Etiket arşivi: LİNKEDİN

Tarihin en büyük veri sızıntısı: 26 milyar kullanıcı bilgisi çalındı!

Tarihin en büyük veri sızıntısı: 26 milyar kullanıcı bilgisi çalındı!“Tüm İhlallerin Anası” Mother of All Breaches olarak adlandırılan devasa veri sızıntısında Twitter, Linkedin ve Dropbox gibi sitelerden 26 milyar kullanıcı verisi sızdırıldı.

Sızıntının ABD, Brezilya, Almanya, Filipinler, Türkiye ve diğer ülkelerdeki çeşitli hükûmet kuruluşlarının kayıtlarını da içerdiği belirtiliyor.

26 MİLYARDAN FAZLA KULLANICI VERİSİ SIZDI

Siber güvenlik araştırmacıları, kişisel bilgilerinizin sızdırılmış olabileceği uyarısında bulundu. Araştırmacıların tarihin en büyük veri sızıntısı olduğuna inandıkları olayda 26 milyardan fazla kişisel kayıt açığa çıktı.

Aralarında Twitter, Dropbox ve LinkedIn’in de bulunduğu çeşitli sitelere ait hassas bilgiler güvenli olmayan bir sayfada keşfedildi.

Araştırmacılar, söz konusu ihlalin son derece tehlikeli olduğunu ve bir siber suç tsunamisine yol açabileceğini iddia ediyor.

SIZINTI AÇIK BİR DEPOLAMA ALANINDA KEŞFEDİLDİ

SecurityDiscovery.com’un sahibi Bob Dyachenko ve Cybernews’ten araştırmacılar veri ihlalini güvenli olmayan açık bir depolama alanında keşfetti.

12 terabaytlık kullanıcı verisi içeren sızıntı, araştırmacılar tarafından Tüm İhlallerin Anası (Mother of All Breaches) olarak adlandırıldı.

Veriler üzerinde yapılan ilk incelemelerde, verilerin yeni bir ihlalden kaynaklanmadığı, daha önceki ihlallerin bir araya getirilmesiyle oluştuğu vurgulandı.

Türkiye’yi sarsan sızıntı: 72 milyonun verileri satışa çıkarıldı

Bununla birlikte söz konusu sızıntıda kimlik bilgilerinden hassas bilgilere kadar pek çok veri yer alırken ayrıca ABD, Brezilya, Almanya, Filipinler, Türkiye ve diğer ülkelerden çeşitli devlet kuruluşlarının kayıtları da yer aldı.

EN BÜYÜK SIZINTI ÇİN’DEN

En büyük sızıntı, Çin’in popüler mesajlaşma uygulaması olan Tencent’in QQ’suna ait 1,5 milyar kullanıcı verisi oldu.

QQ’yu, 504 milyon kayda sahip olan Çin sosyal medya platformu Weibo takip etti.

Diğer en büyük sızıntılardan bazıları arasında MySpace (360 milyon), Twitter (281 milyon), Linkedin (251 milyon) ve AdultFriendFinder (220 milyon) yer alıyor.

DEVASA BİR SİBER SUÇ TSUNAMİSİNE YOL AÇABİLİR

Araştırmacılara göre en büyük endişe, bu kayıtların devasa bir siber suç dalgasına temel oluşturabilecek olması.

ESET’in küresel siber güvenlik danışmanı Jake Moore söz konusu sızıntı hakkında “Bu kesinlikle çok büyük bir veri ihlali.” yorumunda bulundu.

Moore, “Siber suçluların asgari bilgilerle bile yapabilecekleri asla hafife alınamaz, ancak şifreler ele geçirildiyse mağdurların sonuçların farkında olması ve uygun güvenlik güncellemelerini yapması gerekir.” uyarısını yaptı.

Araştırmacılar, “Kullanıcılar Netflix hesapları için de Gmail hesapları için kullandıkları şifreleri kullanırlarsa, saldırganlar bunu kullanarak daha hassas diğer hesaplara yönelebilirler” uyarısında bulunuyor.

Çeşitli güvenlik uzmanlarıysa “bankanız ve Twitter için aynı cep telefonu numarasını kullanıyorsanız, bilgisayar korsanları bu ihlali bankacılık bilgilerinize ulaşmak için kullanabilir” uyarısında bulunuyor.

SPAM E-MAİLLERE DİKKAT!

Tüm İhlallerin Anası’nda verileri sızmış olan kullanıcılar, kimlik avı saldırılarının kurbanı olabilir ya da yüksek düzeyde spam e-postalar alabilir.

Söz ihlalde kişisel verilerinizin sızdırıldığından endişe ediyorsanız, yapmanız gereken en önemli şey parolalarınızı güncellemek. Birden fazla hesap için aynı şifreleri kullanmadığınızdan emin olmak, bir hesabın etkilenmesinin tüm verilerinizi tehlikeye atma riskini azaltıyor.

Bunun yanı sıra kimlik avı e-postalarına karşı dikkatli olmalı ve tüm hesaplarınızda iki faktörlü kimlik doğrulama kullandığınızdan emin olmalısınız.

Veri bilimci ne iş yapar? Veri bilimcileri kariyer olarak nasıl bir gelecek bekliyor?

Literatüre son yıllarda yıllarda girmeye başlayan veri bilimi, geleceğin gözde meslekleri arasında görülüyor. Peki veri bilimcinin iş tanımı nedir ve veri bilimi kariyeri planlayanları nasıl bir gelecek bekliyor?

Teknoloji şirketleri son on yılda karmaşık veri analizleri yapabilecek çalışanlar aramaya başladı. Bu iş tanımı da, şirketlerin taleplerini karşılayabilecek veri analizi yapabileceklere duyulan ihtiyaçla ortaya çıktı.

Şirketler iş performanslarını anlayıp kendilerine dersler çıkarabilmek ve yeni çıkan trendleri yakalayabilmek için veri setlerini parçalara ayırıp analiz edebilecek çalışanlara ihtiyaç duydu. Maaşlar bazı ülkelerde ve şirketlerde yüz bin dolarları buluyor.

BBC’ye konuşan işe alım şirketi PageGroup veri biliminde çalışanların maaşlarının yıllık brüt 60 ila 150 bin sterlin arasında olduğunu söylüyor. Ama bu maaşla gelen iş tanımının geniş alanları ve sorumlulukları kapsadığını da ifade ediyor.

İş tanımı ne olursa olsun, bu konuda çalışacak kişilere olan talep, geleneksel olarak bu işte çalışabileceği düşünülenlerin sayısını aşmış durumda. Bu kategoriye girenler genelde bilgisayar biliminde uzmanlaşıp doktora yapanlar oluyor. LinkedIn’in ABD’de yaptığı 2020 yükselen işler raporu, veri bilimcilere olan talebin her yıl yüzde 37 arttığını gösterdi. Talep artınca, bu sektöre girenler arasında, alışılmış geleneksel tanımların dışında kalanlar da yer aldı. Özellikle de yeni bilgisayar yazılımlarıyla kendini eğitenler veri bilimi sektörüne girdi. Veri bilimine girişte Formula 1 deneyimi Edward Green ve Balraj Oates de bu yöntemi seçenlerden. Ama ikisi de kendilerini “veri bilimci” olarak tanımlamakta tereddüt ediyor.

TEKNOLOJİ KARİYERİNDE VERİ BİLİMİ ÖNEMLİ YER TUTUYOR?

Green’in veri bilimi macerası 15 yaşında başladı. Green, çocukken yaşadığı bazı sağlık sorunları nedeniyle Londra’daki Great Ormond Street Hastanesi’nde iki, iki buçuk yıl süren bir tedavi gördü ve uzun ameliyatlar geçirdi. Belki de bir çoğumuzun unutmak isteyeceği o süreci Green, teknoloji alanında kariyerini inşa ettiği bir dönem olarak hatırlıyor:

“İlk ameliyatımı olduğum gün, ilk iPad’in de tanıtımının yapıldığı gündü” diyor. Green hastanenin, hasta konseyine katıldı ve hastalara sunulmak üzere iPad yardımıyla tıbbi verileri topladı. Bu deneyimi okuldan doğrudan teknoloji dünyasına girmesini sağladı. Green’in cerrahı daha önce de McLaren ile çalışmış ve F1 molalarının tekniğini yoğun bakıma girip çıkan hastaların hareketlerine nasıl uygulanabileceğini incelemişti.

Green’in de bir sonraki durağı motor yarışları ve Londra’nın hemen dışındaki McLaren teknoloji merkezi oldu. Burada arabaların verilerini analiz etti.

Green, McLaren’da ABD şirketi Aleteryx’in geliştirdiği bir veri bilimi yazılımını kullandı. Bu yazılım, bireylerin veri uzmanları olmalarına yardımcı olan kendi kendileri kullanabilecekleri araçlar sağlayan bir yazılım. Green, bu yazılım sayesinde büyük ve geniş çaplı verilerle çalışabildi. McLaren için de, her yarış sonrası 1.5 terabayt veri toplanıyordu.

Veri bilimi kariyerinize yön verecek 5 YouTube kanalı

Euan Davis, teknoloji hizmetleri veren Cognizant adlı grupta işlerin geleceği konusunda araştırma yapan bir uzman. Bu alandaki algıların değiştiğini söylüyor: “Veri bilimi çok sıkıcı, rağbet görmeyen bir iş olarak görülüyordu. Şimdi ise yaratıcı bir iş olarak görülüyor. İletişim önemli çünkü ortaya çıkardığınız verileri satabiliyor olmalısınız. Bu da verilerle ilgili hikayeyi, ne anlama geldiğini anlatmak demek.”

VERİ BİLİMİNDE HANGİ ARAÇLARA İHTİYAÇ VAR?

Davis, geleceğin veri analizinde uzmanlaşan ağır işleri yapanlar kadar daha hafif ve “yumuşak” denebilecek becerilere de sahip olanlara ait olduğunu ifade ediyor:

“Veri bilimi rolü daha karma bir role dönüşüyor. Şimdi önemli olan güvenilir bir danışmak olabilmekte. Veri bilimcileri, verileri, şirket yöneticilerine önemli olanın ne olduğunu anlatabilecek şekilde okuyabilmeli.”

Davis, veri görselleştirme araçları ve karmaşık bilgileri basit imajlara dönüştürebilen yazılımların veri bilimi dünyasını değiştirdiğini söylüyor: “Bu araçlar giderek kullanımı daha kolay ve sezgisel hale geliyor.”

Tableau ve Cloudera gibi veri analizi şirketleri bu tarz programlar sunuyor. Bilgileri veri bilimcileri ve diğer faydalanmak isteyenler için basit tablolara ve simgelere dönüştürüyor. Herkes tablolarda yer alan büyük veri kolonlarından açık ve net bilgi çekme konusunda kendini yeterince iyi görmeyebilir, rahat hissetmeyebilir. Bu yazılımlar bu kişiler için ideal.

VERİ BİLİMİ SALGINDA İŞE YARADI

Veri bilimi Balraj Oates için de dönüm noktalarından biri oldu. Oates’in bu dünyaya gidişi Kovid salgınıyla birlikte oldu. Bir yazılım yarışmasında (hackathon) yarışmacıların küresel Kovid vakalarıyla ilgili verileri inceleyip salgının bölgelere göre kıyaslamasının yapılması istendi.

Oates, Alteryx yazılımı sayesinde ölüm verileri gibi veri setlerini temsil eden semboller çekip kullandı. Oates, hesaplamaların sayfaları yerine sembolleri işleyerek takımındaki bir istatistikçinin analiz hızına yetişebildi. Oates, veri bilimi araçlarını kullanmayı hesap makinesi kullanmaya benzetiyor ve “veri macerasının” da böyle başladığını anlatıyor. 3 çocuğunu büyütüp 12 yıl iş dünyasından uzak kaldıktan sonra Oates yeniden çalışmaya veri bilimi sayesinde başladığını söylüyor.

Yazılım yarışmasını da uzun süre kariyer arası verip işe dönmek isteyen profesyonellere yardımcı olan Women Returners adlı internet sitesinde gördü. Veri bilimi deneyimini çocuğunun okulunda tanıştığı bir anneye de anlattı ve tesadüfen anlattığı kişide veri gelişimi uzmanı aradıklarını söyledi. Bu sayede işe giren Oates şimdi veri deneyimini finansal hizmetler alanında kullanıyor, en büyük çocuğu da kodlama eğitimi alıyor. Veri biliminin hayatını nasıl değiştirdiğini de şöyle anlatıyor: “Kariyer gelişimiyle ilgili neler yapılabileceğini düşünmek için geç değil. Sandığınızdan çok daha erişilebilir bir alan. Ben bu işe okul kapısındaki bir muhabbet sayesinde girdim!”

Kaynak: BBC Türkçe

700 milyon LinkedIn verisini satan hacker konuştu: “Eğlence olsun diye çaldım”

Geçen ay dünyanın birçok ülkesinden 700 milyon Linkedln üyesini bilgilerini  ele geçirip satan hacker, olaya ilişkin “Eğlence olsun diye çaldım” diye konuştu.

‘Tom Liner’ lakaplı siber tehdit aktörü  “veri kazıma” yöntemiyle  elde ettiği bilgileri yaklaşık 5 biner dolara sattı.

Bilgi güvenliği olayı, kamuya açık olarak paylaşılan profillerdeki temel bilgilerin daha iyi korunmasının gerekip gerekmediği konusunda tartışmalara neden oldu.

Tom Liner sık kullanılan bir hacker forumunda LinkedIn kullanıcıları ile ilgili şu mesajı paylaştı: “Selam, elimde 2021’e ait 700 milyon kayıt var.” Bu paylaşımda, hem milyonlarca verinin bir kopyasına ait bir link, hem de başka bilgisayar korsanlarının doğrudan ona ulaşıp, bu veri tabanı için teklif verebileceği bir davet vardı.

Siber tehdit unsurlarının dünyasında bu verilerin satışa açılması elbette büyük tartışma yarattı.

Müşterilerinin kim olduğunu ve neden bu bilgileri satın almak istediğini anlatmasa da, daha ileri düzeyde ve kötü niyetli saldırılar için verilerin kullanılıyor olabileceği yorumunu yapıyor.

VERİ KAZIMA VAKALARI YAYGINLAŞIR MI?

Bu gelişme sonrası, siber güvenlik ve gizlilik uzmanları, büyük çaplı veri ‘kazıma’ olaylarının yaygınlaşacağı kaygılarının yerinde olup olmadığını değerlendiriyor.

Siber saldırganlar söz konusu veri tabanlarını internette sunucularına ya da sosyal ağ internet sitelerine sızarak değil, kullanıcılar hakkında özgürce ulaşabildikleri ne kadar bilgi varsa, bunları çeşitli platformların kamuya açık yüzünü otomatik programlarla kazarak üretiyorlar.

Teoride bu verilerin çoğunluğu, basitçe kullanıcıların kişisel sosyal medya profilleri açıldıktan sonra, bazı bilgiler seçilip toplanarak da oluşturulabilir.

Bilgisayar korsanlarının ulaşabildiği bunca veriyi böyle bir yöntemle toplamak ise yüzyıllar alırdı.

Facebook sızıntısı sonrası LinkedIn de hedefte: 500 milyon hesabın bilgileri satışa çıktı

Bu yıl yaşanan büyük veri hırsızlığı ya da ‘kazıma’ olayları şöyle:

  • Nisan’da bir bilgisayar korsanı 500 milyona yakın kişisel bilgiden oluşan başka bir veri tabanı ‘kazıdı’
  • Aynı haftada bir başka bilgisayar korsanı Clubhouse’dan 1.3 milyona yakın profilden çaldıklarından oluşturduğu veri tabanını bir forumda bedavaya paylaştı
  • Yine Nisan ayında 533 milyon Facebook kullanıcısının kişisel bilgileri, eski ve yeni çalıntı veriler kullanılarak toplandı ve bir hacker forumunda bağış karşılığında paylaşıldı

Kaynak: BBC Türkçe

Büyük şüphe: Hacklendiğinizi nasıl öğrenebilirsiniz?

Teknolojinin hızına yetişemeyen modern çağın insanları olarak her yeni güne yeni veri sızıntıları haberleri ile uyanıyoruz. Büyük şirketlerin başına geldiğini düşündüğümüz ve “bizi ilgilendiren bir şey yok” diyerek yaklaştığımız siber saldırılar ve özellikle de veri sızıntıları aslında tam olarak bizi yani sıradan internet kullanıcılarını ilgilendiriyor.

Nitekim sızan bilgiler çoğunlukla müşteri ya da kullanıcı bilgileri oluyor. Çok uzağa gitmeye gerek, Facebook, LinkedIn’ın yaşadığı siber saldırılar ve sonunda ortaya çıkan veri sızıntısı şifrelerimizin yanlış ellere geçtiğine dair düzinelerce yeni örnekten sadece ikisi. 

Facebook sızıntısı sonrası LinkedIn de hedefte: 500 milyon hesabın bilgileri satışa çıktı

İster e-posta hizmet sağlayıcısı olsun ister çevrimiçi mağaza hesabı ya da şifrelerimizi güvende tutmak için tasarlanmış bir hizmet olsun, hiçbir internet sitesinin veya çevrimiçi hizmetin saldırılardan muaf olmadığını söyleyebiliriz.  Bir hackerın hesaplarımıza girdiğini, kimliklerimizi kullandığını ve bizim adımıza online alışveriş yaptığını düşünmenin bile korkunç bir his olduğuna ise şüphe yok.  

İçinde yaşadığımız dünyanın tehlikelerle dolu dijital bir dünya olduğunu biliyoruz, neyse ki bu sanal ortamı daha güvenli hale getirebilecek araçlar da var. Usatoday.com’dan Jennifer Jolly bu araçları derledi. İşte şifrenizin hackerların elinde olup olmadığını öğrenmenize yardımcı olacak uygulamalar ve web siteleri:   

Have I Been Pwned?

Tüm hack tespit etme araçları arasında en popüler olanı “Have I Pwned?” Yüksek ve düşük profilli veri ihlallerini izleyen ve bunları listeleyen bir web sitesi olan “Have I Pwned?”in veri tabanında e-posta adresiniz veya telefon numaranız vasıtasıyla arama yapabilirsiniz. Site, giriş bilgilerinizi bilinen bir ihlalle ilişkilendirmesi halinde sizi hangi şirketin saldırıya uğradığı ve bilgisayar korsanlarının ne tür bilgilere sahip olabileceği konusunda bilgilendirir. 

Jennifer Jolly, sitedeki deneyimlerini şu sözlerle anlatıyor: “Hayatımın büyük kısmı online ortamda geçiyor, bu yüzden bir ton farklı web sitesinde, uygulamada ve çevrimiçi hizmette hesaplara sahip olmam ve verilerimin bir hack saldırısında görünmesi olası, ancak bu sayının 28 olacağını ben bile tahmin edemezdim.”

Peki bu durum nasıl düzeltilebilir? Tüm şifreleri değiştirmek, bir şifre yönetim aracı eklemek ve “123456” gibi saldırıya en fazla maruz kalan şifreleri kullanmayı bırakmak sorunu büyük ölçüde azaltacaktır.   

HaveIBeenPwned, bilgilerinizin ortalıkta dolaşıp dolaşmadığını görmek için geçmişteki veri ihlallerine bakma açısından mükemmel bir araç. Site aynı zamanda sizi bir şifre yöneticisine de yönlendiriyor. Ancak kişisel bilgileriniz yeni bir veri sızıntısında açığa çıktığında size bildirim göndermek de dahil, hacklenen bilgileri izlemek adına daha proaktif bir yaklaşım benimseyen siteler de mevcut. Hatta sorun ortaya çıkmadan önce siteleri zaafiyetler açısından sizin adınıza kontrol eden hizmetler de bulunmakta. 

BreachAlarm

Breachalarm temelde HaveİBeenPwned ile aynı mantıkla çalışan bir hizmet. Kişisel bilgilerinizin de yer almış olabileceği geçmiş hacklemeleri ve sızıntıları bulmak için sitenin veritabanında arama yapmak oldukça kolay. Ancak, işi bir ileri aşamaya götürmek istiyorsanız, yıllık 30 dolar abonelik ücreti karşılığında, her açıldığında yeni hackleri tarayan ve ardından verileriniz hacklenen bilgiler arasında çıkarsa sizi uyaran bir hizmet almanız daha mantıklı olabilir.  Bu, kimliğinizi ya da mali durumunuzu tehlikeye atan hesaplarınızı kapatarak ya da şifrelerinizi değiştirerek yeni bir başlangıç yapmanıza da vesile olabilir. 

Sucuri

Koruma noktasında daha proaktif bir yaklaşım sergilemek istiyorsanız, Sucuri’yi düşünmek daha mantıklı. Sucuri, bilgisayar korsanlarının faydalanabileceği güvenlik açıklarını aramak için web sitelerinde aktif taramalar yapan bir site. Sık sık ziyaret ettiğiniz bir site ya da platform riskli görünüyorsa, şifrenizi düzenli olarak değiştirmek veya en azından başka hiçbir yerde kullanmadığınız bir şifre kullanmak akıllıca olacaktır. İşlemi daha da kolaylaştıran bir tarayıcı uzantısı bulunmakta. Ayrıca 16 dolarlık abonelik ücreti karşılığında kendi web sitenizin güvenliği konusunda güncel koruma da sağlayabilirsiniz. 

Google Chrome

Birçok kişinin haberi olmasa da Google de bu konuda oldukça iyi bir koruma sağlıyor. Google kendi şifre tarayıcısını dünyanın en popüler web tarayıcısına eklemek suretiyle çok önemli bir işe imza atmış durumda. Google Chrome, şifrelerinizin bir ihlal veya saldırıya uğraması ihtimaline karşı  sizi uyarabiliyor. Bu yeni gelişmiş özelliği fark etmemiş olabilirsiniz, ancak kullanımı oldukça kolay. 

Chrome’da oturum açtıysanız, sayfanın sağ üst köşesindeki profil fotoğrafınıza, ardından küçük anahtar simgesine tıklayarak “Ayarlar” kısmına gelin.  Chrome://settings/passwords yazarak da aynı yere ulaşabilirsiniz. “Şifreler” e tıklayın. Daha sonra şifreler sayfasında, “Şifreleri kontrol et”e tıklayın.  Sözkonusu araç, şifrelerinizden herhangi birinin güvenlik sorunu olup olmadığı konusunda sizi uyaracaktır. Sorun varsa, Google bunları değiştirmenizi ister ve şifre güncellemesini sağlamak için size bir link gönderir. 

Facebook sızıntısı sonrası LinkedIn de hedefte: 500 milyon hesabın bilgileri satışa çıktı

Facebook sonrası Profesyonel paylaşım platformu LinkedIn de hedefte. Site üzerindeki 500 milyon hesaba ilişkin verilerin dark web üzerinden açık artırma ile satışa çıktığı ortaya çıktı.

Sosyal medya devi sızıntıyı doğrularken, siber tehdit unsurların bilgileri doğrudan kendi siteleri üzerinden değil başka siteler üzerinden elde ettiğini öne sürdü.

Kullanıcıların verilerinin açık artırmada olduğu haberi ilk olarak salı günü, siber güvenlik araştırma sitesi CyberNews paylaşmıştı. Haberde, kullanıcı kimlikleri, isimleri, e-posta adresleri, telefon numaraları, cinsiyet bilgileri, profesyonel titrler ve bu kişilerin diğer sosyal medya profillerine verilen linklerin, dört basamaklı meblalardan açık artırmaya çıktığı bilgisi yer alıyordu.

Facebook’taki dev sızıntıda herkesin aklına gelen soru: Benim bilgilerim de çalındı mı?

LINKEDIN: KAMUYA AÇIK HESAPLAR DIŞINDA SIZINTI YOK

CNN’de yer alan haberde ise firma bu haberi doğrulasa da, verilerin kendileri üzerinden sızmadığını savundu. Açıklamada, kullanıcıların açık artırmaya çıkarılan bilgilerin zaten profillerde açık bir şekilde paylaşılmış veriler olduğu ifadesi yer aldı.

Şirket, “Bu, LinkedIn üzerinden bir veri ihlali değil ve inceleyebildiğimiz kadarıyla, kapalı profillerinden hiçbiri yok” ifadelerini kullandı.

Platformun 675 milyonun üzerinde kullanıcısı bulunuyor. Dolayısıyla, veri sızıntısı kullanıcıların yaklaşık yüzde 75’ine karşılık geliyor.

Geçen hafta, 500 milyondan fazla Facebook kullanıcısının verilerinin de sızdığı ortaya çıkmıştı.