Etiket arşivi: Cambridge Analytica

Bu haber ile Facebook detoksu yapacaksınız!

Seyahatten ne zaman döndüğünüzü, hangi görüşte olduğunuzu, size hangi reklamı göndermesi gerektiğini biliyor.

Facebook siz her ne kadar fotoğraf veya konum paylaşmamış olsanız da sizi adım adım takip ediyor. Facebook uygulamasını mobil cihazınızdan her kullanışınızda sizin nerede olduğunuzu kayıt altına alıyor. Seyahatten ne zaman döndüğünüz ya da beğendiğiniz ünlü isimlerden hangi görüşte olduğunuzu, internette ziyaret ettiğiniz diğer sayfalardan size hangi reklamı göndermesi gerektiğini biliyor. İşte Facebook’un hakkınızda neler bildiğini öğrenmek ve size gelen reklamları kontrol altına almanız için yapabilecekleriniz:

Facebook sayfanızı açın ve Ayarlar bölümüne gidin.

Daha sonra ekranın solunda beliren Reklamlar’a tıklayın.

Üçüncü sıradaki yeşil logonun yanındaki Bilgilerin’e gidin. Burada da Kategorilerin’i seçin.

Bu kısımda Facebook’un hakkınızda sahip olduğu bazı bilgiler sizi şaşırtabilir. Örneğin kullandığınız mobil cihazınızın ne kadar eski olduğu, ailenizden uzakta yaşadığınız, bu bilgiyi kişisel verilerinize eklememiş olsanız da yeni evli olduğunuz, bir hafta önce seyahatten döndüğünüz ya da bekar evinde yaşadığınız gibi bilgiler yer alabiliyor.

Eğer buradaki bilgileri silmek istiyorsanız, kutucuğun sağındaki X işaretine tıklamanız gerekiyor.

Buradaki bilgiler aslında Reklamlar’a girdikten sonra ekranda karşınıza çıkan ilk iki seçenekteki İlgi alanların ve Etkileşimde bulunduğun reklam verenler kısmındaki bilgilere göre kategorize ediliyor.

İlgi alanların bölümünde ilgilendiğiniz haber, firma, kişi ve seyahat ettiğiniz yerler kayıt altına alınmış. Aldığınız reklamlar da işte tüm bu ilgi alanlarınıza göre değişiyor.

Bu bölümde siz seyahat fotoğraflarınızı Facebook’ta paylaşmasanız bile o sizin adım adım nerede olduğunuzu ve ne zaman seyahatten döndüğünüzü biliyor. Çünkü mobil cihazını kullandığınız yer kayıt altına alınıyor.

Buradaki bilgileri silmek istiyorsanız kutucuğun sağ üst köşesindeki X işaretini tıklayabilir ya da ilgili reklam kutucuğunu tıklayıp en altta beliren “. ile hala ilgileniyor musunuz?” bölümünden Hayır’ı yani mutsuz emojiyi seçebilirsiniz.

Etkileşimde bulunduğun reklam verenler bölümünde ise sizin internet sitesini ziyaret ettiğiniz firmalar kayıtlı. Bu firmalardan reklam almaya devam etmek istemiyorsanız yine yukarıdaki işlemleri gerçekleştirerek tek tek silmeniz gerekiyor.

Eğer Facebook’un size internetteki ilgi alanlarınıza göre reklam göndermesini istemiyorsanız mavi logolu Reklam ayarları bölümünde değişiklik yapmanız gerekiyor. Çünkü bu ayarlar siz hesap oluşturduğunuzda otomatik olarak reklam verenlere açık oluyor. Bunu kapatmak için Reklam ayarları’nın altındaki İnternet sitelerini ve uygulamaları kullanmana dayalı reklamlarbölümüne gidin. Sol alttaki Ayar Seç’e tıklayın ve Kapalı’yı seçin.

Aynı şekilde Facebook Şirketleri dışındaki uygulamalarda ve internet sitelerinde yayınlanan reklamlar’a da tıklayıp Hayır seçeneğini tercih edebilirsiniz.

Facebook sizin beğendiğiniz sayfaları ilgilenir diye arkadaşlarınıza da gönderiyor. Eğer bu seçeneği de kaldırmak istiyorsanız reklam ayarlarındaki Sosyal eylemlerini içeren reklamlar kısmındaki Hiç Kimse seçeneğini ayarlamanız gerekiyor.

Kaynak: DW Türkçe

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun

Facebook skandalı ’87 milyon kullanıcıyı etkiledi’

Facebook, kullanıcı bilgilerinin Cambridge Analytica şirketi tarafından usulsüz kullanıldığının ortaya çıktığı skandalda, 87 milyona yakın kullanıcının etkilendiğini açıkladı.

Facebook Üst Teknoloji Yöneticisi (CTO) Mike Schroepfer yaptığı açıklamada, Londra merkezli “Cambridge Analytica” adlı veri analiz firmasının, 50 milyon Facebook kullanıcısının hesaplarından izinsiz topladığı kişisel verileri ABD ve İngiltere’de kritik siyasi seçimleri etkilemek için usulsüz kullandığına yönelik iddiaların değerlendirildiğini bildirdi.

Schroepfer açıklamada, “Çoğu ABD’de bulunan yaklaşık 87 milyon kullanıcıyla ilgili bilgilerin Cambridge Analytica’yla uygunsuz şekilde paylaşıldığına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

İlgili haber>> Facebook için büyümede sınır yok: İnsanlar ölse bile

Ayrıca Schroepfer, kullanıcıların bilgilerini daha iyi korumak için Facebook’un yürüttüğü güvenlik önlemleri hakkında da bilgiler paylaştı.

Pazartesi gününden itibaren Facebook kullanıcılarıyla yükledikleri uygulamalarla ilgili linklerin paylaşılmaya başlanacağını belirten Schroepfer, üyelere bu uygulamalarda paylaştıkları kişisel bilgilerin de gösterileceği bilgisini paylaştı.

Schroepfer, Cambridge Analytica’ya verileri usulsüz biçimde sızan kullanıcıların bu konuda bilgilendirileceğini vurgularken, tüm Facebook kullanıcılarının da istemedikleri uygulamaları silebileceklerinin altını çizdi.

ZUCKERBERG İFADE VERECEK

ABD Temsilciler Meclisi Enerji ve Ticaret Komitesi Başkanı Greg Walden ve Komite Üyesi Frank Pallone Jr., Facebook kurucusu ve Üst Yöneticisi (CEO) Mark Zuckerberg’in gelecek çarşamba veri skandalıyla ilgili komitede ifade vereceğini bildirdi.

Her iki milletvekilinden yapılan ortak açıklamada, “Komitedeki oturum, tüketicilerin veri gizliliğiyle ilgili önemli sorunlara ışık tutacak ve Amerikalılar internetteki kişisel bilgilerine neler olduğunu daha iyi anlayacak” ifadelerine yer verildi.

Kaynak: Sputnik

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun

Facebook için büyümede sınır yok: İnsanlar ölse bile…

Bir Facebook yöneticisinin şirket içi bir yazışmada “çirkin gerçek şu ki” diyerek büyüme uğruna her şeyin mübah olduğunu söylediğinin sızdırılması şirketi zor durumda bıraktı.

2016 tarihli iç yazışmada şirket yöneticilerinden Andrew Bosworth tehditler ya da terör eylemleri sonucu insanların ölmesi anlamına gelse bile büyümenin önemli olduğunu söylüyor.

Yazışmanın kamuoyuna sızması üzerine şirketin kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg ve yazışmayı kaleme alan yönetici Andrew Bosworth bu satırların şirketin felsefesini yansıtmadığına ilişkin açıklamalar yaptılar.

İlgili haber>> Peşindeki sosyal medya canavarı: Facebook

Fakat bu son haber şirketin zaten itibar kaybetmesine yol açan bir önceki skandalı bile gölgede bırakabilecek gibi görünüyor. Facebook 50 milyon kullanıcısına ait verilerin siyasi danışmanlık şirketi Cambridge Analytica tarafından kullanıldığından haberdar olduğunu kabul ettiğinden bu yana ağır eleştirilerle karşı karşıya.

İŞTE O YAZI:

“Daha çok insanın birbirleriyle iletişim kurmasını sağlıyoruz.

“Olumsuz kullanırlarsa kötü olabilir. Belki insanları internet zorbalarının hedefi haline getirmekle birinin yaşamına mâl oluruz. Belki bizim aracılığımızla eşgüdümlenen bir terör saldırısında birisi ölür.

“Ve biz daha çok insanı bağlamaya devam ederiz.

“Çirkin gerçek şu ki biz insanları birbirine bağlamaya o kadar derinden inanıyoruz ki, daha çok insanı daha sık birbirine bağlamamızı sağlayan her şey ‘de facto’ (fiilen) iyidir. Bu belki de bizim açımızdan sayıların doğru söylediği tek alandır.

[…]

“İşte bu yüzden büyümek için yaptığımız her şey mübahtır. Sorgulamaya açık bütün yeni ilişki bulma faaliyetleri. İnsanları arkadaşları tarafından bulunabilir kalmaya ikna edecek her türlü dil inceliği. Daha fazla iletişim getirmek için yürüttüğümüz bütün faaliyetler. Bir gün muhtemelen Çin’de yapmak durumunda kalacağımız faaliyetler.


Andrew Bosworth tarafından kaleme alınan bu iç yazışma önce Buzzfeed haber sitesinde kamuoyuna sızdırıldı.

Facebook’un Haber Akışı bölümünün yaratıcılarından Bosworth 2006’dan bu yana şirkette üst düzey görevlerde bulundu ve şu anda sanal gerçeklik çalışmalarından sorumlu.

İç yazışmanın sızdırılması üzerine Bosworth Twitter hesabından yayınladığı mesajda, bu yazışmayı yollarken aslında içindeki fikirleri benimsemediğini, ama personeli kışkırtıcı bir tartışma açmak amacıyla paylaştığını söyledi.

Bosworth “Böylesi zor konular etrafında tartışmak bizim işleyişimizin bir parçası ve bunu hakkıyla yapabilmek için kötü fikirleri bile hesaba katabilmemiz gerekiyor” diye yazdı.

Facebook kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg de bir açıklama yayınladı. Zuckerberg, “Boz (Bosworth) bir çok kışkırtıcı şey söyleyen yetenekli bir lider. Bunlar ben dahil Facebook’daki birçok kişinin kuvvetle karşı olduğu görüşler. Amaca ulaşmak için her yolun mübah olduğuna hiç bir zaman inanmadık” dedi.

Kaynak: BBC Türkçe

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun

Peşindeki sosyal medya canavarı: Facebook

Cambridge Skandalı ile sarsılan sosyal medya devi Facebook’un senin hakkında ne kadar bilgiye sahip olduğunu, bu sitedeki paylaşımlarını ucunun nereye vardığını hiç düşündün mü?

Yaptığın ve son anda yapmaktan vazgeçtiğiniz paylaşımları bile takip edip saklayan Facebook, sana ayakkabı satmaya çalışmaktan kiminle flört ettiğine veya kime karşı sempati duyduğunu bile anlayabilecek bir noktada. Sosyal medya devi, online kadar offline bilgilerinin de peşinde. Bunları da satın alıp algoritmanın içine eklemeye çalışıyor…

Bunlar, Zeynep Tüfekçi’nin TED konuşmasından yansıyanlar. Konuşmanın ayrıntılı bir özetini ve konuşmanın kendisini aşağıda bulabilirsiniz:

İnsanlar yapay zekâyla ilgili korkularını dile getirdiğinde, genellikle kontrolden çıkmış insansı robotları hayal ederler. Terminatör gibi. Düşünmeye değer olsa da uzak bir tehdit bu… Yakın gelecekteki bağımsızlığımızı ve itibarımızı tehdit eden teknolojinin büyük kısmı veri ve dikkatimizi toplayıp reklamcı ve benzerlerine satan şirketler tarafından geliştiriliyor: Facebook, Google, Amazon, Alibaba, Tencent.

İlgili haber>> Cambridge Skandalı, Facebook’a pahalıya mal oldu

Gelin, dijital hayatımızdaki temel bir gerçeğe bakalım… İnternet reklamları. Bir örnek verelim. Diyelim ki Las Vegas’a uçak bileti satmak istiyorsunuz. Eski düzende, deneyim ve öngörülerinize dayanarak hedef bir demografik kesim belirlersiniz. Reklam yapmayı da deneyebilirsiniz, 25 – 35 yaş aralığındaki erkekler veya kredi kartı limiti yüksek olan insanlar veya emekli çiftler, değil mi? Geçmişte böyle yapardınız. Şimdi büyük veri ve makine öğrenimi ile işler artık böyle yürümüyor.

Bunu anlamak için, Facebook’un sizinle ilgili sahip olduğu tüm verileri düşünün: Yazdığınız her durum bildirisi, her bir Messenger sohbeti, oturum açtığınız her konum, yüklediğiniz tüm fotoğraflar. Bir şey yazmaya başlayıp sonra vazgeçip silerseniz, Facebook bu silinenleri de saklayıp analiz ediyor. Çevrimdışı verilerinizle sizi gitgide eşleştirmeye çalışıyor. Ayrıca veri acentalarından da çok fazla veri satın alıyor. Finansal kayıtlarınızdan tarama geçmişinize kadar her şey bu veri setinde olabilir. ABD’de bu tür veriler rutin olarak toplanıyor, karşılaştırılıyor ve satılıyor. Avrupa’da daha sıkı kurallar var.

Yani aslında olan şey, tüm bu veriler harmanlanarak, bu makine öğrenimli algoritmalar daha önce Las Vegas’a gitmek için uçak bileti alan insanların özelliklerini nasıl ayrıştıracaklarını öğreniyorlar. Var olan verilerden bunu öğrendiklerinde, bunu yeni insanlara uygulamayı da öğreniyorlar. Böylece, yeni bir bireyle karşılaştıklarında onun Las Vegas’a bilet alıp almayacağını sınıflandırabiliyorlar. Olsun, diye düşünüyorsunuz, alt tarafı Vegas’a uçak bileti teklifi. Görmezden gelebilirim. Ancak asıl sorun bu değil. Asıl sorun şu ki biz bu karmaşık algoritmaların nasıl çalıştığını artık anlamıyoruz.

 

 

Bu sınıflandırmayı nasıl yaptıklarını artık anlamıyoruz. Dev matematik matrisleri, binlerce sıra ve sütun, belki de milyonlarcası… Ve tüm verilere sahip olsalar bile, ne programcılar, ne bunları inceleyen herhangi biri bunun tam olarak nasıl işlediğini anlayabiliyor. Tıpkı size beynimden bir kesit göstersem ne düşündüğümü anlayamayacağınız gibi. Sanki artık programlama yapmıyoruz, tam olarak anlayamadığımız bir bilinç geliştiriyoruz. Ve bu mekanizmalar yalnızca müthiş miktarda veri varsa çalışıyor, dolayısı ile hepimizin üzerinde kapsamlı bir gözetleme de teşvik ediliyor ki makine öğrenimli algoritmalar işini yapabilsin. Bu yüzden Facebook, hakkınızda toplayabildiği tüm veriyi istiyor. Algoritmalar daha iyi çalışıyor…

Deneyler gösteriyor ki algoritmanın sizin için seçtikleri duygularınızı etkileyebilir. Bununla da bitmiyor. Siyasi davranışınızı da etkiliyor. 2010 yılı orta dönem seçimlerinde, Facebook, ABD’deki 61 milyon insan üstünde daha sonra açıklanan bir deney yaptı.

İlgili haber>> 100 bin dolar verin, Facebook ile seçim sonucu değişsin!

Bir grup insana ”Bugün seçim günü” yazısı gösterildi, bu daha basit olandı, diğer bir gruba ise aynı şey, küçük bir farkla gösterildi: ”Oy verdim” butonuna tıklayan arkadaşlarının küçük fotoğraflarının bulunduğu versiyon. Bu kadar basit bir nüans. Değişen tek şey fotoğraflardı ve seçmen kütüğünce de onaylandığı üzere, bu araştırmaya istinaden yalnızca bir kez gösterilen bu paylaşım o seçimde 340.000 ek seçmen olarak sonuçlandı. Şans eseri mi? Hayır. Çünkü 2012’de aynı deneyi tekrarladılar. O zaman, yalnızca bir kez gösterilen sivil mesaj 270.000 ek seçmen olarak geri döndü.

Hatırlatayım, 2016 ABD başkanlık seçimleri yaklaşık 100.000 oy farkıyla belirlendi. Yani Facebook kolaylıkla politikanız hakkında çıkarım yapabiliyor, siz bunu sitede hiç açıklamamış olsanız bile. Bu algoritmalar bunu oldukça kolay başarabiliyorlar. Peki ya bu güce sahip bir platform bunu adaylardan birinin destekçilerini arttırmak için kullanırsa? Bundan haberimiz olur mu?

Masum gibi görünen bir yerden başladık: Bizi takip eden reklamlardan… şimdiyse çok farklı bir yerdeyiz. Hem halk hem de vatandaş olarak, artık aynı bilgileri görüp görmediğimizi ve başkalarının ne gördüğünü bilmiyoruz ve ortak bir bilgi tabanı olmadan, adım adım, toplumsal tartışma imkânsız hale geliyor, biz bunun sadece başlangıç aşamasındayız.

Bu algoritmalar kolaylıkla insanların etnik özelliklerini, dini ve siyasi görüşlerini, kişilik özelliklerini, zekâsını, mutluluğunu, madde kullanıp kullanmadığını, ailesinin durumunu, yaş ve cinsiyetini sadece Facebook beğenilerinden tahmin edebilir. Bu algoritmalar, yüzleri kısmen gizlenmiş olsa da protestocuların kimliğini belirleyebilir. Bu algoritmalar insanların cinsel yönelimini, flört uygulamalarında kullandığı profil fotoğraflarından anlayabilir.

Facebook’un piyasa değeri yarım trilyon dolara yaklaşıyor. Bunun sebebi ikna mimarisi olarak harika çalışıyor olması. Ancak bu mimari yapı ayakkabı satıyor olsanız da aynı siyaset satıyor olsanız da… Algoritmalar farkı anlamıyor. Reklamlara karşı bizi sabırlı kılmak için üzerimize salınan bu algoritmalar, aynı zamanda siyasi, kişisel ve sosyal bilgi akışımızı da düzenliyor ve bu değişmek zorunda.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun

Cambridge Skandalı, Facebook’a pahalıya mal oluyor: Soruşturmalar başladı

İngiliz şirket Cambridge Analytica’nın Facebook’ta 50 milyon kullanıcının kişisel verilerini usulsüz bir şekilde kullandığının ortaya çıkmasıyla başlayan skandal kar topu gibi büyüyor.

İngiltere ve Avrupa Birliği parlamentoları, Facebook’un kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg’i ifade vermeye çağırdı.

ABD Federal Ticaret Komisyonu, Facebook’un kullanıcıların verilerini üçüncü parti kurumlarla paylaşarak kullanıcı sözleşmesini ihlal ettiğine dair haberlerin ortaya çıkmasının ardından soruşturma başlatıldığını duyurdu.

Facebook hisseleri çakılırken, şirket piyasa değerinden 20 milyar dolar kaybetti.

Soruşturmaların hedefinde olan sadece Facebook değil. İngiltere Bilgi Komisyonu, Cambridge Analytica hakkında soruşturma başlatılmasını istedi.

Skandal, Channel 4 televizyon kanalının Cambridge Analytica ile haberi ile ortaya çıktı. Televizyon kanalının yaptığı gizli kamera çekimlerinde şirketin yöneticileri, siyasetçilerin itibarını sarsmak için ‘aşk tuzakları’ hazırlanabileceğini ve rüşvet verilebileceğini söylerken görülüyordu. Şirket usulsüzlük yapıldığı iddialarını reddediyor.

Channel 4 News’un Pazartesi günü yayınlanan programında, zengin bir Sri Lankalı müşteri kılığında şirketle iletişime geçen muhabirleri Cambridge Analytica Yöneticisi Alexander Nix ile buluşuyor. Gizli kamerayla kaydedilen görüşmede Nix, internette siyasetçilerin nasıl itibarsızlaştırılabileceğine dair taktiklerini anlatıyor. Nix, hedef alınan bireye ‘gerçek olamayacak kadar iyi bir anlaşma sunulabileceğini ve bu görüntülerin kayıt altına alınabileceğini’ söylüyor.

İlgili haber>> 100 bin dolar verin, Facebook ile seçim sonucu değişsin!

Nix ayrıca, ‘adayın evine çok güzel Ukraynalı kızlar gönderilebileceğini ve bu taktiğin işe yaradığını’ anlatıyor. Şirketin yöneticisi, “Size neler yapılabileceği ve daha önce neler yapıldığıyla ilgili örnekler veriyorum” diyor.

Cambridge Analytica şirketi ise kameralara yansıyan konuşmayla ilgili haberin ‘saptırıldığını’ savundu. Şirket yazılı açıklamasında “Kısmen müşterimizi mahcup etmemek için yapılan bu konuşmada, bir dizi gülünç farazi senaryolarla eğlendik. Cambridge Analytica, tuzaklara, rüşvete veya ‘aşk tuzağı’ denilen taktiklere müdahil olmaz ve göz yummaz” dedi. BBC Newsnight programına konuşan Nix, Channel 4’daki haberde ‘verilerin saptırıldığını’ ve şirketin ‘kasten tuzağa düşürüldüğünü’ söyledi.

İngiltere Bilgi Komisyonu Başkanı Elizabeth Denham, kişisel veriler kullanılarak ABD başkanlık seçimlerinin manipüle edildiği iddiaları için Cambridge Analytica’nın soruşturulduğunu açıkladı. Şirketin eski çalışanı Christopher Wylie, bir akademisyen tarafından tasarlanan ve Facebook’ta kişisel bilgilerin sorulduğu bir form aracılığıyla Cambridge Analytica’nın milyonlarca kişinin verilerini topladığını söyledi.

Facebook dijital denetçileri görevlendirdi

İngiltere Bilgi Komisyonu Başkanı Denham, şirketin veri tabanına ve ağ sunucularına erişim talebinde bulundu. Channel 4’a konuşan Denham, “Yanıtlarını kabul etmiyorum, yetki için mahkemeye başvuracağım” dedi. Denham, Cambridge Analytica’nın ‘verileri nasıl işlediği veya nasıl sildiğini’ anlamak istediğini söyledi. Cambridge Analytica ise verilerin toplanmasında doğru prosedürleri izlediklerini savunsa da Facebook şirketin faaliyetlerini geçen hafta askıya aldı.

Teknoloji haberleri internet sitesi The Verge, Facebook’un ayrıca çalışanlarıyla bir araya gelip olayın nasıl yaşandığıyla ilgili açık bir toplantı yapılacağını duyurdu. Facebook, Cambridge Analytica’nın faaliyetlerinin incelenmesi için kendi dijital adli bilişim uzmanlarından oluşan bir ekibi görevlendirdiğini açıkladı.

Facebook açıklamasında ‘verilerin usulüne uygun kullanılmadığıyla ilgili iddiaların gözden geçirileceğini’ belirtip “Eğer bu veriler hala duruyorsa bu Facebook’un yönetmeliklerinin, güvenin yanı sıra bu grubun üstlendiği yükümlülüklerin de ihlali olur” dedi. Facebook ayrıca, kişisel verilerin toplandığı formun yaratıcısı akademisyen Aleksandr Kogan’ın denetlenmeyi kabul ettiğini, verilerin nasıl toplandığı ve kullanıldığıyla ilgili iddiaları ortaya atan şirketin eski çalışanı Wylie’nin ise denetlenmeyi reddettiğini duyurdu.

Kaynak: BBC Türkçe

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz