Etiket arşivi: sansür

Çiçeği burnundaki platform Clubhouse ilk yasağıyla tanıştı: Çin’den platforma erişim engeli

Dünya genelinde son günlerde popülerleşen sesli sosyal medya uygulaması Clubhouse, ilk kez Çin yönetimince yasaklandı.

Ülkede devlet kontrolüne izin vermediği için Twitter ve Facebook’a erişim yasağı olması platforma ilgiyi yükseltmişti. Davetiyle üye olunan uygulama, sohbet odalarında insanların yazışmadan, konuşarak belli konular üzerinde iletişim kurmasına olanak sağlıyordu.

Uygulamanın güvenlik seçenekleri arasında ses kayıtlarını tutmaması kullanıcılarda güven oluşturuyordu ve ülkede devlet sansürüne takılmadan haberleşmenin önemli bir alternatifi haline gelmişti.

Clubhouse kullanıcıları arasında popüler olan sohbet odalarında, “Uygur Türklerinin durumu”, “demokrasinin avantajları ve dezavantajları”, “Çin’in Hong Kong’daki politikaları” gibi ülkede sansür mekanizmasının devreye girdiği konular tartışılıyor.

Financial Times gazetesi  yasak öncesi Clubhouse davetiyelerinin internette 77 dolara kadar alıcı bulduğunu yazmıştı.

Myanmar’da darbeciler sosyal medyaya da el koydu: Ülkede Facebook’a erişim engellendi

PLATFORMA AVRUPA’DAN GDPR DARBESİ

Öte yandan Almanya’da tüketici dernekleri platforma dava açmaya hazırlanıyor.

Dernekler, Clubhouse’un kişisel verilerin korunmasıyla ilgili Genel Veri Koruma Tüzüğünü (GDPR) ihlal ettiğini ve tüketiciyi koruyan yasaları çiğnediğini öne sürüyor.

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

 

 

Google İsrail ile sansür anlaşması mı yaptı?

Google ve İsrail arasında YouTube videolarıyla ilgili bir antlaşma yapılıp yapılmadığına dair kafa karışıklığı devam ediyor.

Google, İsrail’e yönelik saldırı düzenlenmesine teşvik eden YouTube videolarını gözetleme ve sansürleme anlaşması imzalandığına dair yapılan tüm suçlamaları yalanladı. Fakat İsrail Dışişleri Bakanlı’ğının geçen haftaki açıklamasında, Google yöneticileri ile ülkeye yönelik saldırıya teşvik eden videoların gözetlenmesi üzerine bir mekanizma uygulanması için anlaşmaya varıldığı belirtilse de Google sözcüsü bu açıklamanın sehven yapıldığını daha sonradan düzeltildiğini söyledi.

İLGİLİ HABER >> ABD İSRAİLLİ HACKERLARIN PEŞİNE DÜŞTÜ

Google’ın bölgeye yönelik tehlikeli videoları gözetleyeceğine inanan İsrail hükümeti, “rutin toplantılar” sonucunda ortaya çıkan neticeden memnun. Hükümet sözcüsü, “İsrail hükümeti Google ile iyi ilişkilerini sürdürüyor, ortak hedefimiz olan sosyal medyada ülkemize karşı kışkırtıcı ve şiddet içeren videoların kaldırılması konusunda Google’ın çalışmalarına inancım tam.” dedi.

İLGİLİ HABER >> İSRAİL SİBER GÜCÜNÜN VİTRİN YÜZÜ: KEREN ELAZARİ

Son iki ayda 100’den fazla Filistinli ve 17 İsrailli bıçaklanma, silahla vurulma, araç saldırıları gibi olaylar neticesinde öldürüldü. İsrail hükümeti, bu cinayetlerin kışkırtıcı ve şiddete yönelten online içerikler yüzünden gerçekleştiğine inanıyor.

2013 yılında, Google İsrail merkezli “Waze” adında araç paylaşımı start-up’ını 1 milyon dolara almıştı. İsrail hükümetine de veri sağlayan şirket, yolları benzer yolcular ile sürücüleri buluşturmayı amaçlayan bir platform olarka hizmet veriyor.

İLGİLİ HABER>> MICROSOFT İSRAİLİ SİBER GÜVENLİK ŞİRKETİ SATIN ALACAK

Google’ın yazılı bir açıklama olsa da olmasa da İsrail’deki varlığı oldukça geniş. Dolayısıyla eğer iki tarafın da açıklamaları bir kenara bırakılırsa, Google’ın İsrail hükümetinden gelen bu tip bir talebe kayıtsız kalmayacağı apaçık ortada olduğu ifade ediliyor.

HAFTALIK SİBER BÜLTEN RAPORUNA ABONE OLMAK İÇİN FORMU DOLDURUNUZ

[wysija_form id=”2″]

İnternet, Orwell’in Korktuğu Şey Mi?: Siberalan ve Baskıcı Rejimler

2009 yılında TedTalks’ta araştırmacı ve akademisyen Evgeny Morozov, siyaset bilimi açısından internetin önemine değinen ve yepyeni bir bakış açısı sunan noktaları içeren bir konuşma yapıyor. Evgeny, “iPod liberalizm” adını verdiği internet üzerinden liberal değer savunuculuğunun, aslında gerçeği yansıtmadığını, siberalanın baskıcı rejimleri daha da güçlendirici bir işlev gördüğünü örnekleriyle açıklıyor.

Avrupa’daki son diktatörlük olarak bilinen Belarus kökenli Morozov, internet ve siyaset bilimi konusundaki yayınlarıyla biliniyor. Morozov, internetin çeşitli stratejilerle diktatörlükleri güçlendirici bir platform olarak kullanılabileceği temel savıyla hareket ediyor. İnternetin demokratikleşme süreçlerini nasıl engellediğini araştıran Morozov, Batı’da genel olarak teknolojik gelişmenin otomatik olarak demokratikleşme süreçlerine neden olacağına dair genel kanının aslında bir yanılgıdan ibaret olduğunu belirtiyor. “iPod liberalizm” diye andığı bu yanılgının arkasında yatan sebep, Morozov’a göre, teknolojik cihazı ve internet bağlantısı olan her kullanıcının liberal demokrasi taraftarı olduğu zannı. Bunun son derece yanlış olduğunu belirten Morozov, örnek olarak 1990’larda Rwanda’daki soykırımın arkasında iki radyo kanalından yayılan nefret söylemi bulunduğunu açıklıyor.

Çeşitli devletler, propaganda faaliyetleri için siberalanı etkili şekilde kullanıyor. Rusya, Çin, İran gibi kimi ülkeler, blogger ve sosyal medya uzmanları istihdam ederek, ideolojilerini yaymaya ve haklılaştırmaya çalışıyor. Siberalanı bu kadar etkili kullanmalarının nedeni ise, sansür politikalarının bu ülkelerde aslında çok az işe yaraması. Morozov ayrıca 2009 yılında gerçekleşen bir olayı anlatıyor. Çin’de bir tutuklunun şüpheli şekilde ölümü üzerine internette yayılan binlerce yorumu engellemek için Çin hükümeti, bu online kullanıcılardan 4 tanesini seçip, hapishaneyi ziyaret ettirmeyi seçiyor. Sonrasında da bu kullanıcıların gördükleri olumlu manzaraları bloglarında anlatması bekleniyor. Sonuç olarak da olay unutulup üstü kapatılarak, normal sansürle başarılamayacak bir propaganda tamamlanmış oluyor.

Morozov, bu şekilde otoriter devletlerin, kendilerini eleştirenlere uzanıp onları sürecin içine dahil ederek susturmalarının siyaset biliminde “otoriter deliberasyon” olduğunu anlatıyor. Otoriter deliberasyon yoluyla hem kitleler kendilerini karar alma mekanizmasının içinde hissettiklerinden daha uysallaşıyor, hem de otoriter rejim ülke içinde ve dışında kendini haklılaştırmış oluyor. Ayrıca sosyal medya ve bloglar, bu devletler için eşi bulunmaz bir istihbarat toplama ortamı sunuyor. Eskiden, örneğin İranlı muhaliflerin nasıl örgütlendikleriyle ilgili bir araştırma aylar alırken, şimdi sadece Facebook sayfalarına bakmak yeterli oluyor.

Morozov’a göre, siber aktivizm’den bahsedildiği kadar, siber hedonizm’den de bahsedilmeli. Siber dünya, kitlelerin mobilize olabileceği ve seslerini duyurabileceği bir yer olduğu kadar, aynı zamanda “kitlelerin afyonu” olarak isimlendirilecek bir pasifize etme ve susturma aracı. Morozov, interneti ütopik bir dünya olarak görmeyi bırakıp, aslında nasıl gerçekleri barındırdığını görmemiz ve ona göre hareket etmemiz gerektiği önerisiyle konuşmasını tamamlıyor.