Etiket arşivi: interpol

Interpol, Black Axe siber suç örgütünü çökertti

Interpol, Black Axe siber suç örgütünü çökerttiUluslararası Kriminal Polis Teşkilatı Interpol, Black Axe siber suç örgütü yönelik operasyon düzenleyerek çeteye büyük darbe vurdu.

Interpol, Black Axe (Kara Balta) adlı organize siber suç örgütüne karşı yürütülen koordineli küresel operasyon kapsamında 75 kişinin tutuklandığını açıkladı.

Kurumdan yapılan açıklamada, Black Axe ve diğer Batı Afrikalı organize suç gruplarının ulus ötesi ağlar geliştirerek mağdurları milyonlarca dolar dolandırırken, elde ettikleri kârı lüks yaşam tarzlarına ve uyuşturucu kaçakçılığından cinsel istismara kadar diğer suç faaliyetlerine kanalize ettikleri bildirildi. 

Kod adı Operation Jackal olan operasyona Arjantin, Avustralya, Fildişi Sahili, Fransa, Almanya, İrlanda, İtalya, Malezya, Nijerya, İspanya, Güney Afrika, Birleşik Arap Emirlikleri, İngiltere ve ABD katıldı.

Nijerya’da 1977 yılında bir konfederasyon olarak ortaya çıkan ve daha sonra bir mafya grubuna dönüşen Black Axe, sadece cinayet ve dolandırıcılık operasyonlarıyla bağlantılı olmakla kalmamış, aynı zamanda ülkenin siyasi sistemine sızmakla da suçlanıyor.

Kendi VPN sunucunuzu 15 dakikada yapmanız mümkün!

Geçtiğimiz ayın sonlarında Güney Afrika’da tutuklanan online dolandırıcılardan ikisinin, kurbanlardan 1.8 milyon dolar kazanmalarını sağlayan çeşitli dolandırıcılık planları düzenlediğine inanılıyor.

ŞÜPHELİLERİN HESAPLARINDAKİ 1,2 MİLYON AVROYA EL KONULDU 

Soruşturma kapsamında ayrıca 49 mülkte arama yapıldı ve 12 bin SIM kart ile bir konut, üç araba ve on binlerce nakit para dahil olmak üzere diğer lüks varlıklara el konuldu. Ayrıca şüphelilerin banka hesaplarındaki 1,2 milyon avroya el konuldu.

Ekim 2021’de, kartelin sekiz üyesi ABD Adalet Bakanlığı tarafından en az 2011’den 2021’e kadar “aşk tuzağı ve ön ödeme dolandırıcılığı planlarını içeren yaygın internet dolandırıcılığı” yapmakla suçlanmıştı.

Interpol’den Stephen Kavanagh, yasadışı finansal fonların, sınır aşan organize suçların can damarı olduğunu ve Black Axe gibi grupların çevrimiçi finansal dolandırıcılıklardan elde ettikleri parayı uyuşturucu ve insan kaçakçılığı gibi diğer suç alanlarına nasıl yönlendirdiklerine tanık olduklarını ifade etti. 

Putin’den ödül alan Ilya Sachkov neden vatana ihanetten tutuklandı?

Rusya Devlet başkanı Vladimir Putin’in elinden ödül almasına rağmen geçtiğimiz yıl Rusya’da “vatana ihanet” suçlamasıyla tutuklanan Ilya Sachkov’un tutukluluğu hâlâ devam ediyor. 

Siber güvenlik konusunda Rusya’nın önde gelen şirketlerinden biri olan ve hizmet verdiği kuruluşlar arasında Interpol ve Europol de bulunan Group-IB’nin kurucusu Ilya Sachkov’un tutukluluğu devam ederken söz konusu tutuklamanın ardındaki sır perdesi de aralanmış değil. Peki Ilya Sachkov’un tutuklanmasına neler yol açtı? Ilya Sachkov hakkında çeşitli iddialar ortaya atıldı.

ILYA SACHKOV KİMDİR?

Son yıllarda Rusya’da vatana ihanet suçlamalarında gözle görülür bir artış yaşanırken söz konusu iddia ile tutuklananlardan biri de Group-IB’nin kurucusu Ilya Sachkov olmuştu. 

2003 yılında bilgi güvenliği eğitimi aldığı Bauman Moskova Devlet üniversitesinde okurken kurduğu siber güvenlik şirketi Group-IB ile dikkatleri üzerine çeken Ilya Sachkov’un kariyeri Putin’in elinden ödül almaya kadar uzanmıştı.

Sachkov, Rusya Federasyonu Devlet Duması, Avrupa Konseyi siber suç uzman komitelerinin bir üyesi olmakla birlikte 2010 yılında Dijital Suçlar Konsorsiyumu ödülünü kazanan ilk Rus olmuştu.

Bunun yanı sıra Ilya Sachkov, 2016 yılında Forbes dergisinin 30 yaş altı teknoloji girişimcileri listesine girmiş, 2015 ve 2016’da BT ile ilgili kategorilerde Yılın Girişimcisi Ulusal Ödülü’nü almıştı.

Ilya Sachkov ve Group-IB şirketi, Rusya’da 2019 yılında Vladimir Putin tarafından siber tehditleri tespit etme ve önleme konusunda “Yenilikçi Atılım” kategorisinde ödüle layık görülmüştü.

NE OLMUŞTU?

Kariyerinde oldukça ilerleyen fakat geçtiğimiz yıl gizemli bir şekilde gözaltına alınan Sachkov, vatana ihanet ile suçlanmıştı. Putin’in sözcüsü Dmitry Peskov, Kremlin’in davayla ilgisi olmadığını söylemişti. Group-IB tarafından yapılan açıklamadaysa Sachkov’a güvendiklerini ve yöneltilen iddialardan kesinlikle suçlu bulunmayacağı belirtilmişti.

Rusya’da siber güvenlik firmasının patronu vatana ihanetle yargılanacak

Gözaltına alındığı günden bugüne tutukluluğu devam eden Sachkov’un, kendisine yöneltilen suçlamalara ilişkin ayrıntılarsa resmî bir sır olarak saklanıyor. 

Rusya’da vatana ihanet davaları genelde 20 yıl ile cezalandırılırken Sachkov için bir yıldır tutukluluk süresi sürekli uzatılıyor.

Sachkov’un tutukluluğuna ilişkin birçok teori bulunsa da bazı hususlar dikkat çekiyor. Bunlar arasında kurucusu olduğu şirket Group-IB ve müşteri portföyü, eski vatana ihanet davalarında tanık olarak bulunması, ABD’ye çeşitli bilgilerin ifşa edilmesi gibi konular yer alıyor.

SORUŞTURMANIN PERDE ARKASI

Group-IB’nin stratejisi

Siber güvenlik ve siber tehditleri araştırma amaçlarıyla kurulduktan sonra son yıllarda Rusya’da önemli bir şirket hâline gelen Group-IB, hizmetlerini genişleterek müşteri portföyünde de genişleme sağlamıştı.

Group-IB, Rusya’nın en büyük iki bankası Sberbank ve VTB dâhil olmak üzere İçişleri Bakanlığı’nın yanı sıra Rusya’daki devlet kontrolünde bulunan şirketler, uzay ajansı, merkez bankasıyla çalışmasının yanında uluslararası arenada aralarında Interpol ve Europol gibi kuruluşlar da bulunan bir genişlikte müşterilerine hizmet vermeye devam ediyordu.

Group-IB’nin kolluk kuvvetleriyle olan ilişkisini ve stratejisini ise şirketin kurucu ortağı ve şu anda CEO’su olan Dmitry Volkov, “Adaleti yerine getirmek için saldırganların yakalanmasını ve kimse için tehdit oluşturmamasını sağlamaya yetkili olan yalnızca kolluk kuvvetleridir. Group-IB’nin evrensel stratejisi buraya oturur.” demişti. Volkov, Sachkov’un dünyanın dört bir yanındaki kolluk kuvvetleriyle köprüler kurduğunu “şirketlerinin dünya çapında siber suçlarla mücadele etme ve müşterilerini koruma” hedeflerine sahip olduğunu da belirtmişti. 

Vladimir Putin’den alınan ödülün üzerinden geçen dört ay sonra Group-IB, genel merkezini Moskova’dan Singapur’a taşıyarak Sachkov’un uluslararası bir güç merkezi inşa etme tutkusunu ilerlettiği yönündeki iddiaların hedefi olmuştu. Hatta Group-IB, geçen yıl Amsterdam ve Dubai’de de ofisler kurmuştu. 

Kimine göre bu atılımların amacı, Sachkov’un uluslararası alanda itibarını kazanmaya çalışmasının bir yolunun batılı kolluk kuvvetleriyle çalışmak olmasından kaynaklanmasıydı.

Sachkov’un davasına ilişkin olarak çeşitli kişilerle yapılan görüşmelerde Sachkov’un son yıllarda batılı istihbarat ve kolluk kuvvetleriyle oldukça yakın bağlar kurduğunu, Group-IB’nin Rusya’ya olan bağımlılığını azalttığını, bunların da kendisini bir hedef yaptığı konusundaki iddia dillendirilmişti.

ABD veya batılı kolluk kuvvetleriyle yapılacak herhangi bir iş birliğinin, önceden FSB’nin en üst düzey siber güvenlik yetkilisi olan Sergei Mikhailov ile birlikte vatana ihanet suçlamasıyla 2019’da 14 yıl hapis cezasına çarptırılan eski üst düzey Kaspersky Lab çalışanı Ruslan Stoyanov’un kaderini tekrarlama riski anlamına gelmesi demekti ve Sachkov’un da bu ipte yürümesi oldukça riskli bir oyundu.

Söz konusu iddiaya yanıt veren Group-IB ise Bloomberg’e yaptığı açıklamada siber suçla mücadeledeki çalışmalarının gayriresmî ilişkilere değil, yalnızca resmî anlaşmalara ve kolluk kuvvetlerinin taleplerine dayandığını belirtmişti.

Sachkov’un avukatı Sergei Afanasyev ise dava hakkında yorum yapmayı reddetmişti.

ABD’ye yardım ve Sergei Mikhailov davası

Bir başka iddia ise kritik eski davalara ve ABD’ye bu yolla yardıma dayanıyor. Bu davalardan ilki Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından bu yana vatana ihanet suçlamasıyla tutuklanan üst düzey istihbaratçı olan Sergei Mikhailov davasına dayanıyor.

Obama yönetimi 2016 yılında ABD başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti sunucularına yapılan siber saldırıdan sorumlu tuttuğu Rusya’ya yönelik bir dizi yaptırım kararı almış, 35 Rus diplomatı da sınır dışı etmişti. Rusya’ya yönelik söz konusu suçlamaların arkasında, üst düzey FSB yöneticisi Sergei Mikhailov ve üç ismin daha ABD’ye casusluk yapmasının yattığı iddia edilmişti. 

Rus istihbarat servisi FSB’nin elektronik haberleşme ve bilgi güvenliğinden sorumlu üst düzey yöneticisi olan Sergei Mikhailov, “vatana ihanet” gözaltına alınarak tutuklanmış bunun yanı sıra Mikhailov’un birlikte çalıştığı iddia edilen FSB ajanı Dmitry Dokuchayev, Kaspersky yöneticisi Ruslan Stoyanov ve internet girişimcisi George Fomchenko da tutuklanmıştı.

Sachkov ise Sergei Mikhailov davasındaki tanıklardan biriydi. Sachkov, batılı yetkililere, ABD’nin Rusya’nın seçim korsanlığındaki rolünü kanıtlamasına yardımcı olan bilgiler sağladığı iddiasıyla Mikhailov’un avukatı tarafından hedef alınmıştı. Mikhailov’un avukatı Sachkov’a yönelik, “Yetkililerin müvekkilimin devlete yönelik ihanete karıştığı sonucuna varmalarına izin veren yanlış kanıtlar” verdiğini söylemişti.

Daha sonra bu iddia güçlendi. 2020 yılında ABD Adalet Bakanlığı, Formspring, LinkedIn ve diğer sosyal medya araçları hakkında kullanıcılardan çalınan verilerin satışıyla ilgili ABD’de mahkûm olan Yevgeniy Nikulin’in iddianamesini açıkladı. O esnada ise, 2013 yılında işe alınan Grup-IB ağ güvenliği bölümü başkanı Nikita Kislitsin, daha önceleri Hacker dergisinin editörü olarak görev yaparken Nikulin’den bilgi almakla suçlanmıştı. 

Hapis cezasından kurtulmak için Group-IB ve Kislitsin’in ABD soruşturmasıyla iş birliği yaptığı ortaya çıktı.

Söz konusu iş birliğinde bazı kişiler aleyhinde tanıklık yapmak da vardı. Bu isimler arasında hem Mikhailov, hem de Mikhailov davasında yer alan Docukhayev de dâhildi. Kritik olan nokta ise Kislitsin’in, Sachkov’un bu bilgilerin FBI’a ifşa edilmesini kabul ettiğini vurgulaması oldu.

Kaspersky yöneticisi Ruslan Stoyanov gibi Mihaylov da suçlamalarını reddetmesine rağmen 22 yıl hapis cezasına çarptırıldı.  Docukhayev ise suçunu kabul etti ve yetkililerle iş birliği yapmayı kabul ederek altı yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Kremlin’i, fidye yazılımcılara bir şey yapmamakla suçladı

Bir diğer iddiaya göre siber güvenlik ve çevrimiçi dolandırıcılık gibi siber suçları araştırma konusunda uzmanlaşmış Group-IB’nin kurucu ortağı Ilya Sachkov’un, Rusya’dan kaynaklanan fidye yazılımı saldırıları salgınına göz yumduğu için Kremlin hakkında eleştirel konuşmasıydı.

İddialara göre bir konuşmasında Sachkov, “Hiçbir Rus devlet organı yaşananları kale almıyor. Bütün dünya size bir yerde suç olduğunu söylediği hâlde bu ülkede neler oluyor?” demişti.

Sachkov’un Kremlin’in bazı siber suçlulara yönelik hoşgörüsüne yönelik eleştirisi, Rusya’nın istihbarat teşkilatı FSB tarafından tutuklanıp ihanetle suçlandığı Eylül ayı sonuna kadar devam etmişti.

Konuya ilişkin yorum yapan Johns Hopkins Üniversitesi’nde stratejik çalışmalar profesörü olarak görev yapan Thomas Rid, Sachkov’un tutuklanmasının “Rus hükûmetinin uluslararası ortaklarına gönderdiği büyük bir sinyal” olduğunu söyledi. Rid, “Siber suç konusunda ciddiler mi yoksa fidye yazılımı suçlularından çok siber güvenlik yöneticilerini mi tutukluyorlar?” dedi.

SACHKOV ŞU AN NEREDE?

Sachkov, sert koşulları ve mahkûmların iletişimini kısıtlayan katı kurallarıyla bilinen, uzun bir geçmişe sahip olan, içerisinde siyasi mahkûmları barındıran kötü şöhretli eski bir KGB gözaltı yeri olan Moskova’nın Lefortovo Hapishanesi’nde tutuluyor. 

Sachkov’un kaderiyse savunma ekibinin 12 ila 18 ay boyunca başlamayabileceğini söylediği gizli bir davada belirlenecek. 

Fas’ta yakalanan Fransız hacker için 116 yıl hapis istendi

“Sezyo” olarak da bilinen Fransız hacker Sebastian Raoult, Fas’ta yakalandı. ShinyHunters hacker grubuna üye olduğu öne sürülen Raoult, ABD’ye sınır dışı edilirse 116 yıl hapis istemiyle yargılanacak.

Brüksel’e gitmek isterken Fas’ın başkenti Rabat’taki havaalanında tutuklanan 21 yaşındaki Raoult, dışında FBI talebiyle 4 kişi daha sorguya alındı.

ShinyHunters adı daha önce Pokémon hacker çetesinin içinde yer alan bir grup için kullanılıyordu. Grup hedef büyüterek Nisan 2020’den bu yana büyük çapta veri hırsızlığına ve satışa odaklanarak çeteden ayrıştı.

Fransız siber suç çetesi üyesi Tayland’ta yakalandı

FBI, konuya ilişkin yürüttüğü soruşturmada sonucunda Raoult hakkında Interpol’e yapılan taleple Raoult hakkında kırmızı bülten çıkarılmıştı.

Raoult’nun avukatı Philippe Ohayon ise Fransız basının yaptığı açıklamada müvekkilinin Fransa’da yargılanması gerektiğini savundu.

Raoult aleyhinde veri hırsızlığı ve satışı yaptığına ilişkin 60’tan fazla şikayet bulunuyor. Genç hacker firmaları milyarlarca dolar zarara uğratmakla suçlanıyor.

Rusya ile Rumların e-posta anlaşması, Putin muhaliflerini vurdu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yurtdışındaki muhaliflerin izini sürme noktasında elinden geleni ardına koymamakta kararlı. Putin, bu kararlılığıyla Batı demokrasilerinden kendine güçlü müttefikler bile bulmuş.

Atlanticcouncil.org’da konuyla ilgili bir yazı kaleme alan Maxim Eristavi, son haftalarda Avrupalı devlet adamları ile Rus yetkililer arasında gizli bilgilerin değiş-tokuşu anlaşmasına kurban giden Rus muhaliflerin hikâyelerini anlattı. Eristavi’ye göre kasım ayında Güney Kıbrıslı bir savcının e-postalarının sızdırılması, yükselen bir trendi ortaya koydu: “Kremlin, kendisine yönelik eleştirilerin izini sürme noktasında Batı devlerindeki kolluk kuvvetlerinde görev yapan müttefiklerinden yardım alıyor.”

Önde gelen genç Rus muhalif Nikita Kulachenkov’un 2016 yılında Güney Kıbrıslı yetkililer tarafından gözaltına alınması büyük gündem oluşturmuştu. O zamanlar bilinmeyen ise gözaltına sebep olan şeyin  Güney Kıbrıs ile Rusyalı yetkililer arasındaki e-posta değiş tokuşu olduğu idi.

İlgili haber>> Ruslar elektronik savaşa hazırlanıyor

Putin’in en büyük rakibi durumundaki Alexey Navalny’nin desteklediği adli tıp uzmanı aktivist Kulachenkov, 2014’te Rusya’dan kaçmaya zorlanmış ve AB üyesi olan Litvanya’dan siyasi iltica hakkı elde etmişti.  Rus yetkililer yokluğunda Kulachenkov’u mahkûm etmiş ve Interpol’den kendisini tutuklama talebinde bulunmuştu.

Kulachenkov, AB üyesi bir ülkeden iltica hakkı elde ettiği düşüncesiyle başka bir AB ülkesine seyahat etmekten endişe duymuyordu. Ancak ailesini görmek için gittiği Güney Kıbrıs’a iner inmez ellerinin kelepçelenmesi ile düşüncelerinin doğru olmadığını anladı. Kulachenkov bu küçük AB ülkesinde sonraki üç haftayı parmaklıklar ardında geçirdi. Güney Kıbrıs, Doğu Avrupalı ve Rusyalı oligarkların kara para aklama üssü olarak biliniyor.

Rum Başsavcı Vekili Eleni Loizidou, Kulachenkov’un Rusya’ya iade edilmesi için bir yerel mahkemede mücadele ediyordu. Loizidou, daha sonra basına sızan özel yazışmalarında yerel mahkemedeki meslektaşlarından Kulachenkov’un iadesinin yollarını araştırmalarını istiyordu. Bir dönem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde hâkim olmaya çok yaklaşan Loizidou, Rus yetkilileri tutuklu hakkında bilgilendirmiş ve Ruslar gerekli evrakları gönderir göndermez tutukluyu iade etmeye hazır olduklarını söylemişti.

RUSLAR, INTERPOL’U SIKIŞTIRIYOR

Olayın uluslararası bir ilgi ile karşılaşması üzerine Rum yetkililer, Kulachenkov’un gitmesine müsaade etmişti. Fakat olay Avrupa Birliği’nin, Rusyalı muhalifler için güvenli bir merkez olup olmadığı sorusunu yeniden gündeme getirmişti. Kulachenkov şöyle anlatıyor: “Rus yetkililere yakın olduklarından şüphelendiklerim hariç, AB içinde seyahat etmeye devam ediyorum.”

Avrupa Birliği’nde siyasi iltica hakkı elde etmesine rağmen Kuachenkov hayatının geri kalan kısmında yeni bir ülkeye her gittiğinde kaygılı olacağını ifade ediyor.

Leonid Nevzlin, kamuoyuna sızan belgelerde adına rastlanan bir diğer Rusyalı muhalif. Kulachenkov’un kaderini yaşamaktan kıl payı kurtulmuş ve bunu avukatlarının tavsiyelerine uymaya borçlu.

Nevzlin 2000’lerin başında devletin ele geçirdiği Rus enerji holdinginin müşterek sahiplerinden biriydi. Ortağı Mikhail Khodorkovsky, siyasi suçtan dolayı 10 yıl hapse mahkum edilmişti. Nevzlin vergi kaçakçılığı, hırsızlık, cinayet ve cinayete teşebbüs suçlamalarının arasında Rusya’dan kaçıp İsrail vatandaşlığı elde etti.

Moskova Interpol’den ısrarla yakalama emri çıkartılmasını istemiş ancak istek siyasi olduğu gerekçesiyle reddedilmişti. O günden sonra yeni bir ülkeye her girişinden önce Nevzlin’in avukatları yerel kolluk güçleri ile iletişime geçerek Rusya’ya iadenin önüne geçmeye çalışıyor.

Aynı prosedürü 2017 yılında Güney Kıbrıs’ta da uygulayan avukatlar, yetkililere Nevzlin hakkında Rusya’da siyasi gerekçelerle yapılan suçlamalar ve Nevzlin’in güvenli geçişine onay veren ülkelerin bulunduğu uzun bir liste hakkında bilgi vermişti. Ancak Güney Kıbrıs’ın tanınmış savcısı Loizidou’nun kamuoyuna sızan e-postaları, savcının Nevzlin’in avukatları tarafından paylaşılan gizli bilgileri vakit kaybetmeden Rus yetkililere ilettiğini gösteriyordu. Nevzlin bunun üzerine Güney Kıbrıs ziyaretini ertelemişti.

Nevzlin, Maxim Eristavi yaptığı açıklamada kendisi gibi Rus muhalifler için durumun Kremlin’in yabancı kolluk kuvvetleri üzerindeki etki gücünü artırdıkça daha da kötüleştiğini söylüyor.

Rusya’ya yakın olduğu bilinen ülkelere gitme riskine girmeyeceğini anlatan Nevzlin, “Şu anda bu ülkelerin sayısı çok. Gelişmiş demokrasiler de buna dahil. İsviçre gibi ülkeler mesela” diyor. Nevzlin tam bu noktada Kremlin’in isteği üzerine banka hesaplarını donduran İsviçreli yetkililerle verdiği hukuk mücadelesinden bahsediyor.

Bir zamanlar dünyanın en güçlü petrol şirketlerinden olan Yukos’un eski avukatlarından Alexey Obolenets kendisi de İsrail’e kaçmış biri olarak şimdilerde birçok Rus muhalife yardım ediyor.

Kulachenkov ve Nevzlin’den ayrı olarak Güney Kıbrıslı yetkililerle bağlantılı birbirinin aynısı üç vaka anlatıyor. Sızdırılan yazışmaların içeriği 1951 tarihli Mülteci Sözleşmesi, 1957 tarihli ‘Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi ve bazı Interpol yasalarına aykırı durumlar teşkil ediyor.

Siyasi sığınma talep eden Rusların avukatı olarak görev yapan Obolenets, müvekkillerinin davalarına ilişkin gizli bilgilerin düzenli olarak Rus yetkililerin eline geçmesinden şikayet ediyor. Bu yüzden müvekkillerini sığınma ya da AB’de oturma müsaadesi aldıklarında kendileri ve aileleri hakkındaki kişisel bilgilerin kolluk kuvvetleri ve bazı AB ülkeleri ile Rusya, Azerbaycan, Özbekistan, Belarus gibi otoriter rejimlere ait gizli servis elemanları arasında paylaşılabileceği konusunda uyardığını anlatıyor.

Maxim Eristavi’ye göre son yıllarda muhalifler için Ukrayna ve Gürcistan gibi geleneksel olarak güvenli olan bölgelerde bile bozulma başladı. Azeri Muhalif gazeteci Afgan Mukhtarli Gürcistan’daki Azeri özel güçler tarafından kaçırılmış ve Bakü’deki işkencecilere geri gönderilmişti. Diğer bir Azeri muhalif Fikret Huseynli ise AB pasaportu olmasına rağmen Azerbaycan’ın talebi üzerine 6 aydan fazla bir süre boyunca Ukraynalı yetkililer tarafından rehin tutulmuştu. Ukrayna’daki Azeri diasporasının temsilcileri Kiev’den Bakü’ye yapılan siyasi gerekçeli iadelerin artık rutin haline geldiğini ifade ediyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz