Etiket arşivi: istihdam

Siber güvenlikte çıraklık modeli istihdam açığına çare olabilir mi?

Siber güvenlikte çıraklık modeli istihdam açığına çare olabilir mi?ABD’de 19 Temmuz’da gerçekleşen Ulusal Siber İşgücü ve Eğitim Zirvesi’nde siber güvenlik alanındaki istihdam açığına çare olması beklenen 4 aylık Siber Güvenlik Çıraklık Eğitimi gündeme geldi.              

Siber güvenlik uzmanlığına giden yol, sektöre ilişkin sertifikalar edinmek, eğitim programlarına katılmak, bir derece (veya sertifika) programının parçası olarak bir okulda ders almak, ilgili teknik alanlardan geçiş yapmak veya gerekli becerileri öğrenmek için kendi kendine çalışmak gibi çok çeşitli opsiyonlarla dolu. Ancak işe alma pozisyonunda bulunan yöneticiler, tüm bu opsiyonlara rağmen açık siber güvenlik pozisyonlarını doldurmakta zorluk çektiklerini söylüyor.  

Ulusal Siber İşgücü ve Eğitim Zirvesi’ne ilişkin olarak Beyaz Saray’dan yapılan basın açıklamasında, “Siber güvenlik işgücü alanında yaklaşık 700 bin açık bulunuyor. ABD agresif bir şekilde ele alınması gereken ulusal bir güvenlik sorunuyla karşı karşıya” ifadesi yer aldı.

Siber güvenlikte istihdam açığı büyüyor: Sadece ABD’de 700 bin uzmana ihtiyaç var!

Ulusal Siber Direktör Chris Inglis liderliğinde gerçekleşen 19 Temmuz Zirvesi, ülke genelinde açık siber güvenlik pozisyonlarını doldurmak için çözümler ve eğitim girişimleri hakkında beyin fırtınası yapmak üzere hükümet yetkililerini ve özel sektör yöneticilerini bir araya getirdi.

19 Temmuz zirvesinde duyurulan gelişmelerden biri de Siber Güvenlik Çıraklık Eğitimine ilişkindi. Çalışma ve Ticaret bakanlıkları, siber güvenlik işgücünün geliştirilmesine ve eğitilmesine yardımcı olmak için Kayıtlı Çıraklık modelini tanıtmak üzere düzenlenen 4 aylık eğitimi tanıttı.

Çalışma Bakanlığı’nın basın açıklamasında Kayıtlı Çıraklık modeli, “işverenlerin gelecekteki işgücünü geliştirip hazırlayabildiği ve bireylerin bir mentor, sınıf eğitimi ve taşınabilir, ulusal olarak tanınan bir kimlik belgesi ile ücretli iş deneyimi elde edebildiği, sektör odaklı, yüksek kaliteli bir kariyer yolu” sözleriyle tanıtıldı. Bu çıraklık programları eyalet veya federal düzeyde gerçekleşmekte.

Çalışma Bakanlığı’na göre şu anda siber güvenlikle ilgili mesleklerde 714 kayıtlı çıraklık programı ve 42 bin 260 çırak bulunmakta. Programın amacının daha fazlasını elde etmek için işverenleri, sektör birliklerini, işçi sendikalarını, eğitimcileri, toplum temelli kuruluşları sürece dahil etmek olduğu belirtiliyor.

İLK ELDEN DENEYİM KAZANMA FIRSATI

Cybrary İçerik Direktörü Will Carlson, “Çıraklık, işe alımlarda gerçek bir boşluğu dolduruyor.” diyor.   İnsanların bu alanda ilk elden deneyim kazanma, mentor bulma, iş bulma ve bunun kendileri için doğru kariyer olup olmadığını doğrulama fırsatına sahip olduklarını belirten Carlson, “İşverenler ise belirli bir süre boyunca aday hakkında daha fazla bilgi edinebilecekleri bir yetenek havuzuna sahip oluyorlar.” şeklinde konuşuyor.

İnsanların başlangıç seviyesi bir iş için deneyim kazanmak adına başlangıç seviyesi bir iş bulamadığından yakındığını söyleyen Carson, şöyle devam ediyor: “Çıraklık, pazardaki kapasite ve yetenek açığını kapatmanın önündeki engelin kaldırılmasına yardımcı oluyor.”

Cyversity’nin kurucu ortağı ve başkanı Jr. Larry Whiteside’ın konuya ilişkin görüşleri şu şekilde: “Tarihsel olarak birçok meslekte ticaretin gereğini öğretmek ve bir işgücü geliştirmek adına çıraklara güvenilmiştir. Aynı şey siber güvenlik için de geçerli olabilir.” Mevcut programların insanları belirli araçlar ve beceriler konusunda eğitip sonrasında eğitim ve becerilerin işe alım merciinin ihtiyaçlarına uygun olmasını umarak iş başvurusunda bulunmaları için gönderdiğini söyleyen Whiteside, çıraklıkta ise iş başında eğitimin söz konusu olduğunu vurguluyor ve ekliyor: “Kişinin edindiği eğitim ve beceriler, bu becerilere ihtiyaç duyan kuruluşla doğrudan ilişkili.” 

STAJIN ÇAĞRIŞTIRDIĞI OLUMSUZLUKLAR ÇIRAKLIKTA YOK

Whiteside, çıraklık müessesesinin beceri geliştirmeye daha doğrudan bir yaklaşım benimsemesi nedeniyle çıraklığın stajlardan farklı olduğunu belirtiyor. Whitesaid ayrıca kuruluşların siber stajyerleri eğitmek ve kullanmak için programatik yollardan yoksun olmaları nedeniyle, stajın olumsuz bir çağrışım aldığını ifade ediyor.  Stajyerler tarihsel olarak, ekibin geri kalanının zamanı olmadığı için yapamadığı işleri yapmak üzere gevlendirilen kişiler olarak görülüyor.

Whiteside, çıraklık modelinin “yıllarca kanıtlanmış öğretim ve eğitim mekanizmalarının uygulandığı çok daha köklü, başlangıç seviyesi bir mekanizma” olduğunu söylüyor.

EĞİTİM İŞ BAŞINDA OLMALI

Çıraklığın karmaşık bir program olmadığını ve içermesi gereken tek şeyin eğitim, mentorluk ve ücretli bir iş olduğunu vurgulayan  CyberUp İcra Direktörü Tony Bryan ise: “Eğitim hem iş başında olmalı hem de diğer ilgili talimatları içermeli. Asıl mesele, çırak ve yöneticinin beklentilerinin ne olduğuna dair standart bir süreç oluşturmak.” ifadelerini kullandı.

Carlson ise işverenlerin stajyerlere faydalı bir deneyim sunarken anlamlı görevleri yerine getirmeleri gerektiğini söylüyor. Carlson ayrıca, sahada yeni olan birini yüksek riskli bir pozisyona yerleştirerek kurumun riskini artırmak yerine, programın çırakların daha düşük riskli pozisyonlarda gerçek dünya deneyimi kazanacakları şekilde yapılandırılması gerektiğini düşünüyor.

Fullstack Academy İşveren Ortaklıkları Direktörü Dan Weeks, bir programın işverenlere “yeni siber yetenekleri geliştirmek için adım adım yetkinlik temelli bir plan” sunması gerektiğini söylüyor. Birçok kuruluş, yeni işe alınan kişilerin kilit siber görevleri üstlenmesi için makul zamanın ne olduğu konusunda net değil. Böylesi bir program, adayın bu becerileri kazanmadaki ilerleyişini ölçmeyi ve ekstra yardıma ihtiyaç duyduğu alanları belirlemeyi kolaylaştırmakta.

Ancak, iyi bir çıraklık programı oluşturmak planlama gerektirmekte. Whiteside, işverenlerin “başarıya giden bir yol” oluşturmak için çırağın çıraklık döneminin sonunda hangi becerilere sahip olmasını beklediklerini belirlemeleri gerektiğini söylüyor. Ayrıca kuruluşların belirli bir hedefe sahip olması veya geliştirilecek belirli becerileri tespit edip çıraklık programını buna göre düzenlemesi gerektiğini ifade ediyor.

Whiteside, işin en zor kısmının bu süreci mümkün kılacak kurumsal kültürü oluşturmak, adayları bulmak ve girişimi finanse etmek olduğunu söylüyor. Bryan, bir çıraklık eğitimi başlatmanın maliyetinin, kuruluşun büyüklüğü, programı desteklemek için gereken personel sayısı, eğitimin nasıl verileceği ve kullanılabilecek mevcut süreçlerin olup olmadığı gibi birçok faktör dikkate alındığında 25 bin ila 250 bin dolar arasında değişebileceğini söylüyor. Bir ortağa sahip olmak işe alım süreçlerini kısaltmaya da yardımcı olabilir, çünkü proaktif olarak potansiyel çıraklar ön plana çıkıyor.

Carlson ayrıca “Çıraklık eğitimleri iyi kurgulandığında, kuruluşlara, alana girmek isteyenler için beceri ve fırsatlar sağlayarak pazarımızdaki daha geniş beceri açığını ele alma şansı tanıyor. Siber güvenlik alanının kapasite ve kabiliyet ihtiyaçlarını karşılamak üzere daha fazla insanın sahaya inmesi herkes için bir kazançtır.” değerlendirmesinde bulundu.

Belediyedeki zafiyetleri bulan öğrenciye kahve fincanı seti verildi

Türkiye’de belediyeler ve üniversiteler gibi kamu kurumlarındaki siber güvenlik uzmanı açığı, bilgisayar sistemlerindeki zafiyetlerin uzun süre fark edilmemesine yol açıyor. Dışardan zafiyeti bulanlara ise sembolik hediyeler verilerek durum geçiştiriliyor.

Zafiyetler de siber tehdit aktörlerinin kolay saldırı düzenlemesine ve büyük veri ihlallerine sebep oluyor.

Sakarya Akyazı Belediyesi de bu durumun yaşandığı kamu kurumlarından biri. 

Bize e-posta yoluyla ulaşan lise öğrencisi Tunahan Yanıkoğlu durumu Siber Bülten’e şöyle aktardı:

“Belediyenin internet sitesinde aralık ayının ilk günlerinde bir arkadaşımla zafiyet taramaları yaptık ve 1 adet SQL Injection, 1 adet doğrulanmış XSS ve 83 adet doğrulanmamış XSS zafiyeti tespit ettik.

SQL Injection zafiyeti,  istismar edildiğinde  saldırganların tüm veri tabanına erişmesine olanak tanıyor.

Konuyu belediyeye e-posta yoluyla bildirdik ama aradan günler geçmesine rağmen yetkililer  geri bildirimde bulunmadı. Ardından belediyenin çözüm hattını arayıp güvenlik açığı hakkında bilgi verdim. 

Yetkililer konuyla ilgileneceklerini söyledi ama yine herhangi bir geri dönüş alamadık. Geçtiğimiz haftalarda belediyeden bir yetkiliye telefon ettim ve konu hakkında gelişme olup olmadığını sordum. 

BİLGİ İŞLEM: “ÖNEMLİ BİR ŞEY ŞEY YOK SORUNU ÇÖZDÜK”

“Konuyla ilgilenmesi için bilgi işlem müdürlüğünün kurulduğunu ve bilgi işlem ekibinin ‘önemli bir şey olmadığını ve sorunu çözdüklerini’ söylediklerini bana iletti. 

Veri tabanında 350’den fazla vatandaşın bütün kişisel verileri yer alıyordu ve bunun göz ardı edilmemesi gerekiyordu. Güvenlik açığının halen mevcut olduğunu kendilerine ilettiğimde bizi belediye binasına çağırdı. 

Hastaneden bug-bounty yerine komik teklif : Zafiyeti bulana ücretsiz check-up önerildi

Belediye binasına gittiğimizde bilgi işlem müdürü bizi ofislerine götürdü. Ofise girdiğimizde bilgi işlem personeli film izliyordu.Bilgi İşlem ofisinde biraz tartıştıktan sonra başkan yardımcısının ofisine geçtik. Başkan yardımcısına durumu açıkladık ve bilgi işlem ekibine açığı derhal kapatmalarını ve ardından beni arayıp kontrol ettirmeleri talimatını verdi. 

BELEDİYENİN BUG BOUNTY ÖDÜLÜ: KAHVE FİNCANI SETİ

Birkaç gün sonra bilgi işlem müdürü gerekli kontrolleri sağlamam için beni aradı ve kontrolleri yaptıktan sonra açığın halen kapanmadığını farkettim. Dosya yapısı aşırı kötüydü ve zaten siteyi tamamen yenileme planları vardı. 

Ben de bu sebeple SQL İnjection zafiyetini barındıran dosyayı silmelerinin en iyi çözüm olacağını söyledim. Birkaç kez daha açığı kapatmayı denediler fakat bir işe yaramadı.

En sonunda önerdiğim şekilde dosyayı sildiler ve açık kapandı. Ama XSS açıkları hala saldırganların istismarına açık.. Bize ödül olarak ne verdiler dersiniz? Kahve fincanı seti… 

“Avrupanın daha fazla siber güvenlik mezununa ihtiyacı var”

Avrupa Birliği Siber Güvenlik Ajansı (ENISA), birliğin siber güvenlik alanında yetişmiş kişilerin istihdamına gerek duyduğunu vurguladı.

ENISA’nın yayımladığı bir raporda, AB’nin, siyasi kanatta yetenekli bilgi güvenliği çalışan eksiğini gidermek adına daha fazla siber güvenlik mezununa ihtiyaç olduğu belirtildi.

Raporda, AB ülkelerindeki kamu kurumlarının bilgi güvenliği odaklı yükseköğretime “bütünlüklü bir yaklaşımı desteklemesi” gerektiği ifade edildi.

Akademisyenler Jason Nurse ve Konstantinos Adamos, ENISA’DAN Athanasios Grammatopoulos ve Fabio Di Franco ile birlikte hazırladığı “AB Siber Güvenlik Becerileri Eksikliğini ve Açığını Yüksek Öğrenim Yoluyla Ele Almak” başlıklı yeni bir raporda, AB’nin daha fazla öğrenciyi siber güvenlik bölümlerine kaydolmaya teşvik etmesi gerektiği ifade edildi.

Raporda, 27 üye ülkede sunulan siber güvenlik programlarının çoğunun (yüzde 77) master düzeyinde olduğu tespit edildi. Beşte birinin (yüzde 17) biraz altında lisans derecesi bulunurken, yüzde 6’sını ise “lisansüstü” düzeyinde olduğu tespit edildi.

MESLEKİ SERTİFİKALAR DEĞERLİ FAKAT YETERLİ DEĞİL

Kent Üniversitesi Profesörü Nurse, The Register’a bilgi güvenliği programlarının sektöre yeni profesyoneller katma noktasında değerli bir yöntem olduğunu söyledi ve ekledi: “Çok katmanlı bir yaklaşım, uzun ömürlü bir çözümde çok daha iyi bir şansa sahip. Mesleki sertifikalar değerli, ancak bunlar genellikle halihazırda sektörde olan profesyoneller için işlev görmekte. Yükseköğretimdeki öğrencilerin becerilerini artırmak, gelecekteki profesyonellerin temel seviyesini yükseltir ve bilgi güvenliği sektöründe çalışabilecek kişilerden oluşan daha sürdürülebilir bir havuz geliştirilmesine yol açar”

Birleşik Krallık’ın küçük ama büyümekte olan bir bilgi güvenliği lisans programı bulunmakta ve Ulusal Siber Güvenlik Merkezi de benzer akademik seviyelerde lisans programlarına sponsorluk yapıyor. Bu programların listesine web sitesinden ulaşmak mümkün.

Nurse, AB üniversitelerindeki lisans programlarının AB bilgi güvenliği sektörünün ihtiyaçlarını geniş ölçüde karşılamasına rağmen, siber güvenliğin “daha az teknik” taraflarına daha fazla odaklanılması gerektiğini söyledi ve ekledi: “Gerçek şu ki, siber tamamen teknik bir mesele değil ve yönetişim, risk, uyumluluk ve hukuk gibi konular gelecekte daha önemli hale gelecektir.”

Women4Cyber, siber güvenlik alanında kadınlar için mentorluk programı başlattı

SİBER GÜVENLİK EĞİTİMİ BATIDA ÖNEMLİ BİR GÜNDEM MADDESİ

Siber güvenlik eğitimi, kamu ve özel sektöre yönelik saldırılar dolayısıyla nitelikli bilgi güvenliği personeline olan talebin giderek artmasıyla Batı’da oldukça önemli bir gündem maddesi durumunda.

Sektör, bilgi güvenliği personeline yönelik şaşırtıcı düzeyde çok sertifika eğitimi sunuyor olsa da, bunların birçoğunun zaten mesleki deneyime sahip kişilere yönelik olduğu belirtiliyor. Bununla birlikte, siber güvenlik programları vasıtasıyla sunulan eğitimin kalitesi, her zaman en asgari teknoloji becerisine sahip insanlar için sektöre girmenin bir yöntemi olmasa bile hayati öneme sahip.

Nurse ekliyor: “Benim düşünceme göre, yüksek lisans programlarının lisans derecelerine kıyasla öne çıkması, büyük bir bilgi işlem becerisine sahip olma ön koşulundan dolayı değil. Bu, mevcut yüksek lisans derslerinin çoğunluğunun nasıl geliştirildiğinin sonucu olabilir– ve  gerçek şu ki, ne yazık ki, birçok insan hala siber güvenliği bilgi işlemin bir uzantısı olarak görüyor.”

Eylül ayında İngiltere’nin Bilgi Güvenliği Enstitüsü,  teşvik için mevcut personele profesyonel akreditasyonlar verilmesini önerdi. Birkaç yıl önce de İngiltere hükümeti, İngilizleri siber güvenlik becerileri kazanmaya teşvik etme çalışmaları yapan Siber Beceriler Acil Etki Fonu adlı bir program başlattı. Ancak bu, temel akademik eğitimden ziyade mesleki beceri kurslarını ve sertifikalarını finanse etmeye odaklanıyor.

Türkiye yapay zeka alanında ilk ulusal stratejisini açıkladı

Türkiye ulusal yapay zeka konusunda ilk ulusal stratejisini duyurdu.

Cumhurbaşkanlığından yayımlanan genelgeye göre, yapay zekanın yol haritası niteliğindeki “Ulusal Yapay Zeka Stratejisi (2021-2025)”, Türkiye’nin bu alandaki ilk ve en kapsamlı çerçeve metni olma özelliğini taşıyor.

Yapay zekâ alanının Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’ya katkısının yüzde 5’e çıkarılması, yapay zekâ alanındaki istihdamın 50 bin kişiye yükseltilmesi, lisansüstü mezun sayısının 10 bin kişiye çıkarılması bunlardan bazıları. Yerli ve millî yapay zekâ uygulamalarının kamu alımlarında önceliklendirilmesi, uluslararası yapay zekâ endekslerindeki sıralamalarda Türkiye’nin ilk 20 ülke arasında yer alması da stratejinin hedefleri arasında yer alıyor.

Stratejiye önsöz yazan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yapay zekâ teknolojilerinin, küresel ekonomik yapı üzerinde internet devriminden daha büyük bir etki yaratmasının beklendiğini kaydetti. Yapay zekâ sistemlerinin ortak değerlere uygun olarak geliştirilmesinin önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Köklü medeniyet tecrübemizle harmanlanmış yeni bir tekno-ekonomik atılım yaparak, topyekûn insanlığa değer katma imkânımız var.” ifadelerini kullandı.

Yapay Zeka Stratejisi, 24 Ağustos’ta düzenlenecek bir tören ile kamuoyuna tanıtılacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç’ın katılacağı tanıtım toplantısı, Türkiye’nin teknoloji ve inovasyon üssü Bilişim Vadisi’nde gerçekleştirilecek.

YAPAY ZEKA KALKINMA HEDEFLERİ ARASINDA YER ALIYOR

Türkiye, yapay zekâ stratejisini hayata geçiren ülkeler arasında yerini aldı. 2021-2025 Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

11. Kalkınma Planı ile 2021 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı doğrultusunda Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan strateji belgesi, Türkiye’nin 2025 yılına kadar yapay zekâ alanında yürüteceği çalışmalar için yol haritası niteliği taşıyor.

Stratejinin öncelikleri ve bu kapsamdaki amaç ve tedbirler, Dijital Türkiye ve Millî Teknoloji Hamlesi vizyonları çerçevesinde belirlendi. Dijital Türkiye; toplumsal, ekonomik ve kamusal faaliyetlerinde; dijital teknoloji, ürün ve hizmetleri kullanarak sağladığı üretkenlik artışı ve veriden ürettiği değerle küresel ölçekte rekabetçi bir Türkiye’yi hedefliyor. Türkiye’nin yüksek teknoloji ürünlerini millî ve özgün olarak üretebilecek insan ve altyapı kapasitesinin geliştirilmesini hedefleyen Millî Teknoloji Hamlesi; ekonomik ve teknolojik bağımsızlığı güçlendirmeyi, kritik teknolojilerde atılım sağlayacak politika ve uygulamaları hayata geçirmeyi amaçlıyor.

Avrupa’da yapay zeka yarışı kızıştı: 5 ülkenin strateji karşılaştırması

6 ÖNCELİK 24 AMAÇ 119 TEDBİR

Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi 6 stratejik öncelik etrafında tasarlandı. Öncelikler; yapay zekâ uzmanı yetiştirmek ve alanda istihdamı artırmak; araştırma, girişimcilik ve yenilikçiliği desteklemek; kaliteli veriye ve teknik altyapıya erişim, sosyo-ekonomik uyumu hızlandıracak düzenlemeler yapmak, uluslararası iş birliklerini güçlendirmek ve yapısal ve işgücü dönüşümünü hızlandırmak olarak belirlendi. Stratejide bu öncelikler bağlamında 24 amaç ve 119 tedbir de bulunuyor.Stratejide belirlenen 2025 hedeflerinden bazıları şöyle:

-GSYİH’ya katkısı yüzde 5’e yükseltilecek.

-İstihdam en az 50 bin kişiye çıkarılacak.

-Merkezî ve yerel yönetim kamu kurum ve kuruluşlarında yapay zekâ alanındaki istihdam en az bin kişi olacak.

-Lisansüstü düzeyde mezun sayısı en az 10 bin kişiye ulaşacak.

-Yerel ekosistemin geliştirdiği uygulamaların kamu alımlarında önceliklendirilerek ticarileştirilmesi desteklenecek.

-Uluslararası kuruluşların güvenilir ve sorumlu yapay zekâ ile sınır ötesi veri paylaşımı alanındaki düzenleme çalışmalarına ve standartlaşma süreçlerine aktif olarak katkı verilecek.

-Uluslararası yapay zekâ endekslerindeki sıralamalarda Türkiye ilk 20 ülke arasında yer alacak.

TANITIMI BİLİŞİM VADİSİNDE YAPILACAK

Türkiye’nin ilk Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç tarafından 24 Ağustos’ta Türkiye’nin teknoloji ve inovasyon üssü Bilişim Vadisi’nde düzenlenecek tanıtım programı ile kamuoyuna açıklanacak.  Programda yapay zeka teknolojileri de kullanılacak.

Strateji, aynı gün Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisinin internet sitesinde yayımlayacak.

Fortinet’ten 30 ücretsiz siber güvenlik eğitimi

Türkiye ve Dünyadaki siber yetenek açığı kuruluşlardaki en önemli sorunlardan biri olmaya devam ederken, Fortinet Siber Güvenlik şirketi, bu çerçevede siber yeteneklerin keşfedilebilmesi için yeni eğitim programları açıkladı.

Siber bilgi ve yetenek açığı, güvenlik ekipleri sayıca yetersiz kaldığında güvenlik risklerini ve kötü aktörlerin zafiyetlerden yararlanma fırsatlarını artırdığı için CISO’lar için en önemli endişe kaynağı.

Firma, NSE Eğitim Enstitüsü’nün bir girişimi olan Training Advancement Agenda (TAA), siber eğitim ve kariyer fırsatlarını herkes için erişilebilir hale getirmeyi amaçlıyor

Şirket, NSE Eğitim Enstitüsü programları ve Eğitim Gelişim Programı olan (TAA) aracılığıyla siber yetenek açığını kapatmaya yardımcı olmayı hedefliyor.

Sertifikasyon Programı, Güvenlik Akademisi Programı, İleri Yaştaki Vatandaşlar Programı, Yetkili Eğitim Merkezi ve Bilgi Güvenliği Farkındalık ve Eğitim Hizmeti’nden oluşan Fortinet Network Security Expert (NSE) Eğitim Enstitüsü, giderek büyüyerek sektörü saran siber yetenek açığını gidermek için kuruldu.

ÜCRETSİZ KURS VE HİZMETLER VERİLECEK

NSE Eğitim Enstitüsü’nün kurulduğu 2015 yılından bu yana sektör ilk kez 2020’de boşluğu doldurmak için gereken güvenlik profesyonellerinin sayısında bir azalmaya tanıklık etti. (ISC)2 raporuna göre bu alandaki profesyonellerin sayısı 4,07 milyondan 3,12 milyona düştü. Bu durum, sorunu çözme yolunda bazı ilerlemeler kaydedildiğini göstermekle birlikte, bu açık her ölçekten kuruluş için hala aşılması gereken önemli bir zorluk.

BT ve güvenlik uzmanlarına hizmet veren NSE Eğitim Enstitüsü küresel olarak büyümeye devam ediyor. NSE Eğitim Enstitüsü, 30’dan fazla ücretsiz eğitim kursuna ve çok sayıda hizmetine ek olarak, Siber Güvenlikte Kadınlar (WiCyS), Stanford Üniversitesi ve Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley dahil olmak üzere siber güvenlik yeteneklerini geliştirmek için Fortinet ile çalışan yeni küresel ortaklara kapılarını açıyor.

SERTİFİKASYON VE ORTAKLIKLARLA FIRSATLAR OLUŞUYOR

Yetenek açığı problemine çözüm getirmeyi hedefleyen Fortinet’in NSE Eğitim Enstitüsü, bireylere siber güvenlik kariyerlerinin her aşamasında bir dizi farklı program sunuyor.

TAA, eğitim ve sertifikasyon, kariyer fırsatları ve ortaklıklar yoluyla siber beceri açığını kapatmak için çeşitli NSE hizmetlerinden yararlanıyor.