Etiket arşivi: Snowden

Snowden Rusya çifte vatandaşlığı için başvurdu

ABD’nin gizli dinleme ve izleme faaliyetleri hakkındaki ayrıntıları kamuoyuna sızdıran eski güvenlik uzmanı Edward Snowden, eşi Lindsay ile birlikte Rusya vatandaşlığına başvurduklarını açıkladı.

Eşi hamile olan Snowden Twitter’dan yaptığı açıklamada “Anne ve babalarımızla yıllardır ayrı yaşadıktan sonra, ben ve eşim oğlumuzdan ayrı düşmek istemiyoruz. Bu yüzden bu salgınlar ve sınır kapatmaları döneminde ABD-Rusya çifte vatandaşlığı için başvuruyoruz” dedi.

ABD yasaları vatandaşlarına çifte vatandaşlık hakkı tanıyor.

Avrupa’dan İngiltere’ye Snowden cezası

37 yaşındaki Snowden istihbarat servislerinin milyonlarca Amerikan vatandaşı ve yabancıyı gizlice nasıl dinlediğine ilişkin belgeleri sızdırdığı 2013 yılından bu yana Rusya’da yaşıyor.

Amerikan Merkezi Haber Alma Örgütü (CIA) için de çalışan Snowden, 2013 yılında, Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu’na (NSA) bağlı olarak çalışırken, Amerikan istihbaratının telekomünikasyon şirketleriyle işbirliği ve Avrupa hükümetlerine yönelik dinleme faaliyetleri hakkındaki ayrıntılı gizli belgeleri kopyalayıp sızdırmış, yargılanacağı endişesiyle kaçarak Rusya’ya sığınmıştı.

KAYNAK: BBC TÜRKÇE

  Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Telefonunuzu güvenlik sistemine çeviren uygulama Snowden’dan

Muhalifler, aktivistler ya da baskı rejimlerinde yaşayan gazeteciler gibi dünyanın en hassas teknoloji kullanıcılarının korkması gereken tek şey hackerlar ya da online izlemeler değil. Şu bir gerçek ki polis, istihbarat elemanları ya da diğer davetsiz misafirler aniden evlerinize, otel odalarınıza ya da ofislerinize baskın yapabilecek güce sahipler. Bahsi geçen kişiler, bilgisayarlarınızın ayarlarını değiştirebilir dahası onları çalabilirler. Hatta şifrelerinizi söyletene kadar sizi gözaltında tutabilirler.

Bu tehlikeyle mücadele etmek adına çok yeni, ucuz ve mobil bir fiziksel güvenlik sistemi tanıtıldı. Söz konusu sistemi tanıtan kişi, vatandaşların dijital takibine karşı mücadelesi ile bilinen dünyanın en tanınmış aktivistlerinden Edward Snowden. Snowden’ın başkanlığını yaptığı Basın Özgürlüğü Vakfı geçtiğimiz Cuma günü, Haven adlı uygulamayı tanıttı. Haven herhangi bir Android telefonu hanenize sizin bilginiz dışında yapılan bir girişi tespit edebilen çok işlevli bir sensöre dönüştürüyor.

İlgili haber>> Snowden Türkiye’de ilk kez konuştu

Ucuz bir Android burner’a (kullan at telefonlar) yüklenecek şekilde tasarlanmış olan Haven, telefonun kamerasını, mikrofonunu hatta herhangi bir hareketi, sesi ya da telefona müdahaleyi görüntülemek için ‘hız ölçeri’ kullanıyor. Uygulamayı çalışır halde iken otel odanızda bıraktığınızda siz dışarıdayken odanıza giren birinin fotoğraflarını çekebiliyor, sesini kaydediyor. Daha sonra telefona kaydedilen bilgiler anında sizin kişisel telefonunuza gönderiliyor.

Snowden, uygulamayı anlatırken şu ifadeleri kullandı: “Bir bekçi köpeğinizin olduğunu düşünün. Otele gidiyorsunuz ve yanınızda köpeğinizi de götürüyorsunuz. Dışarı çıktığınızda ise köpeği otel odasında bırakıyorsunuz. Köpeğiniz çok zeki ve odada olan biten her şeyi kaydediyor.”

Evinizde ya da ofisinizde ses kaydı ya da görüntü alan ve bunları internetten başka bir cihaza gönderen bir uygulama, bir güvenlik sisteminden ziyade özel hayatın ihlali gibi algılanabilir. Ancak Snowden buna karşı bazı önlemler almış. Bunun için şifreli mesajlaşma uygulaması sinyali entegre edilmiş. Kullanıcıya gönderilen her bir alarm, fotoğraf ve ses klibi uçtan uca şifreleniyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için doldurunuz

NSA Ortadoğu bankalarından ‘tahsilat’ mı yapıyor?

Geçtiğimiz yıl Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) tarafından kullanıldığı iddia edilen istismar yazılımlarını ortaya çıkaran Shadow Brokers adlı hacker grubu, yeni bir “dosya hazinesi” daha yayınladı. Grup, ilk önce açık artırma ile satışa sunduğu “NSA’dan çaldığı” bu dosyalar için, daha sonra ücretsiz bir şifre sundu. Söz konusu dosya, bazı eski Windows sürümlerindeki açıkları içeriyor ve bu yüzden Windows, sızıntının ardından bir güvenlik güncellemesi yayınlamakta gecikmedi. Ancak sızdırılan dosyalar arasında özellikle Ortadoğu’daki bazı bankaların hedef alındığını gösteren veriler de yer alıyor.

İlgili haber >> NSA sızıntısı milyon dolarlık siber silahlar çocukların eline mi geçti?

Shadow Brokers ismi daha önce, geçtiğimiz Ağustos ayında, birçok güvenlik ürününde yer alan açıklıkları içeren ve NSA ile Equation Group ile bağlantılı exploitleri sızdırmalarıyla gündem olmuştu. Grup daha sonra da Equation Group tarafından gizliliği ifşa edildiği iddia edilen bazı IP adreslerini sızdırmıştı. Shadow Brokers, sızdırdıkları bu dosya hazinesi için bir açık artırma düzenlemeyi umuyordu, ancak çok fazla ilgi çekmemişti. Bunun üzerine de grup Ocak ayında “bir veda mesajı” ile birlikte Windows işletim sistemi ile ilgili bazı açıklıkları içeren bir yayın daha yapmıştı.

TRUMP’A SELAM ÇAKTILAR

Ancak Shadow Brokers grubu geçen hafta yayınladığı bu son sızıntısını, “Donald Trump’ın liderliğine olan inancını kaybettikten sonra bir protesto olarak” yaptığını duyurdu. Medium’da yayınladığı mesajında Trump’ın “üssü terk ettiği” belirtilirken, “Amerika’yı yeniden güçlü bir ülke yapmak için” bazı tavsiyelerini sıraladı.

Güvenlik araştırmacıları, hâlâ dosyaları inceliyor. Ancak exploitlerin büyük kısmının daha eski veya kullanılmış sistemleri hedef aldığı görülüyor. Ve sadece bir kişi, bu sızıntının hackerların maskesini düşürebileceğini düşüyor: Edward Snowden.

Snowden, sızıntıyla ilgili Twitter mesajında “sızıntının dolu bir kütüphaneden başka bir yerden yapılamayacağını, NSA’nın bu dosyaları nerede kaybettiğini ve nereden geldiğini kolaylıkla bulabileceğini, bunu yapamamasının ise tam bir skandal olacağını” kaydetti.

HAZİNENİN İÇİNDE NE VAR?

Shadow Brokers’ın son sızıntısında yer alan bazı exploitler, daha önce etkilenmiş olduğu bilinmeyen bazı sağlayıcıları da içeriyor. Ayrıca ‘hazinenin’ içinde bankacılık sistemlerinden veri toplanmasına ilişkin bazı dosya ve sunumlar da yer alıyor.

Motherboard’a konuşan Hacker Fantastic isimli bir güvenlik araştırmacısı, bu dosyaların “artık dosyalar” olduğunu söyledi.

Shadow Brokers’ın hazinesinin içinde bazı dosyalar ve klasörler yer alıyor. Bir alt klasör “Exploits” olarak adlandırılmış, içinde ise “Eternalsynergy,” “Erraticgopher” ve  “Emeraldthread” gibi isimleri bulunan çalıştırılabilir dosyalar bulunuyor.

Araştırmacılar bu dosyaların ne için kullanıldığı veya bu hazinenin içinde gerçekten Windows platformuna karşı bir etkili bir exploit olup olmadığı üzerinde çalıştırmalarını sürdürse de, Windows çoktan bir güvenlik güncellemesi yayınladı bile.

Yine Hacker Fantastic’e göre sızdırılan dosyalar “Fevkalade bir veri, dâhili saldırı araçlarının tüm özelliklerini taşıyor.” Daha da önemlisi Hacker Fantastic, bu veriler üzerinde yapılacak analizin bir sıfırıncı gün açıklığı ortaya çıkaracağından emin olduğunu söylüyor.

Güvenlik mimarı Kevin Beaumont’un Motherboard’a yaptığı açıklamaya göre de “Windows implantlarının tümü VirusTotal’ın [bir çevrimiçi dosya tarama aracı] daha önce karşılaşmadığı dosyalar, yani bu dosyalar daha önce hiç görülmemiş.”

Windows tabanlı implantların yer aldığı ODDJOB adlı bir klasörde, “Windows 2003 Enterprise işletim sisteminden Windows XP Professional sistemine kadar hangi sistemlerle çalıştığı” belirtiliyor. Bir başka klasörde ise ODDJOB’un virüs yazılımlarını atlatma başarısı gösteriliyor. Buna göre F-Secure, Kaspersky, Symantec ve daha birçok firmanın yanına “Virüs bulunamadı” etiketi yerleştirilmiş. Dosyanın içinde 2013 ortalarına kadar giden tarih bilgisi bulunuyor.

Bu dosyalara bakıldığında hazinenin, daha eski Windows sistemleri ile ilgili araçlar olduğu anlaşılıyor. Ancak bu elbette rahatlatıcı bir durum değil, zira halen birçok kurum, kuruluş ve şahıslar eski sürüm Windowsları kullanmaya devam ediyor. Exploitlerden bir tanesinin de Windows 8’i hedef aldığı görülüyor.

Bir Microsoft sözcüsü – güvenlik güncellemesi yayınlanmadan önce – Motherboard’a “iddiaları incelediklerini ve müşterileri korumak için gerekli tedbirleri alacaklarını” açıklamıştı.

Hazinede yer alan bir başka klasörde ise “ÇOK GİZLİ” işaretli “JEEPFLEA_MARKET” isimli bir klasör yer alıyor. JEEPFLA’nın, NSA tarafından kullanılan bir elit hackleme birimi olduğu biliniyor.

HEDEFTEKİ BANKALARIN ÇOĞU ORTADOĞU’DA

Dosyalar incelendiğinde ise “JEEPFLEA_MARKET” klasörünün Swift İttifak Erişimi (SSA – Swift Alliance Access) sistemleri ile ilgili olduğu görülüyor. SSA,  dünyadaki bankalar tarafından para transferi yapmak için kullanılan bir sistem. Bu klasörün bir bölümünde “9 SAA sunucusunda devam eden tahsilat” başlığı yer alıyor ve bazı bankalara işaret ediliyor. Bu bankaların büyük kısmı ise Ortadoğu bölgesinde yer alıyor.

Shadow Brokers son olarak “Gelecek sefere elimizde ne olacağını kim bilebilir?” mesajını paylaştı.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

[wysija_form id=”2″]

ABD Siber Savaş’ta ordudan çok Silikon Vadisine güveniyor

Askeri-siyasi çatışmalar savaş meydanından siber uzaya taşındıkça ABD’nin savunma kurumları, ülkenin geçirgen İnternet savaş meydanını güvene almak için Silikon Vadisi’nin teknoloji girişimcilerine ve genç yenilikçi şirketlere füzeler ve tanklardan daha fazla bağımlı hale geliyorlar.

Amerikan Federal hükümetinin Silikon Vadisi’ne giderek bağımlılığının arttığının çok açık göstergelerinden biri olarak; ABD Savunma Bakanlığı, geçtiğimiz ay enerji nakil hatları şebekesinden, en gizli askerî yazışmalara kadar herşeyi hedef alan bilgisayar korsanlarına ve devletlere karşı Pentagon’un daha ileri siber güvenlik ve istihbarat sistemleri geliştirmesine yardım edecek Vadi’nin genç ve yenilikçi şirketlerine girişim sermayesi fonu vermeye başlayacağını duyurdu.

New York’ta bulunan Stilwell Bilim ve Teknolojide İleri Çalışmalar Merkezi adlı düşünce kuruluşunun kurucusu ve yönetici müdürü Kim Taipale, “Siber güvenlik, bilgi savaşı ve çevrimiçi korunma ile uğraşmanın büyük bir savunma meselesi olduğu ve bu alanların ordunun aktif bir rol alacağı alanlar olduğu açıkça ortaya çıktığında, Silikon Vadisi’nin müdahil olmamasının imkansız olacağı görülecektir.” diye düşünüyor.

Pentagon’un bu programı, genç teknoloji şirketlerine ülkenin istihbarat yapısının dışından bir federal ajans aracılığıyla yaptığı ilk sürdürülebilir yatırım olma özelliğini taşıyor. Yatırımlar, Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) 16 yıl önce kâr amacı gütmeyen stratejik bir firma olarak kurduğu ve aynı zamanda Google Earth’ın ortaya çıkarılmasına yardım eden Keyhole gibi şirketlere destek çıkmış olan In-Q-Tel üzerinden yapılacak. Bu Vadi’ye hükümetin daha fazla para akıtacağı anlamına geliyor. Her ne kadar ABD Savunma Bakanlığı miktarı gizlese de en ileri teknolojiye sahip genç firmalar, dışarıdaki en büyük müşterilerden biriyle anlaşma yapacaklar; yani federal hükümetle.

Menlo Ventures’dan Mark Siegel, bu durumu “Artık bazı zamanlar geride kaldı. Hükümetin ihtiyaç duyduğu bütün teknolojik yeniliklerin federal ajansların kendisinden veya federal laboratuvarlardan çıktığı düşünülen günler sona erdi.” şeklinde özetliyor.

Silikon Vadisi’ndeki teknoloji firmaları; Washington’da daha önce görülmemiş bir hızda ve düşük maliyette mikro uydular, insansız hava araçları inşa ediyorlar, büyük verilere ve biyoteknolojiye öncülük ediyorlar, 3 boyutlu baskı ve robot biliminde keşifler yapıyorlar. Bu teknolojiler de, ordunun istediğini söylediği teknolojiler.

İsmini gizli tutmak isteyen üst düzey bir Savunma Bakanlığı yetkilisi de gazetecilere “Çığır açan yenilikleri üretmek için gerekli olan uzmanlığın büyük kısmı artık savunma dışı ticari sektörde bulunuyor. Bu teknolojiler artık giderek artan bir şekilde küçük ve yeni şirketlerde bulunuyor, sadece birinci sınıf kurumsal laboratuvarlarda değil.” ifadelerini kullandı.

Bu Savunma Bakanlığı’nın Silikon Vadisi’ne ilk gelişi değil. 1960 ve 1970’li yıllarda Vadi, Yarımada boyunca fabrikalar kuran Lockheed Missiles ve San Jose’de askerî muharebe araçlarını inşa ve test eden FMC gibi havacılık ve askeri sektör müteahhitleriyle doluydu.

Ancak bu yeni girişim, yazılıma daha çok donanıma ise daha az odaklanıyor. Savunma Bakanı Ashton Carter tarafından Stanford Üniversitesi’nde duyurulan Pentagon’un bu programı, güç ve aklın iki yatağı olarak görülen ve son yıllarda birbirlerine yakınlaşan Silikon Vadisi ile Washington arasındaki ilişkilerin derinleştiğine işaret ediyor.

Ulusal Risk Sermayesi Birliği (National Venture Capital Association) Başkanı ve True Ventures’un kurucusu Jon Callaghan, “Washington ve Silikon Vadisi arasında giderek artan bir ilişki ve anlayış göreceğiz. Şirketler büyüdükçe ve birçok defalar Washington’ın sadece bir düşman değil dost da olabileceğini anladıkça bu ilişki her geçen yıl güçlenecek.” ifadelerini kullanıyor.

Pentagon ayrıca programın bir parçası olarak Silikon Vadisi’ndeki ilk ofisini açacak. Üst düzey Savunma Bakanlığı yetkilisi, Moffett Field’deki ofiste “yeni gelişmekte olan ve çığır açıcı teknolojileri gözetlemek ve Savunma Bakanlığı ile doğrudan ilişki kurmakla” görevlendirilmiş faal görevde olan askeri ve sivil personel olacağını söylüyor.

Taipale, “Eğer Pentagon’da oturup birinin 500 milyonluk bir kontrat teklif etmesini bekliyorsanız, bir garajda ilginç şeyler yapan birini görmeyeceksiniz” diye ekliyor.

Ayrıca İç Güvenlik Bakanlığı da, geçen ay açıkladığı üzere “kritik ilişkileri güçlendirmek için” Vadi’de bir ofis açıyor.

Ancak bu yeni savunma adımı, Edward Snowden’in Ulusal Güvenlik Ajansı’nın Yahoo ve Google veri merkezlerine bağlanan dünya genelindeki iletişim bağlantılarını kişisel hesaplara ulaşmak için kırdığını, Cisco tarafından Amerika dışındaki uzmanlar için geliştirilen ağ ürünlerine müdahale ettiğini ve veri takip teknolojilerini gizlice uygulamaya soktuğunu gösteren ifşaatlarıyla kalıcı düşmanlığın canlandığı bir dönemde geliyor. Başkan Barack Obama Şubat ayında Stanford’da daha çetin siber güvenlik yasaları için desteği artırmak adına bir konuşma yapmıştı; ancak Google, Facebook ve Yahoo’nun CEO’ları bunu kabul etmediler. CEO’ların bu duruşu gizlilikle ilgili konularda yaşanan gerginlikten dolayı bir tersleme olarak görülmüştü.

Allegis Capital’in bir siber güvenlik uzmanı olan kurucusu Bob Ackerman bu perde arkasına rağmen bazı girişimcilerin Pentagon ile ortaklık kurmayı düşündüğünü ve “Bu nasıl geri dönüp de beni ısırır?” diye merak ettiklerini aktarıyor.

Şüpheciler bir yana, birçok risk sermayesi girişimcisi ve teknoloji uzmanı, Pentagon’un yeni programının, veri toplama ve siber savunma teknolojileri inşa eden ancak Uber gibi şirketler için bir tüketici cazibesine sahip olmadıkları için fon bulma mücadelesi veren girişimcilere daha çok fırsat vereceğini söylüyor.

Pentagon’un vadiyle bağlantısı olan In-Q-Tel, Savunma Bakanlığı’nın ihtiyaçlarına hizmet etmek için teknolojiye yatırım yapmak ve teknoloji tanımı yapmakla görevlendirildi. Bakanlığa satış yapma potansiyeli genç şirketler için devasa bir kaynak akışı açıyor ve In-Q-Tel şirketlere geliştirdikleri teknolojilerini Pentagon’un ihtiyaçlarına göre adapte etmelerine yardım edecek ve hükümetle anlaşmalarını kolaylaştıracak.

Bain Capital Ventures ortaklarından olan ve 20 yıldır teknoloji güvenliği sektöründe çalışan Enrique Salem, “İhtiyaçlarının ne olduğunu anlamak için daha önce istihbarat ve savunma toplulukları ile çalışmamış olan genç şirketler için bir fırsat olacak” diye konuşuyor.

1999 – 2006 yılları arasında In-Q-Tel’in kurucu CEO’luğunu yapan Gilman Louie, 1999 yılında kurulan In-Q-Tel’in çoğunlukla CIA’de bilim ve teknoloji danışmanlığı yapan ve istihbarat topluluğunda üst kademelere gelen ilk kadınlar arasından bazı kadınların “risk almaya değer bir fikir” diyerek öncülük ettiği ve Washington’daki bazı isimlerin şiddetle karşı çıktığı 30 milyon dolarlık bir deney olduğunu söylüyor. O zamandan bu yana şirket, devrim teknolojisini tanımlama kabiliyetini daha erkenden kanıtlamıştı. CIA adına, daha sonra 4,1 milyar dolarlık bir şirket haline gelen Cloudera gibi büyük veri şirketlerine ve 15 milyar dolarla Vadi’nin en değerli şirketlerinden olan Palantir gibi şirketlere erken yatırımlar gerçekleştirmişti.

Louie, “Eğer Amerikan istihbaratındaki karışık bir sorunu çözebilirseniz, muhtemelen sınıfının en iyisi personele sahipsinizdir. Hamaratlık onayını almış olursunuz” şeklinde konuşuyor.

In-Q-Tel şirketleri tek başına desteklemiyor; aksine finansmanın aslan payına ortak olmak ve katkı sunmak için geleneksel girişim şirketlerine bağlı kalıyor, bu yüzden vadinin girişim şirketlerinin gemide olması programın başarısı için hayati öneme sahip – ve Carter’ın geçen ayki seyahatinde neden Andreessen Horowitz’i ziyaret ettiği de önemli.

Andreessen Horowitz’in ortaklarından olan Margit Wennmachers, Carter için “O bizden biri, bizim dilimizden anlıyor. Silikon Vadisi ile Savunma Bakanlığı arasındaki duvarları daha geçirgen yapmaya çalışıyor. Bu gerçekten zekice bir yol, çünkü güvenlik alanındaki bir sonraki büyük gelişme muhtemelen genç şirketlerden gelecek, büyük şirketlerden değil” diye konuşuyor.

ABD sesten kimlik tanımlama için ‘Ses Google’u geliştirmiş!

ABD’nin dünyayı dinlediğine dair belgeleri sızdıran Edward Snowden yeni bir ifşaata daha imza attı.

Snowden’in sızdırdığı son belgelere göre, Amerikan Milli Güvenlik Ajansı (NSA), telefon konuşmalarını metne çeviren teknolojilerde üzerine kabiliyetlerini geliştirmiş ve bunları uzun süredir casusluk operasyonlarında kullanıyormuş.

Security Affairs adlı sitenin haberine göre, Snowden’in ifşaatları ile her türlü iletişimin NSA tarafından takip edildiği ortaya çıkarken telefon üzerinden yapılan konuşmaların bile metin haline getirilip saklandığı ortaya çıktı.

İLGİLİ HABER>>> CEBİMİZDE CASUS TAŞIYORUZ!

Aslında konuşmaların metine döndürülmesi çabaları ABD için yeni değil. ABD Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA), 1970’lerde ses tanıma sistemleri üzerine çalışmaya başlamıştı. Ajansın üst düzey yetkililerinden Dan Kaufman, sesin metne dönüştürülmesinin “acayip zor” olduğunu belirtmiş ve iyi olmadıklarını ancak iyiye doğru gittiklerini de itiraf etmişti.

2001’den sonra casusluk yazılımlarına artan miktarda yatırım gelirken Snowden’in ifşa ettiği belgelerden birinde, NSA’daki uzmanların “Ses için Google”u ürettikleri için kutlama yaptıkları ortaya çıkmıştı.

Site, sesi metne dönüştürmede “mükemmel bir aygıt” üretilmediğini ancak varolanların da “anahtar kelime arama, görüşmeyi ayıklamak, ilgi çeken konuşmaların işaretlenmesinde” çok iyi işler çıkardıklarını belirtti.

İLGİLİ HABER>>> DÜNYA ŞOKTA: 30 ÜLKEDE SABİT SÜRÜCÜLERE CASUS YAZILIM YERLEŞTİRİLMİŞ

Snowden’in belgelerine göre, Amerikan yönetimi bu programları Irak, Afganistan ve Latin Amerika gibi yerlerde kullanmış ancak ABD vatandaşlarına karşı kullandığına dair henüz bir belge bulunmuyor. Site, kişilerin NSA’nın bu tür faaliyetlerine karşı uyanık olmalarını çünkü ABD Kongresi’nin böyle bir faaliyetten haberi olamayabileceğini söylüyor.

Sivil Özgürlük Platformu’ndan Jennifer Granick, “Sanırım insanlar, gözetleme ekonomisinin tamamen değişmiş durumda olduğunu bilmiyor. Ne kadar Amerikan vatandaşının bundan etkilendiğini bilmiyoruz” dedi.

Bu tür sistemlerin ilk örneği olan “Rhinehart” 2004 yılında kullanıma sokuldu. NSA’nın bir bilgi notunda, “Ses-metin arama teknolojisi ile uzmanlar, konuşmanın önemine göre bunlara öncelik verebiliyor” deniliyordu.

İLGİLİ HABER: İNGİLTERE VE ABD SİM KARTLARI HACKLEYEREK DİNLEME YAPMIŞ!

Bilgi notunda, Rhinehart ile anlık takiplerin yapılabildiği ve konuşma lisanına göre otomatik tarama yapılabildiği de belirtiliyordu.

2009 yılında VoiceRT adlı programlar, Irak’ta günde 1 milyon konuşmanın etkilendiği ifade ediliyordu.

2011 ve 2012 yılında da SpiritFire ile daha fazla bilginin hızlı şekilde depolandığı kaydediliyordu.

Bilgi notunda, Rhinehart’ın Farsça konuşan uzmanlarca kullanıldığı ve İspanyolcanın daha kolay bir şekilde metne dönüştürülebildiği belirtiliyordu.

HAFTALIK SİBER BÜLTEN RAPORUNA ABONE OLMAK İÇİN FORMU DOLDURUNUZ

[wysija_form id=”2″]