Etiket arşivi: Çin

Çinli hackerlar İranlı gibi davranarak İsrail’e saldırdı

Çinli hackerlar İranlı gibi davranarak İsrail'e saldırdıPekin destekli hackerların İran kaynaklı hareket ettikleri izlenimi vererek İsrail’e siber saldırılar gerçekleştirdiği iddia edildi.

ABD’li siber güvenlik şirketi FireEye’ın İsrail ordusu ile birlikte gerçekleştirdikleri bir araştırmaya göre, UNC215 adlı Çin menşeli olduğundan şüphelenilen bir casus grubu güvenilir üçüncü tarafların kimlik bilgilerini çalmak için Uzak Masaüstü protokolleri (RDP) kullandıktan sonra İsrail hükümetinin ağlarına siber saldırı düzenledi. RDP’ler, bir hacker’ın bir bilgisayara uzaktan bağlanmasını ve uzak aygıtın “masaüstünü” görmesine olanak tanıyor. 

Rapora göre, İsrail Savunma Ajansı tarafından paylaşılan bilgilerin yanı sıra FireEye verileri, Ocak 2019’dan başlayarak UNC215’in “İsrail devlet kurumlarına, BT sağlayıcılarına ve telekomünikasyon kuruluşlarına karşı” bir dizi eşzamanlı saldırı gerçekleştirdiğini ortaya koyuyor.   

İRANLI KILIĞINA GİREN ÇİNLİ HACKERLAR   

FireEye’ın raporu, ABD, Avrupa Birliği ve NATO’nun Çin’i yabancı hükümetlerden dünya çapındaki özel şirketlere kadar çeşitli kuruluşlara yönelik “kötü niyetli bir siber faaliyet modeli oluşturmak” ile suçlayan 19 Temmuz tarihli ortak açıklamasından kısa bir süre sonra geldi.    

2019 ve 2020’de, hackerların İsrail hükümetinin ve teknoloji şirketlerinin bilgisayarlarına girdiği iddia edildiğinde, araştırmacılar siber saldırıların sorumlularını bulmak için ipuçları aramaya başladı. İlk kanıtlar doğrudan İsrail’in jeopolitik rakibi İran’a işaret ediyordu. Zira hackerlar genellikle İranlılarla ilişkili araçları kullandılar ve Farsça dilini kullandılar.   

Ancak Orta Doğu’daki diğer siber casusluk davalarından elde edilen kanıtların ve bilgilerin ayrıntılı olarak incelenmesinden sonra, araştırmacılar bunun bir İran operasyonu olmadığını fark etti. Kanıtlar saldırıların İranlı hacker kılığına giren Çinli ajanlar tarafından gerçekleştirildiğini öne sürdü.  

FireEye’deki tehdit istihbaratından sorumlu Başkan Yardımcısı John Holtquist, VOA’ya yaptığı açıklamada, Fireeye’nin sahip olduğu bir siber güvenlik operasyonu olan Mandiant’ın “bu kampanyayı Çin hükümeti adına faaliyet gösteren Çinli casusluk operatörlerine bağladığını” söyledi.

İRAN KELİMESİNİ İÇEREN DOSYA KONUMU KULLANDILAR

Araştırmaya göre, hackerların kullandığı taktikler arasında “İran” kelimesini içeren bir dosya konumu kullanılması yer alıyor. Aynı zamanda saldırganlar ele geçirilmiş bilgisayarlarda bıraktıkları adli delilleri en aza indirmek ve İsrail bilgisayarlarına girmek için kullandıkları altyapıyı gizlemek suretiyle gerçek kimliklerini saklamak için her türlü çabayı gösterdiler.  

Washington’daki Çin Büyükelçiliği sözcüsü Liu Pengyu, Cyberscoop web sitesine verdiği röportajda FireEye’ın kanıt olarak sunduğu bulgulara meydan okudu. Pengyu, “Siber alemin sanal doğası ve izlenmesi zor olan her türlü çevrimiçi aktör olduğu gerçeği göz önüne alındığında, siber saldırılarla ile ilgili olayları araştırırken ve tanımlarken yeterli kanıta sahip olmak önemlidir.” dedi. 

Apple’ın açığını bulan Ünüver: Elimizde henüz bildirmediğimiz zafiyet var

Washington merkezli bir Araştırma Enstitüsü olan Orta Doğu Enstitüsü’ndeki (MEI) Siber Program Başkanı Chris Kubecka ise FireEye’ın saldırılardan Pekin destekli hackerların sorumlu olduğu sonucunu çıkarmasının çok aceleci bir yaklaşım olabileceğini öne sürdü ve ekledi: “FireEye saldırıyı bir yere bağlayacak pozisyonda değil. Bu pozisyona ancak uygun bir soruşturmadan sonra hükümetler sahip olabilir.” 

ORTADOĞU’YU BÖLME OYUNUNUN BİR PARÇASI

Kubecka, VOA’ya yaptığı açıklamada, Çin hükümetinin siber saldırılardan sorumlu olması durumunda, bunun Orta Doğu’yu altyapı ve ticaret anlaşmaları yoluyla siyasi olarak bölme oyununun parçası olabileceğini söyledi. Çin hükümetinin, geliştirme maliyetlerini düşürerek Çinli işletmelere ve nihayetinde Çin ekonomisine fayda sağlamak amacıyla teknoloji edinme ve kopyalama iştahı gösterdiğini söyledi. 

Donald Trump yönetimi sırasında ABD, Çinli şirketleri ve çalışanları Amerikan teknolojisini ve ticari sırlarını çalmakla suçlamıştı. 2019’da Çinli teknoloji devi Huawei, ABD savcıları tarafından T-Mobile’dan ticari sırları çalmakla suçlandı. 

BİR KUŞAK BİR YOL PROJESİNİN ZEMİNİNDE GERÇEKLEŞTİ

Washington merkezli Doğu-Batı Merkezi Araştırma Örgütü’nün kıdemli üyesi Denny Roy, VOA’ya bunun Çin’in ulusal kalkınma stratejisinin bir parçası olarak siber hırsızlığa olan bağlılığının bir göstergesi olduğunu söyledi ve şunları ekledi: “Pekin Çin’in dünya açısından ekonomik öneminin onu neredeyse her şeyden kurtulmasına izin verdiğini düşünüyor. Çin ne kadar küresel bir büyük güç olmayı hedefliyorsa, dış politikasında kendisini aynı anda hem İsrail hem de İran’a dost olarak göstermeye çalışmak gibi çelişkili baskılarla o kadar çok karşılaşacaktır.” 

FireEye’den Holtquist, bu siber casusluk faaliyetinin Çin’in Bir Kuşak Bir Yol Projesi (Tarihi İpek Yolu’nu canlandırarak Pekin’den Londra’ya kadar kesintisiz bir ticaret yolu oluşturma hedefi) ile ilgili milyarlarca dolarlık yatırımının ve İsrail’in teknoloji sektörüne olan ilgisinin zemininde gerçekleştiğini savundu.   

ABD Kritik Alt Yapılara yönelik son 10 yılın saldırılarını deşifre etti

ABD Kritik Alt Yapılara yönelik son 10 yılın saldırılarını deşifre ettiABD, son yıllarda farklı ülkeleri de etkileyen kritik alt yapı saldırılarını ve sorumlu siber tehdit aktörlerini deşifre etti.

Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenliği Ajansı (CISA) ve FBI’dan yapılan ortak açıklamada, kritik altyapıları kontrol eden ve işleten endüstriyel kontrol sistemlerine (ICS) yönelik güvenlik tehditlerinin ülkenin en önemli ve büyümekte olan sorunlarından biri olduğu belirtildi.

CISA ve FBI, kritik alt yapıya yönelik risklerle ilgili farkındalığı artırmak ve gerekli siber korumayı güçlendirmek için ortak bir tavsiye notu ve güncellemeler paylaştı.

İlk tavsiye notu Çin’in 2011-2013 yıllarında gaz boru hattına yönelik saldırısına ilişkin paylaşıldı. Olaya ilişkin ilk uyarı 2012’de etkilenen paydaşlara iletilmişti.

Ukrayna elektrik sistemine bir saldırı daha

ICS’lere yönelik diğer tavsiye notunda ise İranlı siber tehdit aktörlerinin Shamoon olarak da bilinen W32.DistTrack adlı zararlı yazılımla kritik altyapılardaki önemli bilgilerin çalındığı belirtildi.

Havex adlı zararlı yazılıma ilişkin notta, saldırıyı Rusya devleti destekli siber tehdit aktörlerinin gerçekleştirdiği olaydan İspanya,İtalya,Almanya ve Fransa’nın da etkilendiği belirtildi.

Açıklamada Rusya’dan başka bir tehdit aktörünün ise Black Energy adlı yazılımla, kritik alt yapılara yönelik halen devam etmekte olan saldırılar düzenlediği ifade edildi.

TEHDİT AKTÖRLERİNİN ÇOĞUNLUĞU RUSYA’DAN

Rusların aynı zamanda Ukrayna’nın kritik altyapılarını hedeflediklerine dikkati çeken yetkililer, 2015’te düzenlenen saldırıyı hatırlattı. Açıklamada KillDisk zararlı yazılımının sistemlerdeki kritik bilgileri silme yeteneğine sahip olduğu vurgulandı.

Açıklamanın sonunda CrashOverride adlı zararlı yazılıma ilişkin teknik uyarı da yer aldı. Yetkililer Rusya destekli siber tehdit unsurlarının söz konusu yazılımı 2016 yılında Ukrayna’nın kritik alt yapılarına yönelik saldırıda kullandığını açıkladı.

Çin’in siber gücü “ABD’nin en az 10 yıl gerisinde” çıktı

Çin'in siber gücü "ABD'nin en az 10 yıl gerisinde" çıktıÇin’in siber gücünün zannedildiği kadar yüksek seviyelerde olmadığı ve ABD’nin en az 10 yıl gerisinde bulunduğu ortaya çıktı.

Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü (IISS) adlı düşünce kuruluşunun Financial Times gazetesinde yayımlanan araştırmasına göre, Çin sanıldığı kadar büyük bir siber güce sahip değil.

Çalışmada Pekin yönetiminin zayıf güvenlik ve istihbarat analizi kapasitesi Çin’in siber gücünü azaltıyor ve tahminlere göre ülkenin siber dünyadaki kabiliyeti, en az bir 10 yıl daha ABD’nin seviyesine erişemeyecek. 

Geçen Aralık ayında ABD’li yetkililer Rus dış istihbarat servisi SVR’nin Washington’daki Ticaret ve Hazine Bakanlıkları dahil hükümet hedeflerine sızmak için SolarWinds yazılımına girdiğini ortaya çıkartmıştı.

Üç ay sonra da, Çin hükümeti tarafından desteklendiğinden şüphelenilen saldırganların Microsoft’un e-posta yazılımı Exchange’e girip, ABD’deki sivil toplum ve düşünce kuruluşları hakkında araştırma yaptıkları belirlenmişti. 

Çin Apple zafiyeti ile Uygur Türklerini hedef aldı

IISS araştırmacıları, ülkeleri dijital ekonomilerinin güçlerinden, istihbarat ve güvenlik faaliyetlerinin olgunluğuna ve siber faaliyetlerin askeri operasyonlarla ne kadar entegre olduğuna kadar çeşitli siber kabiliyetleri değerlendirip, sıralama yaptı. 

İKİNCİ KLASMANDAKİ ÇİN’İ RUSYA VE İNGİLTERE TAKİP EDİYOR

Kuruluşa göre “Çin de Rusya gibi, saldırgan siber operasyonlarda uzmanlaştı, internet üzerinden casusluk, fikri mülkiyet hırsızlığı ve ABD ile müttefiklerine karşı dezenformasyon kampanyalarına girişti.”

Ancak her iki ülke de rakiplerine kıyasla gevşek siber güvenlikleri nedeniyle geride kaldı.

Sonuç olarak 15 ülkenin değerlendirildiği çalışmada siber güçte ilk sırada ABD gösterilirken, ikinci klasmandaki ülkeler Çin, Rusya, İngiltere, Avustralya, Kanada, Fransa, İsrail olarak sıralandı.

Üçüncü klasmanın ise Hindistan, Endonezya, Japonya, Malezya, Kuzey Kore, İran ve Vietnam’dan oluşuyor.

Kaynak: BBC Türkçe

Türkiye, fidye yazılım saldırılarında ilk 5 hedef arasında

Türkiye, fidye yazılım saldırılarında ilk 5 hedef arasındaPandemi döneminde artan fidye yazılım saldırılarında Türkiye‘yi öncelikli hedefler arasında yer alıyor.

Trend Micro’nun incelediği Coveware siber güvenlik firmasının raporuna göre Türkiye, Hindistan, Çin, ABD ve Brezilya ile tüm dünyada fidye yazılımı saldırılarının en fazla yaşandığı ülkeler sıralamasında 5. sırada bulunuyor.

Pandemi ile iş süreçlerini dijitale taşıyan şirketleri bekleyen en büyük tehlikelerden biri olan ransomware (fidye yazılımı) saldırıları son dönemlerde hızla artıyor.

Coveware’in Fidye Yazılım Raporu’na göre 2021’in ilk çeyreğinde fidye saldırıları ve fidye saldırılarına ödenen ortalama bedel 2020’nin son çeyreğine kıyasla yüzde 10’luk bir artış göstermiş durumda.

Yapılan araştırmalar fidye yazılımı saldırılarının gelecekte daha şiddetleneceğini ortaya koyuyor. Örneğin Cybersecurity Ventures, her 2 saniyede bir yeni bir saldırının meydana geldiği fidye yazılımı alanındaki saldırıların kurbanlarına 2031 yılına kadar yılda yaklaşık 265 milyar dolarlık bir zarar vereceğini öngörüyor.

FBI’ın İnternet Suçları Şikayet Merkezi, fidye yazılımı kayıplarını geçen yıl 29,1 milyon dolar olarak belirledi ve en son İnternet Suç Raporu’nda yalnızca geçen yıl fidye yazılımları hakkında 2 bin 474 resmi şikayet olduğunu belirtti.

Diğer yandan nesnelerin interneti alanındaki gelişmeler ve birbirine bağlı cihazların sayısındaki artış da fidye yazılımı saldırıları için fırsat olarak görülebilir.

Fidye yazılımcılardan sahte çağrı merkezi tuzağı

IDC’ye göre 2025 yılına kadar sayıları 55,7 milyara ulaşacak birbirine bağlı nesnelerin yüzde 75’i IoT cihazlarının olacak ve 2031 yılına kadar bu sayı büyük olasılıkla 200 milyar cihaza ulaşacak. IoT cihazlarının yaygınlaşması, kötü amaçlı yazılımlarını belirli endüstriyel sensörlere, sağlık monitörlerine veya veya sürücüsüz arabalara kolayca uyarlayabilen fidye yazılımı saldırıları içi yeni alanlar anlamına geliyor.

SALDIRGANLARIN HEDEFİNDE BANKACILK SEKTÖRÜ VAR

İnternet ve veri güvenliği alanında küresel çözüm sağlayıcı Trend Micro’nun mart ayında yayımladığı raporu, Türkiye’nin, ransomware (fidye yazılımı) alanında dünyada en çok saldırıya uğrayan ülkelerden biri olduğunu ortaya koydu. Rapora göre Türkiye; Hindistan, Çin, ABD ve Brezilya ile fidye yazılım saldırılarının en fazla yaşandığı ülkeler arasında yer alıyor.

Dünya genelinde sağlıktan perakendeye birçok sektörü hedefleyen fidye yazılımı saldırıları son yıllarda Türkiye’de özellikle online bankacılık sistemleri hedefliyor. Türkiye’de bu bağlamda en fazla online bankacılık saldırısına uğrayan ülkeler arasında yer alıyor.

Birçok işletmenin tökezlemesine neden olan fidye yazılımları, bulaştığı bilişim sistemleri üzerinde dosyalara erişimi engelleyerek kullanıcılardan fidye talep eden zararlı yazılımlar. Bu saldırılar üzerinde siber suçlular tarafından yapılan geliştirmeler nedeniyle sürekli değişen fidye yazılımlarının yeni sürümlerine karşı kurumların her zaman tetikte olmaları gerekiyor.

Hollandalı binlerce aileden TikTok’a 1,4 milyar avroluk çocuk davası

Hollandalı binlerce aileden TikTok'a 1,4 milyar avroluk çocuk davasıHollanda‘da binlerce ebeveyn çocuklarını koruyamadığı gerekçesiyle TikTok‘a 1,4 milyar avroluk dava açtı.

Ülkedeki 64 binden fazla aile Çin merkezli video paylaşım platformu TikTok aleyhine çocukların güvenliğini ve mahremiyetini yeterince korumadığını öne sürerek adli makamlara şikayette bulundu.

Dava dilekçesi, Hollandalı ebeveynleri temsilen Piyasa Bilgi Araştırma Vakfı (SOMI) tarafından Amsterdam Mahkemesi’ne sunuldu. Vakıf temsilcisi Cor Wijtvliet, düzenleyicilerin TikTok’a karşı yeterince harakete geçmemesi üzerine mahkemeye gitme kararı aldıklarını söyledi.

SOMI’ye göre TikTok, gizlilik mevzuatı da dahil birçok Avrupa yasasını ihlal ediyor.

Hollanda’da 1 milyondan fazla çocuk kullanıcıyı ilgilendiren dava dilekçesinde, TikTok’un, uygun şekilde izin istemeden hedefli reklamları görebilmeleri için çocuklardan veri topladığı savunuldu. Davacılar, bu verilerin hangi amaçla toplandığının da açıklanmadığını belirtti.

KULLANICILARIN ZORBALIKLARIYLA ÖLEN ÇOCUKLAR VAR

Davacılar, TikTok’un çocukları korumak için yeterince çaba göstermediğini de öne sürerek, kullanıcıların birbirlerini tehlikeli şeyler yapmaya zorlaması nedeniyle, dünyanın bazı ülkelerinde çocukların öldüğüne işaret etti.

Dilekçede, bu yılın başlarında İtalya’da 10 yaşındaki bir kız çocuğunun TikTok’taki tehlikeli bir meydan okuma nedeniyle öldüğü vurgulandı. Normalde 13 yaşın altındaki kullanıcılara izin verilmemesi gerekirken, TikTok’un bunu uygun şekilde kontrol etmediği kaydedildi.

Sosyal medya platformu ise reşit olmayan kullanıcıların güvenliğini sağlamak için çok fazla şey yapıldığını savunuyor. TikTok sözcüsü, Hollanda medyasına, kullanıcıların gizliliğini ve güvenliğini korumanın, en önemli öncelikleri olduğunu söyledi.

İngiltere’de TikTok’a dava: KVKK’dan ‘çocuk’ adımı bekleniyor

TikTok: RAHATSIZ EDEN GÖRSELLER RAPOR EDİLİYOR

TikTok, daha önce 13-15 yaş arasındaki kullanıcıların hesaplarının “gizli” olarak ayarlandığını ve videoları otomatik olarak görmelerinin engellendiğini açıklamıştı.

TikTok, çocuklara yönelik uygunsuz videoların engellendiğini ve kullanıcıyı rahatsız eden göresellerin de rapor edildiğini belirtiyor.

Nisan ayı sonunda İngiltere’de de TikTok aleyhine benzer iddialarla dava açılmıştı. İngiltere Çocuk Komisyonu’nun eski üyesi Anne Longfield’in açtığı avada, TikTok’un, çocukların telefon numaraları, videoları, konumları ve biyometrik bilgileri gibi verileri “yeterli uyarıda bulunulmadan” topladığı iddia edildi.

TikTok’un bu bilgileri toplarken yeterince şeffaf davranmadığı, yasanın gerektirdiği izinleri almadığı ve bu bilgilerin nasıl kullanılacağıyla ilgili ebeveynleri ve çocukları bilgilendirmediği savunuluyor.

Kaynak: BBC Türkçe 
Exit mobile version