Etiket arşivi: bilişim hukuku

Dijital Dönüşüm Başkanlığı katıIımcıları hacklediğini itiraf etti

Dijital Dönüşüm Başkanlığı katıIımcıları hacklediğini itiraf ettiCumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisinin etkinliğine katılanların cep telefonlarının farkındalık yaratmak için hacklenmesi veri güvenliği açısından hukuki bir tartışmanın fitilini ateşledi.

Geçtiğimiz günlerde Gençlik ve Spor Bakanlığı uhdesinde Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ve Türkiye Bilişim Derneğinin katkısıyla düzenlenen Gençlik ve Bilişim Festivali’nin açılışı gerçekleştirildi.

Festivalde konuşmasını gerçekleştiren Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç, tartışmalı ifadeler kullandı. Söz konusu açıklamalardan hareketle açılış konuşmasında bahsettiği durumun suç olup olmadığını İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Komisyonu başkanlığı görevini yürüten Avukat Fehmi Ünsal Özmestik’e sorduk.

Bilişim Festivali kapsamında düzenlenen Üreten Gençlik Paneli’nde birçok gençle buluşan Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Koç, burada gençlere yönelik bir konuşma yaptı.

YTÜ Teknopark’ta veri ihlali: Müşterilerin kişisel ve finansal bilgileri çalındı!

 

KATILIMCILARIN CEP TELEFONLARI HACKLENDİ

Koç, salonda bulunan bazı katılımcıların cep telefonlarının az önce hacklendiğini belirterek şunları kaydetti:

İnsanlar şunun farkında değiller, ortak Wi-Fi ağları güvenli mi? ‘Otomatik olarak bağlan’ tuşu kötü niyetli kişilerce kullanılabilen bir şey. Şu anda bu tuşu açık olan bazı arkadaşlarımızın verilerini ele geçirdik, onlarla birebir görüşeceğiz. Ben size ‘Wi-Fi’ye bağlanmayın’ deseydim nasıl etki yapardı, şu anda canlı canlı Wi-Fi hacklendiğinde nasıl etki yaratıyor? Dijital Dönüşüm Ofisi olarak yapmayı hedeflediklerimizden en önemlisi de farkındalık yaratmak.”

AÇIKLAMALAR SUÇ TEŞKİL EDİYOR MU?

Kaydettiği ifadelerde katılımcıların verilerini ele geçirdiklerini söyleyen Ali Taha Koç’un bu ifadelerinin suç teşkil edip etmediğini Avukat Fehmi Ünsal Özmestik, Siber Bülten için değerlendirdi.

Özmestik, “Öncelikle ortak Wi-Fi ağları kullanılarak zafiyet bulunan bilgisayarlara ve cihazlara kolay olmasa da erişim sağlanabiliyor. Cihazlarında zafiyet bulunan veya bu tarz tehdide açık ağlar kullanan kişilerin dışarıda bir tehdit olduğunun, bu tehdide maruz kalabileceğinin, verilerinin çalınabileceğinin farkında olmaları gerekiyor. Ancak bunun farkındalık yolları veya cihazlarda zafiyet bulunup bulunmadığını öğrenmenin yolları var. Bunlar arasında bilgilendirici açıklamalarla bilinç düzeyini yükseltmek, sızma testleri yapmak gibi çeşitli uygulamalar bulunuyor. Ancak Ali Taha Koç’un ifadelerinin herhangi bir rıza kapsamında değilse TCK’nın 243 ve 244 maddelerine göre “bir kişinin rızası olmadan verilerinin ele geçirilmesi” kapsamında değerlendirilebileceğini ve yapılan eylemin her ne kadar farkındalık yaratmak gibi ‘iyi niyetli’ de olsa mahkemede bunun bir anlam ifade etmeyeceğini ve bunun suç olduğunu söylemek gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

AB Yapay Zeka düzenlemesi teklifi Türkçe’ye tercüme edildi

İstanbul Barosu, Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun hazırladığı yeni yapay zeka düzenlemesi teklifini Türkçe’ye çevirdi.

AB Komisyonunun 21 Nisan 2021 tarihinde yayımladığı “Yapay Zekâya İlişkin Uyumlaştırılmış Kurallara (Yapay Zekâ Düzenlemesi) ve Birlik’in Yasal Düzenlemelerinin Değiştirilmesine Yönelik Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği Konseyi Tüzüğü Teklifi” İstanbul Barosu tarafından Türkçeye tercüme edildi.

Söz konusu tercüme İstanbul Barosu, Bilişim Hukuku Komisyonu, Yapay Zekâ Çalışma Grubu’nun yapay zekâ ve hukuk alanına katkı sunmak ve avukatların bu alandaki gelişimini desteklemek üzere kendi inisiyatifi ile yapıldı.

Teklif, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği Konseyi tarafından aynen veya değiştirilerek kabul edilmesi halinde yürürlük kazanacak.

Tercümenin hazırlanmasına yazarımız Avukat Selin Çetin, Ertuğrul Uzun,, Taner Kuru, Seçil Bilgiç, Osman Gazi Güçlütürk, Eren Sözüer, Sibel Büyükkılıç, Başak Kayrancıoğlu, Ece Gökce, Günse Alçınkaya, Berkay Akbaş, Ceren Halatçı, Efe Gökdemir, Dila Ay Kocabıyık, Arda Fırat ve Su Kelleoğlu katkı sağladı.

Çeviriye şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz: https://www.istanbulbarosu.org.tr/files/docs/AvrupaBirligiYapayZekaya%C4%B0liskinTuzukTeklifiTurkceTercumesi.pdf

Hacettepe Üniversitesi’nden ‘Bilişim Hukuku’ Konferansı

Hacettepe Üniversitesi, “Bilişim ve Hukuk” konulu sanal konferans düzenleyecek
Üniversite bünyesindeki Hacettepe Üniversitesi Hukuk Topluluğunun, alanında uzman isimleri bir araya getireceği “Bilişim ve Hukuk” konferansı 26 Aralık Cumartesi günü saat 14.30’da  Youtube üzerinden canlı olarak gerçekleştirilecek.
Konferansta, Ozan&Ozan Hukuk Bürosundan Dr. Başak Ozan Özparlak, “Yapay Zeka ve Hukuk”, Boğaziçi Üniversitesi Siber Güvenlik Merkezi (BUSİBER) Yöneticisi Doç. Dr. Bilgin Metin, “Siber Saldırıların Öncesi ve Sonrası Adımlar” ve Gün+Partners Hukuk Bürosu Yönetici Avukatı Begüm Yavuzdoğan Okumuş, “Veri İhlallerinin KVKK ve GDPR Kapsamında Değerlendirilmesi” konularında konuşma yapacak.
Konferansa Hacettepe Üniversitesi Hukuk Topluluğu’nun sosyal medya hesaplarından paylaşılacak Youtube canlı yayın linki üzerinden katılım sağlanacak.
Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Galatasaray Üniversitesi’nden “Siber Güvenlik Hukuku” Konferansı

Galatasaray Üniversitesi (GSÜ), “Siber Güvenlik Hukuku” konulu sanal konferansa ev sahipliği yapacak.
Üniversite bünyesinde faaliyet gösteren GSÜ Hukuk Kulübünün alanında uzman isimleri bir araya getireceği “Siber Güvenlik Hukuku” konferansı 19 Aralık Cumartesi günü saat 11.45 ile 16.30 saatleri arasında Zoom üzerinden gerçekleştirilecek.
Açılışında bir Siber Güvenlik Quizinin yapılacağı konferansa Prof. Dr. Albert Levi, Dr. Mehmet Bedii Kaya ve Av. Tuğrul Sevim konferansa konuşmacı olarak katılacak.
Katılımın herkese açık olduğu konferansın kontenjanı 100 kişiyle sınırlandırıldı. Konferansa katılmak isteyenler 16 Aralık saat 22’ye kadar kulübün internet sitesi üzerindeki formu doldurarak  başvuru yapabilecek.

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

‘Sosyal Medya Yasası’ yürürlüğe girdi, hayatımızda neler değişecek?  

Kamuoyunda ‘Sosyal Medya Yasası’ olarak bilinen ve sosyal medya şirketleri başta olmak üzere teknoloji şirketlerine bir dizi yaptırım ve düzenleme getiren yasanın birçok maddesi bugün itibariyle yürürlüğe giriyor. Temmuz ayında TBMM Genel Kurulunda kabul edilen düzenleme günlük erişimi 1 milyondan fazla olan Facebook, Twitter, Instagram, YouTube, Tiktok gibi yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılar ile kullanıcılar arasındaki ilişkiyi düzenlemeyi amaçlıyor.  

Bir yandan ifade hürriyetinin kısıtlanması ve sosyal medyaya sansür uygulanması amacıyla kullanılabileceği için eleştirilen yasal düzenleme diğer taraftan internet kullanıcılarının kişisel başvurularında veya kamu kurumlarının bildirimlerinde yaşanan zorlukların aşılması için sosyal ağ sağlayıcılarla muhataplık ilişkisi kurulmasını sağlayacak. 

SOSYAL AĞ SAĞLAYICI NEDİR? WHATSAPP YASA KAPSAMINDA MI? 

Yeni yasanın getirdiği yeniliklerin başında ‘sosyal ağ sağlayıcı’ kavramı bulunuyor.  5651 sayılı ‘İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’ ile hayatımıza giren ‘yer sağlayıcı’ ‘içerik sağlayıcı’ ve ‘erişim sağlayıcı’ gibi kavramlara ek olarak yasada tanımlanan ‘sosyal ağ sağlayıcı’ sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi verileri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişileri ifade ediyor. 

Yasa teklifinin kamuoyuna sunulmasının ardından tartışılan konulardan bir tanesi, sosyal ağ sağlayıcı kavramının içine Whatsapp gibi mesajlaşma uygulamalarının girip girmeyeceği idi. Konuyu yorumlayan hukukçular WhatsApp’ın bir sosyal mecra değil kişiler arasındaki iletişimi sağlamaya yarayan bir teknoloji olduğundan yasanın kapsamının dışında olduğu görüşünde birleşiyor.  

 TEMSİLCİLİK İLE MUHATAPLIK İLİŞKİSİ KURULACAK 

Yasanın internet kullanıcılarına ne gibi değişiklikler getireceği ile ilgili değerlendirmelerini Siber Bülten ile paylaşan Kavlak Avukatlık Bürosundan Av.Deniz Mina Küpana, yasa ile sosyal medyada kişilik haklarını zedeleyen içeriklerin kaldırılmasının hızlanacağını ve sosyal ağ sağlayıcılar ile hem devlet hem de kullanıcılar arasında bir muhataplık ilişkisi kurulacağını ifade etti.  

“Yasa ile gelen önemli değişikliklerden bir tanesi, günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılarının Türkiye’de en az bir kişiyi temsilci olarak belirlemesinin zorunlu hale gelmesi. Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) ve adli ve idari makamlar nezdinde bu kişi temsilci olacak. Temsilcilik ile sosyal ağ sağlayıcıların Türkiye’deki mevzuatlara uyumu sağlanacak. Türkiye’deki kanunlara riayet ederek faaliyetlerine devam edecekler.” 

VERİ LOKALİZASYONU GENEL BİR STRATEJİNİN SONUCU 

Yasa ile şirketlere gelen yükümlülüklerden başka bir tanesi de Türkiye’deki kullanıcılardan elde edilen verilerin Türkiye’de tutulması gerekliliği. Yeni yasada sosyal ağ sağlayıcılarının Türkiye’deki kullanıcı verilerini Türkiye’de bulundurmak için “gerekli tedbirleri alacağı” hükmediliyor.  

Deniz Mina Küpana, yasadaki bu hükmü Ankara’nın ‘Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalacak’ stratejisi çerçevesinde atılmış bir adım olarak değerlendiriyor. Geçtiğimiz senelerde Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun kurumsal e-posta hizmetinin yabancı bir ülkede bulunan bir sunucu üzerinden verilmesini ‘verilerin yurtdışına aktarılması’ olarak gören kararını hatırlatan Küpana, 2019/12 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Bilgi ve İletişim Güvenliği Tedbirleri Genelgesinin de bu kararla aynı çerçevede olduğunu belirtti.  

Cumhurbaşkanlığı genelgesinde güvenliği tehdit edebilecek veya kamu düzeninin bozulmasına yol açabilecek kritik türdeki verilerin, yurt içinde güvenli bir şekilde depolanması şartı getirilmişti. 

UNUTULMA HAKKI TALEBİ ARTIK YASAL 

Kamuoyu tarafından her ne kadar ‘Sosyal Medya Yasası’ olarak anılsa da yeni yasanın arama motorlarını ilgilendiren tarafları da bulunuyor. Bunların başında unutulma hakkı geliyor.  

Unutulma hakkı kişi ve kurumların internette kendi adlarıyla arama yapıldığında derlenen sonuçlar arasında kendileriyle ilgili bilgi, fotoğraf, belge gibi verilere yer verilmemesini isteme hakkı olarak biliniyor.  

Avrupa Birliği (AB) Adalet Divanı’nın verdiği ve ‘Gonzalez kararı’ olarak bilinen karara göre özel hayatın gizliliğini korumak amacıyla Google arama motorunun kişisel arama sonuçlarını silmesi gerekiyor. Dava, evinin açık artırmaya çıkarıldığına dair bir ilanın Google arama sonuçlarında çıkmasıyla gizliliğin ihlal edildiğini savunan İspanyol kullanıcı Mario Costeja Gonzalez tarafından açılmıştı. Google uzun bir hukuki sürecin sonunda kararı kabul etmiş ve unutulma hakkını AB ülkelerinde tanımıştı.  

Deniz Mina Küpana, yasadaki değişiklikle birlikte unutulma hakkının sulh ceza hakimliği nezdinde talep edilebilecek bir hak haline geleceğini belirtti.  5651 no’lu yasanın mevcut halinde içeriklerin erişime engellenmesi hakkının bulunduğunu belirten Küpana, değişiklik ile birlikte erişim engellenmesinin uygulamada yarattığı sorunların da önüne geçilebileceğini ekledi. 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz