Etiket arşivi: veri

Hep ABD’den sızacak değil ya! Rus istihbaratının verileri sızdı

Rusya Federal İstihbarat Ajansı FSB, tarihinin en büyük veri sızıntısı ile karşı karşıya kaldı.

Hackerlar ana yüklenici firmaların birinden, FSB Tor browser kullanıcılarını deşifre etme, sosyal medyayı temizleme ve interneti dünyanın geri kalanından tamamen ayırma amaçlı birçok gizli FSB projesini açığa çıkaran 7.5 terabayt büyüklüğünde veri çalmayı başardı. Üstelik elde edilen veriler yayınlanmak üzere birçok ana akım medya kuruluşuna servis edildi.

FSB, FBI ve MI5 ile paralellik gösteren Rusya’nın başta gelen güvenlik ajansı. Ancak misyonu deniz aşırı elektronik takip ve önemli istihbarat toplama gözetimini içermesi bakımından iç istihbarat teşkilatı yapısının ötesine uzanıyor.  Kötü bir üne sahip KGB’nin başlıca halefi konumunda olan FSB doğrudan devlet başkanına hesap veriyor.

13 Temmuz’da kendisine Ovıru$ adını veren bir hacker grubu, bir dizi güncel internet projeleri hayata geçiren ve FSB’nin ana yüklenici firması durumunda olan SyTech’in veri tabanına sızdı ve şirketin ana sayfasına gülen bir Yoba Face ifadesi bıraktılar. 0v1ru$ daha sonra elde ettiği bilgiyi daha büyük bir hacker grubu olan Digital Revolution’a verdi.

Bu grup da eline geçen verileri çeşitli medya kuruluşlarına servis etti. Ayrıca Digital Revolution Twitter hesabından devletin internetteki anonim kimlikleri ortaya çıkarmak için geliştirdiği projelerden birine atıfta bulunarak FSB’ye bu projenin adını Collander Projesi yapmasını önerdi.

BBC Rusya, haberi 0v1ru$’un SyTech’in sunucularına sızdığı ve devam eden siber projelerin ayrıntılarını paylaştığı şeklinde duyurdu. Projeler arasında Facebook ve LinkedIn de dahil sosyal medyanın temizliği Tor browser kullanıcılarının ifşası gibi kritik işler de bulunuyor.

Devlet sırları açığa çıkmadı

SyTech’in ana sayfasına Yoba Face gülen surat ikonu bırakmanın yanı sıra, 0v1ru$ ayrıca açığa çıkan projelerin isimlerini ( Arion, Relation, Hryvnia) ve SyTech proje yöneticilerinin isimlerini de açıkladı. BBC’nin haberine göre söz konusu saldırı ile gerçek devlet sırları açığa çıkmış değil.

FSB’nin açığa çıkan projeleri, faaliyetlerini anonim kılmak isteyen internet kullanıcılarını hedef alan sosyal medya temizliği (Nautilus), hedefte Rus girişimcilerin olduğu veri toplama (Mentor) ve Rusya’nın devam eden ve kendi internetini dünyanın geri kalanından tamamen ayırma amacı taşıyan inisiyatifine ilişkin projelerin karışımından oluşuyor.

BBC’ye göre SyTechs’in projeleri daha çok, FSB’nin muhabere elektronik istihbaratı konuları ile iştigal eden ve Ukraynalı istihbarat görevlilerine casus yazılımlar göndermekle suçlanan 16. Müdürlüğü’nün bir parçası olan Askeri Birlik 71330 ile ilişkilendiriliyor.

Tor kullanıcılarını deşifre etme projesi Nautilus-S, 2012’de Rusya Kvant Araştırma Enstitüsü sorumluluğunda hayata geçirildi. Rusya bir süredir şebekeden bağımsız komünikasyonu durdurmak ya da müdahale etmek için Tor yapısı dahilindeki nodları tehlikeye atmanın yollarını arıyordu. Tabi bunların hiçbiri yeni bir bilgi değil. Ancak söz konusu proje kapsamında bir takım ilerlemeler gerçekleştirildiğine inanılıyor. Digital Revolution, Kvant enstitüsünü daha önce de hacklediğini iddia ediyor.

Haber değeri bile yok

“Rus internetini” dünyanın geri kalanından ayırmak için yapılan hazırlık çalışmaları, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “World Wide Web’in küresel alt yapısından kopma durumunda“ Rus İnternet’inin (Runet) istikrarlı bir şekilde çalışmasına yönelik yasal düzenlemelere imza atmasının ardından başlamıştı. Yapılan düzenleme Rusya’nın World Wide Web’den ayrılması hatta bazılarına göre siyasetçilerin ayrılmayı daha faydalı görmeleri durumunda Rusya’nın kullanabileceği alternatif bir domain adı için hazırlık yapıyordu.

Forbes’da siber güvenlik yazıları kaleme alan Zak Doffman’a göre açığa çıkan veriler arasında haber değeri taşıyan yeni bir bilgi yok. Zira her şey bilinen ya da beklenen şeyler. Sızma işleminin kendisi, boyutu ve açık bir şekilde kolaylıkla yapılmış olması daha dikkate değer. Üstlenici firmalar istihbarat ajansları için en zayıf halka olmayı sürdürüyor. Eski bir NSA üstlenici firma sahibi gizli bilgi çalma suçlamasıyla hapse girmesinin üzerinden daha iki hafta bile geçmedi.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Bu sefer avukat KVKK’dan ceza yedi: 50 bin TL

Yürürlüğe girdiği günden bu yana veri mahremiyeti ve bilgi güvenliği ile ilgili kararlara dayanak oluşturan Kişşisel Verileri Koruma Kanunu (KVKK) bu sefer bir avukatın başını yaktı.

Aralarında Facebook, Microsoft gibi dev teknoloji firmalarına ceza kesen Kişisel Verileri Koruma Kurumu, verdiği son kararda bir avukata attığı SMS yüzünden 50 bin TL ceza kesti.

KVKK yaptığı yazılı açıklamada, borçlu yerine yeğenine mesaj atan bir avukata, 50 bin TL ceza kestiğini açıkladı. Kurum avukattan yazılı açıklama istemesi üzerine bahse konu avukat, “bu gönderimin personel hatasından kaynaklandığı ve başka bir aboneye ait giriş yapılırken 1 rakam hatası sonucunda ilgili kişiye SMS gönderildiği tespit edilerek yanlışlığın derhal düzeltildiğini” belirtti. Fakat bir rakam değişikliği ile bu hatanın olamayacağını kanaat getiren KVKK avukata ceza vermeyi kararlaştırdı.

Kurum, kanunun 12’nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde öngörülen “Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önlemek” yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılan veri sorumlusu avukat hakkında, Kanunun 18 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi kapsamında 50.000 TL idari para cezası uygulanmasına karar verdi.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Kişisel Verileri Koruma Kurumu güvenli ülkeler listesi yayınlamalı

KP Veri Danışmanlığı kurucusu Mehmet Ali Köksal

Kişisel Verileri Koruma Kurumu, 17 Temmuz Çarşamba günü yayınladığı bazı karar özetleri arasında yer alan e-posta kullanımı ile ilgili karar özeti bilişim sektörü ve hukukçular tarafından tartışılmaya devam ediyor.

Kuruma gelen ve e-posta sunucularının kullanımıyla ilgili görüş talep eden yazıda, kurumsal e-posta adreslerinin Google servisleri üzerinden kullanılıp kullanılmayacağı sorulması üzerine Kurumun açıkladığı karar özetinde, her ne kadar Google üzerinde durulmuş olsa da Microsoft, Amazon gibi yabancı diğer bulut hizmeti sağlayıcılarını da etkileyen maddelerin yanı sıra kurumsal e-posta hizmeti kullanan şirketleri de ilgilendiren maddeler var.

İşte KVK Kurumunun ilgili karar özeti hakkında bilmeniz gerekenler:

1. E-posta hizmet altyapısının yabancılardan alınması yurtdışına veri aktarımına girer

Karar özetinde ‘Google firmasına ait G-mail e-posta hizmeti altyapısının kullanılması durumunda gönderilen ve alınan e-postaların dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan veri merkezlerinde tutulması söz konusu olacağından, böyle bir durumda kişisel verilerin yurt dışına aktarılmış olacağına’ ifadesi yer aldı.

Siber Bülten Telgram kanalına üye olun: https://t.me/siberbulten

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz KP Veri Danışmanlığı kurucusu Mehmet Ali Köksal, KVK Kurumu’nun yabancı bulut hizmeti sağlayıcılarından e-posta sunucusu hizmeti alınmasını ‘Kişisel verilerin yurt dışına aktarılması’ olarak değerlendirmesinin isabetli olduğunu söyledi. Tecrübeli hukukçu, karar özetinde yer alan isabetli değerlendirmenin yanında hem KVK Kurumunun hem de bulut hizmeti sağlayan yabancı şirketlerin atması gereken adımlar olduğuna dikkat çekti.

2. Veri koruma kanunlarıyla verilerin korunduğu yerler belirli hale geldi

Bahse konu karar özetinde, e-posta hizmeti altyapısı kullanılan yabancı şirketin (bu karar özeti için Google) gönderilen ve alınan e-postaları dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan veri merkezlerinde tutacağı için veri sorumlularının KVKK’nın ‘kişisel verilerin yurt dışına aktarılması’ başlıklı 9. Maddesine göre hareket etmesi gerektiğine dikkat çekildi.

Karar özetinde yer alan ‘dünyanın çeşitli yerlerinde’ ifadesini ‘konuyu basitleştirici’ bulan Mehmet Ali Köksal, veri koruma düzenlemeleriyle birlikte dünyanın önde gelen şirketlerinin artık verileri sakladığı merkezlerinin yerlerinin genel olarak belirli olduğuna dikkat çekerek “Bu nedenle henüz yeni olgunlaşmaya başlayan veri koruma kültürümüzde KVK Kurumu’nun daha özenli olması yol göstericilik açısından çok daha kritik diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

3. Kurum güvenli ülkeler listesi yayınlamalı

Kanunun ‘verilerin yurt dışına aktarımı’ ile ilgili 9. Maddesinde, kişisel verilerin yabancı ülkelere aktaraımı ile ilgili bazı şartlar aranmaktadır. Bu şartların başında ‘açık rıza’ bulunurken; verilerin aktarıldığı yabancı ülkede ‘yeterli korumanın bulunması’ veya ‘yabancı ülkedeki veri sorumlusunun yeterli korumayı yazılı olarak taahhüt etmesi’ ve ‘Kurum’un izninin bulunması’ şartlarıyla veri aktarımını mümkün kılıyor. Aynı maddede Kurum’un ‘yeterli korumanın bulunduğu ülkeler Kurulca belirlenerek ilan edilir’ maddesi de bulunuyor. Diğer bir deyişle, Kurum’un e-posta hizmet altyapısı veren yabancı şirketler ile ilgili kararı vermeden önce veri koruma yöntemlerinin hangi ülkelerde yeterli olduğunu açıklaması gerekiyor.

‘Kurum bu konuda sessiz kalarak bulut servislerinden yararlanan birçok firmayı ciddi bir sorunla karşı karşıya bırakmıştır.’ diyen Mehmet Ali Köksal, sözlerine şöyle devam etti: “Kurul’un bu karar özetini yayınlamadan önce yapması gereken şey, güvenli ülkeler listesini yayınlamaktır ya da ne zamana kadar yayınlamayacağına ilişkin bilgiyi kamuoyu ile paylaşmaktır. Hukukta edimini ifa etmeyen kişinin karşı taraftan edimini ifa etmesini beklemesi çoğu durumda mümkün değildir. Burada şirketler 6698 sayılı Kanun’dan önce aldıkları konumu değiştirip, sonra Kurul tarafından yeniden karar alındığında yeniden değiştirebilecek durumda değillerdir. Kurul’un firmaları daha fazla sıkıntıya sokmadan ve sorunu daha fazla derinleştirmeden güvenli ülkeler listesini yayınlaması gerekmektedir.”

4. Kararın özetinin ardından şirketlerin ne yapması gerekiyor?

Karar özeti her ne kadar onu yayınlayan KVK Kurumu’na yönelik güvenli ülkeler listesi yayınlama beklentisi doğursa da, bulut hizmeti veren yabancı hizmet sağlayıcıların da yapması gerekenler bulunuyor. Köksal’a göre, bulut hizmet sağlayıcıların sağlayıcılarının Türkiye pazarında kalmaya devam etmeleri için öncelikle 6698 sy. KVKK’ya uygun şekilde bir sözleşme ve dolayısıyla kuralları sunabiliyor olmaları gerekir. Böylece hizmeti alan kurum ya da şirkete KVKK’ya uygun gizlilik hukukuna göre hizmet alma imkanı doğmuş olacak. Üstelik bu şirketler GDPR’a uyum sağladıkları için KVKK’ya da uyum sağlayabilecek standartlara sahipler. Fakat ilgili yabancı şirketler ilginç bir şekilde 2016 nisan ayından bu yana konuyla ilgil ibir hazırlık yapmamışlardır.

KVK Kurumu ve bulut hizmeti sağlayıcıları arasında kalan şirketler ise karar özetinden sonra ne yapacakları konusunda uygun bir yol bulmak için çalışmaya başlamış durumdalar. Sektör, KVK kararının ekonomik krizde ayakta kalma savaşı veren firmalar için ciddi bir alt yapı değişikliği yapma zorunluluğu olarak dönmesinden korkuyor. Şirketlere önerisini sorduğumuz Mehmet Ali Köksal “Şirketlerimizin yapması gereken şey bir taraftan hizmet aldıkları servis sağlayıcıya başvuru yaparak Kurul’un talep ettiği taahhütnameyi imzalamasını talep etmek, diğer taraftan da Kurul’a başvurarak güvenli ülkeler listesini yayınlamasını talep etmek ve Kurum’un bu görevini ihlal etmeye devam etmesi durumunda konuyu basın veya diğer kanallar üzerinden gündeme getirmektir.” dedi.

5. Yanlış bilinen doğrular

Bulut hizmeti artık mümkün değil: Bu tür yorumlar doğru değil. Hem KVK Kurumu hem de bulut hizmet sağlayan şirketler gereklilikleri yerine getirmesi durumunda bulut hizmeti yasalara uygun şekilde devam eder.

Çalışanların açık rızası yeterli: Çalışanlarınızdan açık rıza almanız sadece çalışanların kişisel verilerinin yurtdışına aktarımı için geçerli olabilir. Oysa şirket operasyonlarıyla ilgili neredeyse bütün bilgiler, e-postadan geçmektedir.  

Sadece e-posta hizmeti etkilenecek: Kurum’un kararı sadece e-posta ile sınırlı değil. Her türlü veri saklama, depolama ve yedekleme servisleri de yurtdışında alınıyorsa ve bu servisler içerisinde kişisel veri bulunuyorsa veriyi yurt dışına aktarmış kabul ediliyorsunuz.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

ÖZEL RÖPORTAJ: Türkiye’nin en büyük veri hırsızlığını Siber Bülten’e anlattı

İnvictus Yönetici Ortağı Koryak Uzan

Türkiye, üç kafadarın bir GSM şirketinin kurumsal şifresini ele geçirerek 50 milyon vatandaşın kimlik bilgilerini ele geçirdiğinin ortaya çıkması ile sarsılmıştı.

Türkiye tarihinin en büyük veri hırsızlığını ilk olarak ortaya çıkaran ve kolluk kuvvetleri ile şirketi uyaran İnvictus’un Yönetici Ortağı Koryak Uzan, Siber Bülten’e yaptığı özel açıklamada, bu veri hırsızlığını nasıl ortaya çıkardıklarını ve sonrasında yaşananları anlattı.

Haziran ayı ortasında haber ajansları, Türk polisinin Ankara’da yaptığı operasyonun ayrıntılarını paylaşması ile bu veri hırsızlığını halk da öğrenmiş oldu. Ancak bu veri hırsızlığını ilk olarak fark eden ve yetkili kurumları haberdar eden İnvictus’un bu veri hırsızlığından 11 Haziran’da zaten haberi olmuştu.

Siber Bülten’e konuşan Koryak Uzan, bu veri hırsızlığını Ulusal Siber Tehdit Ağı bünyesinde yürüttükleri faaliyetler ile fark ettiklerini söyledi.

“Temelde ‘haber alma’ üzerine sistemler geliştiriyoruz. Siber tehdit verilerinin el değiştirdiği – ki bu veriler siber saldırı araçları, teknikleri, ele geçirilmiş bilgi ve belgeler olabilir – tüm ortamları ya doğrudan takip ediyor ya da takip eden sistemler geliştiriyoruz. Çalıntı kredi kartları, banka hesapları,  kritik kurumlara ait kullanıcı adı ve parolalar gibi doğrudan birer siber meta haline gelen öğelerin takibinde daha otomatikleştirilmiş araçlar geliştirebilir iken, bu röportaja konu olan vaka gibi özel durumları günlük İGK (İstihbari Gözetmele ve Keşif) faaliyetleri ile tespit ediyoruz” diyen Koryak Uzan, “Basit bir ifade ile siber saldırganların arasına sızıyor, durumu tespit ediyor, doğruluyor, analiz ediyor ve raporluyoruz” dedi.

VERİ SIZINTISININ BU KADAR KOLAY KABUL EDİLMESİNE ŞAŞIRDIM

Veri hırsızlığını ilk olarak şirkette keşif faaliyetlerini yürüten bir çalışanın fark ettiğini belirten Uzan, bunu öğrendiklerinde özel bir heyecan hissetmediğini söylemekle beraber, “Bu vaka özelinde temelde hissettiğim duygu şaşkınlık oldu. Şaşkınlığımın sebebi halen 2009 yılında sızan MERNİS veri tabanı sebebiyle 45 milyon vatandaşımız bin bir türlü data simsarı tarafından taciz edilmekte iken en az onun kadar önemli olan yeni bir sızıntının bu kadar kolay kabul ediliyor oluşu” dedi.

Bu veri hırsızlığını fark etmelerinin ardından gerekli yerleri bilgilendirdiklerini ancak sonrasına karışmadıklarını anlattı. Uzan, temel sorumluluklarının “USTA bünyesinde yer alan 40 farklı kritik altyapı üyesi kurum özelinde analiz yapmak” olduğunu kaydetti.

VERİLERİN HEPSİ GÜNCEL

İnvictus’un Yönetici Ortağı Koryak Uzan, üç kafadarın çaldığı bilgilerin hepsinin güncel olduğunu da sözlerine ekledi. Uzan, “Söz konusu veriler, tamamen güncel nüfus ve vatandaşlık verileridir. Her şey var desem, yanlış olmaz” dedi.

Polisin haziran ayı ortasındaki operasyonunda içerisinde yaklaşık 50 milyon vatandaşın kimlik bilgilerinin bulunduğu çok sayıda hard disk, laptop, flash bellek ve materyal ele geçirilmişti. Çalışmalar kapsamında, Mehmet Ali Sert adlı şüphelinin ele geçirdiği kimlik bilgilerini, para karşılığında sahte kimlik üreten, aynı zamanda banka ve kredi kartı dolandırıcılığı yapan kişilere sattığı tespit edilmişti.

Ayrıca, Sert’in tüm bankalar, TÜVTÜRK ve E-Devlet gibi kurumlara ait sahte siteler oluşturduğu ve ‘phishing’ yöntemiyle çok sayıda vatandaşı dolandırdığı belirlenmişti.

Siber Bülten’e konuşan Koryak Uzan, bu güncel verilerin nasıl kullanılacağının kişinin hayal gücüne bağlı olduğunu vurguladı.

“Buradaki kullanımı doğrudan kullanım ve dolaylı kullanım olarak ayırmak gerekir. Halen 2009’daki benzer sızıntı sebebi ile yaşanan sosyal mühendislik saldırıları ile her yıl, vatandaşlarımız milyonlarca lira zarara uğruyor. Hayatları kararıyor, isimlerine şirketler kuruluyor, krediler alınıyor, GSM hatlar çıkarılarak suç işleniyor. Bunlar, vatandaşlarımız adına veya aleyhine işlenen finansal suçlar ve adi dolandırıcılık vakaları.

Bir de, insanların güncel kimlik ve adreslerinin, asayişi ne ölçüde tehlikeye attığını düşündüğümüzde daha da tedirgin oluyoruz. Zira siyasi iklimi gergin bir ülkeyiz. Herkesin, her istediği kişinin her türlü kişisel ve iletişim verisine erişebildiğini hayal ettiğinizde durumu daha rahat anlayabiliyorsunuz. Şöyle ifade edeyim, bu durum, sosyal medyadaki bir paylaşımınızdan dolayı bilenen bir kimsenin kapınızda belirlemesinde de size karşı kullanılabilir, Allah’ın unuttuğu yerdeki termal otelin sizi 150 kere arayarak taciz etmesinde de. Sınırı yok.”

HERKESİN SAKİN OLMASI ÜLKEMİZE HAS

Koryak Uzan, dünyanın çeşitli yerlerinde bu tür sızıntılar yaşandığını, özel firmalar söz konusu olduğunda daha kötülerini de gördüklerini aktardı. Fakat ülkenin vatandaşlık idaresinin böylesine bir zafiyet içinde olduğunu ilk kez gördüklerini belirten Uzan, “Üstelik bu vakâ yaşandıktan sonra herkesin bu denli sakin kalması yalnızca ülkemizde gözlemlediğimiz bir husus.” diye konuştu.

İnsanların bu sakinliğine rağmen aslında Türklerin kişisel veri mahremiyet noktasında farkındalığının yüksek olduğunu da sözlerine ekleyen Koryak Uzan, İnsanların hassas olduğunu ancak bir şekilde bu verileri paylaşmaya “zorlandığını” da aktardı. Kimlik numarası vermeden kargo gönderilemediğini hatta bazı ofisler kimlik bırakarak içeri giremediğinize dikkat çekti. Uzan sözlerine şöyle devam etti:

“Vatandaş ne yapsın ki, kargo mu göndermesin, telefon mu kullanmasın? Yoksa vatandaşımız, bunların hepsini gönülsüz olarak yapıyor. Esasen, içten içe, buradaki tehditlerin farkındalar. Kaldı ki, her yıl, önümüzden, ‘on binlerce’ siber dolandırıcılık vâkası geçiyor. Bunların çoğu, vatandaşımızdan bilgi alan ancak bunu koruyamayan, çaldıran üçüncü partilerden sızıyor. Bu bilgiler ile desteklenen vâkalar olduğunda da, saldırganın başarı şansı çok artıyor.”

Koryak Uzan, Siber Bülten’e verdiği röportajda kamuda siber güvenliğe yaklaşımın farklılık gösterdiğine dikkat çekti. “Siber-miber diye birşeyler oluyor galiba?” diyenlerin de var olduğunu ancak bir yandan “kıyamet kadar kaynak ayrıldığını” da ifade etti. “Silahlı kuvvetlerimiz, kolluk kuvvetlerimiz veya Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumumuz (BDDK) gibi birçok mercinin de hakkını teslim etmeyi unutmayalım. Bu yapılarda da bu konuya verilen ehemmiyetten memnuniyet duyuyoruz” diye konuştu.

İNSAN KAYNAĞI HEBA OLUYOR

Uzan, devlet kademesindeki bu farklı yaklaşımlar varken insan kaynağının da çarçur edildiğini sözlerine ekledi:

“Kendini web uygulama güvenliğinde, ağ güvenliğinde, tersine mühendislikte geliştirmek için gece gündüz dolaşan, kamp-kamp gezen genç kardeşlerimizi KPSS’ye sokup soru çözdürüyoruz. İnsan kaynağımız müthiş. Lakin biz afili monitörler önünde poz-vereduralım, ecnebiler gelip, potansiyel sahibi genç dostlarımızı, asıl zenginliğimizi kapıp götürüyorlar.”

KVKK DÜZENLEMESİ DAHA AGRESİF UYGULANMALI

İnvictus’un Yönetici Ortağı Koryak Uzan, Kişisel Veri Koruma Kanunu’nun önemli bir adım olduğunu vurguladı. Yine de KVKK düzenlemesinin çağın biraz gerisinde kalmış olabileceğini de anlattı. “Zira artık doğrudan veri sorumlularını, işleyenleri, barındıranları doğrudan işaret etmek pek mümkün olmayabiliyor,” dedi.

Koryak Uzan bununla birlikte KVKK uygulamasının daha agresif olarak uygulanması taraftarı olduğunu kaydetti.

“Düşünsenize, adam size kaşla göz arası, 6 punto ile karınca duası gibi yazdığı metni imzalattığı için kendinde, size daha çok mal satıp zengin olacak, verinizi inanılmaz süreçlerde işleyecek ve işletecek hakkı buluyor; ancak bu esnada, kendi ihmalinden kaynaklanan sızıntılar da yanına kar kalabiliyor. Bu iş böyle olmaz, olmamalı. Sözgelimi, ‘GSM operatör ve bayiilerinden çalınan nüfus cüzdanlarına dikkat edin, BDDK bankacılıkta ne yapıyorsa, BTK’nın da GSM operatörleri için aynısını yapması lazım’ demekten dilimizde tüy bitti. Ancak bu tavsiyelerimiz pek karşılık bulmuyor.”

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

İşte kişisel verileri korumanın 7 basit yolu

50 milyon kişinin kişisel verilerinin çalındığının ortaya çıkması ardından kişisel verileri korumak çok daha önem kazandı. İşte kişisel verileri çevrimiçi ve çevrimdışı olarak güvenli tutmaya yönelik 7 basit ve etkili ip ucu.

Verileri yedeklemek

Dijital verilerin kopyalarını tutmak, kişisel verileri korumanın en basit yöntemlerinden biridir. Ancak bu yöntem genellikle göz ardı edilir. Verileri yedeklemek, herhangi bir cihazın kaybolması, çalınması veya zarar görmesi halinde bilgi ve belgelerin güvende olacağı anlamına gelir. Harici bir sabit sürücü kullanılarak veriler kolayca yedeklenebilir.

Açık kablosuz ağları kullanmamak

Wifi sinyalleri genellikle evin dışına kadar ulaşır, dolayısıyla bilgisayar korsanları için kolay bir hedef olur. Basit olmayan harf, rakam ve özel karakterlerin karışımından oluşan bir şifre kullanılarak bu duruma önlem alınabilir.

Bunun yanı sıra genel kullanıma açık kablosuz ağları kullanmaktan kaçınmalı ve eğer kullanılırsa da, site adreslerinin HTTP yerine HTTPS ile başladığından emin olunmalıdır. Çünkü HTTPS ile başlayan adresler daha güvenli bağlantı sağlamaktadır.

Antivirüs yazılımı kullanmak

Kötü amaçlı yazılımlar birçok bilgisayarın başına bela olur ve virüsler, casus yazılımlar gibi risk faktörlerini içerir. Kötü amaçlı yazılımlardan kaçınmanın en iyi yolu, iyi bir antivirüs yazılımına sahip olmaktır.

Şifreleri düzenli olarak değiştirmek

Mevcut şifreler en az 15 karakter uzunluğunda olmalı ve sık sık değiştirilmelidir. Daha da önemlisi, şifreler cihazınızın yakınında yazılı olarak saklamamalı veya cihazın üzerine yazılmamalıdır.

Doğum günü ve adres bilgilerini yayınlamamak

Sosyal medya hesaplarında yer alan adres, doğum günü gibi bilgiler kötü amaçlar için kolayca kullanılabilir. Bu riskin önüne geçmek için, doğum günü veya yaşanılan yer gibi bilgiler online platformlarda yayınlanmamalıdır.

Kamera ve Bluetooth’u kontrol etmek

Bilgisayar korsanlarının kapalı olduğu taktirde dahi kameraya erişmesinin mümkün olduğu unutulmamalıdır. Kullanılmadığı durumlarda kamera kapatılarak veya bilgisayar için bir kamera kapağı alınarak önlem alınabilir. Bluetooth ise korsanlar için açık bir kapı olabileceğinden Bluetooth da kapalı tutulmalıdır.

Belgeleri taramak ve yedeklemek

Çevrimdışı güvenlik özelinde ise, önemli belgeleri tarayarak ve bilgisayara kaydederek önlem alınabilir. Böylelikle, her şeyin hem dijital hem de basılı kopyalarına sahip olunacağından, olası bir risk karşısında veri kaybı yaşamanın önüne geçilecektir.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz