Etiket arşivi: IoT

Korsan oyun indirenlerin yeni baş ağrısı: Zararlı madencilik yazılımları

Korsan oyun indirenlerin yeni baş ağrısı: Zararlı madencilik yazılımlarıKorsan oyun indirenleri hedef alan siber saldırganlar, yeni zararlı madencilik yazılımıyla 2 milyon dolar gelir elde etti.

Orijinal oyunlara para vermek yerine çeşitli forum veya sitelerden oyun indiren kullanıcılar, yeni bir zararlı madencilik yazılımı tehlikesi altında. ‘Crackonosh’ adı verilen yazılım, anti-virüs yazılımlarını kullanışsız hâle getirerek arka planda çalışıyor.

Avast’ın keşfettiği zararlı madencilik yazılımıyla siber saldırganların, 2 milyon dolar veya 9 bin Monero kazandığı söyleniyor. 

MONERO ÜRETMEK İÇİN KULLANILIYOR

Crackonosh adı verilen zararlı madencilik yazılımı, korsan oyun indirenlerin başını ağrıtmaya devam ediyor. Grand Theft Auto V, NBA 2K19, Pro Evolution Soccer 2018 gibi internet üzerinden ücretsiz bir şekilde indirilen oyunlarda görünen ‘Crackonosh’un, 2018’den beri aktif olduğu belirtiliyor. ‘Crackonosh’ ismi, Çek Cumhuriyeti’nde “Krkonoš” adlı verilen folklorik sanat yapıtını çağrıştırmasından ötürü, zararlı yazılımın operatörlerinin Çek olabileceği ihtimalini düşündürtüyor.

Kullanıcıların cihazlarından enerji çalmak ve bu enerjiyi kripto para madenciliğinde kullanmak isteyen siber saldırganlar, Monero üretmek için korsan oyunlara zararlı madencilik yazılımı yüklüyor. Kullanıcılar, indirdikleri oyunu kurduktan sonra aktif hâle gelen yazılım, anti-virüs sistemlerini etkisiz hâle getirerek kullanıcıların cihazlarında arka planda çalışmaya başlıyor.

Oyun kılıklı kumarhane Apple’ın gözünden kaçtı

Çalışmaya başladıktan sonra çok fazla enerji tüketen yazılım, elektrik faturalarına bile yansıyor! Avast’ın raporuna göre siber saldırganlar, şu ana dek 2 milyon dolar veya 9 bin Monero elde etmiş bulunuyor.

HER GÜN ‘BİN’ CİHAZI ETKİLEMEYE DEVAM EDİYOR

Cihazlarda ısınma sorunları, ciddi performans kayıpları ve elektrik faturalarındaki artışla birlikte maddi olarak birçok zarar veren yazılım, dünyanın hemen her bölgesindeki korsan oyun indiricilerini etkiliyor. Şu ana dek 222 bin cihazı etkileyen ‘Crackonosh’, her gün yaklaşık bin cihazı etkilemeye devam ediyor. 

Avast’ın raporuna göre ‘Crackonosh’ yazılımı, Filipinler’de 18 bin, Hindistan’da 16 bin ve Brezilya’da 13 bin cihazda söz konusu yazılım tespit edilirken, Polonya, İngiltere ve ABD’de sırasıyla yaklaşık 12, 11 ve 8 bin cihazda tespit edildi.

Avast araştırmacıları Crackonosh’a “didaktik bir öykü” benzetmesi yaparken, “Herhangi bir ücret ödemeden korsan oyun indirenlerin,  siber saldırganlar tarafından tuzağa düşürüldüğünü ve bu senaryodan siber saldırganların kazançlı çıktığını” söyledi. Araştırmacılar, “İnsanlar korsan oyun indirmeye devam ettikçe saldırganlar bundan yararlanmaya devam edecek” dedi.

CoinMiners NEDİR? 

Kripto para madenciliği yapan zararlı yazılımlar (CoinMiners), başka cihazların bilgi işlem kaynaklarını (CPU, GPU, RAM, ağ bant genişliği ve güç), kişinin bilgisi ve rızası olmadan faydalanarak günümüzde giderek popülerleşen Bitcoin, Monero, Ethereum veya diğer kripto para birimlerini oluşturmak için kullanılıyor. Söz konusu zararlı madencilik yazılımları, Windows, Mac, Linux, Android veya Nesnelerin İnterneti (IoT) cihazlarının da dahil olduğu halihazırda pek çok platformda çalışıyor. 

Cihazınızda böylesi bir madenci yazılım varsa ortaya bazı belirtiler çıkıyor. Bu belirtiler arasında yüksek CPU ve GPU kullanımı, aşırı ısınma, çökmeler veya sık tekrar başlamalar, yavaş yanıt süreleri ve olağan dışı ağ etkinlikleri bulunuyor. Cihazlarınıza çeşitli güvenlik programları yükleyerek çeşitli zararlardan kurtulabileceğinizi de belirtelim.

Dokuz Eylül Üniversitesi Teknoloji Konferansı (DETECH), 19-21 Mart’ta düzenlenecek: Siber Güvenlik ve Yeni Teknolojiler Konuşulacak

Dokuz Eylül Üniversitesi Teknoloji Konferansı (DETECH), 19-20-21 Mart 2021 tarihlerinde internet üzerinden gerçekleştirilecek.

Bu sene dördüncüsünü düzenlenen ve Siber Bülten’in medya sponsorluğunu yapacağı (DETECH), içeriğinde yapay zeka, robotik, havacılık ve uzay gibi güncel teknoloji konularını barındıran ve alanında profesyonel konuşmacılarla tanışıp gelişen teknolojiyi bir de onlardan dinlemek isteyen herkesin katılabileceği bir organizasyon.

Kovid-19 salgını sebebiyle çevrimiçi olarak gerçekleştirilecek etkinlikte, 3 gün boyunca uzman konuşmacıların yapacağı sunumlar aracılığıyla geleceğin teknolojileri anlatılacak. Etkinliğe katılanlar için yaşadıkları interaktif deneyimi daha keyifli hale getirmek amacıyla sürpriz fırsatlar da hazırlandı.

Savunma Sanayii, Siber Güvenlik, 5G, IoT, Gömülü Sistemler, Oyun Sektörü, Blockchain-Bitcoin, AR, VR, Otomotiv Sektörü ve Girişimcilik gibi şimdilerde sıkça karşılaşan başlıklar hakkında tecrübeli konuşmacılar kendi bilgi birikimlerini aktaracağı etkinlik, yeni teknolojilere ilgi duyan, bilime meraklı, kendini geliştiren ve değişime ayak uydurmak isteyen herkesi bir araya getirmeyi hedefliyor.

DETECH Türkiye’de ve dünyada bir marka oluşturarak teknoloji temalı öncü bir organizasyon haline gelmeyi amaçlıyor.

Kayıt olmak için https://www.ieeedetech.com/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

5G ve Huawei neden teknolojik soğuk savaşın merkezinde?

Dünyamızın küreselleşme sürecine günbegün uyum sağladığı gözlemlendiğinde, 5G teknolojisinin bir süredir çokça aşina olduğumuz kavramların başında gelmesine şaşırmamak gerekir. 3G, 4G, 5G şeklinde birbiri ardınca süregelen bu teknolojinin kelime anlamına bakılırsa, “G” harfi “generation” yani “nesil” anlamına gelir. 5G dendiğinde ise kastedilen şey, beşinci nesil mobil telekomünikasyon hizmetidir. 4G’den farkı ise yaklaşık 10 kat daha hızlı veri iletebilmesidir. 

İnternette devrim yaratacak bir teknoloji olarak görülen 5G teknolojisinin neler yapabileceğinden bahsettiğimizde, başlıca şunlara değinmek gerekir:

-4G’ye göre 10 kat daha hızlı olduğu için ağ hızlarını artırır. Örneğin, ABD’de 5G’ye yönelik çalışmalarını sürdüren mobil operatör Verizon, testler sırasında 1096 Mbps’lik indirme hızına ulaşmayı başarmıştır. 

-Milyarlarca cihazı online hale getirerek nesnelerin interneti dediğimiz IoT teknolojisini etkinleştirir. Nesnelerin interneti kavramı burada oldukça önemlidir. Çünkü Endüstri 4.0, yani dördüncü sanayi devrimi çerçevesinde ele alınan önemli bir dönüşüm olarak kabul edilir. Nesnelerin internetini kafamızda canlandırabilmek için karanlık fabrikaları örnek verebiliriz. Karanlık fabrika sisteminin ilk örneği Çin’deki bir cep telefonu fabrikasında görülmüştü. Kurulan bu sistemle cihazlar birbiri ile veri alışverişi yapmış ve insana olan ihtiyaç minimuma inmişti. 650 işçiden 60 işçiye düşen çalışan sayısı, bize nesnelerin interneti kavramını anlamada yardımcı olabilir. 

-Buna ek olarak; bu teknoloji, yapay zeka ve makine öğrenimi gibi yeni teknolojileri de geliştirmeye yardımcı olur.

HUAWEİ’NİN RAKİPLERİ YETERLİ Mİ?

Bütün bu bahsedilen fırsatlar cazip gelse de; çoğu işletme, 5G teknolojisi kullanmak bir yana dursun, ne olduğunu dahi bilmemektedir. 5G teknolojisine geçişte, hükümetler, özel şirketler ve diğer kurumların koordine şekilde çalışması gerekir. Bu nedenle, 5G hakkında bilinçlendirme çalışmaları yapmak önem arz etmektedir. 

Diğer yandan, 5G konusunda yoğun bir rekabet söz konusudur. Özellikle Çin’in 2012 yılından beri yoğun çalışmaları göze çarpmaktadır. Bu çalışmaları gerçekleştirmede kullanılan şirket bilindiği üzere Huawei’dir. 

Çin’in küresel alandaki liderlik arzusu, ABD’nin Huawei üzerine endişeleriyle birleştiğinde; oluşan gerginlik, Trump’ın 2019 Mayıs ayında Huawei’ye yönelik yasaklarda bulunmasına sebep olmuştu. Bu alandaki rekabette, adeta bir Soğuk Savaş gibi iki ülke de 5G konusunda dünyayı taraf olmaya zorlamaktadır. Ancak ABD’nin izlediği taktik, kendi mobil şirketlerinden birini rakip olarak ortaya koymak yerine; Nokia, Ericsson ve Samsung gibi şirketleri teşvik ederek Çin’in Huawei’sini saf dışı bırakmak üzerine olmaktadır. 

HUAWEİ 170 ÜLKEDE

Diğer yandan, Huawei’nin çalışmaları ise küçümsenecek gibi değil. Huawei’nin 2019 yılında elde ettiği gelir, Nokia veya Ericsson şirketlerinin gelirinden dört kat daha fazlaydı. Bunun yanı sıra teknik olarak da rakiplerinden daha fazla patente sahiptir. 

Huawei, 4G ağlarının geliştirilmesi sürecinde de küresel olarak önemli bir rol oynamıştı. Hizmetleri, halihazırda 170 ülkede konuşlanmış durumdadır. Güncel olarak ise, Avrupa, Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkelerinin çoğu 5G ağlarını geliştirmek için Huawei’yi tercih ediyor. 

Sonuç olarak, 5G konusu teknik bir konu olarak görünüyor olsa da, Çin’in Huawei aracılığıyla Afrika ülkeleri de dahil olmak üzere birçok ülkenin teknik altyapısına müdahil olması ve bu alanda liderliğe ulaşma çabası, ABD ve Batı ülkeleri açısından güvenlik sorunu haline gelmektedir. Kopenhag Ekolü’nün önce sürdüğü güvenlikleştirme kavramı çerçevesinde düşünüldüğünde, teknik bir konu olan 5G teknolojisinin, güvenlik gündemine taşınması ile ülkelere sağlayacağı etkiler son derece merak konusudur.

  Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

  

İngiltere ve Kaliforniya, IoT için yasa hazırlıyor

Dijitalleşen cihazların ortaya çıkardığı siber güvenlik sorunlarına İngiltere ve Kaliforniya yasalarla çözüm bulmaya çalışılıyor. 

İngiltere Dijital ve Yaratıcı Endüstriler Bakanı Margot James, her IoT ürününün ne kadar güvenli olduğunu göstermeye yönelik yeni bir etiketleme sistemini belirleyecek bir mevzuat önerdi.

Buna göre, gerekli etiketi elde edebilmek için IoT cihazlarının; varsayılan olarak benzersiz bir parolası olmalı, güvenlik güncelleştirmelerinin ne kadar süreyle kullanılabilir olacağı açıkça belirtilmeli. Ayrıca üreticiler, güvenlik açığının ortaya çıkarılması için halka açık bir temas noktası sunmalı.

2020’de Kaliforniya‘da yürürlüğe giriyor

İngiltere’nin çevrimiçi güvenlik alanında küresel lider olma hedefinin bir parçası olan girişim, 2020’de Amerika Birleşik Devletleri’deki Kaliforniya eyaletinde yürürlüğe girecek olan ve internet bağlantılı cihazlarda zayıf parolaları yasaklayan mevzuatın yolundan gidiyor.

Mevzuat çözüm olacak mı?

“Hem önerilen İngiltere mevzuatı hem de yürürlüğe girmesi beklenen Kaliforniya mevzuatı doğru yönde adımlardır. En azından, üreticilerin bir IoT ürünü geliştirirken güvenliği göz önünde bulundurmalarını sağlayacaktır” diyen ESET Küresel Güvenlik Temsilcisi Tony Anscombe, “Fakat mevzuat yeterli çözüm olacak mı” diye de soruyor.

Eğitim şart!

Tony Anscombe, sorgulamasını şöyle sürdürüyor:

“Birkaç yıl sonra, evinize yepyeni bir IoT cihazını alıyorsunuz, etiketinde benzersiz bir parolaya sahip olduğunu ve beş yıl boyunca güncellemeleri alacağını belirten ibareler görüyorsunuz. Cihazlardaki ilk kullanımda ve de kolaylık için, parolayı evdeki diğer tüm cihazlardaki parolalarla aynı belirliyorsunuz, cihazı takıp işlevselliğinin rahatlığını yaşıyorsunuz. Üretici, cihazı kaydettiğinizi varsayarak, bir cihaz yazılımı güncellemesi olduğunu belirten bir e-posta bildirimi gönderdiğinde, ‘cihaz çalışıyor, çalışan bir şeyi neden güncelleyeyim ki’ diye düşünerek büyük olasılıkla bu e-postayı silersiniz. Dolayısıyla; mevzuat, cihazları kutudan çıktığı gibi daha güvenli hale getirmeye çalışırken, tüketicilerin evlerinde daha güvenli olmasını sağlayacak eğitim ve işbirliğine ihtiyaç duyduğu da bir gerçektir.”

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Almanya’nın yeni sorunu: Akıllı ev aletlerindeki izler delil olur mu?

Almanya’da İçişleri Bakanlığı Konferansı danışma toplantıları kapsamında, akıllı asistanlar ve akıllı ev aletlerinin bıraktığı izlerin mahkemede delil olarak kullanılıp kullanılamayacağı tartışılıyor.

Almanya’nın Kiel kentinde Çarşamba günü başlayan İçişleri Bakanlığı Konferansı danışma toplantıları, soruşturma makamlarının akıllı asistanlar ve akıllı ev aletlerinin verilerini kullanıp kullanamayacağı ile ilgili tartışmalarla gündeme damga vurdu.

Kiel kentinde 12-14 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek İçişleri Bakanlığı Konferansı danışma toplantıları için hazırlık dokümanlarındaki bazı ifadeler, Almanya’da soruşturma makamlarının akıllı asistanlar ve akıllı ev aletleri yoluyla vatandaşları izlemeyi planladığı tartışmalarına neden olmuştu.

Dokümanlarda, dijital izlerin “giderek daha fazla anlam kazandığına” dikkat çekilerek soruşturma makamlarının “dijital izleri tespit edecek, kayıt altına alacak ve değerlendirecek” durumda olması gerektiği kaydediliyor.

Dokümanlarda internet bağlantısı olan bir sesli asistan kullanan kişilerin de “akıllı” televizyon, buzdolabı veya modern alarm sistemi kullanan kişiler gibi dijital izler bıraktığı belirtiliyor. Bu izlerin yetkililer için ilginç olma potansiyelinin bulunduğuna dikkat çekiliyor.

Haberin devamı: DW

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz