Etiket arşivi: seçim hackleme

Günlüğü 10 dolar olan ‘klavyeli askerler’ demokrasiye tehdit

ABD, 2016 başkanlık yarışına Rus müdahalesini araştırırken, Washington merkezli sivil toplum kuruluşu Freedom House, seçimlere sanal sabotaj konusunda tüm ülkelere uyarı niteleğinde bir rapor yayınladı. “İnternette özgürlük: 2017” adlı rapor, özellikle sosyal medyanın insanların siyasî tercihlerine etki edecek şekilde manipüle edilerek demokratik sürecin zayıflatıldığını vurguluyor.

Rapor, sosyal medyadaki dezenformasyon bombardımanının sadece ABD başkanlık seçimlerinde değil, geçtiğimiz bir yıl içinde sandık başına gidilen Kolombiya, Ekvador, Fransa, Almanya, İtalya, Güney Kore ve İngiltere gibi ülkeler başta olmak üzere 17 ülkede daha seçimleri etkilemek üzere sistemetik olarak kullanıldığını belirtiyor.

Raporda, “Manipülasyon ve dezenformasyon taktikleri, geçtiğimiz yıl en az 17 ülkede yapılan seçimler sırasında vatandaşların liderlerini gerçekçi haberlere ve tartışmalara dayalı olarak seçme yeteneğine zarar vererek seçimlerde önemli bir rol oynadı.” deniliyor. Ancak bilgi kirliliği taktiğinin özellikle hükümetler tarafından kendi ülkelerinde kullanıldığı ifade ediliyor.

İlgili haber>> Uluslararası hukuk açısından Rusya’nın ABD seçimlerine müdahalesi

Freedom House, “Bazı hükümetler, Rusya’nın ABD ve Avrupa’da yaptığı dezenformasyon kampanyaları gibi, menfaatlerini desteklemek ve yurtdışında nüfuzlarını genişletmek için çaba sarf etseler de, çoğu durumda bu yöntemleri kendi sınırları içinde kendi iktidarlarını korumak için kullandı.” diyor. Örgüt, bu çerçevde özellikle Filipinler, Venezuela ve Türkiye’yi zikrediyor.

‘KANAAT ŞEKİLLENDİRME ORDULARI’ İŞBAŞINDA

Dünyadaki internet kullanıcılarının yüzde 87’sinin yaşadığı 65 ülkede internet üzerindeki yasakları ve kısıtlamaları inceleyen rapor, Haziran 2016- Mayıs 2017 dönemini ele alıyor. Buna göre 30 ülkede hükümetler, “seçimlere müdahale etmek, anti-demokratik gündemlerini ilerletmek ve vatandaşlarına baskı uygulamak üzere” sosyal medyayı manipüle etti. Hükümetler bunun için de Freedom House’un ifadesiyle ‘kanaat şekillendirme ordularını’ kullanıyor.

Söz konusu 30 ülkede çok sayıda kişinin, ‘para aldıklarını saklayarak, dijital bilgi platformlarını hükümete destek sağlamak için çarpıttığını, manipüle ettiğini gösteren güçlü bulgular’ mevcut.  Devletler, insanların fikirlerini şekillendirmek, rakiplerine itibar suikastı yapıp kendilerine olan desteği artırmak üzere maaşlı yorumcular ve troller çalıştırıyor, propaganda merkezleri, botlar (tek merkezden kontrol edilen hesaplar) ve yalan haber siteleri oluşturuyor.

İlgili haber>> 100 bin dolar verin, Facebook ile seçim sonucu değişsin!

Raporda, 2016’da 23 ülkede hükümetlerin ‘astroturfing’e (sahte kamuoyu oluşturma) başvurduğu, bu yöntemin son bir yılda daha yaygın hale geldiği kaydedilerek, “Son zamanlarda bu uygulama, sosyal medyayı istismar eden botlar, propaganda üreticileri ve sahte haber kanalları, yüksek görünürlük sağlayan arama algoritmaları ve güvenilir içeriğin içine kusursuz entegrasyon ile daha yaygın ve teknik açıdan sofistike hale geldi.

Bu hızla yayılmakta olan tekniklerin demokrasi ve sivil aktivizm üzerindeki etkileri potansiyel olarak yıkıcı. Yetkililer bu yolla, vatandaşların çoğunun kendi saflarında olduğu şeklindeki sahte algıyı güçlendirerek siyasi muhalefet üzerindeki baskıları meşru gösterebilir, gerçek bir tartışma yapılmaksızın yasalar ve kurumlarda anti demokratik değişiklikleri ilerletebilir.” uyarısında bulunuluyor.

GÜNLÜĞÜ 10 DOLARA KLAVYELİ ASKER

Raporda çeşitli ülkelerden manipilasyon taktiklerine yer veriliyor.  Örneğin Filipinler lideri Rodrigo Duterte’nin devlet başkanlığı seçimlerini kazandığı geçen yılki sandık yarışında “bir klavye ordusu” kurduğu aktarılıyor. Günlük 10 dolara çalışan bu klavyeli askerlerin, Duterte’nin seçimi kazanması için sosyal platformları manipüle ettiğine işaret ediliyor. Bu ‘ordu’nun, seçim sonrasında da Duterte’nin uyuşturucu satışına karşı giriştiği kanlı mücadeleye destek verdikleri  anlatılıyor.

“TÜRKİYE’DE 6 BİN KİŞİLİK MAAŞLI TROL”

Freedom House’un bir diğer örneği ise Türkiye’den. Raporda, “Türkiye’de iktidar partisi  sosyal medyada tartışmaları manipüle etmek, gündemi yönlendirmek ve muhaliflere karşılık vermek için 6 bin kişi tuttu.” deniliyor.

SUDAN’DA ‘SİBER CİHATÇI’LAR

Freedom House, Sudan’da ise hükümetin daha direkt bir yaklaşım benimsediğini söylerken, “Hükümet politikalarına destek vermek ve eleştirel gazetecileri jurnallemek için sahte hesaplar oluşturmak üzere istihbarat teşkilatı içinde özel bir birim kuruldu.” bilgisine yer veriyor. Bu birimdeki kişilere ‘siber cihatçılar’ denildiğini yazıyor.

Freedom House’un “İnternette Özgürlük” projesinin direktörü Sanja Kelly, son dönemde hükümetlerin artan oranda sosyal medyayı manipüle etmeleri konusunda önemli uyarılarda bulunuyor.

Bu tür müdahalelerin internetin ‘özgürleştirici teknoloji’ nosyonuna yönelik büyük bir tehdit olduğunu vurgulayan Kelly, “Hükümetler şimdi muhalefeti bastırmak ve anti-demokratik gündemlerini ilerletmek için sosyal medyayı kullanıyor. Zor olan sadece bu manipülasyonu algılamak değil, web sitesi engelleme gibi diğer sansür türlerine göre mücadele edilmesi de zor. Çünkü dağınık ve bunu yapmak için de çok sayıda insan ve bot istihdam ediliyor. Sosyal medya üzerinden hükümet politikalarına taban desteği sağlanması, rejimin kendisini onayladığı, bağımsız grupları ve sıradan vatandaşları dışarıda bıraktığı kapalı bir döngü oluşturuyor.” uyarısını yapıyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Kremlin’in tuzağına Twitter da düştü

Rus ajanların sosyal medya araçlarını kullanarak ABD’nin iç siyasetini etkileme girişimlerine yönelik iddialar kar topu gibi büyüyor.

Rus menşeli hesapların, Facebook’tan özellikle Amerikan seçimlerini etkilemeye yönelik 3 binden fazla online reklam satın aldığının ortaya çıkmasının ardından yeni bir gelişme daha yaşandı. Washington Post’un haberine göre Twitter, Facebook üzerinden binlerce politik içerikli reklam yayınlayan Rus ajanlarla bağlantılı 201 Twitter hesabını kapattığını ilan etti.

Ancak Amerikalı senatörler, skandalın şirketin görünürde bildiğinden çok daha ciddi olduğunu düşünüyor. Twitter ayrıca, Rus medya organı RT’ye ait 3 Twitter hesabının 2016 yılında reklamlara 274 bin 100 dolar harcadığını açıkladı. Şirket, sözkonusu medya organının Kremlin’e oldukça yakın olduğunu ileri sürüyor.

İlgili haber>> 100 bin dolar verin, Facebook ile seçim sonucu değişsin!

Demokrat Parti Senatörü Mark R. Warner, skandalın ortaya çıkmasına rağmen Twitter’ın Rus ajanlarının platformlarını kullanmak suretiyle dezenformasyon yayıp ABD toplumunu bölme girişimlerini durdurmaya yönelik yeterli adımı atıp atmadığından şüpheli olduğunu söyledi.

Warner, Twitter’ın kapalı kapılar ardında Senato İstihbarat Topluluğu çalışanlarına yaptığı sunumun hayal kırıklığı olduğunu ve neredeyse her bakımdan yetersiz olduğunu ileri sürdü. Twitter ayrıca Temsilciler Meclisi istihbarat çalışanlarına da konuyla ilgili sunum gerçekleştirdi.

Facebook geçtiğimiz hafta Rus hesaplar tarafından satın alınan ve ABD seçimlerinde kullanılan  3 binden fazla politik içerikli reklamı Kongre’ye teslim edeceğini bildirirken Twitter da aynı grupla bağlantılı 201 hesabı kapattığını belirtti.

Şirket ve Kongre’nin istihbarat elemanları arasında gerçekleşen toplantılar, Rus ajanlarının 2016 seçim kampanyaları döneminde Facebook, Twitter, Google ve diğer teknoloji platformlarını nasıl kullandığına yönelik derinlemesine araştırmanın bir parçasını oluşturuyor. Sözkonusu şirketler, Beyaz Saray’ın üç internet devinin reklam faaliyetlerini etkileyebilecek yeni düzenlemeler çıkaracağı ihtimali ile baskı altında bulunuyor.

Facebook bu ay İnternet Araştırma Kuruluşu’nudan gelen bilgiye dayanarak kendi platformlarını kullanarak seçimleri etkilemeye çalışan 470 hesabın Rusya kaynaklı troll hesaplar olduğunu açıklamıştı. Kapatılan Twitter hesaplarının da bu hesaplarla bağlantılı olduğu biliniyor. Twitter’dan gelen açıklamaya göre sözkonusu Facebook hesapları, 22 uyumlu Twitter hesabına sahip. Ve bu 22 hesapla bağlantılı 179 hesap daha ortaya çıkarılmış durumda.

Ancak kanun yapıcılar, Twitter’ı daha geniş bir inceleme yapmak yerine, sadece Facebook’tan gelen verilere odaklanmakla eleştiriyor.

İlgili haber>> Rusya’nın siber saldırıları, KGB’den miras bir anlayış

Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi’nin kıdemli üyesi Adam B. Schiff, Twitter’ın Rusların platformlarını nasıl kullandığına dair daha sağlam bir denetim yapması gerektiğini söyledi. Schiff ayrıca Twitter’ın, Rusların siteyi ne kadar kullandığına ilişkin delil karartma yoluna gidip gitmediğine dair şüphelerin de olduğunu düşünüyor.

Twitter’dan yapılan açıklamada ise reklamların hedef kitlesinin kim olduğuna ya da ne sıklıkla paylaşıldığına dair bilgi verilmedi. Twitter’ın Kongrenin yürüttüğü inceleme ile işbirliği halinde olduğunun belirtildiği açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Twitter demokrasiler için mihenk taşı niteliğinde olan seçim sürecinin doğru yürütülmesine derin bir saygı duymaktadır. Twitter olarak girişilmekte olan manipülasyonlara karşı durmaya devam edeceğiz.”

Sivil toplum kuruluşu Sunlight Foundation Başkan Yardımcısı Alexander B. Howard, Rus ajanlarının yıllardır mesajlarını yaymak için Twitter’ı kullandıklarına dair çok sayıda kanıt olduğunu ifade etti.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun

‘Siber saldırılar küresel demokrasiyi tehdit edebilir’

Elektrik sistemlerini felç edebilen, nükleer santralleri çalışmaz hale getiren, bir anda merkez bankalarından milyonlarca doların uçmasına yol açan siber saldırıların, artık küresel demokrasiyi de tehdit eder hale geldiği iddia edildi.

İlgili haber >> Rusya Merkez Banka’sından 31 milyon dolar çalındı

Endonezya Savunma Üniversitesi’nde öğretim görevlisi Frega Ferdinand Wenas Inkiriwang, Jakarta Globe adlı gazetede çıkan yazısında, Rusya’nın ABD Demokrat Parti’ye siber saldırı düzenlediğine dair iddiaların dünyayı şoke ettiğini, Amerikan istihbarat birimlerinin Moskova’nın bunu, başkanık seçimlerini etkilemek için yaptığına inandığını belirttiğini kaydetti. Yazar, CIA ie FBI’nin açıkça Moskova’yı Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’ın seçilmesine yardım etmekle suçladığını vurguladı.

Wenas Inkiriwang, CIA ve FBI’ın raporlarının ardından Obama yönetiminin, 35 Rus diplomatı aileleriyle birlikte ülkeden ayrılmaları için 72 saat süre verdiğini hatırlatırken, Moskova’nın Maryland ve New York’taki diplomatik misyonlarını da kapatma kararı verdiğini beirtti.

Yazar, enformasyon ve iletişim teknolojilerinin yükselişe geçmesinden bu yana siber saldırıların küresel olarak yükselen bir trend haline geldiğini belirterek, “Savunma ve saldırı amacıyla pek çok ülke siber kapasitelerini geliştirdi. ABD, siber tehditlerle mücadele adına bir siber komutanlık ve ordu içinde yeni bir birim oluşturdu. Sadece ABD değil diğer pekçok ülke de siber kapasitelerini geliştirmeye çalışıyor” dedi.

Stratejik hedeflere yönelik pek çok siber saldırı yapıldığını hatırlatan yazar, Ukrayna’daki elektrik sistemlerine yönelik saldırıyı hatırlattı. Ukrayna’nın elektrik şirketinin ağının aylarca etkilenmesi nedeniyle bir kaosun  yaşandığını belirten yazar, İsrail’in elektrik ağına da benzer bir saldırının 2016 başlarında meydana geldiğini söyledi.

Siber korsanların, insanların günlük hayatını etkileyen stratejik varlıkların yanı sıra kurumlara da saldırı düzenlediğini söyledi. Yazar, “Rusya’nın  ABD Demokrat Partisi’ne yönelik saldırı iddiası herkesi şaşırttı. Bu, siber saldırıların diğer ülkelerdeki siyasi süreçleri etkilemek için kullanılabileceğini gösterdi. İronik olarak, dünyanın askeri ve ekonomik olarak en güçlü devleti olan ABD hedef oldu” ifadelerini kullandı.

Endonezyalı uzman, demokratik bir ülkedeki siyasi sonucu etkilemesi için siber saldırıların kullanılmasının sadece ABD için dünyanın geri kalanı için de alarm verici olduğunu uyarısında bulundu. Wenas Inkiriwang, “Siber saldırı konusu, demokratik süreçlerin önünde bir potansiyel olarak bir engel haline geldi” diyerek, böyle bir senaryonun devlet ve devlet dışı aktörlere ilham olabileceğini ve rakiplerin siyasi süreçlerini manipüle etmek için kullanılabileceğini vurguladı.

Pekçok siber korsanın olduğu bir ortamda bunları “bazı hedefleri” gerçekleştirmek için kullanılabileceğini savunan yazar, “Başka bir ülkedeki siyasi süreci etkilemek için siber saldırıların kullanılması yakın zamanda gelişebilir. Demokratik olmayan ülkeleri etkilemeyebilir ama küresel olarak demokrasiyi tehlikeye sokacaktır” uyarısında bulundu.

Endonezyalı uzman Wenas Inkiriwang, Endonezya’da yakın zamanda yerel seçimlerin düzenleneceğini, ülkesinin siber saldırılar noktasında “en kötüsüne” hazırlanması gerektiği yorumunda bulundu. Demokratik süreçlerin devamında rol oynayan her kritik kurumun, yeterli karşı önlemlerle donatılması gerektiğini vurgulayan yazar, “Bu karşı önlemler, siber saldırıları fark etmeyi ve önlemeyi içermeli” dedi.

Siber saldırıların, milli savunma ve güvenlik kurumları için “en birinci öncelik” olması gerektiğini de anlatan yazar, “Etkisi her ülke için Endonezya’da dahil zararlı olur. Konunun doğru dürüst bir şekilde ele alınmaması, kaotik ve dayanılmaz sonuçlara yol açabilir. Kritik altyapının kapanmasına yol açabileceği gibi ülkedeki günlük faaliyetleri düzenleyen kurumları da etkileyebilir. En kötüsü de ulusal, eyalet ve yerel düzeyde liderleri seçtiğimiz demokratik süreçlerin sonuçlarını etkileyebilir” yorumunda bulundu. Böyle bir durumda, Endonezya’daki demokrasinin zarar görebileceğini kaydetti.

Wenas Inkiriwang, böyle bir senaryoyu engellemek için yetkililerin işbirliği yaparak siber saldırıyı engellemesi ya da etkisini azaltması gerektiğini vurguladı. “Ajanslar arasında işbirliği zorunlu” dedi.

Endonezya Savunma Bakanlığı, İletişim ve Enformasyon Teknoloji Bakanlığı, Ordu, Polis ve diğer ilgili ajansların beraber çalışarak tehditle mücadelesi gerektiğinin altını çizdi. “Kimse bu ülke demokrasinin siber saldırılarla zarar uğramadığını görmek istemez. Ancak bu olabilir ve bu yüzden hazırlanmak gerekiyor. Bu potansiyel senaryoyu engellemek için elimizden geleni yapalım” dedi.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz