Etiket arşivi: Clinton

Trump’tan tarihi itiraf: Ruslar seçime müdahale etti

ABD Başkanı Donald Trump, ABD istihbarat servislerinin Rusya’nın 2016 Başkanlık seçimlerine müdahale ettiğine dair ulaştıkları sonucu kabul ettiğini ilan etti.

Trump, Pazartesi günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yaptığı açıklamada, Rusya’nın böyle bir müdahalede bulunması için bir neden görmediğini belirtmişti. Trump’ın bu açıklamaları sadece Demokrat Parti değil Cumhuriyetçi Parti içinde de tepkilere neden olmuştu.

ABD Başkanı, Salı günü yaptığı açıklamadaysa bu konuşması sırasında hata yaptığını, Rusya’nın seçimlere müdahale etmemesi için bir neden görmediğini söylemek istediğini belirtti. ABD’nin istihbarat servislerine “güven ve desteğinin” tam olduğunu söyleyen Trump, ABD’deki seçim sürecinin güvenliği için güçlü bir şekilde harekete geçeceğini söyledi.

İlgili haber>> ABD seçimlerinin hacklenmesi iddianamesi ortaya çıktı: Ruslar hedef tahtasında

Bununla birlikte ABD Başkanı, müdahalenin seçim sonuçları üzerinde bir etkisi olmadığını da ekledi.

Trump, 2016 seçimlerini Demokrat rakibi Hillary Clinton’a karşı kazanmıştı.

ABD Başkanı, gazetecilerin Putin’i müdahale nedeniyle kınayıp kınamayacağına dair sorusuna ise yanıt vermedi.

Pazartesi günkü açıklamada, Rusya’nın 2016 ABD Başkanlık seçimlerine müdahale ettiği iddialarının gündeme gelmesi üzerine Putin, “Daha önce de söylediğim gibi Rusya, ABD’nin içişlerine hiçbir zaman müdahale etmedi ve hiçbir zaman müdahale etmeyecek” açıklaması yapmıştı.

Seçimleri Trump’ın kazanmasını isteyip istemediğine ilişkin bir soruya Putin, “Evet, istedim, çünkü ABD ve Rusya ilişkilerini normalleştirmekten bahsediyordu” yanıtını verdi.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

ABD seçimlerinin hacklenmesi iddianamesi ortaya çıktı: Ruslar hedef tahtasında

ABD’de Özel Yetkili Savcı Robert Mueller’ın 12 Rus istihbarat görevlisini 2016 başkanlık seçimlerine siber saldırılarla müdahale etmekle suçlaması, savcının bu zamana kadarki en az şaşırtıcı eylemi olmakla birlikte en dikkat çekeni olabilir. Zira Rus hükümeti için çalışan istihbarat ajanlarının 2016 başkanlık seçimlerine müdahale ettiğine dair çıkan haberlerin, söz konusu seçimin galibi Trump’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Helsinki’de bir araya gelmesi öncesine denk gelmesi yenilir yutulur bir şey olmanın çok ötesinde.

29 sayfalık iddianamede yer alan yeni suçlamalar, Başkan Trump’ın ABD’nin saldırıların ardında kim olduğu sorusunu perdelemeye yönelik çabalarını baltalıyor. Nitekim Trump daha önce şu şekilde yorumlarda bulunmuştu: “Saldırıların arkasındaki kişi New Jersey’deki evinde oturan herhangi biri olabilir. Rusya ya da Çin de olabilir. Ayrıca yatağında oturan 180 kg ağırlığında biri olabilir”

Konuya ilişkin bazı ayrıntılar daha önce Demokratik Ulusal Komitesi‘nin (DNC) açtığı davada yer alırken, geçtiğimiz cuma günü ortaya çıkan ve oldukça ses getiren iddianame ABD hükümetinden gelen ilk resmi ayrıntı olması itibariyle dikkat çekiyor. Söz konusu iddianame, saldırının Rus Ordusu tarafından koordine edildiği konusunu açıklığa kavuşturuyor. Kamuoyunda Fancy Bear takma adıyla bilinen hacker ekibi, Mueller’in iddianamesinde ilk kez, kısa adı GRU olan Rus Genelkurmay Ana İstihbarat Müdürlüğü’nün iki özel biriminin adı ile geçiyor: “Birim 26165 ve Birim 74455.”

İlgili haber>> Uluslararası hukuk açısından Rusya’nın ABD seçimlerine müdahalesi

Resmi raporlara göre, aynı birim daha önce de Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron, NATO, Almanya Parlamentosu, Gürcistan ve Avrupa genelindeki diğer hükümetlere yönelik saldırılara karışmıştı.

Adalet Bakanlığı’nın verdiği bilgiye göre “GRU memurları, resmi yetkilerine dayanarak Demokratik Kongre Kampanya Komitesi (DCCC) ve Demokratik Ulusal Komite’nin (DNC) bilgisayar ağları ile Hillary Clinton’ın başkanlık kampanyasına karşı sürekli bir hackleme faaliyetlerinde bulundular. Daha sonra elde ettikleri bilgiyi ‘DCLeaks’ ve ‘Guccifer 2.0’ isimleri altında internet üzerinden yayınladılar.

Yine Adalet Bakanlığı’na göre seçimlere müdahale edenler yalnızca GRU değildi. İddiaların merkezinde en az 12 özel istihbarat elemanı da yer alıyor. Bakanlığın verdiği isimler şu şekilde: Viktor Borisovich Netyksho, Boris Alekseyevich Antonov, Dmitriy Sergeyevich Badin, Ivan Sergeyevich Yermakov, Aleksey Viktorovich Lukashev, Sergey Aleksandrovich Morgachev, Nikolay Yuryevich Kozachek, Pavel Vyacheslavovich Yershov, Artem Andreyevich Malyshev, Aleksandr Vladimirovich Osadchuk, Aleksey Aleksandrovich Potemkin ve Anatoliy Sergeyevich Kovalev.

İddianame mart ayında Clinton’ın kampanyasını hedef alan GRU memurlarından dördü tarafında yapılan ve e-posta hırsızlığına imkan veren e-dolandırıcılık ile yine GRU elemanlarının hi.mymail@yandex.com şeklindeki e-postalarını, Google’dan geliyormuş gibi görünecek şekilde düzenlemelerinin izini sürüyor. İddianameye göre ayrıca GRU, gerçek çalışanlarınkinden bir harfi eksik olarak düzenlenmiş e-posta hesapları kullanarak Clinton’ın kampanyasında çalışan personeli de hedef almış. GRU elemanları e-posta gönderdikleri kişilerden “Hillary-clinton-favorable-rating.xlsx.com” adlı dosyayı açmalarını istemiş.

İddianameye göre bir başka hacker grubu da Demokratik Kongre Kampanya Komitesi’nin (DCCC) internet protokolü yapılandırmalarını kontrol ederek ve bir diğer başarılı e-dolandırıcılık saldırısından sonra erişebildikleri sisteme bir yol açmak suretiyle DCCC üzerine yoğunlaşmış. Neticede iddianameye göre GRU 10’dan fazla DCCC bilgisayarına ve en az 33 Demokratik Ulusal Komite’nin DNC bilgisayarına erişim imkânı kazanmış.

İlgili haber>> Rus siber ordusu süvarilerini nasıl topluyor?

İstihbarat ajanlarının daha sonra, çalıntı dosyaları iddianamede ‘üçüncü varlık’ olarak geçen DCLeaks, Guccifer 2.0 gibi web siteleri aracılığıyla yayınlamak üzere Birim 74455’teki meslektaşları ile iletişime geçmiş.

ABD Adalet Bakanı Yardımcısı Rod Rosenstein, yeni iddianamede herhangi bir Amerikan vatandaşına saldırılara dahil olma noktasında suçlamanın ya da Rusya’nın bu girişimlerinin 2016 seçim sonuçlarını toptan değiştirdiğine dair iddiaların yer almadığını ifade etti.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Ruslar, ABD Demokratlarının her adımını takip etmiş!

Siber Güvenlik uzmanı Robert Johnston, Rusya’nın Hillary Clinton’a karşı Trump’ın kazanmasına yönelik  yürüttüğü iddia edilen siber saldırıları ortaya çıkaran kişi. Konuyla ilgili ilk kez konuşan Johnston, daha önce de ABD Deniz Piyade Kolordusu’nun siber savaşçısı konumunda görev almış bir isim ve Rusya’nın daha önce de Pentagon’a karşı benzer bir saldırı gerçekleştirdiğini iddia ediyor.

ABD Deniz Piyade Kolordusu’nun siber savaşçısı Robert Johnston, Rusların, Demokrat Parti alt kanadı olan Ulusal Komite’yi (DNC) hacklediğini keşfetmesinden bir yıl kadar önce de Rusların benzer bir saldırıyı Genelkurmay Başkanlığı’na da yaptığını öğrendi.

BuzzFeed’in haberine göre, 2016 Mayısı’nın bir sabahında Demokrat Parti’nin alt kanadı Ulusal Komite’nin liderleri bir masasının etrafından toplanmış Robert Johnston’a dik dik bakıyorlardı. Deniz Piyade Kolordusu’nun eski askerlerinden biri olan Johnston, duygusallıktan uzak bir askeri netlikle brifing veriyordu. Fakat söylediği şey, o kadar sinir bozucuydu ki, yüksek rütbeli bir DNC yetkilisi oturduğu sandalyede bir korku filmi izliyormuş gibi tortop olmuştu.

Johnston 30’lu yaşlarında, ordunun elit kolu olan ABD Siber Komutanlığı’ndan yeni ayrılmış başarılı bir sanal dedektifti. Johnston o sırada Rusların ABD ordusunun en üst rütbelerine karşı giriştiği bir siber saldırıyı durdurmaya destek veriyordu. Daha sonra buradaki görevinden ayrılarak özel bir siber güvenlik şirketinde çalışmaya başlayan Johnston, DNC’ye bir brifing vermesi gerekiyordu. Zira tehlikelerle dolu bir seçim kampanyası sırasında Johnston DNC’nin bilgisayar ağında şüpheli bir hareketlilik keşfetmişti.

  • EN KÖTÜ GÜNLERİYDİ

Demokrat Parti yetkililerinin tepkisini tam anlamıyla ‘şok hali idi’ sözleriyle anlatıyor Johnston ve ekliyor: “Bu onların en kötü günüydü.”

DNC’ye yönelik siber saldırı her ne kadar kamuoyu tarafıdan biliniyor olsa da epeyce soru işareti barındıran ayrıntıları gizemini koruyordu.  DNC, siber saldırıyı nasıl oldu da ıskalamıştı? Neden FBI değil de özel bir güvenlik uzmanı DNC’nin sunucularını denetliyordu? Her şeyden önce DNC Johnston’un şirketi CrowdStrike’ı nasıl bulmuştu?

Johnston’un burada ilk kez anlattığı ve FBI, DNC ve Savunma Bakanlığı’ndan 15 kaynakla yapılan görüşmelerle doğruluğu teyit edilen raporu, soruların bazılarının cevabını veriyor.

İlgili haber>> ABD’nin Rusya’ya yaptırımları havada kaldı

Dışarıdan bir isim olarak bu işi tesadüfen alan Johnston, siber saldırının doğasını ve kapsamını belirleyen baş araştırmacıydı ve söz konusu hackleme faaliyetinin küstah bir ele geçirmeden ziyade gizli bir soygun olarak değerlendiriyordu. Merkezi bir rolü olmasına rağmen Johnston, Rusların müdahalesini soruşturan araştırmacılarla hiç konuşmadı.

Johnston büyük ölçüde kendi başına hareket ediyordu. Demokrat Parti, FBI yerine  CrowdStrike’i bu konuda görevlendirmişti ve FBI bu zamana kadar hiç DNC’nin sunucularına giriş yapmamıştı. DNC yetkilileri bu konuda özel bir şirketle çalışmayı seçmişlerdi çünkü kampanyanın tam ortasında operasyonlarının kontrolünü kaybetmekten korkuyorlardı. Üstelik FBI, Hillary Clinton’ın özel e-posta sunucusunun kullanımını da araştırıyordu. DNC işleri özel olarak ilgilenilmesinin daha iyi olacağını düşündü.

  • HER ESPRİ; HER KELİME, HER HECE…

Siber güvenlik uzmanları Johnston’ın bulduklarını geniş ölçüde kabul etmiş olsalar da bu, soruşturma hakkındaki şüphelere gölge düşürecek bir karardı.

O gün toplantı odasında, bulduğu bilgileri Demokrat Parti yetkililerine açıklarken, partinin genel başkanı Debbie Wasserman Schultz da hoparlörden dinliyordu. Johnston, bilgisayar sistemlerinin gizliliğinin bir kez değil iki kere ihlal edildiğini açıkladı. İlk saldırıdaki zararlı yazılım bir yıl boyunca DNC’nin siteminde bulundu. İkinci sızma ise sadece bir kaç aylıktı. İki sızma da Rus istihbaratı ile ilişkiliydi. Daha rahatsız edici olan durum ise hackerlar bütün e-postaların bir kopyasını toplayıp, bir yerlere ya da birilerine yollamışlar. Her bir DNC personelinin yazdığı her bir e-posta izlenmiş. Her espri, her kelime her hece…

  • WİKİLEAKS SERİ HALDE YAYINLADI

O dönemde hala Rusya’nın Trump’ın yararı için müdahale etmiş olabileceğine dair uyarılar olmadığından, DNC yetkilileri Johnston’u soru yağmuruna tutmuşlardı. Yetkililer Johnston’a şu soruları yönelttiler: “Bu kadar bilgi ile ne yapabilirler? Saldırganlar bu bilgilerle ne yapabilir?”

Johnston bilmiyordu. FBI da bilmiyordu. Cevaplar, çalınan e-postaların Wikileaks tarafından bir seri olarak yayınlanması ile gelmiş oldu: Rus hükümeti Hillary Clinton’a karşı Donald Trump’ın kazanmasını sağlamak için aktif bir şekilde çalışmış olabilir.

İlgili haber>> Rusya’nın siber saldırıları, KGB’den miras bir anlayış

Johnston 2015’in ilk bahar aylarında ABD Deniz Kolordu Komutanlığında çalışıyorken, Maryland’daki Cyber Protection Team 81 adlı bir birimi yönetiyordu.  Bir gün cep telefonundan acil bir çağrı aldı. Telefon birlik komutanından geliyordu ve komutan “Washington’a ne kadar hızlı gelebilirsin?” diye soruyordu. Sonrasında aynı kişi şöyle devam etti: “Hemen oraya git ve diğerleriyle buluş, sana anlatacaklar”

Acil durumun sebebi ABD Başkanı’na önerilerde bulunan ordunun en üst rütbeli subayların yönelik bir siber saldırı kuşkusu idi. Zararlı yazılım 5 saat içinde 5 rütbeli askerin dizüstü bilgisayarlarına ve genelkurmay başkanının dizüstü ve masaüstü bilgisayarına yayılmıştı. Çok kısa sürede Johnston ve ekibi zararlı yazılımı tespit etti. Sözkonusu siber saldırı aracının APT 29 adlı, Rusya’nın federal güvenlik servisi FSB ile bağlantılı olduğu bilinen bir hacker grubu tarafından kullanıldığı anlaşıldı.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Ruslar, House of Cards izleyip propaganda yapmışlar

Rusların ABD’deki seçim sonuçlarını etkilemeye yönelik gizli girişimlerine dair çok ilginç detaylar ortaya çıkıyor.

Rus lider Vladimir Putin’in seçimlere müdahale kampanyası kapsamında hayata geçirilen ve ‘Trol fabrikası’ diye adlandırılan ekipte çalışan Rusların ünlü Amerikan dizisi ‘House of Cards’ı izlemek zorunda oldukları ortaya çıktı.

Ajanların diziyi Amerikalıların kendi hükümetlerine karşı gelmelerini sağlayacak mesajları elde etmek için izledikleri iddia ediliyor. İddiayı dile getiren kişi ise bahsi geçen troll fabrikasının eski çalışanlarından biri.

İlgili haber>> 400 bin dolarınız varsa seçimleri manipüle edebilirsiniz

Rus bağımsız TV kanalı Rain’de yayınlanan röportajda eski ajanın anlattıkları, eski adıyla İnternet Araştırma Ajansı olarak bilinen Trol fabrikasının nasıl çalıştığına dair fikir veriyor. Buna göre sözkonusu ekibin çalışanları, New York Times ve Washington Post gibi gazetelerde yayınlanan haberlerin altına Amerikalılar tarafından yazılmış süsü verilen provokatif yorumlar yazıyorlar.

Mesajların ana temasını eşi döneminde gerçekleşen eski skandalları, kişisel servetini, özel bir e-mail sunucusu kullanmasını gündeme getirerek Hillary Clinton’ı şeytan gibi göstermek oluşturuyor.

Sözkonusu bilgileri veren kişi Maksim kod adıyla biliniyor. Röportajda yüzünü gizleyen Maksim, trol fabrikasının elit tabir edilen ‘İngilizce Dil Departmanı’nda çalışıyor.

Maksim, seçimden bir yıl önce, 2015 yılı boyunca sözkonusu birimde çalıştığını belirtti ve şu sözleri kaydetti: “Ana mesaj şuydu; ‘Amerikalı kardeşim, Clinton’lardan artık bıkmadın mı?’”

Maksim ayrıca kendisinin ve çalışma arkadaşlarından sürekli Clinton’ların geçmişteki yolsuzluk skandallarına vurgu yapmalarının istendiğini ifade etti.

Rus gizli servisinin yerel departmanlarında çalışan kişilerden daha önce basına çıkanlar olduysa da Maksim’in verdiği röportaj sözkonusu İngilizce departmanından birinin verdiği ilk röportaj olması itibariyle önem arz ediyor. Geçtiğimiz seçimlerde sonuçları etkilemek adına Facebook’ta gizli 3 bin mesaj yayınlayanların da aynı birimden olduğu söyleniyor.

Rain TV kanalı, Maksim’in söyediklerinde inandırıcı olduğunu çünkü ajanın yaklaşık bir yıl boyunca Internet Araştırma Birimi’nde çalıştığına dair belgelere sahip olduğunu ifade etti. Söz konusu birim Putin’in Şefi olarak bilinen servet sahibi oligark Evgeny Progozhin’e ait olduğu düşünülüyor.

Ajanların ‘House of Cards’ dizisini izlemeleri, çalışanların gerçekçi mesajlar üretmek için Amerikan politikasını iyi anlamaları gerekçesine dayanıyor. Bunun için de Amerikan politikasına dair çok çarpıcı detaylar sunan dizi seçilmiş.

Netflix’in popüler dizisi başkan olmak için her şeyi göze alan acımasız politikacı Güney Carolina Kongre Üyesi Frank Underwood’un hikayesine odaklanıyor. Kevin Spacey’nin canlandırdığı karakter, yolsuzluk yapmak, siyasi rakibi hakkında yalan hikayeler uydurmak ve arkasında iz bırakmamak adına kongre üyesi arkadaşını ve bir gazeteciyi öldürtmek gibi oldukça acımasız yöntemlere başvuran bir kişi.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için doldurunuz!

100 bin dolar verin, Facebook ile seçim sonucu değişsin!

Facebook’un, ABD Kongre’sine teslim etmeye hazırlandığı Rusya tarafından satın alınmış 3 binden fazla online reklamın içeriğine dair ayrıntılar ortaya çıkıyor.

Özellikle Amerikan seçimlerini etkilemeye yönelik hazırlanan reklamların, Amerikan toplumunu ırk, din ve sosyal farklılıklar üzerinden bölmeye yönelik mesajlar içerdiği belirtiliyor. Washington Post’un haberine göre 3 bin adet reklamın bir kısmı, ‘Black Lives Matter’ gibi Afro-Amerikan hak örgütlerini destekleyen mesajlar taşırken, bir kısmı da aynı grupların politik olarak tehdit unsuru olduğunu öne süren mesajlar içeriyor. Bunun da reklamların Amerikan toplumunda sosyal ayrıştırma amacı taşıdığı gerçeğini ortaya koyduğu iddia ediliyor.

Facebook’un demografik ve politik bakımdan birbirinden farklı kullanıcı gruplarına aynı anda birbirinin zıttı mesajlar gönderebilmesinin avantajını kullanan Rusya menşeli kampanya, dini gruplar arasına da bir çeşit nifak sokmayı amaçlıyor. Bir reklamda Müslüman kadınların Demokrat Hillary Clinton’a desteğine dikkat çekiliyor.

İlgili haber>> 400 bin dolarınız varsa seçimleri manipüle edebilirsiniz

Gazetenin ismini vermek istemeyen kaynaklardan elde ettiği bilgiye göre, söz konusu reklamların yapısı ve detayları Facebook’ta, Beyaz Saray’da ve Amerikan Adalet Bakanlığı’nda çalışan araştırmacıların halihazırda başını belaya soktu bile.

ABD Temsilciler Meclisi ve Senato İstihbarat Komitesi önümüzdeki haftalarda Facebook reklamlarını gözden geçirmeyi planlıyor. Senatonun İstihbarat Komitesi Başkan yardımcısı Senatör Mark R. Warner, amacın gruplar arasında nifak tohumu ekmek olduğunu söylerken ekliyor: “Reklamlar, seçimlere katılımı artırmaktan ziyade seçmenlerin baskı altına alınması ile ilgili mesajlar içeriyordu”

Soğuk savaş taktiği

Moskova’nın ABD’de ırklar arası münasebetlere karışması, yıllar öncesine dayanıyor ve bir Soğuk Savaş taktiği olarak biliniyor. Sovyetler döneminde doğal olarak internet kullanma imkanları olmayan casuslar, reklam vermek, el ilanı dağıtmak ve toplantılar organize etmek gibi araçlarla mesajlarını yayıyorlardı.

Facebook’un kullandığı online reklamlar gibi, Sovyet dönemi ajanları tarafından yayılan mesajların da ABD’deki politik aktivistler tarafından iyi niyetle yazılmış şeylermiş gibi algılanması amaçlanıyordu. Böylece yabancı bir düşman gücünün ABD’nin iç meselelerine dahil olma durumunu gizleyebiliyorlardı.

Facebook, Ruslar tarafından kullanılan reklamların çok da etkili olmadığını iddia ederken, Facebook reklamlarına odaklanan dijital pazarlama şirketi BlitzMetics’in teknolojiden sorumlu yöneticisi Dennis Yu, 100 bin dolar değerindeki reklamların yüz milyonlarca kez görüntülenmiş olabileceğini ifade etti.

2016 seçimlerinde Rusya’nın propaganda kampanyası konusunda ilk uyarıyı yapan araştırma grubundan Clinton Watts, bu tür çabaların özellikle çekişmeli seçim bölgeleri olan Wisconsin ve Michigan gibi eyaletlerde etkili olduğunu düşünüyor.

Demokratların diğer başkan adayı Bernie Sanders’in güçlü olduğu bu eyaletlerde, Clinton rakibine yenilmişti. Watts, daha sonraki süreçte Ruslar tarafından dizayn edilen dezenformasyonlarla burada yaşayan Sanders yanlısı Demokrat seçmenlere kasımdaki genel seçimlerde oy kullanma zahmetine girmemeleri mesajı verildiğini belirtiyor. Bunu yaparken Sanders’e Demokrat Parti tarafından kötü davranıldığı argümanının kullanıldığı belirtiliyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için doldurunuz!