Etiket arşivi: Çin siber alan stratejisi

Çin Başkabakanı: Büyük veri ve internet üretimle bütünleştirilmeli

Çin Başbakanı Li Keqiang, Çin’in geleneksel sanayi kollarını geliştirmek için büyük veri ve internet ile üretimi bütünleştireceğini vurguladı.

Li Keqiang, Çin’in güneybatısındaki Guizhou eyaletinin merkezi Guiyang’da düzenlenen Çin Büyük Veri Sanayi Zirvesi ve Çin E-ticaret İnovasyon ve Kalkınma Zirvesi öncesinde işadamlarıyla görüştü.

İLGİLİ HABER >> ÇİNLİ YAZILILIMCI IBM KODLARINI SATMAKTAN TUTUKLANDI

İleri teknoloji ve paylaşım ekonomisi, yeni itici güçler

Li Keqiang, toplantıda yaptığı konuşmada, Çin ekonomisinin büyüme modelindeki dönüşümün önemli bir aşamasında, büyük veri, bulut bilişim ve paylaşım ekonomisindeki hızlı gelişimlerin ekonominin yeni itici güçleri olacağını söyledi. Başbakan Li, şöyle konuştu:

“Büyük veri ve bulut bilişim, internet çağını yeni bir seviyeye taşırken, bilgi ve verilerin insanların hayatının ve üretim faaliyetlerinin çeşitli alanlarına girmesini sağlıyor. Az önce birçok kişinin konuşmasında, eski büyüme enerjisinden yeni büyüme enerjisine dönüşüm ve imalat sektörünün seviyesinin yükselmesinden bahsedildi. İşte bu noktaların gerçekleşmesi için büyük veri ve bulut bilişim ile geleneksel sektörler düzeltilmeli.”

İLGİLİ HABER >> SİLİKON VADİSİ BARIŞ İMZALAYACAK MI?

“Büyük veri ve “internet” imalat sektörüyle bütünleşmeli”

Başbakan Li Keqiang konuşmasında, Çin’in büyük veri ve “internet”in imalat sektörüyle bütünleştirilmesini sağlayarak, geleneksel sektörlerde değişiklik yapacağını, böylelikle ekonominin orta ve yüksek hızda büyümesini koruyacağını dile getirdi.

Çin ekonomisinin büyümesine yeni dinamizm katılması için daha fazla vasıflı personel yetiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Çin Başbakanı, şunları söyledi:

“Çeşitli alanlarda vasıflı personel yetiştirilmeli. Ekonomiden anlayan uzmanlar lâzım, geleneksel donanımları ve cihazları doğrudan kullanabilen işçiler, zanaatkârlar da lazım. Günümüzde zanaatkâr ruhu geliştirilmeli. Yalnız büyük veri sektörlerinde çalışanlar ve cihazları kullanan işçiler bir araya geldiklerinde imal edilecek ürünler tüketici ihtiyaçlarını büyük boyutta karşılayabilecek.”

Başbakan Li Keqiang, ayrıca inovasyon ve girişimciliğin ilerletileceğinin, şirketler için eşit şartların oluşturulacağının altını çizdi.

“Çin, fikri mülkiyet haklarının ve ticari sırların korunmasına büyük önem veriyor. Siber güvenlik ilerletilecek, yerli ve yabancı sermayeli firmalar için eşit ticaret ortamı yaratılması için çalışılacak” ifadesini kullanan Li, sözlerine şöyle devam etti:

“Ülkenin doğu ve iç kesimleri arasında kalkınma açısından uyumsuzluk yaşanıyor, iç bölgeler dev bir büyüme potansiyeline ve birçok yatırım fırsatına sahip. Yabancı şirketler olsun, Çin’in doğu kesiminden şirketler olsun, tüm şirketlerin özellikle ülkenin orta ve batı bölgelerine yatırım yapmalarını bekliyoruz.

Toplantıya büyük veri sektörlerinden önde gelen Çinli ve yabancı iş adamları, uzmanlar ve akademisyenler ile medya mensuplarının da aralarında bulunduğu 100’den fazla kişi katıldı.

Toplantıya katılan başta Dell, OXCONN ve Tencent olmak üzere birçok şirketin temsilcileri, Çin ekonomisinin uzun vadeli gelişmesine olumlu baktıklarını, 13. Beş Yıllık Plan, Çin Malı 2025 ve “İnternet+” gibi ülkenin kalkınma politikalarına büyük destek verdiklerini belirtti. (Çin Uluslararası Radyosu – CRI)

HAFTALIK SİBER BÜLTEN RAPORUNA ABONE OLMAK İÇİN FORMU DOLDURUNUZ

[wysija_form id=”2″]

Çin stratejisi: Teknolojiye evet, demokrasiye hayır

Berlin Mercator Enstitüsü Direktörü ve Çin uzmanı Sebastian Heilmann, Komünist Parti Genel Sekreteri ve Devlet Başkanı Şi Cinping’in güçlü bir iktidar oluşturmanın yanında iktidarını günümüzün gereksinimlerine uygun olarak modern teknolojilerle de donatmakta kararlı olduğunu söylüyor. Ancak teknolojik alanda sergilediği yenilikçi tutum devlet idaresinde şimdilik kendini göstermedi.

2012 yılında Komünist Partisi Genel Sekreteri ve aynı zamanda Devlet Başkanı olan Şi Cinping yeniliklere açık bir kişi olarak biliniyor. Bu nedenle Çin’i dünyaya açması, Çin’deki katı rejimi yumuşatması bekleniyordu. Hatta ona Çin’in Gorbaçov’u olarak bakanlar bile vardı.

Heilmann, Şi Cinping’in özellikle Avrupa ve ABD’nin bu yöndeki beklentilerini karşılamadığı belirterek, “Batı bu konuda çok iyimserdi. Şi Cinping kendini 21.YY’da Komünist Parti’nin kurtarıcısı olarak görüyor. Yani bu sistemi değiştirmek yerine, modern teknolojilerle donatmayı Çin Halk Cumhuriyeti için en doğru yönetim biçimi olarak görüyor” diyor ve ekliyor, “Kendini, Sovyet lider Gorbaçov ile kıyaslıyor. Halbuki Komünist Parti’deki çürümenin devam etmesine izin vermeyip buna karşı koyan Gorbaçov şu an Çin yönetiminin tam zıt örneği.”

İnternet liberalleşme belirtisi mi

Özellikle internet kullanımının Çin’de çok kapsamlı bir hale geldiği biliniyor. Ancak Heilmann, internete verilen önemin bir liberalleşme belirtisi olarak görülmemesi gerektiğini söylüyor. Çin’in internet alanında son derece büyük gelişmeler kaydettiğini vurgulayan Heilmann, bu adımların daha çok kontrol mekanizmaları olarak karşımıza çıktığını belirtiyor.

Özellikle görüntülerin anında karşıya iletildiği kamera sistemleri yoğun bir denetim imkanı sağlıyor.

Sadece kontrol amacıyla kullanılmıyor internet. Aynı zamanda rejim propagandasına aracılık yapıyor.

Çin’in internetten çekindiği, yaygınlaşmasına izin vermediği şeklindeki görüşlerin yanlış olduğunu ifade eden Sebastian Heilmann sözlerini şöyle sürdürüyor:

“İnternet korkuları olduğu doğru değil. O eskidendi. Başlangıçta vardı. Ama son 10 yıl içinde parti kendini bu konuda hazırlayarak, interneti bir propaganda ağına dönüştürdü. Yani bir çok parti yöneticisi için internet denetim alanında ve kamudaki algıyı yönlendirmede büyük bir fırsat.”

Batı’ya yakın, demokrasiye uzak

Tüm bu olumsuzluklara karşın, ekonomik alanda kaydettiği olağanüstü ivmeyle Çin, Batı Avrupa ve ABD’de giderek daha da önemsenen bir konuma geliyor. Çin artık Batı ile daha yakın. İlişkiler daha yoğun seyrediyor. Peki bu durum Çin Ulusal Kongresi’nde demokratikleşme yönünde itici güce dönüşebilir mi? Kongrede Batılı demokrasi kültürünün benimsenmesine yönelik bir takım adımlar atılabilir mi? Sebastian Heilmann’a göre bu pek mümkün değiil.

“Bu konuda emin değilim. Şimdiye kadar daha çok misyonerlik faaliyetlerini anımsatan bu kongre Çin’in dış siyasetini çok az etkiledi” diye konuşan Heilmann, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Çin Batıya politik anlamda yakınlaşıp, ‘bizim burada yaptıklarımız sizin orada yaptıklarınızdan daha iyidir’ diyecek konuma henüz gelmedi. Böylesi bir durum söz konusu değil, yani istek yok.”

Heilmann, ekonomik alanda büyük atılım sergileyen Çin’in global bir güce de dönüşebilmesi için demokratik değer yargılarını geliştirmesi gerektiğini vurguluyor.