Etiket arşivi: Lostar

Lostar “blokzincir” webinarı düzenliyor

Lostar, son günlerde basında ve halk arasında konuşmaların bir parçası haline gelen Bitcoin’in arkasında yatan blok zincir için bir webinar düzenliyor.

23 Ocak günü Youtube’dan canlı olarak yapılan yayında Lostar CEO’su Murat Lostar, blok zincirle ilgili bir sunum yapacak. Sunumun başında blok zincirin nasıl çalıştığı bir örnek ile gösterilecek.

Lostar’dan yapılan açıklamada, “Peki, kurumsal dünyada blok zinciri nasıl kullanılır? Başarılı bir fikir için olmazsa olmazlar neler? Yeni bir blok zinciri fikrinin hangi kriterlerle değerlendirmeliyiz? Merak edenler için sunumun başında çok kısa ve öz bir şekilde, güzel bir DEMO ile blok zinciri çalışmasını da izleyebileceksiniz” denildi.

Webinar’a katılmak için şu adresten kayıt olabilirsiniz

Lostar uzmanları: İş kesintilerinin ilacı ‘İş Sürekliliği Tatbikat Yönetimi’

İş sürekliliği, ticari kayıpların engellenmesi ve stratejik becerilerin geliştirilmesi açısından birçok organizasyon için hayati önem taşır hale geldi.

Henüz organizasyonların yeterince yoğunlaşmadıkları bir konu olmasına rağmen iş sürekliliği, kurumların deprem, sel, yangın, operasyonel iş krizleri gibi iş kesintisi yaratacak olumsuz durumlar sonrasında karar ve aksiyon mekanizmasını doğru ve plana uygun yürütmelerinde hayati önem taşıyor.

Uzmanlara göre gerçek, çalışır ve katma değer sağlayan bir iş sürekliliği planının yolu düzenli olarak gerçekleştirilmesi gereken tatbikat ve ilgili eğitimlerden geçiyor.

Konuyla ilgili Siber Bülten’e konuşan Lostar’ın Kıdemli Süreç Danışmanı Onur Karakuş , ISO 22301 Toplumsal Güvenlilik ve İş Sürekliliği standardıyla tanımlanmış olan İş Sürekliliği Yönetim Sistemi, gerçek bir kesinti durumunda kurumların minimum kesinti süresi ve operasyonel zararla süreci atlatmalarındaki asıl faktör.

“ İş sürekliliği tatbikatlarının asıl amacı gerçek bir iş kesintisi durumunda öngörülmüş ve daha önceden tanımlanmış olan iş sürekliliği planlarının ve bağlı aksiyonların ne oranda bir başarıyla ve verimle ortaya koyulabildiği ve bu aksiyonların işin devamlılığına olan gerçek katkılarının ölçülmesidir.”

“Böylece gerçek bir iş kesintisi yaşandığında daha önceden tatbikat ile birlikte öğrenilmiş aksiyonların ve tespit edilmiş olan eksikliklerin giderilerek gerçek bir iş kesintisine en doğru, en hızlı ve en verimli cevabın verilebilmesi mümkün oluyor,” diyor Karakuş.

-Bilgi ve farkındalık sağlıyor

Tatbikat , önceden planlanmış olan aksiyonların ne kadar başarılı olduğunu ölçerken, tatbikat sırasında ortaya çıkan eksiklikler veya öngörülememiş gereksinimler hakkında kurumlara bilgi ve farkındalık da sağlıyor.

Lostar’da Süreç Danışmanı olarak görev yapan Özgür Karademir’e göre ise tatbikat sayesinde öngörülmüş senaryolara ek olarak öngörülememiş senaryolar da ortaya çıkabiliyor.

“Örneğin gerçekleştirdiğimiz bir tatbikat sırasında bütün sistemleri ve gereksinimleri tasarlamamıza rağmen çok küçük bir noktada sorun çıktı. Mesela fotokopi makinası sayısının yetersiz olması ya da antetli kağıdın bulunmaması gibi. Bu tip durumlar tatbikatın yavaş ilerlemesine neden oldu ve bazı sıkıntılar yaşadık,” diyor Karademir.

Bunun gibi öngörülemeyen ve en küçüğünden en büyüğüne birçok olası problem tatbikatlar sayesinde ortaya çıkarılabiliyor.

Karakuş’a göre tatbikatın en önemli katkılarından bir diğeri ise kuruma ait iş süreklilik planları ve bunların uygulamaları ile ilgili çalışan farkındalığını arttırıyor olması.

“Bazen bir yangın tatbikatı yaparız, aslında bu bize çok gereksiz gelse de bir amacı vardır. Tatbikatı yaptıktan bir ay sonra tekrar bir yangın tatbikatı yaptığınızda çalışanlar bunu yaşamıştım hissine kapılır. Beyniniz ve kaslarınız bunu bir şekilde öğrenmiş hale gelir. Gerçek bir yangınla karşılaştığımız zaman ilk koşacağımız yer yangın kapısı ve yangın merdivenleri olur. Şimdi aynısını tatbikat yönetimi için de düşünmelisiniz,” diyor Karakuş.

İş sürekliliği tatbikatları iş kesintisi durumunda kritik süreçlerin operasyonunu götürmekle sorumlu kritik personel için antrenman görevi de görüyor.

Lostarlı uzmanlara göre, kurumlarda benzer senaryolarda ilk tatbikat ve ikinci tatbikat sonrasında iyileştirmeye açık yönlerin sayısında azalma görülüyor.

“İlk tatbikatı yaptığınız zaman 100 tane açık buluyorsanız, ikinci tatbikatı yaptığınızda bu sayı 50’nin altına düşebiliyor, diyen Karakuş’a göre tatbikat sıklığı da oldukça önemli.

Organizasyonların kurumsal dış çevresi, içinde bulunduğu sektör, coğrafi konum ve ülke, risk faktörleri ve çevresel faktörlerin durumuna göre, kurumların senaryolarını gözden geçirmesi ve güncellemesi gerekiyor ve tatbikatların en az yılda bir kere yapılması öneriliyor.

Karakuş’a göre tatbikat yönetim süreci önceden tanımlanmış olan ve koruma mekanizmasıyla aktive edilebilen bir iletişim zinciriyle başlamalı.

“İletişim zinciri başladıktan sonra bunu metaforik olarak bir domino taşını itmek gibi düşünebilirsiniz,” diyor Karakuş.

İş sürekliliğinin beyin takımı olarak tanımlanan danışman ekip, tatbikat esnasında tam kadro olarak yer alıyor ancak sürece kesinlikle müdahil olmuyor ve tatbikat yönetimine katılmıyor.

“Amaç, müşteri tarafına aktardığımız bilgi birikimini görebilmek yani kurumun kendi başına kesinti sürecini yönetebildiğini test edebilmek ve tatbikat sırasında görülen eksiklikleri müşteriye raporlayarak , sonraki tatbikatlarda daha verimli sonuç alınmasını sağlamak ,” diye ekliyor Karakuş.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Murat Lostar: IoT hayatımızın gerçeği o halde güvenlik kaçınılmaz

Nesnelerin interneti (‪Internet of Things) ya da kısa adıyla ‪IoT günlük hayatımızda ciddi değişikliklere sebep olacak büyük bir dijital endüstriyel dönüşüm olarak nitelendiriliyor.

IoT, genel olarak, fiziksel nesnelerin internet bağlantısı için bir IP adresine sahip olup diğer internet erişimli cihazlar ve sitemler ile haberleşme halinde olması şeklinde tanımlanıyor.

Tanımlanan bu devrim çerçevesinde nesnelerin dünya üzerinde farklı lokasyonlarda olmaları kendi aralarında belirli bir protokol üzerinden iletişim kurmasına engel değil.

Gelişen IoT teknolojisi ile otomobiller arası iletişim sistemleri, hasta takip sistemleri, akıllı evler ve şehirler gibi uygulamaların yaygınlaşması öngörülüyor. Fakat Lostar CEO’su Murat Lostar’a göre bu dönüşüm önemli güvenlik tehditlerini de beraberinde getiriyor.

İLGİLİ LOG YAZISI >> CIA VAULT 7 BELGELERİ ÜZERİNE

Geçtiğimiz hafta Nesnelerin İnterneti Topluluğu (IoTxTR) etkinliği çerçevesinde konuşan Lostar, gelişmiş IoT teknolojisinin anlamanın yolunun büyük resme bakmaktan geçtiğini söyledi.

“Bugüne nasıl geldik ve neden buradayız, bu iki kavramı anlamak hem bugünü kavramamıza hem de bundan sonra ne olacağını anlamamıza yardımcı oluyor.” diyor Lostar.

1784 yılında buhar gücüne dayalı üretimle gerçekleşen Birinci Sanayi Devrimi ve 1870 yılında elektrik enerjisinin kullanımıyla başlayan İkinci Sanayi Devrimi’ni hatırlatan Lostar, 1969 yılında bilgisayar ve  otomasyon ile Üçüncü Sanayi Devrimi’nin başladığını ve sanayinin son yıllarda Endüstri 4.0 ya da Sanayi 4.0 adıyla dördüncü evresine girdiğini aktardı.

Dördüncü sanayi döneminde geleneksel sanayinin dijitalleşme yönünde evrilip her biri farklı bilgisayar tarafından yönlendirilen makinelerin bir bütün olarak ana bilgisayarların kontrolüne gireceği ve bu şekilde fabrikaları makinaların yöneteceği öngörülüyor.

“Bu devrim hem temelde robotların artık kendi başına hareket edebilmesi otonom olması, hem de  fiziksel dünya ile siber dünyanın birbirine yaklaşması durumu.”

IoT ile bilgi güvenliğinin yeni formülü ‘CIA-S’ olacak      

Lostar’a göre IoT’nin hayatımıza girmesi bizleri yanına bir harf daha eklemek zorunda bıraktı .“S harfi ekledik yani safety (güvenlik).”

Tecrübeli CEO, gelişen IoT teknolojisinin güvenlikte de çok önemli değişiklilere sebep olduğunun altını çiziyor.

“Temelde veriyi konuştuğumuz için verinin üç önemli güvenlik özelliğinden bahsetmek zorundayız. Gizlilik, bütünlük,  kullanılabilirlik, yani GBK, İngilizcesi ise CIA (confidentiality, integrity, and availability). Bunlar olmadan verinin güvenliğinden bahsedemeyiz.”

“IoT hayatımızın gerçeği ve gittikçe artacak” diyen Lostar’a göre bu IoT’yi tanımak ve anlamak için kabullenilmesi gereken ilk nokta.

Amerikalı teknoloji araştırma şirketi Gartner’ın dörde böldüğü IoT domainlerinden örnek veren Lostar’a göre,  her IoT çözümü birbirinin aynı olmadığı gibi domainler de beklenti açısından birbirinden çok farklı.

Gartner, IoT domainlerini dikey pazarlar(endüstri, üretim perakende eğlence sağlık vb.), bina otomasyonu (akıllı binalar akıllı şehirler akıllı altyapı vb.), M2M (makinalar arası iletişim teknolojisi) bağlı ulaşım araçları ve bireysel üretim tüketim IoTler olarak ayırıyor.

Geçtiğimiz yıllarda yaşanan Mirai Botnet DDoS saldırısını ve TrendNet web cam saldırılarını örnek gösteren Lostar’a göre güvenlik zafiyetleri dört  ana sebepten kaynaklanıyor.

“Sürat felakettir, ucuzluk, x-KISS ve standartlar.” diyor Lostar.

“2016 sonu  itibariye 2.8 milyar tane cihaz olduğu öngörülüyor ve yine tahminlere göre 2020 sonunda birbiriyle bağlantılı 50 milyar cihaz olacak. Saatte bir milyon tane cihazın üretilmesi, kurulması ve devreye alınması gerekiyor. IoT ile ilgili bir fikri üretmek için bir saat kaybetmek bile size çok fazla pazar payı kaybettirebilir. Dolayısıyla  çok hızlı olmak gerekiyor, ama hızlı olmak bir şeylerden feragat etmek anlamına geliyor. Bu da güvenlik oluyor maalesef.”

CEO’ya göre, güvenlik zafiyetlerinin  diğer sebepleri ticari baskı ve karmaşık mimari yapı.

“KISS, yani Keep It Simple Secure, Basit ve kullanışlı ama güvenli olması gerekiyor.”

Güvenli ile ilgili en önemli sıkıntılardan bir diğeri ise çok fazla sayıdaki standartlar.

“Bir sürü standart görüyorsunuz. Bir sürü çözüm oyuncusu kendi standardını ortaya koymaya çalışıyor. Bu standartlara baktığımda iki problem görüyorum. Bir, çok sayıdalar, iki hiçbir tek standart bütün resmi kaplamayı başaramıyor. Bu da ne demek herhangi bir IoT çözümü yaratan ve IoT sistemi kullanmak isteyen kişinin bir çok standardı aynı anda değerlendirmesi gerekiyor.”

-Yöntem basit : Hızlı ve daha güvenli

Bütün bunların sonunda güvenliği nasıl sağlayacağız sorununa Lostar, iki temel çözüm öneriyor: hızlı ve daha güvenli.

“Hızlı olmak istiyorsak yöntem basit. Çözümü anlayın. Ben ne alıyorum, ne satıyorum. Saldırgan gibi düşünün. Ben saldırgan olsam ne yaparım. Bir güvenlik yaşam döngüsü hayata geçiriyor olmak gerekiyor.” diyor Lostar.

Detaylara dikkat edilmesi gerektiğini ve en zayıf halka insan faktörünün asla unutulmaması gerektiğine değinen Lostar, 7 tane çözüm maddesi öneriyor.

Lostar’a göre, bunlar IoT edinmeden önce ve aslında yeri gelince piyasaya sunmadan önce kendimize sormamız gereken 7 madde:

  1. Ürünün güvenli olması, kullandığımız ilgili iletişim katmanının güvenli olması ya da teknolojinin güvenli olması IoT çözümünün güvenli olması anlamına gelmez. Bütünün güvenliğini sağlamış olmam gerekiyor.
  1. Güvenlik bir yaşam döngüsüdür. Güvenliği öncelik haline getirin.
  1. Risk değerlendirmesi yapmak önemli ve bunu yapmak sadece güvenlik değil sosyal ticari teknik olarak da ürünü almadan önce son derece önemli.
  1. Esneklik çok önemli, çünkü bir şey olduğu anda hareket edebiliyor olmak lazım her zaman bir B planınız olsun. Özellikle hayatınızı IoT üzerinden yönetiyorsanız.
  1. Değişikliği IoT mimarinin bir parçası olarak düşünün ve çalışın. Bu son derece önemli. Teknolojiyi ‘aldık kullandık, çok iyiyiz’ demeyin. Ürünü düzenli olarak değerlendirin. Hala bu ürün ve teknolojiyle devam etmeliyim sorusunu sorgulamak çok önemli.
  1. Girmeden önce nasıl çıkacağınızı bilin.
  1. Uzaktan destek ve güncelleme becerisi var mı? Otomatik ve uzaktan yapılabiliyor olması gerekiyor, ve hackerın bunu yapamıyor olması lazım.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için doldurunuz!

 

 

Siber dünyanın yetişmiş eleman sorununa çözüm Lostar’dan: ‘Bırakın açığı stajyerler kapatsın’

Siber güvenlik pazarı, bilişim sektörüyle aynı ivmede büyümeye devam ederken bu büyümeyi aynı hızla karşılayacak yetişmiş eleman açığı, Türkiye dahil bir çok ülkenin sorunu olmaya devam ediyor.

Sektörün yetişmiş kalifiye çalışan açığını gidermek amacıyla geçtiğimiz yıl Lostar ve Bilgi Üniversitesi işbirliği ile başlatılan Bilgi Güvenliği Teknolojisi Ön Lisans Programı’nda yeni akademik yıl yeni öğrencilerle başladı.

Program, teorik bilgi ile sektör tecrübesini aynı çatı altında buluşturarak sektörün ihtiyacı olan iş gücünü yetiştirme motivasyonu ile oluşturulmuş.

Siber Bülten’e konuşan Lostar’ın CEO’su Murat Lostar’a göre asıl heyecan verici olan projenin ikinci yılında sektöre kazandırılmayı bekleyen bir çok stajyerin olması.

“Dönem başladı, yeni arkadaşlar aramıza katıldı, daha önemlisi şimdi ikinci sınıfların artık stajyer olarak çalışabilme imkanı var.” diyor Lostar.

İlgili haber >> Siber Güvenlik alanında istihdam sıkıntısı sürüyor

Yetişmiş eleman ihtiyacı ve bir yöntem olarak stajyer alımı

Eğitim süresi iki yıl olan program, standart ön lisans programlarından farklı olarak daha fazla staj yapma fırsatı sunuyor.

Program dahilinde, eğitimin ikinci yılı boyunca öğrencilerin staj yapma zorunluluğu var. İlk dönem haftada iki güne karşılık gelen staj süresi, ikinci dönem haftada üç gün olarak belirlenmiş.

Lostar’a göre staj ağırlıklı program, “ağaç yaşken eğilir” mantığı ile hazırlanmış.

“Ağaç yaşken eğilir modelinin bir parçası olarak şirketler çalışanlarını henüz stajyerken alıp yetiştirecekler. Piyasada yetişmiş eleman sıkıntısı çok ve kurumlar bu konuda farklı alternatifler yaratmak zorunda.”

“Artık insanlar birbirlerine ‘senin güvenlik ekibin kaç kişi?’ demiyor, ‘senin güvenlik ekibin bugün kaç kişi?’ diyor. Eğitim programı bu sorunu çözmeye yönelik.” diye ifade ediyor tecrübeli CEO.

Lostar aracı şirket konumunda

Lostar’ın programa en büyük katkısı staj süreci ve mezuniyet sonrasında öğrencilerin doğru kurum ve kuruluşlarla çalışmasını sağlayan aracı şirket konumunda olması.

Şirket bunu program kapsamında staj için oluşturulan lostar.com.tr/stajyer sayfası üzerinden yapıyor.

Sayfa üzerinden stajyer arayan kurumlar bu web sayfasını ziyaret edip, gerekli formları doldurabiliyorlar.

“Lostar’ın burada amacı sektöre eğitimli ve deneyimli eleman kazandırmak.” şeklinde konuşan CEO Lostar’a göre öğrenciler yoğun eğitim ve staj programı sonrasında siber güvenlik endüstrisini çok iyi öğrenmiş bir şekilde sektörde çalışmaya hazır hale gelmiş olacak.

 

 

Lostar’ın genç ödül avcıları Google ve Oracle’da açık buldu

Türkiye’nin önde gelen siber güvenlik şirketlerinden Lostar, iki çalışanının Google ve Oracle sistemlerinde bulduğu önemli  güvenlik açığı ile adından söz ettiriyor.

Teknoloji firmalarının siber suçlulardan bir adım önde olmak ve sistemlerinin daha güvenli olmasını sağlamak adına düzenledikleri ödül avcılığı programlarında buldukları açıklarla ‘oyunda biz de varız’ diyen Berk İmran ve Barış Sağdıç, zafiyet tespit ve ödül avcılığı süreçlerini Siber Bülten’e anlattı.

Ödül avcılığı (Bug Bounty) gelişen teknolojinin kurtarıcısı olarak siber güvenliğin sunduğu faydalı test yöntemlerinden biri. Ödül avcılığı kapsamında kurumlar sistemlerinde, web sitelerinde ya da yazılımlarındaki açıklıkları farklı bir göz aracılığıyla test ediyor ve rapor edilen zafiyet için ‘beyaz şapkalı hackerlara’ (white hackers) para ödüyor.

Büyük şirketlerin güvenlik ekiplerinin yazılımlarındaki açıklıkları bulmak için yeterli zaman ya da iş gücüne sahip olamamaları ödül avcılığını son 10 yılda oldukça arttırdı.

Program dahilinde güvenlik uzmanları binlerce dolar kazanırken, kurumlar ise hacklenme korkusunu en aza indirerek maddi ve manevi kayıpları önlüyorlar.

Lostar’da yaklaşık üç yıldır siber güvenlik danışmanı olarak çalışan Barış Sağdıç, ödül avcılığı programı kapsamında Google’da oldukça önemli bir zafiyet buldu.

Bu zafiyet ile birlikte ünlüler geçidi (Hall of Fame -HoF) listesine girmeye de hak kazandı.

İlgili güvenlik açığını 24 Temmuz tarihinde bulan ve aynı gün raporlayan Sağdıç, tespit ettiği açık için “Google ödül avcılığı tarihinde keşfedilen en önemli zafiyetler arasında” diyor. Bunun sebebi ise zafiyetin bir çok alt uygulamayı da etkilemiş olması.

Sık sık ödül avcılığı programlarına katılan Lostar’ın uygulama güvenlik danışmanının tek başarısı da bu değil.

Web uygulama güvenliği konusunda yüksek teknik bilgiye sahip olan kişilere verilen prestijli eWPTX (eLearnSecurity Penetration Tester eXtreme) sertifikasına Türkiye’de sahip olan tek kişi.

-‘Kullanıcı bilgileri ele geçirilebilirdi’

Sağdıç zafiyet araştırmasına Google’ın webstore yönetim sayfasında başlamış.

“Keşfettiğim zafiyet saklı türünde siteler arası betik çalıştırma zafiyetiydi (Stored Cross-site scripting, XSS). Zafiyet girdi kontrolü eksikliklerinden kaynaklanıyordu. Bulduğum açık Google’ın ödeme sistemindeki adres bilgilerindeydi,” diyor Sağdıç ve not ediyor:

“Google’ın bir çok yerinde ödeme sistemi entegre olduğundan neredeyse tüm alt uygulamaları bu zafiyetten etkileniyordu. Bu açık nedeniyle kullanıcı bilgileri ele geçirilebilirdi.”

Sağdıç keşfi sonrasında 4 Ağustos’ta Google’dan para ödülü almış, ve 10 Ağustos’ta ise bildirdiği açık giderilmiş.

Ödül avcılığı programlarının ivme kazanmasındaki en büyük itici güçlerden biri Google gibi büyük bir şirketin verdiği ödüller. Şirket, ilk ödül avcılığı programını başlattığı 2010 yılından bu yana 9 milyon doların üzerinde ödül dağıttı.

Bugüne kadar Google tarafından verilmiş en büyük ücret ise 100.000 dolar.

-Oracle açığıyla Hall of Fame listesinde

Lostar’ın ödül avcılarından bir diğeri ise Oracle’da bulduğu önemli açıkla adını Ekim ayında yayınlanacak Hall of Fame’e yazdıracak olan Berk İmran.

Berk İmran’ın bulduğu açık ile ilgili blog yazısına buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz

Ödül avcılığını, siber güvenlik alanında kariyer yapmak isteyen veya kendini teknik anlamda geliştirmek isteyen herkes için önemli fırsatlardan biri olarak gören İmran, henüz 21 yaşında.

İmran ayrıca, Lostar’ın Sakarya Üniversitesi iş birliğiyle geçtiğimiz Temmuz ayında düzenlediği Siber Güvenlik Yaz Kampı sonrasında Siber Güvenlik Departmanı kadrosuna kattığı altı kişiden biri.

Genç yaşına rağmen “ödül avcılığına başlayalı yıllar oldu” diyen İmran, Oracle dışında Sony, Yandex, eBay gibi birçok kurumda zafiyet bulmuş.

Oracle’da “stored xss” ve “ssrf” türlerinde iki açık keşfettiğini aktaran araştırmacı, açık bulma sürecini Siber Bülten’e şöyle tanımlıyor:

“10 Temmuz’da aramaya başladım, beş dakika sonra buldum. Beş gün boyunca bulduğum zafiyetle en kritik nokta neresi, nereye kadar ilerleyebiliyorum diye denedim ve 15 Temmuz’da zafiyeti rapor ettim. 18 Temmuz’da geri dönüş aldım, 1 Ağustos’ta ise zafiyet giderilmişti. Ekim ayında yayınlanacak olan Hall of Fame listesinde de benden bahsedecekler.”

Oracle’da bulduğu zafiyetin kritik seviyede olduğunu ifade eden İmran, burada amacının sadece Hall of Fame listesine girmek olduğunu söyledi.

-‘Amaç Türkiye’yi siber güvenlik alanında ileriye taşımak’

Türkiye’de ‘hackerone.com’ ya da ‘bugcrowd.com’ gibi ödül avcılarının işini kolaylaştıracak sitelerin bulunmadığını söyleyen İmran’a göre, Türk firmaları ve devlet ödül avcılığı kapsamında daha fazla adım atmalı.

“Facebook, Google ve hatta Pentagon bile bug bounty başlatırken Türkiye’de hiçbir kurum bu alanda adım atmıyor.”

İlgili haber >> 18 yaşındaki hacker Pentagon’u hackledi

Geçtiğimiz yıl  internete sızan seçmen bilgilerini hatırlatan İmran, bu durumun ödül avcılığı yoluyla çözülebileceğini aktardı.

“Ülkede bug bounty kapsamı olsaydı bu bilgiler internete çok daha zor sızardı ve bunların hiçbiri yaşanmazdı. Böyle bir girişimde Türkiye’de kimsenin kar amacı güdeceğini düşünmüyorum. Sadece teşekkür edilse bile yeterli olacaktır.”

Bu alanda bazı atılımlarda bulunan İmran, üniversite öğrencilerini kapsayan bir siber güvenlik topluluğu ‘canyoupwn.me’ üyesi olduğundan bahsediyor.

“Kar amacı gütmeyen bir grup. Blog yazıları yazıyor, siber güvenlik çalışmaları yapıyoruz. Zafiyet nedir, nasıl oluşur, nasıl bulursunuz ve düzeltirsiniz gibi bir çok konuda bilgi veriyoruz.” diyor İmran.

Canyoupwn.me’de nereden başlayacağını az çok bilen belirli bir noktaya gelmiş ama bir tık daha üst seviyeye geçmek isteyenler için ise zafiyet amacı güdümlü makineler var.

“İlk makinemiz Kevgir’di. Dönemin tüm güncel zafiyetlerini Kevgir’e  ekledik, güzel bir senaryo yaptık. Bu alanla ilgilenenler, makineyi indirdiler ve zafiyet bulmaya çalıştılar.”

İmran’a göre bu sistemin güzel tarafı hiçbir siteye zarar vermeden  yasal bir şekilde kişilere kendini deneme fırsatı vermesi.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun