Etiket arşivi: unutulma hakkı

Depremzede çocukların fotoğraf ve videolarını paylaşmak: Kamu menfaati mi yoksa gizlilik ihlali mi?

30 Ekim 2020 tarihinde, Kandilli verilerine göre Ege Denizi açıklarında 6,9 şiddetinde meydana gelen depremde 115 kişi hayatını kaybetti. Depremden günler sonra küçük yaştaki çocukların kurtarılmasına yönelik haberler gerek basında gerekse sosyal medyada büyük bir heyecanla karşılandı. Bir yandan ölü ve yaralı sayısının arttığı, bir yandan da küçük çocukların kurtarılmasıyla ‘mucizelerin’ gerçekleştiği yönündeki haberler de tüm medya organlarda kendine yer buldu. 

Basın kuruluşlarının haberlerinde ve sosyal medya paylaşımlarında ‘çocukların’ bu şekilde kullanılması ise tartışma konusu oldu. Söz konusu çocukların fotoğraf ve videolarının paylaşımlarının artmasıyla birlikte, basın özgürlüğünün sınırlarının aşıldığı konusunda uyarılar yapıldı. Paylaşıma sunulan fotoğraflar ve videoların, gelecekte çocukların karşısına çıkması halinde çocuklarda yaratacağı olumsuz etkilerin göz önünde bulundurulması gerektiği konusunu gündeme getiren İstanbul Barosu ve birçok farklı disiplinden uzmanlar, aynı zamanda yapılan paylaşımların “suç teşkil ettiğini” iddia eden açıklamalar da yayınladılar. 

Söz konusu depremden mağdur olan çocukların haberlerinin yapılmasının, Türkiye’nin de taraf olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin ve Anayasa’nın 41. maddesindeki ifadeyle çocuğun üstün yararının ihlal edildiği, kişilik hakkının korunmadığı gibi sonuçları doğurduğu söylendi. 

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) kapsamında konunun aslını, yapılan paylaşımlara hangi perspektiften yaklaşılması gerektiği, çocuğun üstün yararının ihlal edilip edilmediğini, çocukların, basınla bağlantılı olan unutulma hakkını kullanıp kullanamayacağını ve tüm hukuki süreçleri Kavlak Avukatlık Bürosu’ndan Av. Deniz Mina Küpana ile konuştuk. 

https://siberbulten.com/kvkk/unutulma-hakki-isteyen-vatandas-kvkkya-basvurabilecek/

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SINIRINI DOĞRU BELİRLEMEK ÖNEMLİ 

Doğal afetler gibi kamunun bilgi sahibi olması gereken durumlar yaşandığında basın vb. kanallarda sıkça gördüğümüz kişilere ait fotoğraf vb. kişisel veriler ile ilgili Av. Deniz Mina Küpana, “Afet, deprem veya kamunun bilgi sahibi olması gereken herhangi bir durum olduğunda, KVKK’nın 28.maddesi kapsamında basın özgürlüğü istisnası devreye girecektir. Buna göre özel hayatı ve kişilik haklarını ihlal etmemek kaydı ile ifade özgürlüğünün kullanılması halinde KVKK’nın hükümleri uygulanmaz. Fakat burada ifade özgürlüğünün sınırı yani haber değeri olan ve kamunun gerçekten de  bilgilendirilmesi gereken halleri iyi belirliyor olmamız gerekir. Özellikle de muhatap bir çocuk ise burada özel hayatın ihlali ve ifade özgürlüğü dengesini çok doğru kurmak daha da önemli hale gelecektir”  

NEREDEN BAKMALIYIZ; ÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARI MI KAMU MENFAATİ Mİ? 

Ege Denizi’nde yaşanan deprem dolayısıyla deprem döneminde ve sonrasında basında ve sosyal medyada, özellikle 18 yaş altı mağdur depremzede çocukların fotoğrafları ve videolarının ölçüsüzce paylaşılmasıyla, kamu menfaati ve çocuğun üstün yararı konusundaki dengelerin bozulduğu, bunun kişilik haklarına ihlal oluşturabileceğini söyleyen Küpana, “Depremden sonra toplumun en hassas damarı olan çocukların umut verici kurtuluş fotoğrafları birçok platformda çokça paylaşıldı. Çocuklar konusunda işin rengi değişiyor. İngiltere’de çocukların kişisel verileriyle ilgili daha çok yeni bir Yasa kabul edildi. Bu yasada çocuklar, toplum içerisinde daha fazla dezavantajlı ve daha hassas bir konumda olduklarından gerek çevrimiçi gerekse çevrimdışı ortamlarda nasıl korunacaklarına ilişkin temel yaklaşımlar belirlendi. Bu Regülasyonun getirilişindeki en temel amaç ise bu yaş grubuna yetişkinlerden daha farklı bir muamele yapılması gerekliliği idi. Türkiye’de çocukların mahremiyeti özelinde benzer bir yasal düzenleme var mı sorusu üzerine ise Küpana, Birleşmiş Milletler’in Çocuk Hakları Sözleşmesini hatırlatıyor. “Çocuğun üstün yararı kavramı çok önemli, çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasını içeriyor. Bu yüzden de çocuğun üstün yararını göz önüne alırken, onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gerekiyor. Paylaşılan fotoğraf ve videolarda önce buraya bakmamız gerekiyor. Yapılan haberlerde kamu menfaati ve çocukların üstün yararı dengesi ne kadar gözetildi? Çocukların özel hayatına saygı duyuldu mu? Çocukların üstün yararını gözetecek, eldeki iki menfaati dengede tutacak bir bakış açısı yakalamamız gerekiyor” dedi. 

UNUTULMA HAKKI DEVREYE GİREBİLİR

Avrupa’da “the right to be forgotten” olarak tanımlanan unutulma hakkı en kısa şekli ile kişinin internet arama sonuçlarında kendisi ile ilgili çıkan haber, fotoğraf, video, bilgi vb. gibi verilerin artık internet arama sonuçlarında olmasını istememe hakkı olarak biliniyor. Söz konusu durumda çocukların “unutulma hakkı”nı talep edip edemeyeceğine yönelik soruyu yanıtlayan Küpana, “Bir de unutulma hakkı konusu var. Bu konu ‘Sosyal Medya Yasası’ ile birlikte gündeme geldi. Unutulma hakkı elbette ‘bunu kaldırın, bunu görmek istemiyorum’ gibi bir şey değil. Kimsenin öğrenmesinde menfaat kalmamış bir kişisel veri internet ortamında varlığını sürdürmesi ile orada kişiyi ayrımcılığa tabi tutuyorsa, kişiyi daha dezavantajlı konuma sokuyorsa, daha da mağduriyet yaşayacağı bir duruma büründürüyorsa verilerinin silinmesini talep etme hakkı kişiye tanınıyor. Önümüzdeki yıllarda mağdur çocukların da böyle bir hak talebiyle gelmesi çok muhtemeldir.  

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

https://siberbulten.com/kvkk/sosyal-medya-yasasi-yururluge-girdi-hayatimizda-neler-degisecek/

 

‘Unutulma Hakkı’ isteyen vatandaş KVKK’ya başvurabilecek

Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) arama motorlarında kişilerin ad ve soyadlarıyla aranması sonrasında çıkan sonuçların indekslenmeyecek şekilde teknik düzenleme yapılmasıyla ilgili kararını duyurdu. Kurum’un kararına göre, arama sonuçlarından isim ve soyadının çıkartılmasını isteyen vatandaşlar önce arama motorunun sahibi olan şirkete başvuruda bulunacak. Bireyin talebinin cevapsız kalması veya olumsuz olması durumunda KVKK’ya şikayette bulunabileceği belirtildi.  Karara göre vatandaşlar kuruma başvuruyla beraber aynı zamanda doğrudan yargı yoluna da başvurulacak.

Kamuoyunda ‘unutulma hakkı’ olarak bilinen hak, AB ülkeleri ile Google arasında süren bir hukuki süreç sonucunda AB vatandaşlarına verilmişti. Google’da bireye ‘unutulma hakkı’ verilmesi geçmişte yaşanan olayların objektif olarak yazılmasının önüne geçeceği için bazı tarihçiler tarafından sakıncalı bulunuyor.

Dünyaya kripto cihazları satan İsviçreli şirketin gerçek sahibi CIA çıktı! İşte yüzyılın istihbarat skandalı hakkında bilmeniz gerekenler

KAMU YARARI DENGESİ GÖZETİLECEK

Kararda arama motoru sonuçlarından çıkmak isteyen vatandaşların taleplerinin değerlendirilmesinde kamu yararı ile temel hak ve özgürlükler arasındaki dengenin gözetileceğinin altı çizildi.

“İlgili kişinin arama motorları üzerinden kendi adı ve soyadı ile yapacağı bir arama sonucunda gösterilen sonuçların indeksten çıkarılmasına yönelik yapılacak değerlendirmede, ilgili kişinin temel hak ve özgürlükleri ile kamunun söz konusu bilgiyi edinmesinden sağlayacağı menfaatler arasında bir denge testi yapılmasına, yarışan menfaatlerden hangisinin ağır bastığının gözetilmesine ve bu değerlendirme yapılırken öncelikli olarak aşağıda belirtilen linkte yer verilen açıklamaların dikkate alınmasına ancak bu konudaki şikâyetlerin değerlendirme sürecinde dikkate alınacak kriterlerin bunlarla sınırlı olmayacağına, her somut olay özelinde Kurulca ilave ölçütlerin de gündeme gelebileceğine…”

“İDARİ BİR KURUM YARGI YETKİSİ VEREMEZ”

Kurum’un verdiği karara hukukçular arasında eleştiri geldi. Önde gelen bilişim hukukçusu Gökhan Ahi Twitter’da yaptığı yorumda KVKK’nın idari bir kurum olduğuna işaret ederek mahkemenin yetki alanına girdiğini savundu:
“Kurum, bir taraftan iyi bir rehber hazırlarken (geliştirilebilir), diğer tarafta mahkemelerin görev alanına girmeye çalışıyor. Haklar yarışırsa ne olacak, özgürlükler çatışırsa nasıl çözülecek sorularına cevabı, idari bir kurum veremez, yargı yetkisini kullanan mahkemeler verir.”

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz