Etiket arşivi: berqNET

“Türkiye’de siber güvenlikle ilgili hukuki mevzuat teknolojinin gerisinde kalıyor”

Ankara’da geçtiğimiz hafta düzenlenen ISAF Exclusive Güvenlik Fuarı ve Konferansı’nda siber suçlarla mücadelede hukuki mevzuat eksikliğine dikkat çekildi.

Ankara Sheraton Otel’de güvenlik sektöründen birçok firmayı ve kamu kurumlarının temsilcilerini bir araya getiren etkinlikte, kamu ve özel sektörde siber güvenlikle ilgili hukuki çerçeve ile personele yönelik farkındalık ve yerli ürünlerle küresel siber güvenlik piyasasında rekabet konuları ön plana çıktı.

Konferansta konuşan Keçeciler & Ortaklar Hukuk Bürosu, Kurucu Ortağı Avukat Murat Keçeciler, “Siber güvenlik meselesi sadece siber uzayda, networkte, internette gelişen meseleler olmaktan öte, bunun fiziki dünyaya yansımaları, fiziki dünyadan siber saldırılara dönük olarak kullanılacak hibrit metodolojilerin geliştiği yeni yöntemlerin de uygulandığını görüyoruz.” dedi

Teknolojik gelişmeleri yargı tarafının takip etmekte zorlandığına dikkati çeken Keçeciler, “Teknolojideki değişim ve dönüşüm hızlanmasına karşın mevzuat arkasından geliyor. Sistematiğin içerisinde hukuk yapma tekniğinin içerisinde yasal süreçlere baktığımızda teknolojini hızı bunu beklemiyor.” diye konuştu.

“Siber suç konusunda tek bir tanımlama yok”

Siber suç tanımında ülkelerin farklı yaklaşımlar sergilediğini belirten Keçeciler, “Her ülkenin kendi mevzuatı anlamında siber suç tanımında bir yeknesaklık yok maalesef. Doğrudan herkesin kabul edebildiği bir şablon yok. Teknolojik bir arka planı olmasından dolayı da bu tanımlamanın kolay yapılabilmesi mümkün değil.“ ifadelerini kullandı.

Avrupa Konseyi’nde 2001 yılında  imzalanan Budapeşte Anlaşması olarak adlandırılan siber suç sözleşmesini hatırlatan Keçeciler şunları kaydetti:

“Türkiye 2010 senesinde imzacı oldu. 2014 senesinde de bunu yürürlüğe koydu. 2016 yılında sözleşmenin ceza hükümlerine ilişkin olarak bizim ceza kanunumuzda değişiklik yapıldı. Delillerin toplanması anlamında  bizim mevzuatımız Budapeşte sözleşmesine çok uyumlu bir şekilde gitmiyor açıkçası. Adli bilişim tarafında bazı eksikliklerimiz var. Bu anlamda jandarma ve polis teşkilatımızın önemli çabalar ortaya koyduğunu görüyoruz. Ancak savcılık tarafında bazı aksaklıkların olduğunu maalesef gözlemlemek mümkün.”

Konferansta “Akıllı devlet için siber güvenlik” konulu bir sunum yapan Siber Güvenlik, E-Yönetişim ve E-Devlet Kıdemli Uzmanı Mustafa Afyonluoğlu Türkiye’de kritik altyapılardaki bazı alanların siber güvenliğiyle ilgili ulusal planlarda henüz tanımlanmadığını söyledi.

Afyonluoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) ile geçen Ocak ayının sonlarında farklı ülkelerden, uluslararası kuruluşlardan ve bazı üniversitelerden 75 üst düzey uzmanla siber güvenlik riskleri üzerine bir çalışma gerçekleştirdiklerini belirtti.

Çalışmanın en önemli başlıklarından birisinin kritik alt yapılar olduğunu ifade eden Afyonluoğlu, “Akıllı şehirlerle beraber aslında biz kritik altyapılara hayatımızda fark etmeden biraz daha yaklaşıyoruz. Ama oradaki sıkıntılardan daha çok etkileniyoruz.” dedi.

Geçtiğimiz yıllarda (2016) San Francisco’nun ulaşım sistemine yapılan siber saldırıda metro hattı hizmet dışı kaldığını hatırlatan Afyonluoğlu, “Başta AB olmak üzere siber güvenlik konusunu gündemlerinin üstünde tutan ve AB ülkelerinde yıllık orandaki harcamaları milyar Avro’yu geçen ülkeler için esas olan kritik alt yapı başlıklarından bazıları sağlık, nükleer endüstri, gıda endüstrisi, uzay, savunma sanayisi gibi alanlar henüz ülkemizde kritik alt yapılar olarak ilgili ulusal planlarda tanımlanmış değil.” diye konuştu.

“Türkiye’de müstakil bir siber güvenlik kanununa ihtiyaç var”

Afyonluoğlu, Türkiye’de siber güvenlikle ilgili hukuki mevzuatta eksiklikler olduğuna işaret ederek şunları söyledi:

“Türkiye’de her şeyden önce müstakil bir siber güvenlik kanununa ihtiyaç var. Siber güvenlikle ilgili muhtelif mevzular elektronik haberleşme konuları içine dercedilmiş durumda. Fakat siber güvenlik kendi altında da o kadar geniş başlıklara sahip ki bu konuda birçok yol alabilmiş ülkelerin bunu müstakil kanun olarak düzenlediklerini görüyoruz.”

Siber güvenlik alanındaki problemin aslında sadece yazılım, donanım ve yatırımlar tarafında olmadığını vurgulayan Afyonluoğlu, “İnsan kaynağı tarafında da küresel bir kapasite sıkıntısı var. Halen dünya çapında 2 milyon siber güvenlik uzmanı ve 6 milyon siber güvenlik analist açığı mevcut. Bu açık kapatılamadığı gibi her geçen gün hızla büyüyor.” ifadelerini kullandı.

Logo Siber Güvenlik ve Ağ Teknolojileri A.Ş. ve Berqnet Firewall Genel Müdürü Dr. Murat Apohan ise “Yerli ve rekabetçi siber güvenlik ürünleri oluşturma sürecinde stratejiler” konulu sunumunda, yerli yazılım konusuna değinerek, “Siber güvenlik alanındaki yazılımların yerlilik oranının tespit edilmesine ilişkin veri bulmak kolay değil. Pazar araştırmaları ve analizler var. Oralardan birtakım veriler toplayıp derlemeler yaparak grafikler oluşturmak mümkün.” diye konuştu.

“Türkiye’de siber güvenlik yazılımlarından yerlilik oranı yüzde 3”

Ülkelerin siber güvenlik harcamalarının milli gelirlerine göre oranlamasına göre bir numaranın İsrail olduğunu belirten Apohan, “İsrail’den sonra iki numara İngiltere, üç numara da ilginç bir şekilde Singapur. Benim yaptığım hesaplara göre Endonezya’ya yakın bir pozisyonda duruyoruz. Türkiye pazarının yüzde 3’ü şu anda yerli üretim tarafından karşılanıyor. Bu rakamlar daha detaylı analize muhtaçtır. “ ifadelerini kullandı.

Siber güvenlik pazarında önemli bir potansiyel olduğunun altını çizen Apohan, “Genel olarak yapacak çok işimiz var ve fırsat da var. Burada inanılmaz bir pazar var. Hem küresel çapta hem de Türkiye’de değerlendirilebilecek büyük bir pazar var.” dedi.

“Siber güvenlik devlet politikası olarak benimsenmiş olmalı”

Siber güvenlikle ilgili sıkıntıların kolaylıkla aşılabilmesi için devletin öncü rol oynaması gerektiğine dikkati çeken Apohan, “Dijital ekonomiden bahsediyoruz. Bu ekonominin sağlıklı çalışabilmesi için siber güvenlik alt yapınızın sorunsuz çalışıyor olması gerekiyor. O yüzden bunun tepede bir devlet politikası olarak benimsenmiş ve aşağı doğru uygulanıyor olması çok önemli.“ diye konuştu.

“Psikologlara ihtiyaç var”

Birçok alanda olduğu gibi siber saldırılara karşı da çeşitli uzmanlara ihtiyaç olduğunu ifade eden Apohan şunları kaydetti:

“Siber güvenlik yazılımı üretmek istiyorsanız hem içerde hem de dışarıda rekabet edebilecek ürünler ortaya koymalısınız. Rekabette çok gerideyseniz daha dikkatli hareket etmeniz lazım. O alanda yetenekli ekibiniz ve uzmanlarınız var mı? Siber güvenlikte birçok alan var. Hepsi farklı segmentlerde birçok uzman gerekiyor. Yatırım uzmanları, donanım uzmanları, süreç inşa edecek uzmanlar, hatta psikologlar. Bunlara ihtiyacınız var. Sosyal mühendislik diye bir kavram var.”

“Siber güvenlikte kamunun istihdam sağlaması zor”

Biznet Bilişim, Satış Öncesi Hizmetler Yönetimi Direktörü Ahmet Kapusızoğlu ise kamu sektöründe insan kaynağı ihtiyacının karşılanmasında sıkıntılar yaşanmasının normal olduğunu belirterek, “Siber güvenlikte kamunun istihdam sağlaması zor. Biz özel sektör olarak bu konuda yetkin personeli bulmakta zorlanıyoruz. Kendimiz yetiştiriyoruz. Yetiştirdiğimiz personeli elimizde tutmak için uğraşıyoruz. Hatta belli bir seviyeye ulaşınca maalesef yurtdışına çıkma olasılıkları var.” diye konuştu.

İyi üniversitelerden mezun kişileri eğiterek, piyasaya da eleman yetiştirmeye çalıştıklarını belirten Kapusızoğlu, “Bu kaynaktan kamu dışarıdan hizmet alımı şeklinde faydalanabiliyor. Son olaylardan sonra hizmet alınabilecek kurumların da güvenlikleri sağlanmış durumda. Çoğu kamuyla çalışırken güvenlik belgelerini sağlıyor.” ifadelerini kullandı.

“Son kullanıcıda farkındalık yok”

Siber güvenlikten en büyük sorunlardan birinın son kullanıcı tarafı olduğuna dikkati çeken Kapusızoğlu, “Son kullanıcı tarafında bizim ABD ve İsrail gibi ülkelerden geri kalmamızın sebebi, son kullanıcıda bu farkındalık yok. Siber güvenlik alanında birçok ülkede ilköğretim seviyesinde bile farkındalık eğitimi veriliyor. Bizim de belki ta oradan başlamamız gerekiyor.” dedi.

Kapusızoğlu, kişisel verilerin korunması gibi bilgi güvenliğinin kalitesinin ölçüldüğü sistemlerde de kurumların kendisini geliştirmesi gerektiğini belirterek, konuya ilişkin kurumlara ciddi destekler sağladıklarını söyledi.

“Önce personeli eğitmemiz gerekiyor”

Türk Nippon Sigorta, Sistem Altyapı ve Bilgi Güvenliği Müdürü Hüsnü Tavlaş ise kişisel verilerin korunması konusunda şirketlerin içeriden veri sızıntısına önem vermesi gerektiğini söyledi.

ING Bank’ta içeriden veri sızıntısı nedeniyle yaşanan olayı hatırlatan Tavlaş, “Geçtiğimiz hafta ING Bank’ta bir ihlal ortaya çıktı. İçeriden veri sızmasıyla karşı karşıya kalındı. İçeriden olan tehditler her zaman daha çok baş ağrıtan ve birinci dereceden kurumu sorumlu tutan tehditler olduğu için kurum içerisinde personel eğitimlerini ön planda tutarak, önce personeli eğitmemiz gerekiyor.” diye konuştu

Tavlaş personelde kişisel veriler konusunda bir farkındalık oluşturmak gerektiğine dikkati çekerek, “Yani bütün teknik tedbirleri aldığınız yatırımları yaptınız, prosedürleri oluşturdunuz. Ama personeli de bu anlamda bilinçlendirmezseniz, birtakım veri sızıntılarıyla karşılaşabiliyorsunuz. Çok sayıda bilinçsiz personel yazıcıdan aldığı çıktıları yazıcı üzerinde bırakabiliyor. Kişisel veri bulundurduğu mailler atabiliyor.” ifadelerini kullandı.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Günümüzün En Önemli Kavramı: Siber Güvenlik, 5651 Sayılı Yasa ve berqNET Firewall İncelemesi

2000’li yılların başında en güncel kelimelerden biri ‘küreselleşme’ydi. Kim dünyadaki gelişmeler ile ilgili bir cümle kuracak olsa muhakkak küreselleşme ifadesini cümlelerin içinde geçirmeye dikkat ederdi. 2018 yılında ise başka bir söz öbeği küreselleşmeyi geride bırakıp dillere pelesenk oldu: Bağlantılı olma! Ve tabi bunu sağlayan akıllı cihazlar.

Sosyal medya üzerinden yakınlarımız ve arkadaşlarımız ile daha çok iletişim halinde kalırken akıllı cihazlarımızı artık gitgide daha bağımlı hale geliyoruz. Sağlık uygulamaları ile ne kadar adım attığımızı veya spor yaptığımızı kontrol altında tutuyor, YouTube gibi programlarla içerik tüketiyor ve üretiyor, kariyer planlamasını yapabiliyoruz.

Bu akıllı cihazların ve siber dünyanın olumlu tarafı olduğu kadar bunları suç işlemek için kullananlar da var.  Gittiğiniz bir kafe veya pastanede, birileri sosyal medya hesabını takip edip arkadaşlarına ‘like’ atarken yan masadaki başka birileri, hedeflerindeki kişinin banka hesabını boşaltmaya çalışıyor olabilir.

Peki, siber uzayda suç işlemeye çalışanlar, günlük kullanımı gerçekleştirenler ve bu internet hizmetini sağlayanlar muhtemel bir yargı sürecinde nasıl ayrıştırılacak? Bunun için 5651 sayılı internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında yasa çıkarıldı. Bu internet ortamında işlenen suçlara özel olarak kaleme alınmış ve bütün kurumların ve ticari işletmelerin uyması gereken; siber saldırılara karşı mücadele için çıkartılmış bir kanundur. Bu kanun ile ticari kuruluşlar veya kurumlar tüm kullanıcı hareketlerini iki yıl boyunca güven damgası ile elektronik ortamda imzalamak ve kayıt altına almak zorunda.

Tam da bu noktada işletmelerin özellikle bu konuna uygun davranarak internet kullanmaları, kayıtlarını tutmaları gerekiyor. Özellikle de ortak bir ağdan misafirlerine ya da müşterilerine internet paylaşımı yapan işletmeler. Örneğin; kafeler, restoranlar, hastaneler, öğrenci yurtları, konuk evleri, oteller ve konaklama işletmeleri…

İşletme ağınızdan bir misafirinizin atacağı uygun bir tweetten ya da Facebook paylaşımından sorumlu olacağını, sizin ağınızdan yapılan istenmeyen bir siteye girişten sizin sorumlu tutulacağınızı ve ağır cezalar alacağınızı biliyor musunuz? İşte 5651 sayılı sayının amacı tamamen bu.

Peki bu durumda ne yapmalı? Her cihaz her yazılım yasanın istediği kayıtları tutar mı? Merdiven altı çözümlerle bu işler halledilir mi? Tabii ki hayır. Öncelikle tutalan kayıtların zaman damgalı olması gerekiyor ve bu zaman damgasının da yasanın belirttiği kurumlardan alınması mecburiyeti var.

Yasaya uygun çözümleri sağlayan şirketlerin başındaysa Logo Yazılım çatısı altında kurulan berqNET geliyor. berqNET’in tamamen Türk mühendisleri ile iki yıllık bir AR-GE çalışmanın sonucunda ürettiği yerli firewall (UTM) cihazları, içinde barındırdığı birçok özelliğin yanında ücretsiz olarak, eskta ücretler talep etmen sunduğu 5651 sayılı yasaya uygun kayıt tutma modülü sayesinde, işletmeler herhangi bir sorunla karşılaştığında bu cihazlar tarafından yasaya uygun tutulan kayıtları mahkemeye delil olarak sunabiliyor.

Hatta yaşanmış örneklerden de bahsetmek gerekiyor bu noktada; kısa bir zaman önce İzmir’de bir otel ve Diyarbakır’da bir restoran, ortak ağlarından yapılan paylaşımlar sonucu siber güvenlik polisleri tarafından incelemeye alındı. Diyarbakır’daki vakada ise atılan bir tweet sonucu işletme bir süre kapalı kalarak işletme sahibi göz altına alındı. Restoranın herhangi bir firewall kullanmadığı ve sonrasındaysa berqNET müşterisi olduğunu belirtebiliriz. Bu noktada tatsız durumlar yaşanmadan önlem almak çok kritik. Suçsuz olduğunuzda bunu ispat edebiliyor olmanız gerekmekte.

Geçtiğimiz günlerde Siber Bülten’e konuşan berqNET Genel Müdürü Dr. A. Murat Apohan, “Ürünü kurduğunuz zaman karşınıza oldukça kolay bir arayüz geliyor. Yine çok kolay bir şekilde bu kayıtları tutar hale geliyorsunuz. Bu şekilde 5651 sayılı yasaya uygun bir süreç oluşturuyorsunuz. Yabancı ürünlerde bu yok. Bu çok ciddi bir avantaj. Herhangi bir adli vakada işletmenin, berqNET cihazlarının tuttuğu kayıtları vermesi yeterli. Bu işletme sahibini sorumluluktan kurtarıyor. En önemli nokta ise yasanın istediği kayıtları her ürün yasaya uygun bir şekilde tutamıyor. Daha ucuz ve yetersiz çözümler olabiliyor ama bunlar yasaya uygun olmuyor. Bizim kayıtlarımız tamamen zaman damgalı ve bunları da yetkili mercilerden alıyoruz. Buralarla entegre olarak çalışıyoruz. Yasal sorunlar olduğunda bunların değiştirilmemiş olduğunu ispat etmeniz çok kolay oluyor. Diğer türlü logları tutabilirsiniz ama mahkemede sorunlar yaşanabilir. Yani mahkeme tutulan kaydın geçerliliğini kabul etmeyebilir” şeklinde konuştu.

Büyük çaplı işletmeler, kendilerini bu tür kafa ağrıtan sorunlara karşı daha iyi koruyabilmesine rağmen en büyük sorun küçük ve orta ölçekli işletmelerde yaşanabiliyor. Çünkü bu işletmelerin bir bilişim uzmanı istihdam etmesine imkân olmadığı gibi yasal bir sorunda kendilerini savunma imkanları da çok geniş olmayabiliyor. Ancak berqNET’in Firewall cihazları bu tür işletmelerin büyük bir sorununu çözmüş oluyor. berqNET sayesinde restoranlardan kafelere, hukuk bürolarından otellere ve enerji santrallerinden butik şirketlere kadar birçok alanda hizmet veren firmalar için ideal bir çözüm sağlanmış oluyor.

berqNET ile şirketinizi hedef alabilecek siber tehditlere karşı tedbir almış olduğunuz gibi bunun ötesinde tüm berqNET ürünleri antivirüs, IPS/IDS, web ve uygulama filtreleme, hotspot, SSL VPN / IPSec VPN, ileri düzey raporlama ve loglama özellikleri, mobil raporlama uygulamasıyla uzaktan denetim ve erişim gibi ek özelliklere sahip. Örneğin, Web Filtreleme özelliği ile çalışanlarınızın hangi sitelere ne zaman girmesini ya da girmemesini denetleyebiliyor ve istediğiniz engelleri koyabiliyorsunuz.

berqNET’in bütün bunları Türkçe bir arayüz ile sunması ise kullanıcıları açısından büyük bir avantaj. Kullanıcılarından aldığımız yorumlara göre berqNET, dünyanın en kolay firewall’unu yapmış ki bu oldukça önemli bir nokta. Firewall cihazlarının karmaşıklığı ve yönetme zorluğu bu alanda çalışan profesyonellerin en büyük problemi. Bu sorunun berqNET’in kolay ve akıllı arayüzüyle aşıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bununla birlikte berqNET’in teknik destek birimi kullanıcıların talep ve şikâyetlerini de kusursuz bir şekilde karşılık veriyor. berqNET Genel Müdürü Apohan, “Rakiplerimizin bunu yakalamalarına imkan yok. Yine yüzde 100 yerli bir üretici ve marka olduğumuz için de ürünler ne kadar talepleri karşılasa da müşterilerin ek talepleri olabiliyor. Değişiklik istenebiliyorlar. Bu gibi talepleri küresel bir firmaya yaptırmanız çok düşük. Bizim ana pazarımız burası olduğu için buradan gelenler talepler bizim için çok önemli. Müşterilerimizi dinliyor ve onların taleplerini çok hızlı karşılıyoruz. Ürünümüzü sahadan gelen geri bildirimlerle sürekli geliştiriyoruz,” diyor.

Türkiye’nin yerli yazılım ve ürünleri daha çok kullanmaya ve desteklemeye başladığı bir ortamda berqNET gerçekten büyük bir iş başarıyor. Zaten bu başarısını aldığı ödüllerle de tescillemiş durumda. Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) tarafından KOBİ Dalında Yenilikçi Ürün Ödülünün sahibi olan berqNET, BTVizyon tarafından da yılın en iyi yerli güvenlik yazılımı unvanıyla ödüllendirilerek yoluna devam etmekte.

Detaylı olarak anlatma fırsatı bulduğumuz berqNET’in kolay arayüzünü ve tüm özelliklerini incelemek isterseniz ücretsiz online demo panelini buradan inceleyebilirsiniz: Demo Ekranı

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Modem kurmak kadar kolay bir siber güvenlik ürünü olan firewall’u kim istemez?

Köşem Büfe sahibi Haluk usta ne yapsın? Polisler, savcılık derken gözü bedava internet hizmeti sunmaktan korkan usta, dükkânına dönünce internetin fişini çekti. Ama her müşteriye neden böyle bir karar aldığını anlatması da zor. Sonuçta Haluk usta, pide ustası… Siber güvenlik uzmanı değil.

İmdadına Siber Bülten’in berqNET haberini yetişti. Bu haber sonrası berqNET ile iletişime geçen Haluk usta, bir modem kurtarmaktan farksız olan güvenlik duvarını dükkânına koydu. Artık Haluk ustanın kafası rahat. Neden mi?

Öncelikle, berqNET’in güvenlik duvarını kurması çok kolay. Şirket, bu ürünü geliştirmek için harcadığı iki yıllık süre zarfında bu ürünün kolay kurulması ve yönetilmesi için geniş bir zaman ayırdı. Başlangıç ayarlarını yapıp bitirmek, çok hızlı yapılabilen bir süreç haline geldi. Ara yüzü Türkçe olan üründeki kurulum işlemlerini yapmak çok kısa bir vakit alıyor. Herhangi bir sorun karşısında telefonda karşısına çıkan teknik destek ekip de Türkçe konuşuyor. Ayrıca, ayrı bir sorun veya hizmet talebi ile berqNET’in kapısını çaldığında kendisi dinleyen ve bu talebe karşılık vermeye istekli bir ekibi de karşısında bulabiliyor.

berqNET’in yerel olmasının diğer bir avantajı Türk lirası üzerinden işlem yapması. Kurların hareketli olduğu bir dönemde Türk lirası ile alışveriş yapmak, bir şirketin bütçe dengeleri açısından değerli. Bu ekonomik avantajın yanı sıra berqNET mobil raporlama özelliği de sunuyor. İşverenlerin cep telefonlarına indirecekleri aplikasyon ile güvenlik duvarının verdiği uyarıların hepsi bu kişinin cep telefonuna da geliyor. Ayrıca raporlama, diğer firmalarda ayrı bir özellik olarak satılırken berqNET bunları hepsini bir ürün ile sağlıyor.

Bu yüzden berqNET güvenlik duvarını restoran ve kafelerden öğrenci yurtlarına, otellerden belediye kurumlarına, üretim tesislerinden enerji santrallerine, devlet kurumlarından özel işletmelere, küçük bir avukatlık bürosundan orta boyutlu bir müşavirlik firmasına kadar büyüyen, büyümek isteyen ve iş süreçleri içinde internet bulunan herkes kullanabiliyor.

Bu ürün ile gelen özelliklerden biri de makinenin, 5651 sayılı yasaya uygun bir şekilde kayıt tutması. Bir ofis veya işletme sorun ile karşılaştığında bu ürünün kayıtlar mahkemede delil olarak sunulabiliyor.

 

5 BİN İŞLETME KULLANIYOR

berqNET’in bu başarılı ürününü, ülke genelinde 5 binden fazla işletme kullanıyor. Ayrıca şirketin 500’den fazlada bayisi hizmet sunuyor. Şirketin sunduğu benzersiz özellikler arasında,

  • Bütünleşik Güvenlik Hizmeti
  • Basit, Anlaşılır ve Türkçe Kullanıcı Arayüzü
  • Mobil Uygulama Aracılığıyla İstenilen Her Yerden Rapor Görüntüleme ve Cihaza Uzaktan Erişim İmkânı
  • Hotspot Özelliği
  • İleri Düzey Web ve Uygulama Filtreleme Özellikleri
  • 5651 ve 6698 no’lu yasalara uygun tümleşik LOG tutma çözümü
  • VPN Hizmetleri (IPSec, SSL)
  • IPS (Saldırı Engelleme Sistemi)
  • İleri seviye raporlama özellikleri
  • Yerleşik Antivirüs Koruması
  • WAN Balancing (İnternet Yük Dengeleme Sistemi)
  • Farklı markalar ve ürünlerle hızlı entegrasyon olabilme kabiliyeti
  • Müşteriye özel teknik destek hizmeti: İster telefonla ister online yer almakta.

Siber Bülten’e konuşan berqNET Genel Müdürü Murat Apohan, bir ürün içerisinde sunulan bu özelliklerle, bütün problemlerin çözüldüğünü vurguladı. Apohan, “Tek cümleyle özetlememiz gerekirse dünyanın en kolay kurulan ve yönetilen firewall’unu geliştirdik” dedi. Bazıları Murat Apohan’a, bu güvenlik duvarını kurmayı “modem kurmak kadar kolay” olduğunu bile söylemiş.

Bu ürün berqNET’e ödüller de getirdi. Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) tarafından KOBİ Dalında Yenilikçi Ürün Ödülünün sahibi olan berqNET, BTVizyon tarafından da yılın en iyi yerli güvenlik yazılımı unvanıyla ödüllendirildi.

berqNET’in bu ürünü bağımsız analiz firmalarının testlerinde de başarı ile çıktı. Bağımsız güvenlik analizi firması Corvues Bilişim’in internet üzerinden tarama, whitebox, graybox, blackbox derin tarama yöntemleri ile test edildi ve tüm güvenlik analizlerinden başarıyla geçti.

Siz de incelemek isterseniz https://berqnet.com/ bu adrese tıklayabilirsiniz.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

berqNET başarılı güvenlik çözümü ile göz kamaştırıyor

berqNET Genel Müdürü Murat Apohan

Siber şubeden polisleri karşısında bulan Köşem Pide sahibi Haluk Usta şaşkındı. Cebinde sıradan bir cep telefonu olan Haluk ustanın siber suçlar diye bir kategori olduğundan bile pek haberi yoktu. O daha fazla müşteri çekebilmek için müşterilerine sadece bedava internet hizmeti sunuyordu. Bu yüzden modem şifresi de kolay tutmuştu: kosembufe

Böyle bir hizmetin başını ağrıtacağını, savcı ve mahkemeye kadar varan bir sürecin önünü açacağını bilseydi, Haluk usta böyle bir hizmet sunmazdı ya da… Böyle bir hizmeti sunarken kendisine uygun ve pratik çözüm sunan yerel bir firmadan haberi olsaydı, şu an başı ağrıyor olmazdı. Gerekli kayıtları polise verir ve işinin başına dönerdi.

İnternetin yaygınlaşması ile birlikte bu tür hikâyeler yaşanır bir hale geldi. Büyük şirketler, siber güvenlik noktasında yeterli zamanı, parayı ve insan gücünü ayırabiliyorken özellikle bunlardan mahrum olan küçük ve orta büyüklükteki işletmeler daha büyük bir tehlike altında. Bu şirketlerin yardımına, pratik ve hızlı çözümleri ile yardım eden yerel şirketler var. Bunların arasında berqNET, sunduğu ürün ile birkaç adım öne çıkıyor.

Siber Bülten’e konuşan berqNET Genel Müdürü Murat Apohan, 2013 yılında Logo Yazılım Yönetimi’nin KOBİ’lerin internette güvenlik sıkıntıları olduğunu anlatması üzerinde bu tür firmalara ürün sunmak için harekete geçtiklerini söyledi. İki yıl süren bir araştırma ve geliştirme aşamasının ardından bir UTM ürünü ile müşterilerin karşına çıktıklarını söyledi. UTM’yi, kısa bir şekilde, bütünleşik tehdit yönetimi olarak açabiliriz. İçinde bir güvenlik duvarını da barındıran çok özellikli ve kabiliyetli siber güvenlik cihazıdır.

Genel Müdür Apohan, “Güvenlik, küresel bir kavram olmasının yanı sıra kullanım kolaylığı fark yaratılan nokta. Bu noktadan hareketle başarılı bir ürün oluşturduk. Doğru ürün konumlandırma stratejimiz sayesinde satışlarımız artarak devam etmektedir. Özetle, pazardaki ihtiyacı görüp harekete geçtik” dedi. Apohan, işletmelerin kolay kurulum ve yönetim istediklerini, özellikle KOBİ’ler için bunun bir ihtiyaç olduğunu ancak kurumsal şirketlerde de bu talebin ekip yükünü ve yapılan hataları azaltmak için istenen bir özellik haline geldiğini anlattı.

Apohan, “KOBİ pazarında, bütün problemleri bir arada çözen, problemlerin tümünü halleden bir kişi var ya da bir kişi bile yok. İş yükü inanılmaz miktarda. İşler çok hızlı bir şekilde halledilmek zorunda. Burada harcanan zamanın da az olması gerekiyor. Ürünü kullanarak veya ürün üzerinden bir politika değişikliği yaparken de yine zaman kayıplarını minimize etmek gerekli… Biz, işte buna odaklandık. Tek cümleyle özetlememiz gerekirse dünyanın en kolay kurulan ve yönetilen firewall’unu geliştirdik” dedi. berqNET’in sunduğu ürünlerin bu yüzden diğer rakip ürünlerden ayrıştığına dikkat çekti.

Bunun yanı sıra berqNET’in yüzde 100 yerli AR-GE ile geliştirilmiş olmasının da getirdiği avantajlar var. Müşteri memnuniyetini ön planda tutan şirket, müşterilerden gelen geri bildirimler çerçevesinde harekete geçebiliyor. Ayrıca şirket, haftanın 6 günü 08.00 – 19.00 ücretsiz ve sınırsız teknik destek sunuyor. Müşteriler, taleplerine Türkçe karşılık veren kişiler bulabiliyor. Apohan, “Bunların yanı sıra tamamen AR-GE ile geliştirilen bir ürün yaptığımız için bizim satış rakamlarımız da Türk lirası üzerinden. İnsanlar açısından çok önemli bir konu bu. Döviz kurlarının bu kadar hareketli olduğu bir noktada, insanlara Türk lirası üzerinden ürünleri sunmak gerçekten herkes için büyük bir avantaj yaratıyor” dedi.

YEREL SORUNLARA YEREL ÇÖZÜMLER

Ayrıca berqNET, devletin yasal düzenlemelerini karşılayan bir güvenlik duvarına sahip. Apohan, “Ürünü kurduğunuz anda kolay bir şekilde gerekli yasal kayıtları tutabilir hale geliyorsunuz. Bu şekilde 5651 sayılı yasaya uygun kayıt tutma işlemi gerçekleşiyor. Yabancı ürünlerde bu yok. Bu çok ciddi bir avantaj. Tek kutuda tümleşik bir çözüm” dedi.

Genel Müdür Apohan, “Çözümlerimizi hukukçularla görüşerek geliştirdiğimizi ve yasal yükümlülükleri tam olarak karşıladığımızı söyleyebiliriz. Bu noktada, bu hassasiyeti göstermeyen çözüm ve ürünlere karşı temkinli davranılması gerekir” uyarısında bulundu.

Bu noktada, yargıya yansıyan davalar ve basına çıkan haberler yüzünden işletmeler, siber güvenlik sorunları noktasında daha bir farkındalık geliştirmiş durumda. Murat Apohan, “Çok küçük yerlerden bile talep gelmeye başladı. Bu çok enteresan. Bir enerji santralinin bu ürünü istemesi çok normal fakat kafe gibi yerlerin istemesi çok daha enteresan. Çünkü basın bunu ana haber olarak sunuyor. Bilgisayarların şifrelenmesi ve insanların verilerini kurtarmak için para ödemesi hikâyesi çok sık görülüyor. Ayrıca adli vakalar var. ‘Birisi benim hattıma girip olmadık bir mesaj atmış. Ne yapacağız?’ diye bize geliyor insanlar. Bunun karşısında bir çözüm arıyorlar. Çok bariz şekilde artan bir farkındalık var” diye konuştu.

İNSAN KAYNAĞI ÇOK ÖNEMLİ BİR PROBLEM

berqNET Genel Müdürü Apohan, insan kaynağının önemli bir ihtiyaç olduğunu da anlattı. Siber güvenlik konusunun son yıllarda popüler bir hale geldiğini ancak herkesin bu soruna durduğu noktadan baktığını vurguladı. Sızma testleri, güvenlik analizleri veya güvenlikle ilgili süreçlerde belli bir insan kaynağı oluşmaya başladığını ancak ürün geliştirmede çok kısıtlı bir insan kaynağı olduğunu vurguladı. Apohan, “Çok iyi bir düzeyde ağ yapılarını ve yazılım teknolojilerini bilen ve bu alanın dinamiklerine hâkim insanlara ihtiyaç var ” dedi.

KUZEY AFRİKA, ORTA DOĞU VE TÜRKİ CUMHURİYETLER PLANDA

Murat Apohan, şirketin yurtdışına açılım planı olduğunu, hatta bazı iş ortakları aracılığıyla ürünleri yurtdışına sattıklarını söyledi. Apohan, “Türkiye’de büyük bir iş ortağı ağımız var. Bunlardan bazıları yurtdışı ile de iş yapıyor. Kuzey Afrika ve Ortadoğu’ya satış yaptılar. Türki cumhuriyetlerden de talepler var. Orada kullanmak istiyorlar. Hatta Hollanda’ya da ürünlerimiz gönderildi, test edildi ve başarıyla bu testlerden geçti. Şimdi bir adım sonrasını düşünmek gerekiyor. Bunları yapmak istiyoruz. Talep de bu doğrultuda. Yakın zamanda bu çalışmalara gireceğiz” ifadelerini kullandı.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun