Etiket arşivi: isviçre

Güvendiğiniz VPN’lere kar yağdı: Siber suçluların kol gezdiği 3 VPN hizmeti kapatıldı

Yaklaşık 10 yıldır siber suçlulara arka planda saldırı imkanı veren 3 VPN hizmetine kolluk kuvvetlerince düzenlenen uluslararası bir operasyonla el konuldu.

‘Nova Operasyonu’ (Operation Nova) adı verilen, Europol tarafından koordine edilen Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Almanya, Fransa, İsviçre ve Hollanda ortak operasyonunda siber suçlular tarafından kullanıldığı belirlenen, insorg.org, safe-inet.com, safe-inet.net gibi alan adları üzerinden fidye yazılım, oltalama ve hesap çalma saldırıları gerçekleştirilen 3 sanal özel ağ (VPN) hizmeti çökertildi.

10 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren 3 VPN hizmeti, siber suçluların kurbanlarına saldırmaları için güvenli bir sunucu hizmeti görüyordu. Aynı kişi veya gruplar tarafından kullanıldığı düşünülen VPN hizmetleri, bir Proxy sunucusunun arkasında beş katmana kadar derinlik sağlayarak fidye saldırganlarını, MageCart gruplarını, kimlik avcılarını ve hackerların gerçek kimliklerini saklamak için kullanıldı.

Kendi VPN sunucunuzu 15 dakikada yapmanız mümkün!

 

KURŞUN GEÇİRMEZ BARINDIRMA HİZMETİ SUNUYORLARDI

VPN hizmetlerinin üçü de kolluk kuvvetleri tarafından, genellikle bazı faaliyetlere tolerans gösteren hizmetler olarak bilinen ‘bulletproof hosting’ olarak tanımlandı.

Söz konusu VPN hizmetleri, günlük 1,3 dolar veya yıllık 190 dolar gibi fiyatlarla Rusça-İngilizce dilleri konuşulan yeraltı siber suç forumlarında kullanıcılara kurşun geçirmez barındırma (bulletproof hosting) hizmeti veriyordu.

ABD Adalet Bakanlığından yapılan açıklamada, “Bulletproof, internet kullanıcılarını mağdur durumuna düşüren müşterilerinin tespit edilmemesi için IP adreslerini, sunucularını ve bölge bilgilerini değiştiriyor. Aynı zamanda sistem giriş kayıtlarını saklayarak bu bilgilere de kanun düzenleyicilerin erişmesini engelliyor.” ifadeleri kullanıldı.

SİBER KORSANLAR İÇİN VAZGEÇİLMEZDİ

Nova Operasyonu ile söz konusu VPN hizmetlerinin beş ülkedeki sunucularına kolluk kuvvetlerince el konuldu ve ilgili alan adları kapatıldı.

Siber suçlular tarafından kullanılan en popüler VPN hizmetleri olduğunu bildiren Europol, yaptığı açıklamada ‘toplanan veriler aracılığıyla bu işin arkasında olanlara karşı en kısa sürede harekete geçeceklerini’ vurguladı. Ancak şu ana dek VPN hizmetinin arkasındaki kişilere yönelik bir suçlama bildirilmedi.

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

ABD’den veto yiyen Kaspersky, alt yapısını İsviçre’ye taşıyor

Rus menşeli anti-virüs yazılımı devi Kaspersky Lab, altyapısını ve operasyonlarını İsviçre’ye taşıma kararı aldıklarını açıkladı. ABD’li yetkililerin Kremlin’in casusluk faaliyetlerine destek verdiğinden şüphelendiği Kaspersky’nin taşıyacağı sistemler arasında çoğu bölgede geçerli olan müşteri veri depolaması ve veri işlem uygulamalarının yanı sıra tehdit saptama güncellemeleri de dâhil yazılım düzeneği bulunuyor. Bilindiği üzere Kaspersky’nin yazılımı dünya genelinde 400 milyon bilgisayarı koruyor.

AFP haber ajansının haberine göre tam bir şeffaflık ve doğruluğu sağlamak adına Kaspersky Lab, bu eylemin İsviçre merkezli bağımsız bir üçüncü tarafın denetiminde gerçekleştirileceğini açıkladı. Söz konusu taşınma, bir istihbarat ajansı ile emniyet görevlilerinin Kaspersky’nin yazılımlarının güvenliği konusunda endişe duyduklarını belirtmeleri üzerine geçtiğimiz yıl ABD’de federal hükümetin Kaspersky’yi onaylı tedarikçi listesinden çıkarması ile başlayan ihtilafın ardından gerçekleşti.

İlgili haber>> Kaspersky, Amerikalıların IŞİD operasyonuna darbe indirdi

ABD hükümeti, çalışanlarını Kaspersky’nin anti-virüs yazılımını kullanmaktan men etmişti. Kaspersky, ürünlerinin Rus istihbarat elemanlarının yazılımları kullanarak bilgisayarları takip etmelerini sağlayan bir arka kapısı olduğuna dair iddiaları reddetmişti. Şirket ayrıca ürünlerinin güvenliği konusunda müşterilerinin güvenini yeniden tazelemek için her türlü önlemi alacaklarını söyledi.

Bu yılın sonunda Kaspersky’nin anti-virüs yazılımlarının üretim Zürih’e kaydırılmış olacak ve burada önümüzdeki yıl çoğu Rus olmayan müşterilerin bilgilerinin depolanacağı bir veri merkezi kurulacak. Bir Kaspersky yöneticisinin AFP’ye verdiği bilgiye göre Rus Pazarı için veri depolama birimi Rusya’da kalmaya devam edecek.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Rusya ile Rumların e-posta anlaşması, Putin muhaliflerini vurdu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yurtdışındaki muhaliflerin izini sürme noktasında elinden geleni ardına koymamakta kararlı. Putin, bu kararlılığıyla Batı demokrasilerinden kendine güçlü müttefikler bile bulmuş.

Atlanticcouncil.org’da konuyla ilgili bir yazı kaleme alan Maxim Eristavi, son haftalarda Avrupalı devlet adamları ile Rus yetkililer arasında gizli bilgilerin değiş-tokuşu anlaşmasına kurban giden Rus muhaliflerin hikâyelerini anlattı. Eristavi’ye göre kasım ayında Güney Kıbrıslı bir savcının e-postalarının sızdırılması, yükselen bir trendi ortaya koydu: “Kremlin, kendisine yönelik eleştirilerin izini sürme noktasında Batı devlerindeki kolluk kuvvetlerinde görev yapan müttefiklerinden yardım alıyor.”

Önde gelen genç Rus muhalif Nikita Kulachenkov’un 2016 yılında Güney Kıbrıslı yetkililer tarafından gözaltına alınması büyük gündem oluşturmuştu. O zamanlar bilinmeyen ise gözaltına sebep olan şeyin  Güney Kıbrıs ile Rusyalı yetkililer arasındaki e-posta değiş tokuşu olduğu idi.

İlgili haber>> Ruslar elektronik savaşa hazırlanıyor

Putin’in en büyük rakibi durumundaki Alexey Navalny’nin desteklediği adli tıp uzmanı aktivist Kulachenkov, 2014’te Rusya’dan kaçmaya zorlanmış ve AB üyesi olan Litvanya’dan siyasi iltica hakkı elde etmişti.  Rus yetkililer yokluğunda Kulachenkov’u mahkûm etmiş ve Interpol’den kendisini tutuklama talebinde bulunmuştu.

Kulachenkov, AB üyesi bir ülkeden iltica hakkı elde ettiği düşüncesiyle başka bir AB ülkesine seyahat etmekten endişe duymuyordu. Ancak ailesini görmek için gittiği Güney Kıbrıs’a iner inmez ellerinin kelepçelenmesi ile düşüncelerinin doğru olmadığını anladı. Kulachenkov bu küçük AB ülkesinde sonraki üç haftayı parmaklıklar ardında geçirdi. Güney Kıbrıs, Doğu Avrupalı ve Rusyalı oligarkların kara para aklama üssü olarak biliniyor.

Rum Başsavcı Vekili Eleni Loizidou, Kulachenkov’un Rusya’ya iade edilmesi için bir yerel mahkemede mücadele ediyordu. Loizidou, daha sonra basına sızan özel yazışmalarında yerel mahkemedeki meslektaşlarından Kulachenkov’un iadesinin yollarını araştırmalarını istiyordu. Bir dönem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde hâkim olmaya çok yaklaşan Loizidou, Rus yetkilileri tutuklu hakkında bilgilendirmiş ve Ruslar gerekli evrakları gönderir göndermez tutukluyu iade etmeye hazır olduklarını söylemişti.

RUSLAR, INTERPOL’U SIKIŞTIRIYOR

Olayın uluslararası bir ilgi ile karşılaşması üzerine Rum yetkililer, Kulachenkov’un gitmesine müsaade etmişti. Fakat olay Avrupa Birliği’nin, Rusyalı muhalifler için güvenli bir merkez olup olmadığı sorusunu yeniden gündeme getirmişti. Kulachenkov şöyle anlatıyor: “Rus yetkililere yakın olduklarından şüphelendiklerim hariç, AB içinde seyahat etmeye devam ediyorum.”

Avrupa Birliği’nde siyasi iltica hakkı elde etmesine rağmen Kuachenkov hayatının geri kalan kısmında yeni bir ülkeye her gittiğinde kaygılı olacağını ifade ediyor.

Leonid Nevzlin, kamuoyuna sızan belgelerde adına rastlanan bir diğer Rusyalı muhalif. Kulachenkov’un kaderini yaşamaktan kıl payı kurtulmuş ve bunu avukatlarının tavsiyelerine uymaya borçlu.

Nevzlin 2000’lerin başında devletin ele geçirdiği Rus enerji holdinginin müşterek sahiplerinden biriydi. Ortağı Mikhail Khodorkovsky, siyasi suçtan dolayı 10 yıl hapse mahkum edilmişti. Nevzlin vergi kaçakçılığı, hırsızlık, cinayet ve cinayete teşebbüs suçlamalarının arasında Rusya’dan kaçıp İsrail vatandaşlığı elde etti.

Moskova Interpol’den ısrarla yakalama emri çıkartılmasını istemiş ancak istek siyasi olduğu gerekçesiyle reddedilmişti. O günden sonra yeni bir ülkeye her girişinden önce Nevzlin’in avukatları yerel kolluk güçleri ile iletişime geçerek Rusya’ya iadenin önüne geçmeye çalışıyor.

Aynı prosedürü 2017 yılında Güney Kıbrıs’ta da uygulayan avukatlar, yetkililere Nevzlin hakkında Rusya’da siyasi gerekçelerle yapılan suçlamalar ve Nevzlin’in güvenli geçişine onay veren ülkelerin bulunduğu uzun bir liste hakkında bilgi vermişti. Ancak Güney Kıbrıs’ın tanınmış savcısı Loizidou’nun kamuoyuna sızan e-postaları, savcının Nevzlin’in avukatları tarafından paylaşılan gizli bilgileri vakit kaybetmeden Rus yetkililere ilettiğini gösteriyordu. Nevzlin bunun üzerine Güney Kıbrıs ziyaretini ertelemişti.

Nevzlin, Maxim Eristavi yaptığı açıklamada kendisi gibi Rus muhalifler için durumun Kremlin’in yabancı kolluk kuvvetleri üzerindeki etki gücünü artırdıkça daha da kötüleştiğini söylüyor.

Rusya’ya yakın olduğu bilinen ülkelere gitme riskine girmeyeceğini anlatan Nevzlin, “Şu anda bu ülkelerin sayısı çok. Gelişmiş demokrasiler de buna dahil. İsviçre gibi ülkeler mesela” diyor. Nevzlin tam bu noktada Kremlin’in isteği üzerine banka hesaplarını donduran İsviçreli yetkililerle verdiği hukuk mücadelesinden bahsediyor.

Bir zamanlar dünyanın en güçlü petrol şirketlerinden olan Yukos’un eski avukatlarından Alexey Obolenets kendisi de İsrail’e kaçmış biri olarak şimdilerde birçok Rus muhalife yardım ediyor.

Kulachenkov ve Nevzlin’den ayrı olarak Güney Kıbrıslı yetkililerle bağlantılı birbirinin aynısı üç vaka anlatıyor. Sızdırılan yazışmaların içeriği 1951 tarihli Mülteci Sözleşmesi, 1957 tarihli ‘Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi ve bazı Interpol yasalarına aykırı durumlar teşkil ediyor.

Siyasi sığınma talep eden Rusların avukatı olarak görev yapan Obolenets, müvekkillerinin davalarına ilişkin gizli bilgilerin düzenli olarak Rus yetkililerin eline geçmesinden şikayet ediyor. Bu yüzden müvekkillerini sığınma ya da AB’de oturma müsaadesi aldıklarında kendileri ve aileleri hakkındaki kişisel bilgilerin kolluk kuvvetleri ve bazı AB ülkeleri ile Rusya, Azerbaycan, Özbekistan, Belarus gibi otoriter rejimlere ait gizli servis elemanları arasında paylaşılabileceği konusunda uyardığını anlatıyor.

Maxim Eristavi’ye göre son yıllarda muhalifler için Ukrayna ve Gürcistan gibi geleneksel olarak güvenli olan bölgelerde bile bozulma başladı. Azeri Muhalif gazeteci Afgan Mukhtarli Gürcistan’daki Azeri özel güçler tarafından kaçırılmış ve Bakü’deki işkencecilere geri gönderilmişti. Diğer bir Azeri muhalif Fikret Huseynli ise AB pasaportu olmasına rağmen Azerbaycan’ın talebi üzerine 6 aydan fazla bir süre boyunca Ukraynalı yetkililer tarafından rehin tutulmuştu. Ukrayna’daki Azeri diasporasının temsilcileri Kiev’den Bakü’ye yapılan siyasi gerekçeli iadelerin artık rutin haline geldiğini ifade ediyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz