Etiket arşivi: facebook

Gözetleme endüstrisinde casusluk skandalına rağmen talep patlaması yaşanıyor

Gözetleme endüstirisinde casusluk skandalına rağmen talep patlaması yaşanıyorİsrail’de bir süredir casus yazılım skandalının getirdiği şok etkisi yaşanırken, bu yazılımları üreten firmalara otoriter devletlerin talebi ise her geçen gün artıyor.

On yıldan fazla bir süredir dünyanın dört bir yanındaki hükümetlere casus yazılım araçları satan milyar dolarlık İsrailli şirket NSO Group, bir dizi kamu skandalından sonra yoğun bir soruşturmaya tabi tutuluyor. Şirketin krizde olması bir yana geleceği de sis bulutlarının arasında görünüyor.

NSO Group’un geleceği belirsiz olsa da hükümetler, NSO ile görünürlüğü artan gözetleme/casusluk sektöründen siber araçlar satın alma konusunda daha istekli bir görüntü çiziyor. Gözetleme/casusluk sektöründeki firmalar tabiri caizse ‘talep patlaması’ yaşıyor.

Endüstrinin son on yılına bakıldığında, yeni gelişen bir endüstri olmaktan ziyade dünya üzerindeki devletlerin önemli bir güç aracı hâline geldiği görülüyor. NSO Group gibi büyük bir şirketin potansiyel başarısızlığının bile söz konusu büyümeyi yavaşlatması imkansız görünüyor.

Sadece bu yılın Aralık ayındaki örnekte Facebook, dünyanın dört bir yanından yedi gözetleme şirketinin kendi platformlarını kullanarak 50 bin kişiyi hedef aldığını bildirmişti. Facebook’un yayımladığı raporda Çin, Hindistan ve Kuzey Makedonya’nın yanı sıra dört İsrailli şirket öne çıkmıştı. Yayımlanan raporda NSO Group’tan bahsedilmemesi bile, söz konusu endüstrinin, halkın görebileceğinden çok daha geniş olduğunu gösteriyor.

GÖZETLEME ŞİRKETLERİNİN BAŞARISIZLIĞI GELECEKLERİNİ ETKİLEMİYOR

NSO Group, yıllardır çeşitli iddialar ve suçlamalarla karşı karşıya. Örneğin 2016 yılında Birleşik Arap Emirlikleri, iPhone’ları hacklemek ve cihazların kontrolünün NSO Group müşterilerine devretmek için çeşitli zafiyetlerden yararlanan bir casus yazılımı olan Pegasus’u kullanarak insan hakları aktivisti Ahmed Mansur’u hedef aldığı ortaya çıkmıştı. Bu olayda BAE hükümeti suçlu olarak görülürken NSO ise herhangi bir ceza almadan kurtuldu. Tabii bu arada Mansur, hâlâ ülkenin rejimini eleştirme suçlamasıyla hapiste.

2021 yılındaysa NSO Group’un batılı hükümetleri izlediğine dair yeni raporlar ortaya çıktı. Şirket, kasım ayında ABD tarafından yaptırıma uğrarken, aralık ayında Reuters, ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin Pegasus kullanılarak gözetlendiğini bildirdi.

ABD, Pegasus casus yazılımını üreten İsrailli NSO’yu kara listeye aldı

Bugünlerde NSO Group, Facebook ve Apple tarafından açılan kamu davalarıyla karşı karşıya kalırken şirket, çeşitli borç, moral bozukluğu ve geleceğine yönelik temel tehditlerle birlikte “casusluk endüstrisinin altın çocuğu” olarak varoluşsal bir krizin içerisinde bulunuyor.

Geçmişte de benzer bir durum yaşanmıştı. Gözetleme/casusluk endüstrisinin ilk adımlarında var olan İtalyan firması Hacking Team, 2014 yılında “izi bulunamayan” casus yazılımının insan hakları veya gizlilik ihlallerine bakılmaksızın düzinelerce ülkeye satmakla suçlanmıştı. Hacking Team’in Türkiye’ye de casus yazılım sattığı biliniyor.

Hacking Team, gözetleme amacıyla bilgisayarlara girmek için dünyanın her yerinde güçlü araçlar alıp satan küresel bir endüstrinin ilk durağıydı. Ancak ortaya çıkan skandallar kendi sonunu getirdi. Şirket, araçlarını yasal olarak uluslararası alanda satma yeteneğini kaybetti. Hacking Team, satılmasına rağmen okyanusa benzeyen gözetleme endüstrisinin içerisindeki küçük balığa benzer şekilde marka değiştirerek aynı ürünleri satmaya devam etti.

Hacking Team ile birlikte endüstride yaşananlarla ilgili Leiden Üniversitesi Güvenlik ve Küresel İlişkiler Enstitüsü’nde yardımcı doçent olan James Shires, “Hacking Team’in yok oluşu, sektörde köklü bir değişikliğe yol açmadı. Aynı dinamik ve talep hâlâ var.” yorumunu yapıyor.

HEDEFLER ÇEVRİMİÇİLEŞTİKÇE HÜKÜMETLERİN İŞTAHI ARTIYOR

Söz konusu endüstrinin ilk müşterileri, internet aracılığıyla dünya çapında güç gösterisine hevesli küçük bir grup ülkeydi. Bu durum bugün çok daha karmaşık. Artık birçok ülke, hem uluslararası hem de kendi sınırları içinde düşmanları anında hackleme yeteneği için para ödüyor. Bu araçlara milyarlarca dolar harcansa da hükümetler tarafında çok az şeffaflık ve hatta daha az hesap verebilirlik hüküm sürüyor.

Gözetleme yeteneği sağlayan firmaların kamuoyu denetimi artarken, saldırgan siber yeteneklere yönelik küresel talep de artıyor. 21’inci yüzyılda, hükümetler tarafından hedef alınan kişi veya kitleler daha fazla ‘çevrimiçi’ hâle geldikçe, casusluk/gözetleme de hedeflere ulaşmanın en etkili yolu oluyor.

Hâl böyle olunca karmaşık casusluk/gözetleme operasyonları geliştirmek için büyük meblağlar harcamaya istekli ülkeler giderek artıyor. Hükümetler için siber dünyaya yatırım yapmak, rakip ülkelerle rekabet etmenin ve güçlü iç kontrol araçları geliştirmenin nispeten ucuz ve etkili bir yolu olarak görünüyor.

“GERİDE KALMAK İSTEMİYORLAR”

BAE Systems’in baş tehdit istihbarat analisti Saher Naumaan, “Özellikle son beş yılda siber yetenekler geliştiren ülkelerin sayısında artış var.” ifadelerini kullanıyor. Üstelik bu ülkelerin çoğu dışarıdan yardım arıyor. Naumann, “Ülkenizdeki insanların becerilerini veya yeteneklerini kullanamıyorsanız, ancak dış kaynak sağlayacak maddi gücünüz varsa, neden para verip o yeteneği satın almıyorsunuz? Bu, birçok farklı endüstride bir seçenek. Bu şekilde, kendin inşa etmeyeceğin bir şey için para ödüyorsun.” diyerek örneğin Basra Körfezi’ndeki petrol zengini ülkelerin siber faaliyetlerini geliştirmek için gereken teknik kapasiteden yoksun olduğunu ancak maddi kaynaklarını bu alana ayırdığının altını çiziyor. Naumann, “Geride kalmak istemiyorlar” yorumunu yapıyor.

Özel gözetleme/casusluk şirketlerinin sattığı ürünlere olan talep bitmiyor. Güvenlik araştırmacısı ve Atlantic Council üyesi Winnona DeSombre, “Sektör bugün on yıl öncesine göre hem daha büyük hem de daha görünür durumda.” diyor. DeSombre ayrıca “Talep artıyor çünkü dünya teknolojik olarak daha bağlantılı hâle geliyor.” ifadelerini kullanıyor.

EN ANLAMLI ETKİ ŞİRKET GELİRLERİNİN DÜŞMESİYLE OLABİLİR

Sektörün artan etkisine dikkat çeken dünya çapındaki otoriteler, yaptırımlar, iddianameler ve ihracatla ilgili yeni düzenlemelerle sektörün geleceğini şekillendirmeyi hedefliyor. Buna rağmen, araçlara olan talep artıyor.

Sonuç olarak en anlamlı değişiklik, şirketlerin gelirleri üzerinde bir etki olduğunda ortaya çıkabilir. Son raporlar, NSO Group’un borç yükü altında olduğunu gösteriyor.

James Shires, “Sonuçta bu ticari bir endüstri. Girişim sermayesi firmaları ve büyük kurumsal yatırımcılar bunu riskli bir bahis olarak görürlerse çekilmeyi seçeceklerdir. Her şeyden çok bu durum sektörü kökten değiştirebilir.” diyerek gözetleme endüstrisinin gelişimine ket vurabilecek tek seçeneğin ekonomilerindeki gelir düşüklüğü olduğunun altını çiziyor.

Ava giden avlandı: Meta, 7 siber casusluk şirketini yasakladı

Facebook, Instagram ve WhatsApp’ın ana şirketi olan Meta, kendi platformlarının, yedi farklı siber casusluk şirketi tarafından içerisinde muhalifler, gazeteciler, aktivistler gibi çeşitli kişilere yönelik çevrimiçi saldırılar düzenlemek için kullanıldığını açıkladığı bir rapor yayımladı.

Meta, yaptığı açıklamayla birlikte yedi izleme şirketini platformlarından yasakladığını, gözetleme şirketlerinin oluşturduğu yüzlerce hesabın da askıya alındığını duyurdu.

Kaddafi’ye siber casusluk hizmeti veren firmalar topun ağzında

MUHALİFLER GAZETECİLER VE AKTİVİSTLER HEDEF ALINIYOR

Sosyal medya devi Meta, yayımladığı raporda, Facebook ve Instagram platformlarında izleme şirketleri tarafından hedeflerini gözlemlemek ve hedeflerini avlamak için açılan 1500 hesabın topluluk standartları ve hizmet şartlarını ihlal etmesi nedeniyle kapatıldığını duyurdu.

Söz konusu hesapların izleme şirketleri tarafından keşif yapmak, hedeflere ulaşmak, hedeflerini zararlı web sitelerine yönlendirmeye çalışmak, kimlik avı yoluyla bilgileri çalmak ve çeşitli güvenlik açıklarını kullanarak cihazları ele geçirmek için açıldığı belirtilirken, hesapları açan izleme şirketlerinin isimleri de paylaşıldı.

Tehdit engelleme direktörü David Agranovich ve siber casusluk soruşturmaları başkanı Mike Dvilyanski paylaştıkları blog yazısında, “Küresel gözetim endüstrisi, insanları internet üzerinden istihbarat toplamak, cihazlarını ve hesaplarını manipüle etmek ve tehlikeye atmak için hedef alıyor” dedi.

Yazıda, “Bu ‘paralı siber askerler’ genellikle hizmetlerinin yalnızca suçluları ve teröristleri hedef aldığını iddia etse de aylarca süren araştırmamız, hedef alınanlar arasında ayrım gözetilmediği ve gazetecileri, muhalifleri, otoriter rejimleri eleştirenleri, muhalefet ailelerini ve insan hakları aktivistlerini kapsadığı sonucuna vardı” açıklaması yapıldı.

ŞİRKETLERİN İSİMLERİ PAYLAŞILDI

Paylaşılan bilgilere göre Cobweb Technologies’in 200, Cognyte’in 100, Black Cube’ün 300, Bluehawk Cl’nin 100, BellTroX’un 400, Cytrox’un 300 hesap açtığı belirtilirken Çin merkezli bir şirketin de 100 hesap açtığı açıklandı. Söz konusu şirketler, Meta tarafından platformlarına yönelik hizmeti kesildi.

Meta’ya göre bu şirketler, dünya genelinde çeşitli müşterileri için 100’den fazla ülkede yaşayan binlerce kişiyi hedef aldı ve bilgi toplamaya çalıştı. Meta ayrıca, söz konusu izleme şirketleri tarafından hedef alındığını düşündüğü yaklaşık 50.000 kişiye uyarı mesajı yolladığını belirtti.

Meta güvenlik politikası başkanı Nathaniel Gleicher, yeni raporun sunumunda “İzleme ve takip endüstrisi bir şirketten çok daha büyük” dedi.

ENGELLENEN YEDİ ŞİRKETİN DÖRDÜ İSRAİLLİ 

Meta’nın yasakladığı şirketlerden CobWebs Technologies, Bluehawk CI, Cognyte ve Black Cube’in İsrail’de bulunması dikkat çekti.

Daha önce de İsrailli şirket NSO Group’un casus yazılımı Pegasus’un da WhatsApp üzerinden binlerce kişiyi hedef aldığı ortaya çıkmıştı. Facebook buna karşı yasal süreçleri başlatacağını açıklamıştı. Pegasus’un sahibi NSO Group’u ABD hükümeti kara listeye almış ve yabancı hükümetler adına bireyleri hedef almakla suçlamıştı.

ŞİRKETLERİN SABIKALARI KABARIK

Meta’nın açıkladığı şirketlerin önceki yıllarda da benzer operasyonlar yürüttüğü kamuoyunca biliniyordu. 

Raporda adı geçen şirketlerin birçoğu gizlilik skandallarına karıştı. Söz konusu şirketler arasında  İsrailli Black Cube isimli şirket, 2016 yılında Harvey Weinstein tarafından cinsel istismar mağdurlarını ve film patronu aleyhindeki iddiaları araştıran gazetecileri gözetlemek için tutulmuştu.

Meta’nın açıklamasıyla aynı gün Kuzey Makedonya merkezli diğer bir casus yazılım üreticisi şirketi Cytrox hakkında, bilgi ve iletişim teknolojileri, insan hakları ve küresel güvenlik konularında çalışan Toronto Üniversitesi’ne bağlı The Citizen Lab, şirketin NSO Group’un Pegasus casus yazılımına benzer şekilde telefonlara sızabildiği iddia edilen Predator adlı casus yazılımını detaylandırdığı bir rapor yayınladı.

Makedonya ve Etiyopya da siber casusluğa karışırsa?

Raporda, “Sürgündeki politikacı Ayman Nour ve kimliği belirsiz kalmak isteyen popüler bir haber programının sunucusu olan iki Mısırlı’nın Haziran 2021’de Cytrox’un Predator casus yazılımıyla saldırıya uğradığı” ifade edildi.

Citizen Lab araştırmacıları, casus yazılım firmalarının, ulusal ve uluslararası kurallar bu tür hizmetlere izin vermeyene kadar otokratik hükümetlerin ihtiyaçlarını karşılamaya devam edeceklerinin altını çizerken, “Uluslararası ve yerel düzenlemeler ve güvenceler olmadan gazeteciler, insan hakları savunucuları ve muhalefet grupları öngörülebilir gelecekte hacklenmeye devam edecek” dedi.

Arakanlı Müslümanlar’dan Facebook’a milyarlarca dolarlık şiddeti teşvik davası

Myanmar’da Müslümanların çoğunlukta olduğu Arakan’da ordunun operasyonuyla yurtlarını terk etmek zorunda  Arakanlı Müslümanlar, Facebook’a şiddeti teşvik ettiği gerekçesiyle 150 milyar dolarlık dava açtı.

Arakanlı Müslümanlar, “yaşadıkları kıyım ve şiddetin Facebook platformlarında teşvik edildiğini” ileri sürerek sosyal medya devinden 150 milyar dolar talep etti.

Myanmar’da 2017’de ordunun operasyonunda 10 bini aşkın Müslümanın öldürüldüğü tahmin ediliyor. Facebook, “nefret içeren” yanlış bilgilerin yıllar boyunca platformdan yayılmasını engellememekle suçlanıyor.

Arakanlı mültecilerin bir kısmını temsil eden İngiltere’deki bir hukuk bürosu, Facebook’a bir mektup gönderdi.

Mektupta şu suçlamalar yer alıyor:

  • “Facebook’un algoritmaları Arakanlı Müslümanlara yönelik nefret söylemini körükledi.”
  • “Şirket, Myanmar’daki politik durumu hesaba katan bir moderasyon ve doğrulama faaliyetine yatırım yapmadı.”
  • “Şirket, Müslümanlara yönelik şiddeti körükleyen hesap ve gönderileri kaldırmakta başarısız oldu.”
  • “Vakıfların ve medyanın uyarılarına rağmen doğru ve zamanında adım atmakta yetersiz kalındı.”

Geçtiğimiz ay Meta ismini alan Facebook, suçlamalara henüz yanıt vermedi. ABD’de de hukukçular San Francisco’da Facebook aleyhinde benzer bir suçlamayla dava açtı.

Facebook: Dezenformasyon amaçlı hesaplar çığ gibi büyüyor

ABD’deki davada, Reuters’ın bir araştırmasında ortaya çıkan nefret içerikli Facebook paylaşımlarına

da yer verildi. Bunlardan birisinde, “Onlarla, Hitler’in Yahudilere karşı yaptığı gibi mücadele etmemiz gerekiyor” tespitleri yer alıyor. Bir başka gönderide ise, “Onları benzin döküp yakın ki, Allah’a daha hızlı ulaşsınlar” ifadesi var.

“İNSAN HAKLARI İHLALLERİNİN ÇOĞALMASINA ZEMİN YARATTI”

Facebook’un Myanmar’da 20 milyonu aşkın kullanıcısı var. Birçok kullanıcı için sosyal medya platformu, haber paylaşma ve haber almanın başlıca aracı konumunda. Facebook, 2018’de Arakanlı Müslümanlara yönelik nefret söylemi ve şiddetin körüklenmesine karşı “önlem almakta yetersiz olduğunu” kabul etmişti.

Şirketin yaptırdığı bağımsız bir incelemede, platformun “insan hakları ihlallerinin” çoğalması için zemin yarattığı değerlendirmesi yapılmıştı. Güneydoğu Asya ülkesi Myanmar’da Müslümanların çoğunlukta olduğu Arakan’daki çatışmaların 2017’de alevlenmesi üzerine, binlerce kişi kaçarak Bangladeş sınırına yığılmıştı. Ara bölgede sıkışıp kalan Arakanlı Müslümanlar, işkenceye uğradıklarını, gençlerin Myanmar ordusu tarafından öldürüldüğünü söylemişti.

Myanmar ordusu ise bölgedeki silahlı militanlara yönelik operasyon yaptığını iddia etti. Ancak operasyonlarda 10 bini aşkın kişinin ölmesi, uluslararası kamuoyununun dikkatini bölgeye çevirdi.

700 bini aşkın Arakanlı Müslüman, bu süreçte evlerini terk etti. 2018’de Birleşmiş Milletler, Facebook’un çevrimiçi nefret söyleminin yayılmasına karşı yavaş ve etkisiz bir refleks verdiği suçlamasını yapmıştı.

Kaynak: BBC Türkçe

Facebook: Dezenformasyon amaçlı hesaplar çığ gibi büyüyor

Facebook, Meksika’da yerel seçimleri manipüle etmek isteyen 44 hesabı ve 11 sayfayı kapattıklarını açıkladı. Şirket yöneticileri, bağımsız basın organı görüntüsüyle para karşılığı manipülatif içerik üreten sayfaların sayısında sürekli artış yaşandığına dikkat çekiyor.

Facebook’un yaptığı araştırmaya göre, kendilerini bağımsız yerel haber kuruluşları gibi gösteren bazı hesap ve sayfaların gerçekte Meksikalı bir halkla ilişkiler firması olan Sombrero Blanco veya doğrudan Meksika’nın Progreso kentinin belediye başkanı Julián Zacarías ile bağlantılı oldukları ortaya çıktı. Bunun üzerine 44 Facebook hesabı, 11 sayfa ve bir Instagram hesabı kapatıldı.

Devlet destekli dezenformasyon kampanyasını yürütenlerin, uzun zamandır bağımsız görünümlü haber kuruluşları için köşe yazıları yayınlamak için yazarlarla birlikte çalıştıkları biliniyor. Bu kuruluşular, diğer yandan hesaplarına özgün bir görünüm kazandırmak için sahte fotoğraflar kullanarak gerçek kimliklerini gizlemeye çalışıyorlar.

Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) ve Siber Komutanlık, yıllarca Amerikan kamuoyunu etkilemeye çalışan Rus hükümeti destekli bir trol grubu, İnternet Araştırma Ajansı’nın (Internet Research Agency), geçen yıl Gana’da bir sivil toplum örgütüne polis vahşeti temalı içeriğin üretildiğini doğruladı. 2019’da bir İsrail lobi şirketi benzer şekilde Afrika, Güneydoğu Asya ve Latin Amerika’da sahte ve yanıltıcı hesaplar aracılığıyla siyasi propaganda yürüttü.

Ancak Facebook, son aylarda bu tarz güdümlü hesapların siyasi kampanyalarla bağını gizleme amacıyla halkla ilişkiler firmalarına ve ticari kuruluşlara kaynak aktaran kampanyalarda bir artış tespit ettiğini söylüyor. Meksika’da yaşanan olay bunun en taze örneği olarak öne sürülüyor.

Facebook’un güvenlik politikası başkanı Nathaniel Gleicher 6 Mayıs’ta gazetecilere verdiği demeçte, daha az görünür aktörlerin yerel siyasi meselelerle ilgili kutuplaştırıcı içeriklere gittikçe daha fazla ağırlık verdiklerini belirtirken, bu gibi kişilerin çoğu zaman bağış adı altında para aldıklarına dikkat çekmişti.

Para karşılığı bu gibi işler yürütülmesinin yeni olmadığını kaydeden Gleicher, “Halkla ilişkiler kampanyalarında hem yurtiçinde hem de dünyada ücret karşılığı sahte içerik üreten şirketlerin sayısında istikrarlı bir büyüme gözlemliyoruz.” dedi. Gleicher, “Bu tür operasyonlarda bir artış tespit ettik ve son zamanlarda iç politika açısından, küçük çaplı seçimler için dahi bu PR firmalarının kapılarının çalındığını görüyoruz.” şeklinde konuştu.

Facebook’tan trol operasyonu: Binden fazla sahte hesap kapatıldı

Facebook ve Instagram’ın adı yeni değişen şirketi Meta, Nikaragua’da sahte hesaplara savaş açtı. Binden fazla trol hesap kapatıldı.

Şirket, hesapların Nikaragua hükümetinin dezenformasyon kampanyasıyla bağlantılı olduğunu açıkladı. Meta’nın tehdit istihbaratı Başkanı Ben Nimmo, Facebook’ta kampanyayla bağlantılı 937 hesap, 140 sayfa ve 24 grup; Instagram’da da 363 hesap kapatıldığını açıkladı.

Daniel Ortega’nın hükümeti ve Sandinista partisi tarafından kontrol edilen hesaplar geçtiğimiz ay kapatıldı. Nimmo, amaçlarının Nikaragua’da hükümet yanlısı ve muhalif görüşler arasında çevirimiçi diyaloğun kolaylaştırılması olduğunu söyledi.

Meta’nın açıklamasına göre kapatılan hesapların arkasında Nikaragua’nın telekom düzenleyici kurumu ve Anayasa Mahkemesi’nin çalışanları da yer alıyor.

Şirketin açıklamasında, sahte hesapların koordine bir şekilde kamusal söylemi manipüle etmek için kullanıldığı belirtiliyor. Facebook’un analizine göre insanlar bu hesapları günlük bir iş karşılığında kontrol ediyorlar.

GELECEK HAFTA CUMHURBAŞKANI SEÇİLECEK

Ülkede gelecek haftasonu cumhurbaşkanlığı seçimi düzenlenecek. Hükümet haziran ayından bu yana rejim muhaliflerini ihanet ve kara para aklama suçlarından göz altına alıyor. Birçok kişi bu suçlamaların asılsız olduğunu ve Ortega’nın yeniden seçilmesine hizmet ettiğini söylüyor. ABD, seçimleri ‘gözboyama’ olarak tanımlamıştı.

Dezenformasyon kampanyasının 2018’de muhalefeti karalamak için başlatıldığı öne sürülüyor. Kampanya TikTok ve Twitter gibi diğer platformlara da yayıldı. 2018’de Ortega’nın iktidarına karşı ülkede yapılan protestolar 300’den fazla kişinin ölümüyle sonuçlanmıştı. On binlerce kişi ise kaçarak ülkeyi terk etmişti.