Etiket arşivi: Apple

Sahte WhatsApp kılığında casusluk iddiası : iPhone kullanıcıları tehlikede mi?

İtalya’da casus yazılım yapan bir şirketin,  kullanıcıları gözetlemek ve hassas verileri çalmak için  popüler mesajlaşma uygulaması Whatsapp’ın sahte bir versiyonunun, oluşturulduğundan şüpheleniliyor. 

Citizen Lab’de görev yapan siber güvenlik araştırmacıları ve Motherboard çalışanı gazetecilerin ortaya çıkardığı sahte uygulamanın “yasal müdahale” teknolojisini geliştiren cy4gate adlı bir İtalyan firması ile bağlantılı olduğu düşünülüyor. Peki “yasal müdahale” ne anlama geliyor? Bir tür casus yazılım mı? Bir tür casus yazılım olan bu uygulama şirketler tarafından güvenlik güçlerine, istihbarat teşkilatlarına ve hükümetlere satmak üzere geliştirilen casus yazılımlar.

Sahte WhatsApp’ın tam olarak ne yaptığına gelince. Bilgisayar korsanlarının söz konusu uygulamaya sahip bir iPhone’dan toplayabileceği bilgiler, UDID olarak bilinen ve her iPhone telefonda bulunan özel kimlik numarası, ve yine her cihaz için ayrı oluşturulmuş IMEI numarası. Tabi bunlarla sınırlı değil. Bu bilgiler, herhangi bir istihbarat teşkilatını belirli bir hedefe ve belirli bir kişiye yönlendirme noktasında yardımcı olabiliyor.

Sahte WhatsApp uygulamasının iPhone’lardan daha fazla veri çalıp çalamayacağı sorusunun cevabı ise net değil. Zira  Citizen Lab araştırmacıları, bir hackerın whatsapp’ın sahte sürümüne sahip hedefteki bir iPhone’dan çalabileceği diğer veriler hakkında henüz net bir bilgi ortaya koyabilmiş değil. Bununla birlikte, saldırganların whatsapp’ın sahte bir sürümünü hedefteki bir telefona kurduktan sonra, en azından gönderdikleri ve alabilecekleri mesajları izlemeyeceğini düşünmek saflık olur.

Sahte bir WhatsApp uygulamasının bir iPhone telefona nasıl girdiği IOS App Store’daki sürümün ele geçirilme ihtimalinin olup olmadığı da net değil. Apple genellikle, resmi uygulama mağazasına giren şeyleri kontrol etme ve sahte yazılımları önleme noktasında oldukça iyi durumda.  Ancak, birçok iPhone kullanıcısının da iPhone’a farklı bir yolla yazılım yüklemenin mümkün olduğundan haberi yok. 

SOSYAL MÜHENDİSLİK HİLELERİ KULLANILIYOR

Sahte WhatsApp yazılımı söz konusu olduğunda, kullanıcıları telefonlarına yapılandırma dosyaları (MDM veya mobil cihaz yönetimi profilleri olarak bilinir) yüklemelerini sağlamak için sosyal mühendislik hileleri kullanılır. Ve  bunlar bir cihaza yetkilendirilmemiş kötü amaçlı kod yükleyebilir.

Citizen Lab, saldırıyla bağlantılı gibi görünen bir kimlik avı sayfasının ekran görüntüsünü paylaştı. Saldırı, kullanıcıları whatsapp’ın sahte sürümünü indirmeye ve yapılandırma dosyasını yüklemek için talimatları takip etmeye yönlendiriyordu. 

Akıllara bir de şu soru geliyor: Apple nasıl oldu da kullanıcıların yazılımı bu şekilde yüklemelerine izin verdi? Bu teknoloji, aslında kuruluşların halka yönelik App Store için uygun olmayan ısmarlama yazılımları çalışanların cihazlarına yüklemelerine yardımcı olmak için hayat geçirildi ancak bir süredir casus yazılımları yüklemek için kullanma girişimleri de dikkat çekiyor. 

WhatsApp’tan göçü hızlandıracak gelişme: Uygulama bu kez virüs tehlikesiyle karşı karşıya

RESMİ APPSTORE DIŞINDA UYGULAMA İNDİRİLMEMELİ

Bununla birlikte sıradan iPhone kullanıcılarının endişelenmesini gerektirecek bir durum yok gibi görünüyor. Bu büyük olasılıkla daha büyük hedeflere yönelik bir saldırı çeşidi.  Ayrıca sahte Whatsapp’ın arkasındaki kişi her kimse, bunu mümkün olduğunca çok sayıda iPhone kullanıcısına zararlı yazılım bulaştırmak niyetiyle değil, başka çok özel bir amaç uğruna başlattığı düşünülüyor. 

Uzmanlar, whatsapp’ın yasal sürümünü çalıştırma noktasında yapılacak en mantıklı şeyin resmi iOS App Store’dan yüklemek olduğunu hatırlatıyorlar. Peki aynı tehlike Android kullanıcıları için de geçerli mi? Net bir cevap olmamakla birlikte Kasım 2017’de, bir milyondan fazla Android kullanıcısının resmi Google Play Store’da bulunan whatsapp’ın sahte bir sürümünü indirme konusunda faka bastırıldığı biliniyor. 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Apple’dan bug bounty avcılarına ödül : Hindistanlı beyaz şapkalı hackerlar 50 bin dolar kazandı

ABD’li teknoloji devi Apple’da bulunan ciddi güvenlik açıklıkları, hackerlara 50 bin dolar kazandırdı. Hindistanlı beyaz şapkalı hackerlar Harsh Jaiswal ve Rahul Maini, Apple sunucularına erişim elde edilmesini sağlayan çok sayıda güvenlik açığını tespit ettiklerini duyurdu.

Apple’ın yerel ağına erişime odaklanan hackerlar, firmanın kendi çalışanları için kurduğu Apple Travel’da Lucee adlı eski sürüm bir yönetici panelinin kullanıldığını fark etti. Paneldeki bir yapılandırma hatasını keşfeden hackerlar, kimlik doğrulama olmaksızın sistem erişimine izin veren bir zafiyeti buldu.  Zafiyet kimlik doğrulama gerektiren birçok işlemi bunu yapmaksızın gerçekleştirmeye olanak tanıyor.

Söz konusu zafiyeti Apple ile başlayan hackerlar, firmadan 50 bin dolar bug bounty ödülü kazandıklarını açıkladı.

Güvenlik açığıyla ilgili ivedilikle tedbirler alan firma, uzmanlara sorunla ilgili gerekli sistemsel  değişiklikler yapmadan durumu kamuoyuna duyurmamalarını talep etti. Firmada Lucee yönetici panelinden sorumlu ekip güvenlik açığını cfm dosyalarına doğrudan erişimi kısıtlayarak çözüm buldu ve yöntemi github üzerinden yayımladıkları bir yazıyla paylaştı.

Romanyalı hacker bug bounty’de rekorları alt üst etti: İlk kez iki milyon dolar kazandı

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Çin’de yeni yasalar veri güvenliğini tehlikeye soktu : Pekin yönetimi firmaları veri hırsızlığına zorluyor

Çin’de yeni kabul edilen yasalar, ülkedeki firmaları yasa dışı veri toplanıp depolanması konusunda hükümete destek olmaya zorluyor.

ABD Ulusal Güvenlik Bakanlığı, geçtiğimiz yılın sonunda Amerikan şirketlerine önemli bir tavsiyede bulundu: “Çin Halk Cumhuriyeti ile bağlantılı firmaların sunduğu veri hizmetleri ve ekipmanların kullanımıyla ilgili ciddi riskler bulunuyor.” Bakanlığın yayınladığı tavsiye niteliğindeki belgede bu hizmetlerin ABD hükümeti, şirketler ve vatandaşların veri güvenliğine yönelik büyük bir tehdit oluşturduğu, zira Çin’in kontrolü ya da etkisi altında bulunan kuruluşlar aracılığıyla verilere gizlice erişme yeteneğine sahip olacağı ifade edildi. 

ÇİN’İN YENİ ÇIKARDIĞI YASALAR FİRMALARI ZORLUYOR

Söz konusu uyarı, başta 2017 Ulusal İstihbarat Yasası, 2020 Veri Güvenliği Yasası ve 2020 Kriptoloji Yasası olmak üzere Çin’in yeni yürürlüğe soktuğu yasaların veri hırsızlığı riskini artırması dolayısıyla yapıldı. Adı geçen yasalar Çinli şirketleri ve vatandaşları – akademik kurumlar, araştırma kuruluşları ve yatırımcılar aracılığıyla – Çin hükümetine verilerin toplanması ve depolanması noktasında yardım etmeye ve destek vermeye zorluyor.

Söz konusu yasalar, aynı zamanda Çinli firmaları ve kuruluşları ülkenin güvenlik ve istihbarat servisleriyle gizlice iş birliği yapmaya zorluyor. Bu yasaların Çinli şirketleri Pekin’e veri, şifreleme anahtarları ve diğer teknik bilgileri sağlamaya zorlamak için kullanılma ihtimali bulunuyor. Aynı zamanda Çinli kuruluşların istismarına açık güvenlik zafiyetleri oluşturması beklenen ekipmanlara “arka kapı” veya “bugdoors” (kendisini bir bilgisayar “bug”ı olarak maskeleyen bir arka kapı) kurmak için de kullanılabilir.  

2020’nin en büyük hack olayı FireEye saldırısıyla ilgili bilmeniz gereken 8 şey

Çin’in yeni yürürlüğe soktuğu yasalar, TikTok gibi Apple ve Samsung mobil cihazlarında kullanılan uygulamalar, giyilebilir fitness cihazları ve Çin hükümetine konum ve diğer verileri sağlayabilen cihazlarda güvenlik açığı yaratmakta.

AMAÇ ÇİN’İN SÜPER GÜÇ STATÜSÜ KAZANMASINI HIZLANDIRMAK

Yasaların genel olarak amacı ise, Çin’in süper güç statüsüne yükselme yönündeki girişimlerini hızlandırmak. Ayrıca “Made in China 2025” planında belirtilen hedeflerin yanı sıra, komünist devrimin yüzüncü yılına denk gelen 2049 yılına kadar Çin’i önde gelen küresel teknolojik süper güç haline getirmeyi amaçlayan Dijital İpek Yolu ve Askeri Sivil Füzyon girişimlerine yasal bir dayanak teşkil etmekte. 

VERİ HIRSIZLIĞI ÇİN ORDUSUNU DA İHYA EDİYOR

Sonuç olarak, Çin destekli veri hırsızlığı yalnızca yabancı rakiplerin iç pazar payının azalmasını değil, aynı zamanda Çin’in uzun süredir ABD ve Avrupalı ​​firmaların hakim olduğu kritik pazarlardaki teknolojik hakimiyetini sağlamayı amaçlıyor.  Bütün bunlara ek olarak işin bir de askeri boyutu bulunuyor. Buna göre veri hırsızlığı, Çin Ordusu’nu, diğer askeri hizmetleri ve Çin’in istihbarat topluluğunu gelişmiş savaş ve bilgi yetenekleriyle donatmak suretiyle modernize etme noktasında olmazsa olmaz bir unsur. Çin, yabancı verileri ülkedeki muhalifler de dahil olmak üzere belirli kesimlerin faaliyetlerini ve zayıf noktalarını saptamak için bir araç olarak kullanıyor. 

Ulusal Güvenlik Bakanlığının yayınladığı uyarı sadece ABD’li şirketler ve kuruluşlar tarafından değil Çinli firmalarla etkileşimde bulunan herhangi bir kuruluş için önem taşıyor. Zira tüm bu kuruluşlar fikri mülkiyet hırsızlığı, veri hırsızlığı ve verilerin kötüye kullanılması riskiyle karşı karşıya.

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Apple tazminat davalarından kurtulamıyor: Avrupa’dan 180 milyon euroluk “telefon yavaşlatma” davası

Eski modellerini yavaşlattığı için tüketici davalarından başını kaldıramayan ve tazminat ödeyen ABD’li teknoloji devi Apple’a, bu kez de Avrupa’da yüklü miktar bir tazminat davası açıldı.

Euroconsumers adlı bir tüketici derneği, kullanıcıları yeni modellere yöneltmek için iPhone’ları bilinçli olarak yavaşlattığı suçlamasıyla  Apple’a 180 milyon euroluk dava açacağını duyurdu.

Dernek, dünkü açıklamasında Belçika ve İspanya’daki dava başvurularının ardından birkaç hafta içinde İtalya ve Portekiz’de de dava açılacağını bildirdi.

Dernek 2014-2020 yılları arasında satılan toplam üç milyon adet iPhone 6, 6 Plus, 6 S ve 6 S Plus’un her biri için 60’ar euro ödeme yapılmasını talep ediyor.

Apple’dan bir ilk: Hacklenebilir iPhone

 

AYRI AYRI AÇILAN DAVALAR ‘KAR TOPU’ ETKİSİ YAPABİLİR

İngiliz Financial Times gazetesinde yayımlanan haberde Euroconsumers yöneticilerinden Els Bruggeman’ın, “ABD’deki tüketicilere gösterilen saygıyı Avrupa’daki tüketiciler de görmek istiyor.” ifadesi yer aldı.

Bruggeman, “Apple telefonları yavaşlatacağını bilmesine rağmen bataryayla ilgili sorunları perdelemek için yazılım güncellemeleri yaptı” diye konuştu.

Apple 2017’de eski iPhone’ların bataryalarının aniden bitmesini engellemek için yapılan güncellemelerin cihazları yavaşlattığını kabul etmişti. Şirket geçtiğimiz mart ayında ise ABD’de açılan bir davada davacılarla uzlaşmaya gitmiş ve 500 milyon dolar ödemeyi kabul etmişti. Firma geçen ay da benzer bir davada 113 milyon dolar tazminat ödemişti.

Apple’dan yeni davalarla ilgili olarak yapılan açıklamada ise “Müşterilerimizi yeni modellere teşvik için asla herhangi bir Apple ürününün ömrünü kısaltmayız ya da kullanıcı deneyimini zayıflatmayız.” denildi.

Belçika’daki davacıları temsil eden avukatlardan Bart Volders, Avrupa’da ABD’dekine benzer tüm kıtayı kapsayan bir toplu dava sistemi olmadığını, fakat ayrı davaların “kartopu etkisi” yapabileceğini söyledi.

Kaynak: BBC Türkçe

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

 

Reklam verenler ‘kullanıcı verisi’ toplamak için her adımımızı kontrol ediyor

Markalar, reklam yaparken mesajlarını mümkün olduğunca ‘kişiye özel’ hale getirmenin yollarını arıyor. Telefonunuzu elinize aldığınızda veya koşuya çıktığınızda veri toplayan bir uygulama ise markalara bu konuda yardımcı olabilir. NumberEight gibi uygulamalar, cep telefonlarının kendi dahili özelliklerini kullanarak hareketlerimizden anlam çıkarıyor. Bu tür uygulamalar, nereye gittiğimiz, ne kadar yolculuk yaptığımız, sabah erken mi geç mi kalktığımızı belirleyebilen sensörler sayesinde müşteri profilleri çıkarabiliyor. Bu da reklam verenler için hazine değerinde bilgiler demek. 

Google ve Apple bu yıl, kullanıcıların çevrim içi davranışlarına ilişkin müşteri profilleri çıkaran yüzlerce şirkete karşı tüketiciyi koruyan önemli adımlar attılar. Bu sırada boş durmayan şirketler ise reklamlarla nokta atışı yapmak uğruna hayatımızı daha derinlemesine araştırmanın yollarını arıyor. 

Google, ocak ayında Chrome tarayıcısındaki üçüncü taraf çerezlerini aşamalı olarak kaldırarak reklam verenlerin tüketicilerin tarayıcı alışkanlıklarını izlemesini zorlaştırdıklarını açıkladı. İnternet yayını yapan kuruluşlar ve reklam verenler, müşteri profili çıkarmak üzere,  alışveriş, tarama ve arama verilerimizi toplamak için çerezleri kullanır. Bu profiller siyasi eğilimlerimizi, sağlık durumumuzu, alışveriş davranışımızı, ırkımızı, cinsiyetimizi ve daha birçok şeyi yansıtmakta.  

BBC: ‘Mobil uygulamalar kullanıcıları dinliyor’ iddiası tam bir efsane

GOOGLE VE APPLE KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI YÖNÜNDE ADIMLAR ATIYOR

Google’ın yanı sıra Apple de iOS’un gelecek sürümünde, kullanıcılara aldıkları hizmetlerde takip edilip edilmeyeceğinin sorulacağı uygulamalara yer vereceklerini ifade etmişti ancak bu kararın yürürlüğe girme tarihi, Facebook’tan gelen şikâyetlerin ardından bir sonraki yıla ertelendi. Haziran ayında yapılan bir anket, katılımcıların yüzde 80’inin bu tür bir izlemeyi tercih etmeyeceğini gösteriyor.

Google ve Apple’ın bu girişimleri birlikte değerlendirildiğinde veri toplayarak kullanıcı profili oluşturan aracı firmaları zorlayacak gibi görünüyor. Ancak uygulama analiz şirketi Kochava’nın CEO’su Charles Manning’e göre tüketicileri hakkında büyük veri havuzlarına sahip dev şirketler, bu durumdan çok fazla etkilenmeyecek. 

UYGULAMA BAĞLAMSAL ZEKA YARDIMIYLA DAVRANIŞLARIMIZI TAHMİN EDİYOR 

Kullanıcıları sınıflandırmanın ve içeriği bu kategorilere göre uyarlamanın yeni yollarını arayan şirketler ise yeni bir araca yöneliyor: Telefonun kendisinden gelen fiziksel sinyaller.

İngiltere’de akıllı telefonlardaki sensörler yardımıyla kullanıcı davranışını ortaya çıkaran ve  “bağlamsal zeka” şirketi olarak bilinen NumberEight’ın kurucu ortağı Abhishek Sen, “Apple’ın duyurusunu, tüketicilerin gizlilik konusunda daha bilinçli hale geldiği ve çerez olayının artık bitme noktasına geldiği şeklinde değerlendiriyoruz” diyor.

Sen, NumberEight’ın ana ürününü “bağlam tahmin yazılımı” olarak tanımlıyor. Buna göre söz konusu yazılım, uygulamaların akıllı telefon sensörlerinden alınan verilere göre kullanıcı etkinliğine ilişkin tahminde bulunulmasına yardımcı oluyor ve şu gibi soruların cevabını tahmin ediyor: Kullanıcı çalışıyor mu oturuyor mu, şu anda parkta mı yoksa müze yakınlarında mı, araba mı kullanıyor yoksa trene mi biniyor?

Akıllı telefonların çoğu, telefonun hareketlerine ilişkin verileri kaydeden bileşenlere sahiptir. Daha önce telefonunuzda pusula kullandıysanız bu, baktığınız yönü söyleyebilen ivmeölçer ve manyetik kutuplara çekilen manyetometre gibi dahili sensörler sayesinde mümkün olmakta. Bu ve diğer sensörler, telefonu elinize aldığınızda cihazın açılmasını sağlayan “uyku modundan çıkmak için kaldır” veya video izlerken telefonu çevirince yatay yöne döndürülmesini sağlayan özellikleri de çalıştıran şeyler. 

YOLCULUK SÜRESİNDEN BİLET FİYATINI HESAPLAYAN TEKNOLOJİ

Sen, daha önce Blackberry ve Apple ile birlikte çalıştığı için telefonlardaki sensörler hakkında çok şey biliyor. NumberEight teknolojisinin benzer bir versiyonu daha önce ulaşım sektöründe  kullanılmıştı. Sensör otobüs ve tren ücretleri kat edilen mesafeye dayalı olan Londra’daki yolcularla ilgili araştırmanın bir parçası olarak veri topluyordu. Sen, bir kişinin tren veya otobüsten ne zaman indiğini belirlemek ve ücretlerini buna göre otomatik olarak tahsil etmek için sensör verilerini kullanarak araştırma yaptı. 

NumberEight veya rakip Sentiance ve Neura gibi şirketler, kullanıcıları kategorilere ayırmak için bu tür sensör verilerini kullanıyor. Örneğin, bu sensör teknolojisi sayesinde  “sabah erken kalkanlar” kolaylıkla belirlenebildiğinden, bu kitleye hitaben reklam kampanyaları oluşturulabilir.  Sensörlerden gelen geri bildirim, kullanıcının fiziksel davranışı hakkında “bağlam” sağlamakta.

Tüketici olarak bizlerin ne satın aldığımız, nereye gittiğimiz, hatta nereye baktığımıza ilişkin veriler dijital ekonomiyi besleyen bir nevi yakıt niteliğinde. 

Akıllı şehir teknolojisi hackerların elinde kaosa dönüşebilir mi?

GELENEKSEL VERİ TOPLAMA YÖNTEMLERİ TARİHE KARIŞABİLİR

Abhishek Sen, kişisel verilerin korunmasına ilişkin düzenlemelerin arttığı bir ortamda pazarlamacıların artık bir kullanıcının çevrim içi etkinliği üzerine inşa edilmiş profilleri bir araya getiremedikleri için ‘davranışsal bağlamın’ daha önemli hale geleceğini düşünüyor. Sen’e göre şirketler, kullanıcıların demografik bilgileri veya kişisel tercihlerini bilmek yerine, bir kullanıcının kendi uygulamalarındaki etkinliği hakkında öğrendiklerini o sırada fiziksel olarak ne yaptıklarına ilişkin bilgilerle birleştirme yoluna gidecek. 

Sen, “Markalar, bu zamana kadar ‘Bireyi tanımak ve tercihlerini bilmek istiyorum’ mantığıyla hareket eden kampanyalarını yeniden düşünmek zorunda kalıyorlar” diyor. Ona göre artık bireyi tanımaya gerek yok, sadece ürününüzün veya hizmetinizin doğru kitleye ulaşıp ulaşmayacağını bilmek çok daha mantıklı. 

Kochava CEO’su Manning, Apple’ın yaptığı değişikliklerin bazı uygulamaların geleneksel veri paylaşımından tamamen vazgeçmesine neden olabileceğini söylüyor. Ona göre uygulamalar kullanıcılara ‘onları izledikleri mesajını’ göndermektense verileri toplamamayı tercih edecekler.

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz