Etiket arşivi: mustafa yalçın

Türkiye’de artık hackerların çıkardığı bir dergi var!

Kim demiş hackerlar sosyalleşmeyi sevmez, diye?

Sızma testleri, istismar kodları ve güvenlik açıklıkları ile gündeme gelen ‘hackerlar’ bu kez bir dergi ile karşımızı çıkıyorlar.

Siber güvenlik sektöründe aktif çalışmalarını sürdüren bir grup araştırmacı, Arka Kapı Siber Güvenlik dergisinde “dergi bizim değil, hepimizin!” sloganıyla ile bir araya geliyor.

Abaküs Yayıncılık’ın tüm basım ve dağıtım masraflarını üstlendiği derginin sorumlu yazı işleri koltuğunda Ziyahan Albeniz var.

Siber güvenlik uzmanlarının hasretle beklediği teknik konuların masaya yatırıldığı kaliteli bir içerik olma iddiasındaki Arka Kapı’nın ilk sayısı oldukça ses getireceğe benziyor.

>Dergiye ön sipariş vermek için: https://www.abakuskitap.com/urun/arka-kapi-dergi

2017 yılına damgasını vuran KRACK, BlueBorne, Meltdown ve Spectre zafiyetlerini kapağına taşıyan dergi, konusunda uzman isimlerin görüşleriyle zafiyetlerin üzerindeki sis perdesini aralıyor.

Bilgisayar Bilimcisi Chris Stephenson, CPU’lardaki Speculative Execution yöntemi nedeniyle açığa çıkan Meltdown ve Spectre zafiyetlerinin kökenlerini, bilgisayar endüstrisindeki ortodoks yaklaşımlarla yorumlayarak, zafiyetin nedenlerini C dilinden başlayarak didik didik ediyor.

Sony Siber Güvenlik çalışanı Ulaş Fırat Özdemir; KRACK, BlueBorne zafiyetlerini mercek altına alıyor. Hızını alamayan Özdemir, WAF’ların atlatılmasına dair yöntemleri irdelediği üçüncü yazısıyla, derginin en genç ama en aktif kalemlerinden.

Kablosuz Ağ Güvenliği çalışmalarıyla tanıdığımız ve Blackhat Arsenal’da ödül sahibi olan Besim Altınok, kendisine ödül kazandıran Wipi Hunter çalışmasının detaylarını ArKa Kapı’nın ilk sayısında okurlarla paylaşıyor.

Mustafa Yalçın herkesin gözünü diktiği ve yüzyılın beklenen kurtarıcısı Blockchain’i güvenlik perpektifinden değerlendirerek, olası zafiyetlere dikkatlerimizi çekiyor.

Musa Baş, Bitcoin ile hayatımıza giren Blockchain teknolojisinin işin esası olduğunu, yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkar ikilemine düşmeden zihinlerde billurlaştırıyor. “Coin’ler, blockchain konseptinden çıkan uygulamalardır, fakat yalnız bu değil.” diyerek adeta son noktayı koyuyor. Akıllı Kontratlar ile hayal gücü sınırlarını zorlayan Baş, geleceğe dair parlak bir tablo çiziyor.

Avukat Mehmet Pehlivan, tüm dünyada tartışılan, Türkiye’de de örneklerini görmeye başladığımız Ağ Tarafsızlığı konusunu tartışmaya açıyor. Pehlivan’ın yazısında savunma, adeta Ağ Tarafsızlığı için saldırıyor.

Andre Staltz, web’in 2014’te nasıl ölmeye başladığını, dev platformların insanlığın en büyük devrimlerinden biri olan Internet ve web’i nasıl büyük tekelleşme hırslarına kurban ettiğini örnekleriyle gözler önüne seriyor. Orwell’den sonra çağımızın en büyük distopyasını, web’in ölümünü kaleme alıyor.

Ömer Çıtak “Kendi Bağlantım ile VPN Sunucunuzu Kurun” yazısı ile sansüre meydan okuyor ve kendi VPN sunucunuzu nasıl kurabileceğinizi adım adım anlatıyor.

The Intercept dergisinden Micah Lee, Signal, WhatsApp ve Allo’yu mukayese ettiği yazısında, cep telefonları için güvenli mesajlaşma uygulaması seçmek isteyen kullanıcılara ışık tutuyor.

Sızma testi uzmanı Mustafa Altınkaynak, bugüne kadarki en büyük, 40 GB ‘lık, veri ifşasından hareketle, her sekiz kişiden birinin parolasının bilindiğini ortaya koyarken, Türkiye’deki, özellikle de resmi hesaplara ait hesaplardaki parola kullanımına dair ilginç bir tablo sunuyor.

Meryem Akdoğan “Mobil Uygulamalar, Tehditler ve Uygulama Güvenliğinde Gerekli Yaklaşımlar” yazısı ile mobil uygulama güvenliğine dair yaklaşımları konu aldığı yazısında yanımızdan ayırmadığımız mobil uygulamları bir güvenlikçi nazarıyla irdeliyor.

Bayram Gök “Kriptolojiye Giriş”, Erhan Altındaş “Amatör Telsizcilik” ve Bahar Anahmias “Çalınan iPhone 6 Telefonumu Nasıl Buldum?” yazıları ile derginin “bu dergide herkes için bir şey var” iddiasını doğruluyor.

İki ayda bir yayınlanacak derginin ilk sayısı Şubat ayında okurlarıyla buluşacak.

Dergi, www.abakuskitap.com, D&R, Idefix ve Kitapyurdu.com ‘dan satın alınabilecek. Dergi ile ilgili akıllı kontrat (smart contract) üzerinde çalışan ekip, Ethereum ile üyelik kabul edeceğini belirtiyor. Bu anlamda dünya yayıncılık tarihinde bir ilki gerçekleştiren derginin dijital aboneliği için de basılı yayın ile eş zamanlı bir çalışma başlatılacak.

Ayrıntı bilgi için www.arkakapidergi.com web adresini  Twitter’ı (@arkakapidergi) ve iletisim@arkakapidergi.com kanallarını kullanabilirsiniz.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun

Klavye Delikanlıları 2. Bölüm: PGP şifreleme ve gizlilik (Dikkat! Şiir içerir)

Klavye Delikanlıları çektikleri podcast’lerin ikinci bölümünde güvenlik kavramının temelinde yatan gizlilik faktörünü ele alıp, gizli ve güvenli haberleşmede kilometre taşı olarak görülen PGP şifreleme üzerine faydalı bir sohbet gerçekleştiriyor.

İlgili haber >> 1. Bölüm: Same Origin Policy neden saş baş yoldurur? 

Ziyahan ve Mustafa sohbetlerine mahremiyet tartışmalarının belki de en kritik sorusunu yönelterek başlıyorlar: ‘Gizliliğe sadece suçlu olanlar mı ihtiyaç duyar?’ İtiraf edelim bu soru herhangi bir dijital güvenlik önlemi almadan önce her birimizin aklına geliyor. Arabanızda değerli bir eşya olmadığı durumda camı açık bıraktığınızda paniklemeniz gerekiyor mu? Evet, gerekiyor. Mahremiyet/güvenlik sadece saklanan ‘şeyin’ bulunduğu yerden dışarı çıkarılması değil, dışarıdan içeriye bir ‘şey’ sokularak da mahremiyet / güvenlik ihlali olabilir. Örneğin boş bir dropbox hesabınız ele geçirildiğinde endişelenmelisiniz çünkü dışarıdan yüklenecek bir çocuk pornosu hesabınızda bulunursa dünyanın birçok ülkesinde suçlu duruma düşersiniz.

İlgili haber>> Dışarıya çamaşırsız çıkmak mı parolanı deşifre etmek mi?

Ayrı bir sohbette konuşulması gereken mahremiyet konusunu bir kenara bırakıp dijital gizliliğimizin ihlal edilmesinin daha az endişeleneceğimiz bir örnekle açıklıyor Ziyahan Mustafa ikilisi.

‘Yolladığımız e-postalar mail servisinin sunucularında tutuluyor, bu hizmetlerinin karşılığında alışkanlıklarımızla ilgili ipuçları vermiş oluyoruz. Mailde geçen sözcüklerle ilgili reklamlar görüyorsunuz. Gönderilen mail sadece Mustafa ve Ziyanın ilişkisi olmaktan çıkıyor.’ sonucuna varan ikili hepimizin aklına gelen başka bir soruyu gündeme gerekiyor: ‘1 milyar kişinin bilgisi toplanıyor benimki de toplansa ne olacak?’

İlgili TED konuşması >> Emailinizin mahrem olduğunu mu sanıyorsunuz? Tekrar düşünün

Bu noktada gelecekte daha şiddetli şekilde tartışılacak başka bir konu gündeme geliyor. Teknoloji şirketlerinin devletler ile iş birliği. Televizyonda herhangi bir siber güvenlik programında duyacağınız klişe bir cümledir, ‘Whatsapp tüm mesajlarımızı ABD ile paylaşıyor.’ Doğruluğu ispatlanmasa da bu konuda diğer şirketlerin ABD devleti ile kurduğu iş birliği Snowden belgelerinde ortaya çıkmıştı. Pekala, ‘ya ABD benim alışkanlıklarımı bilse ne olur’ dediğinizi duyar gibiyiz. Ama ABD bu konuda yalnız değil. Hotmail hesaplarının Çinliler tarafından ele geçirildiğini fark eden Microsoft’un bir süre sessiz kalması gibi.

İlgili haber >> ABD – Microsoft – İrlanda arasında veri mahremiyeti davası

Mahremiyetin ilk etapta ticari fayda yani reklam için ihlal edilmesini Ziyahan Albeniz öyle bir edebiyata bağlıyor ki, kendisi şu sıralar çok moda olan inter-disipliner çalışmalarda yeni bir sayfa açabilir. Ziyahan, Nazım Hikmet’in ‘Bir Hazin Hürriyet’ şiirinde geçen Bir alet, bir sayı, bir vesile gibi değil insan gibi yaşamalıyız dersin’ dizesine atıf yaparak Big Data’ya meydan okuyor ve dijital davranışlarımızla ticari meta haline gelmekten rahatsız olmamız gerektiğinin altını çiziyor.

İlgili TED >> Mahremiyet neden hepimiz için önemli

Peki bu durumun önüne nasıl geçebiliriz? Klavye Delikanlılarının ilk önerisi tabi ki Tor. Internet gezintisini vekil makinalar üzerinden yaparak, tüneller üzerinden makinadan makinaya zıplayarak siteler arasında dolaşıyorsunuz ve takibiniz daha zor oluyor. Ama TOR dünyasının tamamen gözlerden uzak olduğunu düşünmek yanlış olur. Aynasızlar orada da iş başında. İkili TOR makinaları daha çok hak ve özgürlükler konusunda daha liberal ülkelerde bulunduğunu da hatırlatıyor.

Klavye Delikanlıları sohbetin ikinci bölümünde neredeyse bir efsane haline gelmiş PGP şifreleme yöntemi hakkında bilgi veriyor. Sohbetin başında Mustafa, ergenliğinde akrostiş yapan insanlar olarak şifrelemeye yatkın bir ülke olduğumuzdan dem vuruyor.

Şifreleme sürecinin ayrıntılarına girmeden önce ikili, kaynak metinin bir şifreleme metodu sonrasında alıcıya ulaştığını aynı prosedürü kullanan alıcının da metni açtığını söyleyerek genel bir çerçeve sunuyor. Şifreleme prosedürü olarak kullanılan simetrik anahtar algoritmasının bazı sıkıtılar oluşturması, yeterince gizli olmaması üzerine farklı yollar aranmaya başlandı. Ron Rivest, Adi Shamir ve Leonard Adleman 1977 yılında asimetrik şifreleme yöntemini geliştiriyor. Yaygın şekilde kullanılan RSA yönteminde bir private bir public olmak üzere iki kriptolama anahtarı bulunuyor. Public anahtar ile şifrelenen ana metin public anahtarın ‘ekürisi’ olan private anahtar ile açılıyor.

İlgili haber >> Adi Shamir BlackHat’in açılış konuşmasında felaket senaryosu yazdı

Klavye Delikanlılarına göre 1991 yılı kriptolu iletişim için bir dönüm noktası oluşturuyor. Senato’da görüşülen terörle mücadele yasasında şifreleme yapan şirketlerin hükümete bir arka kapı açıklığı sağlaması istendi. Buna karşı çıkan Phil Zimmerman Prettty Good Privacy (PGP) yazılımını geliştirir. 90’larda kriptolamaya yarayan yazılımlar ABD’de mühimmat olarak tasnif edildiğinden güçlü kriptolama yazılımlarının ihracı yasaktır ki PGP de bu kategoriye aittir.

İlgili haber >> ABD neden kripto savaşlarını kaybetmeye mahkum

Metni sıkıştırdığı için iletişime müdahale eden 3. Tarafların ana metne ulaşmasını engelleyen PGP melez bir şifreleme yöntemi. Hem hızlı hem de nispeten daha güvenli olmasıyla ön plana çıkıyor. PGP’yi bir efsane haline getiren ise dünyaya yayılma metodu. İhracının yasak olduğu dönemde yazılımın kaynak kodu kitap olarak basılıp yurt dışına çıkartılıyor. Zimmerman yazılımın  ABD dışına çıkartılmasına müdahil olmadığını savunuyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

[wysija_form id=”2″]

PGP ve şifreleme yöntemleri ile ilgili ayrıntılar ve çok daha fazlası Klavye Delikanlılarının ikinci bölümünde:

Klavye Delikanlıları 1. Bölüm: Same Origin Policy neden saç baş yoldurur?

Siber güvenlik ile ilgili oturup muhabbet etmenin ötesine geçerek, somut adım atmaya karar veren Klavye Delikanlıları kısa zamanda güvenlik camiası içerisinde çektikleri podcastler ile ses getirmeye başladı. Düzenli olarak yaptıkları yayınlarda çeşitli güvenlik konularını ele alan ekip sektörde bilinen isimleri de programlarına konuk olarak kabul ediyorlar.

 

[ilink url=”https://siberbulten.com/makale-analiz/klavye-delikanlilari-sahaya-indi/” style=”tick”]Klavye delikanlıları sahaya indi[/ilink]

 

Klavye Delikanlıları çektikleri ilk bölümde web güvenliği için anahtar kavramların başında gelen ‘same origin policy’ kavramını masaya yatırıyorlar.. Ziyahan Albeniz, Mustafa Yalçın ve Alperen Yılmaz SOP hakkında bilgi verip değişik boyutlarıyla tartışıyor. Bazı bölümleri sadece konunun ilgilileri tarafından daha iyi kavranabilecek olmasına rağmen, programın büyük kısmında her seviyeden dikkatli dinleyiciler için öğrenilecek birçok nokta bulunuyor. Hatta Ziyahan Albeniz’in SOP’u tanımlamak için kullandığı ‘elmaları armutlardan ayırmak için kullanılan policy’ tanımı günlük konuşma diliyle güvenlik meselelerine açıklık getirme adına akılda kalıcı bir örnek teşkil ediyor. 1994’de çerezlerin (Cookie) ortaya çıkmasını SOP tarihi için önemli bir kırılma noktası olarak gören araştırmacılar, podcast boyunca SOP’u değişik boyutlarıyla tartışıyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için lütfen doldurunuz

[wysija_form id=”2″]

Üçlünün üzerinde önemle durdukları konuların başında SOP’un güvenli internet kullanımındaki rolünü gösteren günlük yaşamdan örnekler geliyor. Örneğin bugünlerde artış gösteren ‘web sitelerinden bildirim alma’ özelliğinin SOP’u devredışı bırakabilerek bazı güvenlik zafiyetlerine neden olabileceğini öğreniyoruz.

SOP ne zaman saç baş yoldurur?

Tarayıcı seçiminin güvenliğe etkisi nedir?

Neden bahtsızdır SOP? Anlaşılmamasının arkasında neler vardır?

Hakkındaki ‘galat-ı meşhurlar’ nelerdir?

Bu soruların yanıtları ve daha fazlası Klavye Delikanlılar’ında