Kategori arşivi: Rusya

Rusya’nın siber güvenlik alanında attığı adımları, şirketlerin yeni ürünleri, internet kısıtlamaları ve hükümet politikaları ile ilgili haberlere bu bölümden ulaşabilirsiniz.

Rus şirketten rekor teklif: Telefonlardaki zafiyetleri bulana 20 milyon dolar!

Rus şirketten rekor teklif: Telefonlardaki zafiyetleri bulana 20 milyon dolar!Rusya merkezli Operation Zero şirketi, Android ve iPhone’larda sıfırıncı gün açıkları bulanlara 20 milyon dolar vereceğini açıkladı.

Sıfırıncı gün açıklarını alan ve satan firma, müşterilerinin Android ve iPhone cihazları hacklemesine olanak tanıyacak 0-day zafiyetlerini keşfeden araştırmacılara 20 milyon dolar ödemeyi teklif etti.

Şirketin X uygulamasındaki resmî hesabından yaptığı paylaşımda sıfırıncı gün açıkları bulanlara yapacağı ödemeleri 200 bin dolardan 20 milyon dolara yükselttiğini duyurdu.

NATO ÜYESİ OLMAYAN ÜLKELERLE TİCARET YAPIYORLAR

Rusya merkezli olan ve 2021’de faaliyete geçen Operation Zero, sıfırıncı gün açıklarını alıp satan çeşitli şirketlerden bir tanesi olarak biliniyor.

Şirketin müşterileri arasında Rus özel şirketler ve hükûmet kurumları olduğu bilinirken şirketin resmî internet sitesinde “NATO üyesi olmayan ülkelerle” ticaret yaptıkları şerhi yer alıyor.

Operation Zero CEO’su Sergey Zelenyuk’a, neden sadece NATO üyesi olmayan ülkelere satış yaptıkları sorulduğunda, “Aşikâr nedenler dışında başka bir sebep yok” açıklamasını yaptı.

Zelenyuk, Operation Zero’nun şu anda sunduğu ödüllerin geçici olabileceğini, belirli ürünlerin fiyatlarının oluşumunun büyük ölçüde sıfırıncı gün piyasasındaki mevcudiyete bağlı olduğunu söyledi.

Zelenyuk ayrıca, “Cep telefonları için olan açıklar şu anda en pahalı ürünler ve çoğunlukla hükûmet aktörleri tarafından kullanılıyorlar. Bir aktör bir ürüne ihtiyaç duyduğunda, bazen diğer tarafların eline geçmeden önce ona sahip olmak için mümkün olduğunca fazla ödeme yapmaya hazır.” ifadelerini kullandı.

Sıfırın da bir değeri var: Zero-day nedir? Nasıl istismar edilir?

Bunun yanı sıra şirketin ödeyecekleri miktarı artırmasının rekabeti sağlamak ve geliştirici ekipleri kendi şirketleriyle çalışmaya teşvik etmek olduğu belirtildi.

GRİ PAZAR: ZERO DAY PİYASASI

En az on yıldır, dünyanın birçok ülkesindeki çeşitli şirketler, hatalar ve kusurlardan yararlanmak için hack tekniklerini satmak isteyen güvenlik araştırmacılarına ödüller teklif ediyor.

Hacker One ya da Bugcrowd gibi geleneksel hata ödül platformlarının aksine, Operation Zero gibi şirketler ürünlerinde güvenlik açığı bulunan satıcıları uyarmıyor, aksine bunları devlet müşterilerine satıyor.

Doğası gereği fiyatların dalgalandığı ve müşterilerin kimliğinin genellikle gizli olduğu gri bir pazar olan sıfırıncı gün piyasasında Operation Zero gibi çeşitli şirketler kamuya açık fiyat listeleri oluşturuyor.

Örneğin 2015’te kurulan bir şirket olan Zerodium, müşterilerin hedeften hiçbir etkileşim almadan bir Android cihazı hacklemesine olanak tanıyan bir açık zincirini 2,5 milyon satıyor. İnternet sitesine göre Zerodium, iOS’ta aynı tür bir açık zinciri için 2 milyon dolara satıyor.

Birleşik Arap Emirlikleri merkezli bir şirket olan Crowdfense, Android ve iOS’ta aynı tür hatalar zincirini 3 milyon dolara satıyor.

YASAL DÜZENLEMELERDEN UZAK

Sıfırıncı gün piyasası büyük ölçüde düzenlenmemiş durumda. Ancak bazı ülkelerde şirketler, faaliyet gösterdikleri hükûmetlerden ihracat lisansı almak zorunda kalabiliyor. Bu süreç esasen belirli ülkelere satış yapmak için izin istemeyi gerektiriyor ve bu izinler kısıtlı olabiliyor.

Söz konusu durum, siyasetten giderek daha fazla etkilenen parçalı bir pazar yaratıyor. Örneğin, Çin’de yakın zamanda kabul edilen bir yasa, güvenlik araştırmacılarının yazılım üreticilerini uyarmadan önce Çin hükûmetini açıklar konusunda uyarmasını zorunlu kılıyor. Uzmanlara göre bu yasa, Çin’in istihbarat amacıyla kullanmak üzere sıfırıncı gün piyasasını ele geçirdiği anlamına geliyor.

Rus hayalet gemilerinin haberleşme sistemine sızdılar: Kuzey Akım patlamasında ne işleri var?

Dört Kuzey Avrupa ülkesi televizyonunun ortak yapımı bir belgeselde, Nord Stream boru hatlarındaki patlamaların meydana geldiği yerin yakınlarında, su altı operasyonları gerçekleştirebilen Rus gemilerinin bulunduğu iddia edildi

Geçtiğimiz Eylül ayında meydana gelen su altı patlamaları, Rusya’dan Avrupa’ya doğalgaz taşıyan iki Nord Stream boru hattını kullanılamaz hâle getirmişti.

PATLAMALARIN SEBEBİ BELİRSİZLİĞİNİ KORUYOR

Patlama alanına yakın ülkelerde resmî soruşturmalar devam etse de patlamaların neden kaynaklandığı belirsizliğini sürdürüyor. 

Estonya’da genel seçimlere Rusya’nın siber müdahalesi başarısız oldu

Şu ana kadar patlamaların bir tür kaza yerine sabotaj sonucu meydana geldiğine dair çeşitli görüşler mevcut.

Danimarka DR, Norveç NRK, İsveç SVT ve Finlandiya Yle televizyonlarının ortak yapımı belgeseld, patlamaların gerçekleştiği dönemde Rus gemi hareketlerine dair şüpheli detaylar olabileceğine dair bir ipucu olduğunu iddia etti.

ŞÜPHELİ GEMİ HAREKETLERİ

Danimarka, Norveç, İsveç ve Finlandiya tarafından yürütülen soruşturma, geçen yıl Haziran ve Eylül ayları arasında gerçekleşen ve son derece alışılmadık olarak tanımlanan gemi hareketlerine ve eylemlerine odaklanmayı sürdürüyor.

Söz konusu gemi hareketleri, Rus donanmasına ait araştırma gemisi Sibiryakov, römorkör SB-123 ve medya kuruluşlarının ismini belirleyemediği Rus donanma filosundan bir üçüncü gemiyi içeriyor.

“HAYALET GEMİ” İDDİASI

İddiaya konu olan gemilerin, vericileri kapalı olan, yani “hayalet gemiler” olarak adlandırılan gemiler olduğu belirtiliyor. 

Yayıncılar, bu gemilerin Rus deniz üslerine gönderdiği fakat kesilen radyo iletişimlerinin kullanılarak hareketlerinin takip edebildiklerini belirtiyorlar.

Bu gemilerin hareketleri, eski bir İngiliz deniz istihbarat subayı tarafından takip edildi. İngiliz subayı, araştırmasını gerçekleştirmek için açık kaynak bilgilerini ve radyo iletişimlerini kullandığını belirtiyor.

PATLAMALARIN ARKASINDA RUSYA OLABİLİR Mİ?

Nordik yayıncılar, gemilerin ne yaptıklarına veya patlamanın arkasında Rusya’nın olup olmadığına dair kesin bir kanıt olduğunu gündeme getirmese de podcast yayını, bu aktivitenin alışılmadık doğası hakkında çeşitli iddialarda bulunuyor.

Patlamanın hemen ardından, Batı’daki bazı ülkeler sorumlunun Rusya’ya olduğunu belirtse de Moskova, Birleşik Krallık da dâhil olmak üzere Batılı ülkeleri suçlayarak patlamalarla herhangi bir ilişkisi olduğunu reddetti.

Estonya’da genel seçimlere Rusya’nın siber müdahalesi başarısız oldu

Estonya’da seçimlere Rusya tarafından yapılan siber müdahalelerin başarısız olduğu ortaya çıktı.

Ülkede düzenlenen genel seçimlerde Rus merkezli bir müdahale yaşansa da saldırının akamete uğradığı tespit edildi.

ESTONYALILAR İLK KEZ İNTERNET OYLAMASI KULLANDI

Estonya’daki parlamento seçimleri, Estonyalıların internet oylama sistemini kullanarak oy kullandığı ilk seçim oldu. Birleşik Krallık gibi ülkelerdeki yetkililer bu tür sistemlerin oylamanın bütünlüğünü tehdit edebilecek riskler içerdiği konusunda uyarıda bulunsalar da Estonya hükûmeti sürecin güvenli olduğundan oldukça emin.

Estonya Ulusal Siber Güvenlik Merkezi’nin başında bulunan Gert Auväärt, yaptığı açıklamada, ekibinin kampanya sırasında “son iki hafta boyunca yüksek teyakkuz hâlinde” olduğunu ve seçim sistemine girme girişimlerinin başarısız olduğunu söyledi.

 “SİBER SAVAŞ DEMEK İSTEMİYORUM”

Auväärt, “Bir basın toplantısı düzenleyip siber saldırı olduğunu söylemenin bir anlamı yok. Sıra dışı bir şey olmadı, bir önceki hafta ya da ondan önceki hafta olmayan bir şey olmadı. Bir tür siber… ‘Savaş’ demeyeceğim ama bir yıldır büyük bir saldırı dalgası altındayız.” ifadelerini kullandı.

Estonyalı yetkili, “Geçen yılın ocak ayında yüksek teyakkuz hâline geçmiştik. Ne zaman daha düşük bir seviyeye döneceğimizi, her şeyin ne zaman sakinleşeceğini bilmiyoruz. Ortalık sakin değil.” diye konuştu.

Rusya’nın yeni siber yasası online suçları körükleyecek

Saldırıların ayrıntılı bir tanımını yapmaktan kaçınsa da Auväärt saldırıların başarılı olmadığını ve saldırı ölçeğininse beklentilerinin üstünde olduğunu vurguladı. Auväärt, saldırıların bilinen tehdit aktörlerinin davranışlarının geniş bir yelpazesini kapsadığını söyledi.

SEÇİMİ UKRAYNA’YA AÇIK DESTEĞİYLE BİLİNEN MERKEZ SAĞ KAZANDI

Genel seçimleriyse Başbakan Kaja Kallas liderliğindeki merkez sağ Reform Partisi kazandı. 

Sonuçlara göre merkez sağ Reform Partisi, katılmın yüzde 63,7 olduğu seçimlerde oyların yüzde 31,5’ini aldı. Başbakan Kaja Kallas önderliğindeki Reform Partisi, savaş esnasında Avrupa üzerinde Ukrayna’nın en açık sözlü destekçisi olarak biliniyor.

Başbakan Kaja Kallas ise, Ukrayna’daki savaşın başlamasından bu yana ülkesine yönelik siber saldırıların arttığını ve kapsamının değiştiğini ifade etti.

Kallas, “Resmî olarak atfedilmese de hâlihazırda Rus menşeili saldırılar görüyoruz. Sistemlerimize erişemeyince saldırı taktiklerini geliştirip yeni yollar denediklerini görüyoruz.” dedi.

ESTONYA-RUSYA SİYASİ GERİLİMİ SİBER SALDIRILARA SIÇRIYOR

Estonya Parlamentosu’nun Rusya’yı resmen düşman devlet olarak tanımlama kararı alması ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky’nin Estonyalı siyasetçilere seslenmesi gibi olaylar, Estonya ile Rusya arasındaki siyasi gerginliği tırmandırdı.

NATO’ya katıldıktan sadece birkaç yıl sonra 2007 yılında, Estonya bir Sovyet savaş anıtını başkent Tallinn’in merkezinden birkaç kilometre uzaklıktaki bir askerî mezarlığa taşıdığında bir siber saldırı dalgasından etkilenmiş, yetkililerse olaylardan Rusya’yı sorumlu tutmuştu.

2008 yılındaysa Tallinn’de NATO iş birliğiyle Siber Savunma Mükemmeliyet Merkezi kurulmuştu.

Rusya yanlısı hacktivist grup Killnet geçtiğimiz Kasım ayında bir botnet kullanarak Estonya’nın istihbarat servislerinin web sitesini hedef alırken, Rusya bağlantılı bir başka DDoS grubu olan Anonymous Sudan’ın DDoS trafiği oluşturmak için ücretli altyapı kullandığı tespit edilmişti.

Ruslardan deepfake ile casusluk girişimi: Baykar Genel Müdürü Bayraktar hedefteydi!

Rusya’nın deepfake yöntemiyle casusluk girişimini Ukrayna istihbaratı engelledi. Olayda Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar hedefteydi.

Rus istihbaratı FSB, deep fake teknolojisi kullanarak Ukrayna Başbakanı Denis Şmihal kılığında Baykar Teknoloji Genel Müdürü Haluk Bayraktar ile görüşmek istedi. Provokasyon, Ukrayna istihbaratının çabalarıyla önlenirken, yaşanan olaya ilişkin bir de video paylaşıldı.

Ukrayna Savunma Bakanlığına bağlı Askeri İstihbarat Müdürlüğü, Baykar Teknoloji Genel Müdürü Haluk Bayraktar‘a yönelik provokasyonu engelledi.

Rus istihbaratı FSB, Deepfake teknolojisi kullanarak, Ukrayna Başbakanı Şmihal kılığında Bayraktar ile görüşmek istedi. Tehlike Ukrayna istihbaratının çabalarıyla önlendi. Ukrayna İstihbarat Servisi, olaya ilişkin görüntüleri yayımladı.

“Robotların ne kadar akıllı olduğu tamamen size bağlı”

 

DEEP FAKE TEKNOLOJİSİYLE SAHTE YÜZ VE SES OLUŞTURDULAR

Görüntülerde Rusya’nın Ukrayna Başbakanı Denis Şmihal’in kılığına girdiği görülüyor. Rus istihbaratı bu yöntemle Bayraktar Genel Müdürü Haluk Bayraktar’la görüşmeye çalıştı.

Durumun farkına varan Ukrayna istihbaratıysa Bayraktar sekreteri olarak görüşmeye katıldı. Rus istihbaratıyla görüştü. Deepfake yöntemiyle Rus istihbaratının Türkiye-Ukrayna ilişkilerinin bozmaya çalıştığı iddia edildi.

Rus istihbarat servisi sıklıkla Deepfake teknolojisi kullanıyor. Bu yöntemle yapay zeka yardımıyla sahte yüz ve ses oluşturuluyor.

Putin’den ödül alan Ilya Sachkov neden vatana ihanetten tutuklandı?

Rusya Devlet başkanı Vladimir Putin’in elinden ödül almasına rağmen geçtiğimiz yıl Rusya’da “vatana ihanet” suçlamasıyla tutuklanan Ilya Sachkov’un tutukluluğu hâlâ devam ediyor. 

Siber güvenlik konusunda Rusya’nın önde gelen şirketlerinden biri olan ve hizmet verdiği kuruluşlar arasında Interpol ve Europol de bulunan Group-IB’nin kurucusu Ilya Sachkov’un tutukluluğu devam ederken söz konusu tutuklamanın ardındaki sır perdesi de aralanmış değil. Peki Ilya Sachkov’un tutuklanmasına neler yol açtı? Ilya Sachkov hakkında çeşitli iddialar ortaya atıldı.

ILYA SACHKOV KİMDİR?

Son yıllarda Rusya’da vatana ihanet suçlamalarında gözle görülür bir artış yaşanırken söz konusu iddia ile tutuklananlardan biri de Group-IB’nin kurucusu Ilya Sachkov olmuştu. 

2003 yılında bilgi güvenliği eğitimi aldığı Bauman Moskova Devlet üniversitesinde okurken kurduğu siber güvenlik şirketi Group-IB ile dikkatleri üzerine çeken Ilya Sachkov’un kariyeri Putin’in elinden ödül almaya kadar uzanmıştı.

Sachkov, Rusya Federasyonu Devlet Duması, Avrupa Konseyi siber suç uzman komitelerinin bir üyesi olmakla birlikte 2010 yılında Dijital Suçlar Konsorsiyumu ödülünü kazanan ilk Rus olmuştu.

Bunun yanı sıra Ilya Sachkov, 2016 yılında Forbes dergisinin 30 yaş altı teknoloji girişimcileri listesine girmiş, 2015 ve 2016’da BT ile ilgili kategorilerde Yılın Girişimcisi Ulusal Ödülü’nü almıştı.

Ilya Sachkov ve Group-IB şirketi, Rusya’da 2019 yılında Vladimir Putin tarafından siber tehditleri tespit etme ve önleme konusunda “Yenilikçi Atılım” kategorisinde ödüle layık görülmüştü.

NE OLMUŞTU?

Kariyerinde oldukça ilerleyen fakat geçtiğimiz yıl gizemli bir şekilde gözaltına alınan Sachkov, vatana ihanet ile suçlanmıştı. Putin’in sözcüsü Dmitry Peskov, Kremlin’in davayla ilgisi olmadığını söylemişti. Group-IB tarafından yapılan açıklamadaysa Sachkov’a güvendiklerini ve yöneltilen iddialardan kesinlikle suçlu bulunmayacağı belirtilmişti.

Rusya’da siber güvenlik firmasının patronu vatana ihanetle yargılanacak

Gözaltına alındığı günden bugüne tutukluluğu devam eden Sachkov’un, kendisine yöneltilen suçlamalara ilişkin ayrıntılarsa resmî bir sır olarak saklanıyor. 

Rusya’da vatana ihanet davaları genelde 20 yıl ile cezalandırılırken Sachkov için bir yıldır tutukluluk süresi sürekli uzatılıyor.

Sachkov’un tutukluluğuna ilişkin birçok teori bulunsa da bazı hususlar dikkat çekiyor. Bunlar arasında kurucusu olduğu şirket Group-IB ve müşteri portföyü, eski vatana ihanet davalarında tanık olarak bulunması, ABD’ye çeşitli bilgilerin ifşa edilmesi gibi konular yer alıyor.

SORUŞTURMANIN PERDE ARKASI

Group-IB’nin stratejisi

Siber güvenlik ve siber tehditleri araştırma amaçlarıyla kurulduktan sonra son yıllarda Rusya’da önemli bir şirket hâline gelen Group-IB, hizmetlerini genişleterek müşteri portföyünde de genişleme sağlamıştı.

Group-IB, Rusya’nın en büyük iki bankası Sberbank ve VTB dâhil olmak üzere İçişleri Bakanlığı’nın yanı sıra Rusya’daki devlet kontrolünde bulunan şirketler, uzay ajansı, merkez bankasıyla çalışmasının yanında uluslararası arenada aralarında Interpol ve Europol gibi kuruluşlar da bulunan bir genişlikte müşterilerine hizmet vermeye devam ediyordu.

Group-IB’nin kolluk kuvvetleriyle olan ilişkisini ve stratejisini ise şirketin kurucu ortağı ve şu anda CEO’su olan Dmitry Volkov, “Adaleti yerine getirmek için saldırganların yakalanmasını ve kimse için tehdit oluşturmamasını sağlamaya yetkili olan yalnızca kolluk kuvvetleridir. Group-IB’nin evrensel stratejisi buraya oturur.” demişti. Volkov, Sachkov’un dünyanın dört bir yanındaki kolluk kuvvetleriyle köprüler kurduğunu “şirketlerinin dünya çapında siber suçlarla mücadele etme ve müşterilerini koruma” hedeflerine sahip olduğunu da belirtmişti. 

Vladimir Putin’den alınan ödülün üzerinden geçen dört ay sonra Group-IB, genel merkezini Moskova’dan Singapur’a taşıyarak Sachkov’un uluslararası bir güç merkezi inşa etme tutkusunu ilerlettiği yönündeki iddiaların hedefi olmuştu. Hatta Group-IB, geçen yıl Amsterdam ve Dubai’de de ofisler kurmuştu. 

Kimine göre bu atılımların amacı, Sachkov’un uluslararası alanda itibarını kazanmaya çalışmasının bir yolunun batılı kolluk kuvvetleriyle çalışmak olmasından kaynaklanmasıydı.

Sachkov’un davasına ilişkin olarak çeşitli kişilerle yapılan görüşmelerde Sachkov’un son yıllarda batılı istihbarat ve kolluk kuvvetleriyle oldukça yakın bağlar kurduğunu, Group-IB’nin Rusya’ya olan bağımlılığını azalttığını, bunların da kendisini bir hedef yaptığı konusundaki iddia dillendirilmişti.

ABD veya batılı kolluk kuvvetleriyle yapılacak herhangi bir iş birliğinin, önceden FSB’nin en üst düzey siber güvenlik yetkilisi olan Sergei Mikhailov ile birlikte vatana ihanet suçlamasıyla 2019’da 14 yıl hapis cezasına çarptırılan eski üst düzey Kaspersky Lab çalışanı Ruslan Stoyanov’un kaderini tekrarlama riski anlamına gelmesi demekti ve Sachkov’un da bu ipte yürümesi oldukça riskli bir oyundu.

Söz konusu iddiaya yanıt veren Group-IB ise Bloomberg’e yaptığı açıklamada siber suçla mücadeledeki çalışmalarının gayriresmî ilişkilere değil, yalnızca resmî anlaşmalara ve kolluk kuvvetlerinin taleplerine dayandığını belirtmişti.

Sachkov’un avukatı Sergei Afanasyev ise dava hakkında yorum yapmayı reddetmişti.

ABD’ye yardım ve Sergei Mikhailov davası

Bir başka iddia ise kritik eski davalara ve ABD’ye bu yolla yardıma dayanıyor. Bu davalardan ilki Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından bu yana vatana ihanet suçlamasıyla tutuklanan üst düzey istihbaratçı olan Sergei Mikhailov davasına dayanıyor.

Obama yönetimi 2016 yılında ABD başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti sunucularına yapılan siber saldırıdan sorumlu tuttuğu Rusya’ya yönelik bir dizi yaptırım kararı almış, 35 Rus diplomatı da sınır dışı etmişti. Rusya’ya yönelik söz konusu suçlamaların arkasında, üst düzey FSB yöneticisi Sergei Mikhailov ve üç ismin daha ABD’ye casusluk yapmasının yattığı iddia edilmişti. 

Rus istihbarat servisi FSB’nin elektronik haberleşme ve bilgi güvenliğinden sorumlu üst düzey yöneticisi olan Sergei Mikhailov, “vatana ihanet” gözaltına alınarak tutuklanmış bunun yanı sıra Mikhailov’un birlikte çalıştığı iddia edilen FSB ajanı Dmitry Dokuchayev, Kaspersky yöneticisi Ruslan Stoyanov ve internet girişimcisi George Fomchenko da tutuklanmıştı.

Sachkov ise Sergei Mikhailov davasındaki tanıklardan biriydi. Sachkov, batılı yetkililere, ABD’nin Rusya’nın seçim korsanlığındaki rolünü kanıtlamasına yardımcı olan bilgiler sağladığı iddiasıyla Mikhailov’un avukatı tarafından hedef alınmıştı. Mikhailov’un avukatı Sachkov’a yönelik, “Yetkililerin müvekkilimin devlete yönelik ihanete karıştığı sonucuna varmalarına izin veren yanlış kanıtlar” verdiğini söylemişti.

Daha sonra bu iddia güçlendi. 2020 yılında ABD Adalet Bakanlığı, Formspring, LinkedIn ve diğer sosyal medya araçları hakkında kullanıcılardan çalınan verilerin satışıyla ilgili ABD’de mahkûm olan Yevgeniy Nikulin’in iddianamesini açıkladı. O esnada ise, 2013 yılında işe alınan Grup-IB ağ güvenliği bölümü başkanı Nikita Kislitsin, daha önceleri Hacker dergisinin editörü olarak görev yaparken Nikulin’den bilgi almakla suçlanmıştı. 

Hapis cezasından kurtulmak için Group-IB ve Kislitsin’in ABD soruşturmasıyla iş birliği yaptığı ortaya çıktı.

Söz konusu iş birliğinde bazı kişiler aleyhinde tanıklık yapmak da vardı. Bu isimler arasında hem Mikhailov, hem de Mikhailov davasında yer alan Docukhayev de dâhildi. Kritik olan nokta ise Kislitsin’in, Sachkov’un bu bilgilerin FBI’a ifşa edilmesini kabul ettiğini vurgulaması oldu.

Kaspersky yöneticisi Ruslan Stoyanov gibi Mihaylov da suçlamalarını reddetmesine rağmen 22 yıl hapis cezasına çarptırıldı.  Docukhayev ise suçunu kabul etti ve yetkililerle iş birliği yapmayı kabul ederek altı yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Kremlin’i, fidye yazılımcılara bir şey yapmamakla suçladı

Bir diğer iddiaya göre siber güvenlik ve çevrimiçi dolandırıcılık gibi siber suçları araştırma konusunda uzmanlaşmış Group-IB’nin kurucu ortağı Ilya Sachkov’un, Rusya’dan kaynaklanan fidye yazılımı saldırıları salgınına göz yumduğu için Kremlin hakkında eleştirel konuşmasıydı.

İddialara göre bir konuşmasında Sachkov, “Hiçbir Rus devlet organı yaşananları kale almıyor. Bütün dünya size bir yerde suç olduğunu söylediği hâlde bu ülkede neler oluyor?” demişti.

Sachkov’un Kremlin’in bazı siber suçlulara yönelik hoşgörüsüne yönelik eleştirisi, Rusya’nın istihbarat teşkilatı FSB tarafından tutuklanıp ihanetle suçlandığı Eylül ayı sonuna kadar devam etmişti.

Konuya ilişkin yorum yapan Johns Hopkins Üniversitesi’nde stratejik çalışmalar profesörü olarak görev yapan Thomas Rid, Sachkov’un tutuklanmasının “Rus hükûmetinin uluslararası ortaklarına gönderdiği büyük bir sinyal” olduğunu söyledi. Rid, “Siber suç konusunda ciddiler mi yoksa fidye yazılımı suçlularından çok siber güvenlik yöneticilerini mi tutukluyorlar?” dedi.

SACHKOV ŞU AN NEREDE?

Sachkov, sert koşulları ve mahkûmların iletişimini kısıtlayan katı kurallarıyla bilinen, uzun bir geçmişe sahip olan, içerisinde siyasi mahkûmları barındıran kötü şöhretli eski bir KGB gözaltı yeri olan Moskova’nın Lefortovo Hapishanesi’nde tutuluyor. 

Sachkov’un kaderiyse savunma ekibinin 12 ila 18 ay boyunca başlamayabileceğini söylediği gizli bir davada belirlenecek.