Etiket arşivi: SİBER GÜVENLİK LİDERLERİ

Siber güvenliğe daha fazla kadın eli değmeli: İşte sektördeki kadın liderler

8 Mart Dünya Kadınlar Günü birçok sektörde olduğu gibi siber güvenliğe de daha fazla kadın eli değmesi gerektiğini akıllara getirdi.

Siber Güvenlik sektöründe büyük mücadeleler göstererek lider pzisyonlara geçmiş ve birçok siber güvenlik girişimine öncülük eden Türk kadınları, gelecekte kadınların siber alanda başarılı olabileceğini bir göstergesi olarak görülüyor.

Pandemi sonrası uzaktan çalışma imkanlarının artması kadınların sektöre daha fazla katkı sağlaması adına büyük bir avantaj olabilir. Ayrıca çalışma saatleri gibi şartlarda getirilecek esneklik de onların siber güvenlik sektöründeki kadın istihdamının payını artırabilir.

Yaygın olarak bilinenin aksine Türkiye’de siber güvenlik alanında aktif ve firmalarda yönetici pozisyonunda bulunan birçok kadın girişimci ve çalışan bulunuyor. İşte sektörde ön plana çıkan kadın yöneticiler ve Linkedin profilleri:

  1. Harika Yalaza, Managing partner of Confisio Tech
  2. Sinem Cantürk Head of Information Risk Management, Fintech Sector Leader at KPMG Türkiye 
  3. Eser Ateş, Founder / Managing Director – Kare Bilişim 
  4. Funda Çetintaş, Professional Service Director at Encore Bilişim 
  5. Pelin Pehlivan, Information Security Consultant 
  6. Ayşim Niksarlı, Director of Cyber Security Consultancy Services, Forcerta 
  7. Onur Korucu, Information and Cyber Security & IT Governance Coach
  8. Dilek Gökçeoğlu, Digital Forensics Engineer
  9. Fatma Hacıoğlu Duyar,Technology and Security Senior Executive 
  10. İlkem Özar, Head of Vodafone Global Enterprise Sales Turkey & Greece & Albania 
  11. Selda Aydoğmuşoğlu, Cyber Security & Big Data SME, HSBC 
  12. Tuğba Öztürk, Information Security & Governance Manager, A101 
  13. Gülçin Baltuk, Information Security Manager, Gözen Holding 
  14. Ayla Bilgin, Information Technology Security Operations Manager, HSBC
  15. Suzan Pektaş, Information Security Unit Manager, AK Sigorta 
  16. Gülden Yüncüoğlu, Chief Information Security Officer, TEB 
  17. Sevim Doğaner,Information Security Manager 
  18. Tuğba Şeyda Yıldırım, Information Security Manager, Burgan Bank
  19. Ayhan Gücüyener, Project Specialist, Kadir Has University Cybersecurity and Critical Infrastructure Protection Center 
  20. Neşe Sayarı, Managing Director, Biznet Bilişim 
  21. Nursemin Yurdakul, Senior Information Security Specialist, SOCAR Türkiye  
  22. Büşra Öztürk Özsayın, Senior Information Security Engineer, Crypttech
  23. Yasemin Barutçu, Bilgi Güvenliği Danışmanı  
  24. Berfin Akkaya,  Information Security Specialist, A&T BANK  
  25. Esin Yelken Özdemir, Security Operations Center Team Leader, Koçsistem
  26. Selma Yılmaz Çakmak, Senior IT Auditor, Türkiye İş Bankası
  27. Gizem Şahin, Senior IT Auditor, QNB Finansbank
  28. Cansu Bülbün Altınışık, Bilgi Güvenliği ve Uyum Teknik Lideri, Tüpraş                                                                    Lütfen sizin de ekleyeceğiniz isimler varsa bizimle bilgi@siberbulten.com adresinden iletişme geçin.

ABD Siber Ordusunun Mimarı: Keith Alexander

 

“I believe it is in the nation’s best interest to put all the phone records into a lockbox that we could search when the nation needs to do it.” – Gen. Keith Alexander, 2013

Keith Alexander, post-9/11 dünyasının Amerikan toplumu üzerinde yarattığı korku ve paranoya kültürünün tam da göbeğinde kariyerini şekillendirmiş, 30 yılı aşkın ordu istihbaratı tecrübesini siber alana taşımış bir isim. Dört yıldızlı general, mülakatlarda kendisine ‘asıl patronun kim?’ sorusu sorulduğunda ‘eşim’ cevabını verip, dört kızı ve on altı torunundan mutlaka her konuşmasında bahsederken babacan yanını ortaya koysa da, 11 Eylül sonrası değişen Amerikan istihbarat anlayışının en büyük ve belki de en cesur mimarlarından biri. 1974’de Askeri Akademi’den mezun olmasıyla başlayan aktif sinyal istihbaratı kariyerinin, teknolojiye bu alanda üç yüksek lisans yapacak kadar duyduğu yakın ilgiyle birleşimi, 2005 yılında Alexander’ın Amerikan NSA başkanlığına atanması kararını elbette ki pekiştirdi. Alexander, en uzun süre görevde kalan NSA yöneticisi olmakla kalmayıp (2005-2013), başkanlığı süresince siber alanı ulusal güvenlik stratejileri içinde tanımlayan ve Amerika’nın en çok yankı uyandıran siber adımlarından biri olan US Cyber Command (USCYBERCOM) biriminin kurulmasında ve kumandanlığında büyük söz hakkına sahip oldu. 2001 terörü sonrası yerleşen ‘bir daha asla’ anlayışının gölgesinde tüm ulusal güvenlik birimlerinde köklü değişikliklere gidilmesi, ‘bilgi çağı istihbaratı’ olarak adlandırdığı radikal gereksinimi gerçekleştirmenin sinyallerini veren bir ismi elbette ki tepeye taşıyacaktı.

Aslında Keith Alexander, Edward Snowden’ın açığa çıkardığı PRISM programına ek olarak, Amerikan toplumunun son yıllarda sıklıkla tartıştığı, iletişim bilgilerini dijital data formatında büyük veri depolama merkezlerinde saklanması anlamına gelen ‘bulk metadata’ ve şüphe duyulması halinde kişinin iletişimde olduğu kişilerin de tespitine olanak tanıyan ‘reasonable articulable suspicion’ gibi Amerikalıların özel hayatını ihlal ettiğine inanılan yeni kavramların temellerini Irak savaşı esnasında atmıştı. O dönemde Alexander, öncüsü olduğu, yeni ve gelecek vaadeden bir sinyal istihbaratı yazılımı ile ülke içerisinde terörist olmasından şüphe duyulan isimlerin tüm e-mail, telefon ve mesaj akışını, sınırlı bir ölçekte de olsa, gerçek-zamanlı takip edebiliyordu.

 

 

NSA direktörlüğü şüphesiz ki ona bu teknolojiyi yıllar içinde global düzleme taşımanın kapılarını araladı. General, her ne kadar ‘metadata’ teknolojisinin, ulusal güvenliği terörizme karşı yenilmez yapma yolunda önemini belirtirken, iletişim bilgilerinin detayının asla izlenmediği, yalnızca arama yapan-yapılan numaralar, konuşma süresi ve aramanın tarih bilgilerinin kayıt altında tutulduğunu her mülakatta ısrarla vurgulasa da, Snowden olayını takiben gelen emeklilik duyurusu gerek kitlelerin, gerek politik figürlerin ‘her şeyi kaydet’ stratejisinden hoşnut olmadığını gösterdi. Ofisteki son aylarında Alexader, NSA ve USCYBERCOM’un Amerika’nın çıkarlarını koruma adına verilerin kullanımında kısıtlamaya tabi tutulmaması adına siber mevzuat (cyber legislation) düzenlemelerinin yapılması, devlet-özel sektör işbirliğinin üst düzeyde icra edilmesi adına ciddi çaba vermiş olsa da, Alexander sonrası dönemde NSA, şüphesiz mevcut serbestliğini kaybedeceği, gerek içte gerek dışta saygınlığını geri kazanması, şeffaflığa kavuşması gereken zorlu bir yol izleyecek.

Yeni direktör Micheal S. Rogers’ın, Alexander’ın neredeyse her konuşmasında güvenlik tehditlerinin boyutundan bahsederken sergilediği ‘Amerika’ya çok kötü şeyler olacak, hissediyorum’ tavrından uzaklığı, NSA’in yeni dönemde gündemini sessiz ve olabildiğince hukuk sınırları içerisinde takip edeceğinin en büyük habercisi.