Etiket arşivi: wi-fi

Yeni bir iPhone’a veri kaybetmeden nasıl geçiş yapılır?

Yeni bir iPhone'a veri kaybetmeden nasıl geçiş yapılır?Rehberinizde kayıtlı kişileri, müziğinizi, fotoğraflarınızı ve uygulamalarınızı bir iOS cihazından diğerine başarıyla aktarmak sanıldığı kadar zor değil. İyi bir Wi-Fi bağlantısı ve atlamadan tamamlamanız gereken adımlarla verilerinizi kıs bir sürede sorunsuz şekilde aktarmak mümkün.

Akıllı telefonlar çıkmadan önce telefonumuzdaki verileri kaybetmek çok da büyük bir mesele değildi. Kaldı ki telefonda çok da bir şey yoktu.  Şimdilerde ise bu durum adeta bir korku filmi senaryosunu andırıyor. Peki hiçbir veri kaybetmeden bir iPhone’dan başka bir iPhone’a ya da bir iPad’den diğerine geçiş yapmak mümkün desek.

Telefonunuzun ya da tabletinizin modelini yükseltmek istiyorsanız, bunu başınız ağrımadan yapmanın yolları bulunuyor.  İşte fotoğraflarınız, rehberinizde kayıtlı kişileriniz, videolarınız, mesaj geçmişiniz, müziğiniz, takvimleriniz, e-posta hesaplarınız ve uygulamalarınızın çoğunu önceki cihazınızdan yenisine aktarmanın yolları:

1. ESKİ iPHONE VEYA iPAD’İNİZİ YEDEKLEYİN

Öncelikle, iCloud veya bilgisayarınız aracılığıyla eski cihazınızı yedeklemeniz gerekiyor. 

iCloud Aracılığıyla

Cihazınızın Wi-Fi’ye bağlı olduğundan emin olun. Ardından iPhone veya ipad’inizin ayarlarına gidin ve en üstte görünen  adınızın üzerine tıklayın; bu sizi Apple Kimliği sayfanıza götürür. Hangi modele sahip olduğunuza bağlı olarak, ya iCloud > iCloud Yedekleme >> Şimdi Yedekle’yi seçersiniz ya da Apple Kimliği sayfanızı tıkladıktan sonra kimliğinizin oturum açtığı cihazların bir listesini görürsünüz. Burada, iPhone veya iPad’inizi tıklayın. iCloud Yedekleme’yi seçip açın, “Şimdi Yedekle”yi tıklayın ve cihazınız hala Wi-Fi’a bağlıyken yedeklemeye izin verin. Cihazınızın her gün otomatik olarak yedekleme yapmasını sağlayabilirsiniz ancak Apple’ın ücretsiz olarak sadece 5 GB veri kaydetmeye izin verdiğini unutmayın.

Mac aracılığıyla 

iPhone veya iPad’inizi MacBook’unuza veya iMac’inize bağlayın ve Finder’ı açın. Sol tarafta, cihazınızın Konumlar sekmesi altında yer aldığını görmüş olmalısınız. Müzik ve podcast’lerden fotoğraflara ve dosyalara kadar tüm kayıtlı verilerinizi görüntüleyebilirsiniz. Fotoğraflarınız iCloud üzerinden kaydedilmişse, bu özelliği kapatmadığınız sürece burada görünmezler. Genel sekmesi altında Şimdi Yedekle’yi seçebilirsiniz. Sağlık ve Aktivite verilerini kaydetmek için yedeklemenizi şifreleme seçeneğini seçin, aksi takdirde kaydedilmez; Şifrelenmemiş Sağlık ve Aktivite verilerini kaydetmemek varsayılan bir gizlilik özelliğidir. Tüm iCloud yedeklemeleri otomatik olarak şifrelenir.

Windows işletim sistemli bir bilgisayar aracılığıyla

Windows için iTunes’u indirmeniz ve iPhone veya iPad’inizi USB üzerinden dizüstü bilgisayarınıza veya masaüstünüze bağlamanız gerekmektedir. iTunes penceresinin sol üstündeki iPhone / iPad düğmesini tıklayın, ardından Özet> Şimdi Yedekle’ye gidin.

Yerel yedeklemeyi şifrele’yi tıklatıp bir parola belirleyerek yedeklemenizi şifreleyin. Şifreleme, Sağlık ve Aktivite verilerinizi de yedeklemenizi sağlar. Yedeklemelerinizi bulmak için Düzenle > Tercihler >> Cihazlar’a tıklayın. 

2. SİM KARTLARINI DEĞİŞTİRİN

Tamamen yedeklendikten sonra, SIM kartları değiştirmenin zamanı geldi. İşlem sırasında herhangi bir çağrıyı veya mesajı kaçırmak istemiyorsanız, bu adımı yeni iPhone’unuzu kurduktan sonra da yapabilirsiniz.

3. YENİ CİHAZINIZI AÇIN

Yeni cihazı açmaya hazırsınız. Bir sonraki bölüm, eski cihazınızın çalıştığı iOS veya iPadOS sürümüne bağlıdır. 

NOT: Google Authenticator uygulamasını kullanıyorsunuz hesabı yenisine taşıyana veya erişimini kaybedene kadar bu uygulamayı eski iphone’unuzda silmemeye dikkat edin. İşte Google’ın Authenticator  kodlarını yeni bir telefona aktarma talimatları.

Eski cihazınız iOS 12.4 ve iPadOS 13.4 veya daha yeni bir sürümünü çalıştırıyorsa, eski iPhone veya iPad’inizden yeni cihazınıza doğrudan veri aktarmak için Hızlı Başlat seçeneğini kullanabilirsiniz. Ayarlar > Genel >> Hakkında >>> Yazılım sürümü’ne giderek iOS sürümünüzün ne olduğunu öğrenebilirsiniz. İşte adımlar:

Bluetooth’un açık olduğundan emin olarak yeni cihazınızı açın ve eskisinin yanına yerleştirin. Hızlı Başlangıç ekranı eski iPhone veya ipad’inizde görünmeli ve işlemi başlatmak için Devam’a dokunabilirsiniz.

Apple teknoloji ve yetenek avına çıktı: Şirket son 6 yılda 100’den fazla firma satın aldı

Yeni cihazınızda bir animasyon görünecek. Bu animasyonu telefonun kamerasının vizöründe ortalamak için geçerli cihazınızı yeni cihazın üzerinde tutun. Yeni cihazda Bitir yazan bir mesaj çıkmasını bekleyin.

Yeni cihazınıza parolanızı girin ve Face ID veya Touch ID’yi ayarlamak için talimatları izleyin.

[Cihazdan] Aktar’ı seçerek verileri doğrudan eski iPhone veya iPad’inizden yenisine geçirmeyi seçebilirsiniz.

Aktarım tamamlanana ve işiniz bitene kadar her iki cihazı da birbirine yakın ve prize takılı tutun. Aşağıda sıralanan adımları atlayabilirsiniz.

Eski cihazınız Hızlı Başlatmayı desteklemiyorsa veya kullanmak istemiyorsanız, bir Wi-Fi ağına katılmak isteyip istemediğinizi soran bir ekrana ulaşana kadar Merhaba ekranındaki adımları izleyin. Bağlanmak istediğiniz ağı seçin.

4. YEDEKLEMENİZİ GERİ YÜKLEME

iCloud’dan Geri Yükleme

iPad’inizi veya iPhone’unuzu yedeklemek için iCloud’u kullandıysanız, Uygulamalar ve Veriler ekranına ulaşana kadar kurulum işlemine devam edin ve iCloud Yedeklemesinden Geri Yükle seçeneğine dokunun. Apple Kimliğinizle oturum açın (parolanızı unuttuysanız, oturum açma bilgilerini bulmak ve saklamak için bir parola yöneticisi kullanmayı düşünün) ve kullanmak istediğiniz yedeği seçin.

Yedeklemeler zaman damgalıdır, bu nedenle telefonunuzu düzenli olarak yedekliyorsanız birkaç tane sıralandığını göreceksiniz; doğru olanı seçtiğinizden emin olmak için yedeklemenin tarihine ve boyutuna baktığınızdan emin olun.

Bir bilgisayardan geri yükleme

Verilerinizi yedeklemek için bilgisayarınızı kullandıysanız, telefonunuzu veya tabletinizi bu bilgisayara bağlayın. Catalina 10.15 işletim sistemine sahip ir Mac kullanıyorsanız, Finder’ı açın ve cihazınızı seçin. Mac’inizde eski bir işletim sistemi varsa veya PC’niz varsa iTunes’u açın. iPhone / iPad’inizi seçin. Genel sekmesinin altındaki Yedeklemeyi Geri Yükle’ye tıklayın ve doğru tarihi seçin.

5. Wi-fi Bağlantınızın Sağlam Olduğundan Emin Olun

Yedekleme tamamlanana kadar Wi-Fi bağlantısını kesmeyin. Yedekleme tamamlanmadan bağlantıyı kesmek, yeniden bağlanana kadar yedeklemenizin duraklamasına neden olur. Aynı şey, cihazınızı Windows 10 işletim sistemine sahip bir PC’ye veya Mac’e bağlayarak geri yüklüyorsanız da geçerlidir- bitene kadar telefonunuzu veya tabletinizi takılı bırakın. İşte bitti. Eski bilgilerle yeni Apple cihazınızı kullanmaya başlayabilirsiniz. 

Türkiye bölgesinde en çok zararlı yazılım saldırısına uğrayan ülke oldu

Türkiye, altı ayda 44 milyon zararlı yazılım saldırısıyla bölgesinde ilk sırada yer aldı.

Siber güvenlik firması Kaspersky’nin araştırması, kötü amaçlı yazılımların Türkiye genelinde yaygın olduğunu ortaya koydu.

Araştırmaya göre 2021’in ilk 6 ayında Türkiye’ye yönelik 44 milyon saldırı gerçekleştirken, 2020’nin ilk yarısındaki %4’lük bir düşüşe rağmen diğer bölge ülkelerine kıyasla Türkiye’nin kötü amaçlı yazılım saldırıları sayısında ilk sırada yer aldığını vurguladı.

Uzaktan çalışan ve kurumsal ağlara kişisel cihazlarından erişen bu kadar çok insanın olduğu bir ortamda, şirketlerin hızla genişleyen saldırılarla mücadele etmesi gerekiyor. Yeterli korumaya sahip olmayan cihazlarda bir kez güvenlik ihlal edildiğinde ve bir çalışan ağa giriş yaptığında, bilgisayar korsanları potansiyel olarak hassas verilere erişebilir ve kuruluşun işleyişini sekteye uğratabilir.

ZARARLI YAZILIMLARDAN KORUNMAK İÇİN 5 YÖNTEM

Güvenlik uzmanları kötü amaçlı yazılımlardan korunmak için dikkate alınması gereken önlemleri şöyle sıralıyor:

• İnternete bağlanan her cihaza anti-virüs yazılımı yükleyin.

• Yalnızca güvenilir sitelerden uygulama indirin. O zaman bile her zaman uygulama izinlerini kontrol edin ve bazı izinler mantıklı gelmiyorsa programı kurmayın.

• Özellikle şüpheli spam e-postalarından, mesajlarından veya şüpheli görünen web sitelerinden gelen doğrulanmamış bağlantılara tıklamayın.

• İşletim sistemlerini ve uygulamaları her zaman en son yamalarla güncel tutun.

• Bilgisayar korsanları korumasız cihazları hedefleyebileceğinden kafelerde, restoranlarda ve diğer yerlerde ücretsiz Wi-Fi kullanırken tedbirli olun.

Hayaletlerden korkmanıza gerek yok: Otel odanızın ışığını kapatıp açan bir hacker olabilir

Kapsül otelleri mutlaka duymuşsunuzdur. 

Kapsül oteller, içerisine yalnızca kendinizi sığdırabildiğiniz hacme sahip, radyosu, televizyonu, katlanabilir yatağı ve internetiyle birlikte gerek yalnız başınıza konaklayabileceğiniz gerekse de bitişik odaları nedeniyle yan komşularınızla sosyal bir konaklama keyfi yaşabileceğiniz dijital otomasyonu ön plana çıkaran oteller olarak biliniyorlar.

Tabii bu kadar küçük alanlarda yaptığınız her ses, yan odadaki komşunuzun uykusunu bölebilir. Bir de uykusunu böldüğünüz kişi bir “hacker” çıkarsa, varın gerisini siz düşünün. 

Kyasupā’nın hikayesi de böyle başlıyor. Las Vegas’ta düzenlenen Black Hat konferansında kapsül otelin otomasyon sistemini nasıl hacklediğini anlatıyor Kyasupā. Fransız hacker 2019 yılında kaldığı kapsül otelde bulduğu birçok güvenlik zafiyetinden faydalanarak ilginç bir hackleme deneyimini ve yan komşusuna yaptığı şakayı paylaşıyor. 

Dijitalleşmiş oda ışıkları, fan sistemi, katlanabilir yatak gibi özellikleri gördüğünde “bunları hackleyebilirsem, tüm otelin yatak odalarını potansiyel olarak kontrol edebilirim.” demiş Kyasupā. Üstelik dediğini de yapmış. Tüm yatak odalarını kontrol edebilmesine imkan sağlayan toplam altı güvenlik açığı bulmuş.

İşe ilk olarak odalara kayıt esnasında kendilerine verilen iPod Touch ile başlamış. Otelin “uzaktan kumanda” olarak verdiği iPod Touch’lar, Wi-Fi aracılığıyla Nasnos routerına bağlıymış. Tabii her odanın kendisine özel routerı varmış. iOS’un “Denetimli Erişim”i, Nasnos uzaktan kontrol uygulamasından çıkmayı engelliyormuş. Ancak Kyasupā, iPod’un şarjını bitirip tekrar başlattığında bu engelin kalktığını keşfetmiş.

HACKER ZAFİYETİ TÜM OTELDE İSTİSMAR ETMİŞ

Kyasupā, iPod’tan Nasnos routerına uzanan komutları engellemenin bir yolunu aramış. Nasnos’un WEP şifrelemesi kullandığını keşfedince, “2019’da hâlâ WEP kullanıldığını görmek gerçekten çılgınca” diyerek basit brute-force saldırısıyla Nasnos şifresini kırmış ve bilgisayarından routera bağlanmış. Ardından Android telefonunu Wi-Fi etkin noktası olarak ayarlayarak iPod’u da Wi-Fi etkin noktası aracılığıyla da bilgisayarına yönlendirmiş. 

https://www.youtube.com/watch?v=vCEgp-hjlXk

Daha sonra Kyasupā, ışıkları açıp kapatmak, katlanabilir yatağı kanepeye dönüştürmek gibi çeşitli komutları denemiş. Kendi odasında bunları deneyip başarılı olduktan sonra tüm otelin kontrolünü ele almak için diğer odaların şifrelerini kırması gerekmiş.

Kafe internetinde güvenli gezinmenin yeni yolu: TLS 1,3 ağ protokolü

Tabii tüm bunlar olurken birkaç iş dolayısıyla başka şehre gidip gelmek zorunda kalan Kyasupā, tekrar otele geri döndüğünde farklı bir odaya geçmiş. Aynı işlemleri bu odada da yaptıktan sonra Kyasupā, söz konusu şifrenin sadece son dört hanesinin değiştiğini ve bunun rastgele değişmediğini anlamış. Bu da basit brute-force saldırılarıyla tüm şifreleri kırmasına olanak tanımış.

HACKER UYARDIKTAN SONRA OTEL WPA ŞİFRELEMEYE GEÇMİŞ

Bir öğleden sonra otel nispeten boşken, geceleri birçok kez uyarmasına rağmen hâlâ yüksek sesle telefonda konuşan eski yan komşusunun odasına gitmiş. Kimse yokken doğru hedefe yöneldiğini test etmek için ışıkları kapatıp açmış, katlanabilir yatağı kanepeye dönüştürmüş ve fanı açıp kapatmış. Daha sonra kendi odasına giden ve geceyi bekleyen Kyasupā, eski yan komşusuna gece vakti çeşitli şakalar yapmış. “Eminim harika bir gece geçirmiştir.” diyen Kyasupā, “Ben bebekler gibi uyudum.” diye anlatıyor o geceyi. 

Kapsül otel macerasından sonra güvenlik zafiyetleri konusunda bulgularını otelle ve Nasnos ile paylaşan Kyasupā, otelin kendilerine bahsettiği sorunları çözdüğünü ve şifrelerini kırmayı çok daha zor hale getirmek için Nasnos yönlendiricilerini WPA şifrelemesine çevirdiğini anlattı. 

Son olarak Kyasupā, çok gürültü yapan eski yan komşusuna ithafen, “Umarım gelecekte komşularına daha saygılı olur” diyor ve ekliyor: “Hayaletlerden korkmasına gerek yok.”

Mobil tehditler, şirketleri tedirgin ediyor

Yeni bir araştırmaya göre şirketlerin %83’ü, mobil tehditler yüzünden risk altında olduğunu söylüyor.

Gün geçtikçe şirketlerin çalışmalarında merkezi bir konuma gelen mobil cihazların güvenlik önlemlerinden mahrum bırakılması veri kaybına, iş kesintisine, itibar kaybına ve müşteri ilişkilerinde hasara neden oluyor.

Mobil cihazlarla ilgili yapılan yeni bir araştırmaya katılan 671 IT uzmanının verdiği cevapları analiz eden Komtera Teknoloji güvenlik uzmanlarına göre elde edilen sonuçlar, mobil güvenliğin zaman geçtikçe daha da kötüye giden önemli bir endişe kaynağı haline geliyor.

İşlerin Daha Hızlı İlerlemesi İçin Güvenlikten Ödün Veriliyor

Verizon tarafından yapılan Mobil Güvenlik Endeksi raporuna göre, şirketlerin üçte ikisinden fazlasında mobil cihazlardan kaynaklanan tehditlerin arttığı, %83’ünün ise mobil tehditlerden dolayı risk altında olduğu görülüyor.

Şirketlerin geçtiğimiz yıllarda kayıp ya da çalıntı durumlarından dolayı mobil cihazlara erişimi kaybetme konusunda daha gergin olduğunu ortaya koyan raporda, mobil cihazların kullanımının artmasıyla birlikte veri ihlali ya da veri kaybı risklerinin de arttığı öne çıkıyor.

Şirketlerin mobil cihazlar konusundaki endişelerinin artmasına rağmen yine de etkili çözümler üretmede yetersiz kaldıklarını belirten Komtera Teknoloji güvenlik uzmanları, IT uzmanlarının, şirketleri için mobil güvenlik konusunda çalışmalar yaptıklarını ancak işlerin daha hızlı ilerlemesi adına çoğu güvenlik önleminden ödün verdiklerini vurguluyor.

Mobil Cihazlar Güvenliksiz Ağlarda Kullanılıyor

Çalışanlar tarafından kullanılan mobil cihazların çalışma sürelerinin sadece %10’unun kurumsal ağlar üzerinden işlem gördüğü, %90’ının ise hücresel ya da ortak WiFi ağları üzerinden işlem gördüğü öne çıkan çarpıcı sonuçlardan biri.

Mobil cihazların güvenliğini sağlamaktan sorumlu olduğunu söyleyenlerin yüzde 80’i, şirket politikası tarafından yasaklandığı halde halka açık Wi-Fi ağlarını kullandıklarını belirtiyor.

Şirketler, faaliyetlerinin bel kemiği olarak mobil cihaz kullanımına giderek daha fazla güveniyorlar. Mobil cihazlardaki uygulamalar tedarik zinciri sistemlerini, satış noktası sistemlerini veya müşteriye yönelik uygulamaları yönetiyor.

Komtera Teknoloji güvenlik uzmanlarına göre sağlam güvenlik önlemlerinin eksikliği, şirket varlıklarını ve müşteri verilerini kötü niyetli oyunculara maruz bırakıyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Siber saldırganlar yaz tatili yapmıyor

Yaz mevsimi, tatili ve dinlenmeye ayrılan zamanları çağrıştırdığı gibi bazı siber risklerin arttığı bir dönem olarak da dikkat çekiyor. Siber suçlular kullanıcıların parasını, finansal bilgilerini ve kimlik bilgilerini ele geçirmek istiyor. Eğer doğrudan para çalamazlarsa diğer bilgileri ele geçirerek karanlık ağda satışa çıkarıyorlar.

Giderek başarıları artan siber saldırılar nedeniyle siber suçların küresel maliyeti geçtiğimiz yıl 600 milyar doları aştı. Fortinet, kullanıcıların siber güvenliği tehlikeye atmadan yaz tatillerini geçirebilmeleri için çözüm önerileri sunuyor. Yoğun geçen uzun bir yılın ardından tatile gidip gündelik yaşamın telaşına ara vermek isteyen kullanıcıların yaz döneminde siber güvenlik önlemlerini ihmal etmemesi gerekiyor.

Siber suçların her yerde kullanıcıların karşısına çıkabileceğine değinen Fortinet Bölge Teknoloji Direktörü Melih Kırkgöz, “Dijital bir dünyada yaşıyoruz ve siber suçlar da bu dünyanın bir parçası. Dijital ortamda gezinirken temkinli olma dürtümüzü geliştirmemiz gerekiyor. Çocuklarınız ve siz, evinizde veya otel odanızda güvende olabilirsiniz, ancak tam da fiziksel dünyada olduğu gibi siber dünyada da hiçbir zaman yüzde 100 güvende değilsiniz. Her yeni alana açılmayla birlikte risk de artar. Ancak biraz daha dikkatli olup siber sağduyumuzu geliştirirsek, kullandığımız araç ve uygulamalar üzerinde daha dikkatli inceleme yaparsak; işte o zaman içinde yaşadığımız dijital dünya hızla daha güvenli hale gelebilir” dedi.

1. Güvenli Wi-Fi kullanımı 
Kullanıcılar, yaz tatillerinde her yerde “bağlantıda kalmak” istiyor. Bu nedenle bazı durumlarda halka açık veya ortak wi-fi erişim noktaları kullanarak internet bağlantısı kurmayı tercih edebiliyorlar. Bu erişim noktalarının her zaman çok güvenli olmama ihtimalleri de var. Siber saldırganlar verileri çalmak için pek çok yolu deniyor. Halka açık erişim noktasına bağlanabiliyor ve ardından kendilerini o erişim noktasıymış gibi gösterebiliyorlar. Böylece kullanıcılar farkında olmadan bu noktalar üzerinden internete bağlanıyor. Ardından siber saldırganlar online alışveriş sitesi, banka, ev güvenlik sistemi veya kullanıcının o anda göz attığı tüm sitelerdeki verilere müdahale edebiliyorlar.

2. Daha güvenli şifreler belirlemek
Kullanıcıların yaptıkları en büyük hatalardan biri, tüm online hesaplarında aynı şifreyi kullanmaları. Çok sayıda farklı siteye üye olan kullanıcılar için, dolayısıyla her siteye özel farklı bir şifreyi akılda tutmak imkânsız olabiliyor.

Bu noktada iki seçenek mevcut. İlki, kullanıcının her hesabı için seçtiği kullanıcı adını ve şifresini saklayan bir şifre saklama uygulaması kullanmak. Böylece hatırlanması gereken tek şifre, bu uygulamanın şifresi oluyor ve gerisini uygulama hallediyor. Diğer seçenek ise, bir uygulama katmanı oluşturmak ve daha sonra her grup için daha karmaşık şifreler kullanmak.

Pek çok sosyal medya sitesi artık iki-faktörlü kimlik doğrulama özelliğini de destekliyor. Bu özellik, şifre girildikten sonra mobil cihazlara gönderilen bir kodun girilmesi gibi kimlik doğrulamanın başka bir yönteminin kullanılarak giriş yapanın kimliğini doğrulayan, böylece hesapların ve verilerin güvenliğini büyük ölçüde artıran ekstra bir güvenlik adımı olarak ön plana çıkıyor.

3. E-posta yoluyla ve web’de karşı karşıya kalınabilecek olası sahtekarlıkların farkında olmak 
Kullanıcıların, öncelikli olarak kontrol etmeden e-postalarına gönderilen veya web sitelerinde yayınlanan ilanlardaki bağlantılara tıklamaması gerekiyor. Ne kadar cezbedici olursa olsun, kullanıcının tanımadığı birinden gelen bir e-postayı asla açmaması gerekiyor. Özellikle de nakit ödülü veya kullanıcının satın almadığı bir ürünün faturası gibi bir konu başlığı varsa bu e-postaların açılmaması gerekiyor. Ayrıca kullanıcıların tanıdığı kişilerden gelen e-postalara da göz atmak için bir dakikalarını ayırması tavsiye ediliyor.

4. Virüslerden ve zararlı yazılımlardan korunmak
Kullanıcıların, güvenilir ve iyi yorumlar alan bir zararlı yazılım önleme programı yüklemesi, bu programın sürekli güncel tutması ve düzenli olarak çalıştırılması önem arz ediyor. Hiçbir yazılım yüzde 100 etkili olmadığı için cihazların veya ağların taranmak üzere ikinci veya üçüncü bir güvenlik çözümü yüklenerek çalıştırılması da güçlü bir önlem olarak öne çıkıyor. (Birçok virüs koruma çözümünün ücretsiz online versiyonu mevcut veya kısa bir süre için ücretsiz demo kullanımına  izin veriliyor.) Dizüstü bilgisayar veya masaüstü bilgisayar kullanan daha ileri düzeydeki kullanıcılar ise cihazlarında daha güvenli bağlantılar veya online alışveriş ve işlemler için kullanabilecekleri temiz bir sanal makineye sahip olmayı düşünebilirler.

5. Cihazların güncel tutulması
Bilgisayar korsanlarının kullandığı en başarılı saldırı vektörlerinden biri, zaten iyi bilinen ancak korunma önlemi alınmayan güvenlik açıklarını hedeflemektir. Cihazların geliştiricileri ve kullanılan uygulamalar, kullanıcıları bilinen tehditlerden korumak için tasarlanmış düzenli güvenlik güncellemeleri yayınlar. Bu güncellemelerin, kullanıma sunulduğu an vakit kaybetmeden yüklenmesi ve çalıştırılması gerekiyor.

6. Sosyal medya hesaplarının kontrol altında tutulması 
Bilgisayar korsanları çoğu kez tıklanma ihtimalinin daha yüksek olduğu linkleri kullanıcıların önüne çıkarmak için kullanıcılarla ilgili bilgileri kullanır. Bu kişisel bilgilere sahip olmak için başvuracakları en yaygın ve kolay kaynak ise sosyal medya siteleridir. Bunu önlemenin en kolay yolu, yalnızca önceden seçilmiş kişilerin sosyal medya sayfalarını görmesine izin veren katı gizlilik ayarlarını yapmaktır.

Kullanıcıların seyahat ederken, sosyal sitelerde paylaştığı tatil mesajlarına bir sınır getirmesi de tavsiyeler arasında yer alıyor. Kullanıcıların gittikleri yerleri ve yaptıklarını herkesle paylaşması eğlenceli olsa da bu bilgiler kötü niyetli kişilerin bu durumdan haberdar olmasına sebep olarak tatilde olan kullanıcıların evlerinin soyulması riskini dahi ortaya çıkarabilir.

7.  Kullanıcıların eğitilmesi  
Bireysel olarak kullanıcıların siber farkındalıklarını artırmanın yanı sıra kullanıcıların bu bilgileri çocukları dahil yakın çevreleriyle paylaşmaları da siber güvenliği olumlu yönde etkiliyor. Böylece hem daha çok kişinin bilinçlenmesi sağlanmış oluyor hem de sosyal medya ortamında birbirine bağlı kişiler için güvenlik de artırılmış oluyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz