Etiket arşivi: Fikri Mülkiyet

İsrailli QuaDream casus yazılım skandalı sonrası operasyonlarını durduruyor

İsrailli QuaDream casus yazılım skandalı sonrası operasyonlarını durduruyorÜrettiği casus yazılımla birçok gazeteci, politikacı ve aktivisti hedef aldığı ortaya çıkan İsrailli gözetleme firması QuaDream, operasyonlarını durdurma kararı aldı.

Citizen Lab ve Microsoft araştırmacıları tarafından ortaya çıkarılan bu durum sonrasında şirket, fikri mülkiyetini de satacak.

CASUS YAZILIM KULLANDIKLARI ORTAYA ÇIKTI

Citizen Lab ve Microsoft araştırmacıları, gözetim firması QuaDream’in iOS 14.4 ve 14.4.2 sürümlerinde etkili olan “ENDOFDAYS” adı verilen sıfırıncı gün açığı ile casus yazılım yerleştirdiğini ortaya çıkarmıştı.

Yapılan araştırmalar sonucunda QuaDream’in, Kuzey Amerika, Orta Asya, Güneydoğu Asya, Avrupa ve Orta Doğu’daki gazeteciler, politik muhalifler ve sivil toplum çalışanlarını hedef aldığı belirlenmişti.

FAALİYETLERİN DURDURULMASI KARARI ALINDI

İsrail merkezli gözetim firması QuaDream’in, faaliyetlerini önümüzdeki günlerde durduracağı haberi çeşitli çevrelerde yankı uyandırdı. 

Citizen Lab ve Microsoft araştırmacıları tarafından ortaya çıkarılan bu durum sonrasında, İsrail gazetesi Calcalist’e göre, QuaDream’deki tüm çalışanlara işten çıkarılacakları duyuruldu.

Dünyayı sarsan siber casusluk skandalı: İsrailli Pegasus yazılımıyla yüzlerce gazeteci ve aktivist hedef alındı

FİKRÎ MÜLKİYETLERİNİ SATACAKLAR

QuaDream’in casus yazılımları etik dışı kullandığı sebebiyle şirkete yönelik artan baskılar QuaDream’in sonunu getirdi. 

Çeşitli kaynaklardan alınan bilgilere göre şirket bir süredir tam anlamıyla faal değil. Ayrıca şirket ofislerinde sadece bilgisayar ve diğer teknik ekipmanları kontrol eden iki çalışanın kaldığı belirtildi.

QuaDream’in yönetim kuruluysa şirketin fikrî mülkiyetini satmayı planlıyor. 

Son yıllarda, NSO Group ve Candiru gibi İsrail gözetim firmalarının casus yazılımlarının, totaliter rejimler tarafından gazeteciler, muhalifler ve hükûmet karşıtları üzerinde kullanıldığına dair haberlerle gündeme gelmişti. 

Bu durum, QuaDream’in fikrî mülkiyetinin kimlere ve nasıl bir amaçla satılabileceği konusunda endişeleri de beraberinde getiriyor.

Avrupa Birliği’nden kritik uyarı: Yapay zeka demokratik süreçleri etkileyebilir

Ekim 2020, Avrupa’nın yapay zekâ ve hukuk konusunda önemli adımlar attığı bir ay oldu. Bu adımlar hem Avrupa Birliği (AB) hem de Avrupa Konseyi tarafında görüldü. Avrupa Parlamentosu (AP), yapay zekâ tarafından etik, hukuki sorumluluk ve fikri mülkiyet alanlarında ortaya çıkan uzun vadeli fırsatları ve yasal zorlukları ele alan önerileri onayladı. Bu çerçevede Hukuk İşleri Komitesi, AB’nin yapay zekâyı en iyi şekilde düzenlerken yeniliğin, etik standartların ve teknolojiye olan güvenin nasıl artırılabileceğine ışık tutuyor.

Raporlardan biri, güvenlik, şeffaflık ve hesap verebilirliğin sağlanması, önyargı ve ayrımcılığın önlenmesi, sosyal ve çevresel sorumluluğun geliştirilmesi ve temel haklara saygı konularına odaklanıyor. Buna göre, AB Komisyonu yazılım, algoritmalar ve veriler dahil olmak üzere birlikte yapay zekâ, robotik ve ilgili teknolojileri geliştirirken, uygularken ve kullanırken uyulması gereken etik ilkeleri ve yasal yükümlülükleri özetleyen yeni bir yasal çerçeve oluşturmalı. Aynı zamanda ilerleyen dönemde oluşturulacak düzenlemeler, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli yol gösterici ilkelere göre yapılmalı:

  • insan merkezli ve insan yapımı bir yapay zeka,
  • güvenlik, şeffaflık ve hesap verebilirlik,
  • önyargı ve ayrımcılığa karşı koruma sağlama,
  • tazminat hakkı,
  • sosyal ve çevresel sorumluluk; ve gizlilik ve veri korumasına saygı.

Bir diğer rapor ise sorumluluğa ilişkin. Buna göre, yüksek riskli yapay zekâ sistemleri işletenleri ortaya çıkan herhangi bir zarardan kesin bir şekilde sorumlu kılan, geleceğe yönelik bir hukuki sorumluluk çerçevesi oluşturulmalı. Oluşturulacak net bir yasal çerçeve, işletmelere hukuki belirlilik sağlayarak yeniliği teşvik etmek, vatandaşları korurken ve tehlikeli olabilecek faaliyetlerden caydırarak yapay zekâ teknolojilerine olan güvenlerini artıracak. Kurallar sağlığa, fiziksel bütünlüğe, eşyaya zarar veren faaliyetler ile maddi kayıplara neden olan faaliyetler bakımından hem fiziksel hem de sanal ortamda kullanılan yapay zekâ için geçerli olmalı.

“FİKRİ MÜLKİYET HAKKI YALNIZCA İNSANDA OLMALI”

Kabul edilen diğer rapor ise yapay zekâ konusunda etkili bir fikri mülkiyet hakları sistemi (IPR) ve yenilikçi geliştiricileri korumak amacıyla AB’nin patent sistemi için koruyucu önlemlerin alınması gerektiği, bu yapılırken insan yaratıcılarının çıkarları veya birliğin etik ilkelerine aykırı olmaması gerektiği vurgulanıyor. AP üyeleri yapay zekâ destekli insan eserleri ile yapay zekâ yaratımlarını ayırt etmenin önemli olduğuna inanıyor ve yapay zekanın hukuki kişiliğe sahip olmaması gerektiğini belirtiyor. Bu bakımdan, fikri mülkiyet hakkı yalnızca insanda olmalı. https://www.europarl.europa.eu/news/en/press-room/20201016IPR89544/parliament-leads-the-way-on-first-set-of-eu-rules-for-artificial-intelligence

Söz konusu gelişmeler ışığında, Avrupa Birliği Komisyonu’nun düzenleme önerisinin önümüzdeki yılın başlarında yapılması bekleniyor.

“YAPAY ZEKA DEMOKRATİK SÜREÇLERİ ETKİLEYEBİLİR”

Avrupa Konseyi tarafında da yapay zekâ ve hukuk odaklı gelişmeler yaşandı. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) toplantısında aralarında Türkiye’den raporların da olduğu çeşitli raporlar sunuldu. https://pace.coe.int/en/pages/session-20201012 Bunlar;

  • Yapay zekânın demokratik yönetişim ihtiyacı
  • Algoritmik adalet
  • Yapay zekâ kullanımından kaynaklı ayrımcılığın önlenmesi
  • Beyin-bilgisayar ara yüzü: İnsan hakları konusunda yeni tehditler mi yeni haklar mı?
  • Sağlık hizmetlerinde yapay zekâ: tıbbi, hukuki ve etik zorluklar
  • İşgücü piyasası: Dost mu düşman mı?
  • Otonom araçlara hukuki yaklaşım

Raporlardan bazılarını özetleyecek olursak;

“Yapay zekânın demokratik yönetişim ihtiyacı” raporu, yapay zekânın demokrasi üzerindeki etkisine odaklanıyor. Yapay zekâ tabanlı teknoloji kullanımının demokratik kurumların ve süreçlerin işleyişini ve vatandaşların sosyopolitik davranışlarını etkileyebileceği ve etkilediği çeşitli yollara genel bir bakış sunuyor. Yapay zekâ kullanımının ve bunun Devletler ve Devlet kurumları ile büyük özel şirketler tarafından suiistimal edilme potansiyeli olduğu, bunun hak temelli demokrasilerimizin kurumları, süreçleri ve normları için gerçek bir tehdit oluşturduğu sonucuna varıyor. https://pace.coe.int/en/files/28723

 

Avrupa’da yapay zeka yarışı kızıştı: 5 ülkenin strateji karşılaştırması

 

“KİŞİSEL SAĞLIK VERİLERİNİN GÜVENLİĞİ DAHA FAZLA TARTIŞILMALI”

“Sağlık hizmetlerinde yapay zekâ: tıbbi, hukuki ve etik zorluklar” raporu, yapay zekânın temel etik ilkeleri etrafında geniş bir küresel fikir birliğine atıfta bulunuyor ve ilgili uluslararası kuruluşların, paydaşların ortak bakış açılarına dayalı olarak sağlık hizmetlerinde yapay zekâya ilişkin etik kılavuz geliştirmeye yönelik çalışmalar destekleniyor. Yapay zekâ hem bireylerin sağlığını hem de halk sağlığını iyileştirme konusunda büyük bir potansiyele sahip, ancak aynı zamanda bireysel hakları ve halk sağlığını yeni risklerle de karşı karşıya getirebiliyor. Yapay zekâ uygulamaları, onları düzenleyen yasal çerçeveden çok daha hızlı gelişim gösteriyor. Hassas kişisel sağlık verilerinin mahremiyeti ve siber güvenliği, bilgilendirmeye dayalı rıza ve paydaşların sorumluluğu için hukuki düzenlemelere ilişkin gereklilikler konusunda daha fazla tartışmaya ihtiyaç var. https://pace.coe.int/en/files/28737/html

“Otonom araçlara hukuki yaklaşım” raporu ise kısaca şunlara vurgu yapıyor: Yarı otonom araçların yollardaki sirkülasyonunun önümüzdeki yıllarda önemli ölçüde artması muhtemel ve bazı çevreler önümüzdeki on yıl içinde tamamen otonom olan araçların kullanıma sunulabileceğini düşünüyor. Bu gelişmeler, cezai ve hukuki sorumluluk, üreticilerin ve sigorta şirketlerinin yükümlülükleri ile karayolu taşımacılığının gelecekteki hukuki düzenlemelerine ilişkin sorular ortaya çıkarıyor. Bunlar aynı zamanda önemli etik ve mahremiyet endişeleri de doğuruyor. Beklenti, otonom araçların, insanlar tarafından kullanılanlara göre önemli ölçüde daha güvenli olacağı yönünde. Bu potansiyeli gerçekleştirmek için uygun düzenlemelere ihtiyaç duyulacak. Başlangıç noktası olarak, bu düzenleme yaşam hakkına tam saygıyı sağlamalı. https://pace.coe.int/en/files/28721/html

Avrupa tarafından yaşanan bu gelişmeler yakın zamanda yapay zeka konusunda bazı hukuki standartların belirleneceğine işaret ediyor.

 

YÖK onayladı Maltepe Üniversitesi Teknoloji ve Fikri Mülkiyet Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi resmen kuruldu

Teknoloji ve entelektüel endüstri ekosistemini akademi ile bir araya getirmeye çalışan Maltepe Üniversitesi Teknoloji ve Fikri Mülkiyet Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi, YÖK tarafından onaylandı.

Uygulama ve akademik bakımdan yüksek katma değerler oluşturma çabasında olan ve projeler üreten bir platform, bir köprü olarak nitelendirilen Teknoloji ve Fikri Mülkiyet Hukuku Merkezi böylelikle resmen kurulmuş oldu.

Yakında projeleriyle ismini duyacağımız Teknoloji ve Fikri Mülkiyet Hukuku Merkezi çalışmalarına kısa süre içinde başlayacak. Dr. Mete Tevetoğlu tarafından duyurulan haberde, çalışmaların hayata geçmesi ve başarılı olması için bu alanlarda çalışma yapan uzmanların destek ve özverilerine ihtiyaçları olduğunu söyledi.

Öğrencilere yerel ve uluslararası uzmanlarla çalışma fırsatı tanıyan, mesleki perspektiflerini geliştirerek teknoloji ve entelektüel endüstri ekosistemine en doğru şekilde entegre olmalarına katkı sağlayacak olan Teknoloji ve Fikri Mülkiyet Hukuku Merkezi yakın zamanda projelerini kamuoyu bilgisine sunacak.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz