bir AirTag yanlarında hareket ediyorsa, iPhone sahipleri uyarılır. Ayrıca AirTag’ler, sahibinden ayrıldığında bir süre bip sesi çıkarıyor. Aralık ayında Apple, Android kullanıcılarının indirebileceği bir uygulamayı da piyasaya sürdü. Tracker Detect, iOS işletim sisteminde olmayan kullanıcıların kayıtsız bir AirTag’den haberdar edilmesini sağlıyor.

Kaynak: BBC Türkçe

Çin, Uygur Türklerinin her şeyini fişleyip geleceklerine karar veriyor!

Çin’in toplama kamplarında tuttuğu yüzbinlerce Uygur Türk’ünü fişlediği ve geleceği hakkında kararlar aldığı ortaya çıktı.

BBC’nin haberinde yer alan belgelerde, Çin’in  Uygur Türkünün geleceğini nasıl belirlediğine ilişkin detaylar yer alıyor.

Çin’in batısındaki Şincan’dan 3 binden fazla kişinin kişisel bilgilerinin yer aldığı belgede, bu kişilerin günlük hayatlarına dair çok özel ayrıntılar da var. 137 sayfalık, birçok grafiğe de yer veren raporda yer alan kişilerin ne sıklıkla dua ettikleri, ne giydikleri, gün içinde kimlerle konuştukları ve aile bireyleriyle ilişkileri de yer alıyor. Çin ise yanlış bir şey yapmadığını, “terörle ve radikal dini gruplarla mücadele ettiğini” iddia ediyor.

Geçen yıl da Şincan bölgesinden bilgi sızdıran bir kişinin yeniden risk alarak belgeyi sızdırmasıyla tüm bilgiler açığa çıktı.

Belgelerden birinde, daha önce Çinli yetkililer tarafından gazetecilerin götürüldüğü, BBC’nin de gittiği kamplardan birinde kalan 311 kişinin geçmişleri, dini pratikleri, yüzlerce akraba, komşu ve arkadaşıyla kurduğu ilişkiler detaylı şekilde yer alıyor.

KAMPTA KALIP KALMAYACAKLARINA KARAR VERİYORLAR

Kamptan ayrılan bazı kişilerin de bilgilerinin ardından “geri getirilmeli” ya da “serbest kalabilir” kararı alındığı görülüyor. Örneğin 598 numaralı grafikte 38 yaşındaki Helçem isimli bir kadının, kamptan çıktıktan yıllar sonra yeniden gözaltına alınması kararı alınmış. Bunun için de tek bir sebep gösterilmiş: Yıllar önce başörtüsü takmıştı. Sadece pasaport başvurusu yaptığı için kampa alınmış olanlar da var. Buna göre Şincan’dan dışarı çıkmak isteyen Uygur Türklerine de “radikal” muamelesi yapılıyor. 66 numaralı grafikte, 34 yaşındaki Memettohti isimli bir kişinin “pratikte risk oluşturmadığı” halde sadece pasaport başvurusu yaptığı için kampa geri gönderildiği görülüyor. 28 yaşındaki Nurmemet’in de kampa yeniden alınmasının sebebi, “başka bir sorun olmadığı” belirtilerek şu sözlerle açıklanıyor: “Bir linke tıkladı ve bilmeden yabancı bir web sayfasına ulaştı.”

311 kişinin tümü, güney Şincan’daki Hotan şehrine yakın, nüfusunun yüzde 90’ının Uygur Türkü olduğu Karakaş ilçesinde yaşıyor.

Çin son yıllarda bölgeye ülkedeki baskın etnik grup olan Hanlardan milyonlarca insan yerleştiriyor. Bu da bölgede gerilime yol açıyor. Bu gerilim sonucunda zaman zaman şiddet olayları yaşanıyor ve Çin’in bu olaylara tepkisi sert oluyor.

Bu yüzden yalnızca Uygur Türkleri değil, Şincan’daki diğer Müslüman azınlıklar olan Kazaklar ve Kırgızlar da benzer şekilde gözaltına alınıyor.

Yapay zekayla Uygur Türklerinin duygularını bile takibe aldılar

2017 başında kamplara yerleştirme programı başladığında, “köy merkezli çalışma grupları” olarak bilinen Komünist Parti’ye bağlı bazı işçiler Uygur toplumuyla ilgili de bir tarama yapmıştı.

Her bir üye bir grup Uygur Türkü için görevlendirildi. Bu üyeler, kendisine verilmiş Uygur Türkü ailelerle tanıştı, evlerine girip çıktı ve günlük pratikleriyle ilgili, evdeki “dini atmosferle” ilgili, örneğin evde kaç kutsal kitap bulunduğuna dair notlar aldı.

Sosyal çevreleri ve hangi aile üyeleriyle görüştükleri de bu notlara girdi. Ardından görüştükleri her bir kişinin geçmişi, ne sıklıkla dua ettikleri, daha önce kampa alınıp alınmadıkları veya hiç yurt dışına çıkıp çıkmadıklarına dair bilgiler araştırılıp notların devamına ekleniyor.

Bu 311 kişilik listedeki herkesin yurt dışında yaşayan bir akrabası var. Bu da “potansiyel sadakatsizlik” belirtisi olarak görülüyor ve bu kişilerin tümü, sadece bu gerekçeyle de olsa kamplara gönderiliyor.

İŞÇİLERİN KİŞİSEL VERİLERİ OPERASYON PLATFORMUNA YÜKLENİYOR

Yusuf isimli 65 yaşındaki bir adamın da iki kızının 2014 ve 2015’te başörtüsü ve burka taktığı, oğlunun da siyasal İslam eğilimi olduğu yazılıyor. Ailesiyle ilgili şüphelerden dolayı Yusuf’un “kamptaki eğitiminin devam etmesine” karar veriliyor.

İşçilerin topladığı bilgiler Şincan’ın geniş veri sistemi olan “Bütünleştirilmiş Birleşik Operasyon Platformu”na da (IJOP) yüklenmiş.

IJOP, bölgedeki kamera kayıtlarına ve polislerin yaptığı gözlemlere de yer veriyor. Her vatandaşın yüklemesinin zorunlu olduğu bir mobil casus yazılımdan elde edilen bilgiler de var.

Çin’in Şincan’daki politikaları üzerine çalışan, dünyanın önde gelen uzmanlarından Dr. Adrian Zenz, IJOP’ta toplanan bilgilerin “köy merkezli çalışma gruplarına” bir cep telefonu bildirimiyle gönderilerek belirli bir kişinin incelenmesini isteyebileceklerini söylüyor.

Tor Projesinden internet özgürlüğüne destek çağrısı

Tor Projesi, Tor röleleri ve Tor köprülerinin sayısında önemli bir düşüş gözlemlenmesinin ardından bir Tor sunucusu kuracak kullanıcıları ödüllendirecek.

Tor, kullanıcılarına anonim iletişim imkânı sağlayan bir ağ ve yazılım projesi. Kullanıcıların gerçek kimliklerini gizleyerek şifreli bir şekilde internete erişmelerine imkân sağlaması itibariyle takip edilme riskini azaltıyor.

Tor köprüleri ise genelde tor bağlantılarını kısıtlayan ve engelleyen ülkelerde Tor ağına erişmek için kullanılıyor. Tor ağı engellendiğinde, kullanıcılar sansürü aşmak için bir köprü ediniyor. 

Köprüler, kullanıcıların sansürü atlamasına izin veren özel Tor röleleri ve Çin, Belarus, İran ve Kazakistan gibi Tor bağlantılarını kısıtlayan ülkelerde önemli bir görev üstleniyor.  Projenin yöneticileri Ocak ayından bu yana Tor köprülerinin sayısının azaldığını duyurdu. Bu nedenle kullanıcıları yeni sunucular kurmaya çağırıyorlar. Yapılan duyuruda şu ifadeler yer aldı: 

ABD, hacking araçlarının otoriter rejimlere ihracını yasaklayacak

 “Şu anda 900’ü obfs4 olmak üzere gizleme protokolünü destekleyen yaklaşık 1.200 köprümüz var. Ne yazık ki, bu rakamlar bu yılın başından bu yana azalmaktadır. Çok fazla köprüye sahip olmak yeterli olmayabiliyor. Zira sonunda hepsi kendilerini blok listelerinde bulabiliyorlar. Bu nedenle, henüz hiçbir yerde kısıtlanmamış bir yeni köprü akışına ihtiyacımız var. Tam da bu noktada yardımınıza ihtiyaç duyuyoruz.”

Tor Projesi, kullanıcıların desteğiyle bu yıl sonuna kadar 200’den fazla obfs4 köprüsünü çevrimiçi hale getirmeyi hedefliyor. Projenin yürütücüsü kendilerine bu konuda destek verecek kullanıcılara özel Tor ödül setleri vaat ediyor. Bir yıl boyunca 10 obfs4 köprüsü işletecek olan kullanıcılara 1 Tor kapüşonlu sweatshirt, 2 Tor tişört ve çıkartma paketi içeren Golden Gate köprüsü seti verilecek.

 TOR PROJESİ’NİN ÖDÜL PROGRAMI 

 

  1. Golden Gate köprüsü (10 kit ile sınırlı)

1 yıl boyunca 10 obfs4 köprüsü çalıştırma.

Ödül seti: 1 Tor kapüşonlu sweatshirt + 2 Tor T-shirt + sticker paketi.

  1. Helix köprüsü (20 kit ile sınırlıdır)

1 yıl boyunca 5 obfs4 köprüsünü çalıştırma

 Ödül seti: 1 Tor T-shirt + sticker paketi.

  1. Üniversite köprü seti (10 kit ile sınırlıdır)

 Üniversitenizde 1 yıl boyunca 2 obfs4 köprüsü çalıştırma

 Ödül seti: 1 Tor T-shirt + sticker paketi.

  1. Rialto köprüsü (rastgele 10 yeni köprü operatörü seçimi)

 1 Yıl boyunca 1 obfs4 köprüsü çalıştırmak 

Proje kapsamında ayrıca özgür interneti savunmaya destek olanlara minnettarlığın bir göstergesi olarak Tor tişörtü vermek üzere rastgele 10 yeni köprü operatörü seçilecek. Teklif 7 Ocak 2022 tarihine kadar geçerli olacak.