Etiket arşivi: seçime müdahale

Beyaz Saray’dan siber analistlere talimat: “Rus operasyonlarını örtbas edin, İran ve Çin’e odaklanın”

Dört yıl önce Demokratik Parti Ulusal Komitesi’ne saldı düzenleyen Rus askeri istihbarat birimininABD’de yaklaşmakta olan seçimler öncesinde yine işbaşına geçtiği iddia edildi. Rus hackerların  şimdilerde hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçilerle bağlantılı kampanya çalışanları, danışmanlar ve düşünce kuruluşlarını hedef alan bir dizi yeni ve oldukça sinsi saldırılarla geri döndüğü ileri sürülüyor. Bu iddia, geçtiğimiz perşembe günü Microsoft tarafından açıklandı. Microsoft’un elde ettiği bulgularhükümete  yakın kimliği belirsiz bir kişinin Beyaz Saray yöneticilerine yönelik ilginç bir iddiayı dile getirmesinden hemen sonra ortaya atıldı. İddiaya göre Beyaz Saray ve Ulusal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri Rusya’nın devam eden müdahalesine ilişkin istihbaratı “başkanı kötü gösterdiği gerekçesiyle” örtbas ettiği ve hükümet analistlerine bunun yerine Çin ve İran’ın müdahalelerine odaklanmaları talimatını verdi.  

Uluslararası hukuk açısından Rusya’nın ABD seçimlerine müdahalesi

ÇİN’İN TERCİHİ BIDEN 

Microsoft’un elde ettiği bulgular, Çinli ve İranlı hackerların Başkan Trump ve yardımcılarının sıklıkla ileri sürdüğü şekilde olmasa da oldukça aktif olduğunu ortaya koyuyor. Federal yetkililer, Microsoft’un ortaya çıkardığı bulguların ‘Rusya, Çin ve İran’ın seçim kampanyalarından bilgi toplamaya çalışan ve büyük olasılıkla sonucu etkilemeye çalışan üç ülke olarak zikredildiği kendi uyarılarıyla tutarlı olduğu konusunda ısrarcı. Ancak ulusal istihbarat direktörü tarafından geçen ay yapılan son değerlendirmede Çin’in 2020 seçimlerini Eski Başkan Yardımcısı Joseph R. Biden Junior’ın kazanmasını tercih ettiği belirtildi. 

Microsoft’un değerlendirmesi bu bulguyu daha karmaşık hale getirmiş olabilir, zira söz konusu değerlendirme, Çinli hackerların saldırılarında özellikle Biden’ın kampanya çalışanlarının yanı sıra akademideki ve Atlantic Council ve Stimson Center gibi ulusal güvenlik kurumlarındaki diğer önde gelen kişilerin özel e-posta hesaplarını hedef aldığını tespit etti. Microsoft tarafından tespit edilen Çin hedeflerinden yalnızca biri, Trump ile bağlantılıydı. Microsoft’un ismini vermeyi reddettiği bu kişi Beyaz Saray yönetimi ile çalışan eski bir yetkiliydi.  

Microsoft, Uygur Türkleri için veritabanını sildi

Microsoft ve Google gibi firmalar, küresel ağlara hükmeder pozisyonda olduklarından şüpheli faaliyetleri önceden görme imkanına sahipler. Bu durum müşterilerini uyarmak adına bu şüpheli faaliyetleri kamuoyuna açıklama motivasyonlarını artırıyor. Neticede hükümet istihbarat yetkilileri, kendi bulgularının yanı sıra özel sektörden gelen bu uyarıları dikkate almak durumunda kalıyorlar.  

Trump’ın seçim kampanyasının ulusal basın danışmanı yardımcısı Thea McDonald, “Biz büyük bir hedefiz, bu nedenle kampanyaya veya çalışanlarımıza yönelik kötü niyetli faaliyetlerin olması bizi şaşırtmıyor” diyor. McDonald, bu tehditleri azaltmak için iş ortaklarımız, Microsoft ve diğerleri ile yakın bir işbirliği halinde çalıştıklarını ifade ediyor.  

Biden tarafından ise, Microsoft’un kampanya ile ilişkili kişilerin kampanya harici e-posta hesaplarına erişmek için yabancı bir aktörün başarısız girişimlerde bulunduğuna ilişkin ortaya attığı bulguların farkında oldukları ifade edildi. Ayrıca önümüzdeki haftalarda kaçınılmaz olarak gerçekleşecek saldırılara hazırlıklı oldukları bilgisi verildi.  Kampanya yetkilileriMicrosoft’un bulgularını doğrulamasa da, birkaç hafta önce yayınlanan ve Çinli liderlerin Trump’ın yerine Biden’ı tercih ettiğine ilişkin değerlendirme tartışma konusu olmuş.  

RUS HACKERLAR KİMLİKLERİNİ GİZLEMEK İÇİN TOR KULLANMIŞ 

Microsoft’un soruşturması ayrıca, 2016 yılında Hillary Clinton’ın kampanyasına ait e-postaların kamuoyuna sızdırıldığı  operasyonları idare eden Rus askeri istihbarat birimi G.R.U. ile bağlantılı hackerların, izlerini kaybettirmek için her yola başvurduğu sonucuna vardı. Buna göre hackerlar saldırıların bir kısmını, saldırganların nerede ve kim olduğungizleyen ve hackeları belirleme çabasını sekteye uğratan bir hizmet olan Tor üzerinden yönlendiriyorlar. 

Akıllı akvaryumu hackleyip kumarhaneyi soydular

Microsoft yetkilileri, bu yıl içerisinde hackleme girişimlerinin başarılı olduğuna dair şimdiye kadar hiçbir kanıt bulamadıklarını belirtirken, Rusya’nın operasyonlarına ilişkin genel olarak kısıtlı bir görüş açısına sahip olduklarını ifade ediyorlar. Herhangi bir materyalin çalınıp çalınmadığı ya da Rusya’nın  motivasyonunun ne olabileceğine ilişkin net bir açıklama ise yapamadıklarını söylüyorlar.  

Microsoft’un ortaya attığı bulgular, Ulusal İstihbarat Direktörü  John Ratcliffe’in bundan böyle istihbarat kuruluşlarının seçim müdahalesi hakkında Kongre’ye  ayrıntılı, yüz yüze brifing vermesine izin vermeyeceğini açıklamasından yalnızca iki hafta sonra geldi. Ratcliffe söz konusu kısıtlamaların sızıntılardan kaynaklandığını söyledi. 

Ulusal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenliği Kurumu’nu yöneten Christopher Krebs yaptığı açıklamada, “Microsoft’un yaklaşan seçimlerle bağlantılı olarak çalışan kişi ve kuruluşların e-posta hesaplarının gizliliğini ihlal etme girişimlerini tespit ettiğinin farkındayız” dedi. Trump yönetimine dahil olmadan önce Microsoft’ta yönetici olan Krebs, müdürü olduğu kurumun yakın zamanda “hesapların gizliliğini ihlal etmeye ilişkin saldırılara karşı siber savunma mekanizmalarını  iyileştirme kılavuzu” yayınladığını söyledi. 

ÇİN RUSYA’DAN DAHA BÜYÜK BİR TEHDİT OLABİLİR Mİ? 

Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert C. O’Brien ve Başsavcı William P. Barr’ın geçen hafta verdikleri  röportajlarda söylediği üzere, Microsoft’un değerlendirmeleri, Beyaz Saray’ın  ‘Çin’in ABD seçimlerine müdahale noktasında Rusya’dan daha büyük bir tehdit olduğu şeklindeki genel söylemini karmaşık hale getirdiği  konusunda hiçbir şüphe yok. 

Hazine Bakanlığının seçim müdahalelerine yönelik yeni yaptırımlar ilan etmesinden saatler sonra,  Trump’ın bir seçim mitinginde şu sözleri ifade etmesi, başkanın Moskova’nın müdahalesinin bir aldatmaca olduğunu iddia ediyor gibiydi:  “Peki ya Çin ne olacak? Ya diğer ülkeler? Sürekli Rusya, Rusya, Rusya”  

Microsoft’un raporunda, Rus askeri istihbarat biriminin saldırılarını, ABD’nin yürürlüğe koyduğu bir dizi mali yaptırım, Rus istihbarat görevlilerinin iddiaları ve 2018 ara seçimlerinden önce Birleşik Devletler Siber Komutanlığı tarafından misilleme amaçlı düzenlenen siber saldırılardan sonra bile hızlandırdığı sonucuna varılıyor. 

ABD seçimlerinin hacklenmesi iddianamesi ortaya çıktı: Ruslar hedef tahtasında

Microsoft’un araştırmacıları, çeşitli sektör araştırmacıları tarafından Fancy Bear, APT 28 veya Strontium olarak da bilinen G.R.U.’nun hackleme biriminin, her iki siyasi kanadın politikacılarının, kampanya çalışanlarının ve danışmanların kişisel e-posta hesaplarına agresif bir şekilde siber saldırı düzenlediği sonucuna vardı.  

18 Ağustos ile 3 Eylül arasındaki iki hafta içinde, grup, Tor aracılığıyla saldırıları gizleyerek 28 kuruluşa ait 6,912 e-posta hesabını hedef aldı.  

 

Foreign Affairs: ABD’nin işi 2016’dan daha zor 

Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşan seçimler, daha önce 2016 seçimlerine sosyal medya ve online haber kanalları vasıtası ile müdahale eden Rusya’nın 2020 seçimlerinde de benzer bir senaryoyu gerçekleştirebileceği şüphesini akıllara getirdi.

Foreign Affairs’in Eylül/Ekim 2020 sayısında çıkan bir makale yaklaşan ABD seçimlerinde Rusya etkisini bir kere daha sorgulamakta. 2016 yılında Rusya’nın ABD seçimlerine müdahale için harcadığı miktara ($1,25 milyon) o zaman değiyordu, zira Rusya bu sayede bir taşla birkaç kuş vuruyordu: 1. Rusya, kendi politikalarına daha yakın aday olan Donald Trump’a destek verecekti 2. Putin’in de uzun zamandır kişisel olarak hazzetmediği Hillary Clinton ağır bir yenilgi yaşayacaktı ve belki de en önemlisi 3. Amerikan demokrasisinin işlevsizliği ispatlanmış olacaktı. 

Rusya’da dış politika, içerideki seçmeni en çok etkileyen konulardan birisi idi. Nitekim Kırım Savaşı ve Suriye’de Rusya’nın varlığı Putin’e içeride destek sağlıyordu. Fakat son zamanlarda pandeminin de etkisiyle Rus seçmeni artık önceliğin iç meselelere verilmesi gerektiğini düşünmekte. Üstelik Amerikalı seçmen de bu sefer Rusya’nın müdahalesine karşı daha korunaklı durumda. Sosyal medya kuruluşları troll ve bot hesapların kapatılmasını ve dış müdahaleyi en aza indirilmesini sağlamaktalar. 

ABD’DE TOPLUMSAL AYRIMLAR DAHA DA DERİNLEŞTİ 

Yine de Rusya’nın Amerika’nın seçimlerine karışmayacağının garantisi yok. 2016’dan bugüne Rusya’nın özellikle ilgilendiği ırkçılık, göçmenlik ve din gibi konularda ayrımlar iyice derinleşti.  Bu da ABD yönetiminin enerjisinin çoğunu dış müdahaleden çok iç huzuru sağlamaya yöneleceği anlamına geliyor. Yani Rusya için meydan boş. Ayrıca pandemi ile boğuşan Amerika’da Rus müdahalesini sağlayan ve destek veren kişilerin aldığı küçük cezalar da Ruslar için umut demek.Dezenformasyon oyunundaki diğer oyuncular da denkleme katıldığında denilebilir ki 2020, 2016’dan çok daha çetin olacak. 

ARTIK OYUNDA ÇİN DE VAR 

Uydurulmuş haberin (fake news) tek kaynağı artık Rusya değil ama diğer ülkeler Rusya’dan ilham alıyorlar. Bu iş, sahte hesaplarla kitle yaratmayla başlayan, yeterli sayıya ulaşınca kutuplaştırıcı içerik paylaşımıyla devam eden ve yürüyüşler ve protestolar gibi gerçek sonuçlara varan bir süreç. 

Üstelik oyuna İran, Bangladeş, Mısır, Kuzey Kore, Venezuela gibi birçok başka ülke de dahil oldu. Kendi coğrafyalarını ilgilendiren seçimlerde onlar da Facebook Twitter gibi sosyal medya platformlarını kullanmak suretiyle aktif şekilde dezenformasyon yapmaktalar. Fakat bütün bu ilkelerden daha etkili bir ülke daha var: Çin.  

EN BÜYÜK KOZ: KİRALIK HESAPLAR 

Facebook ve Twitter çeşitli hükümetlerle ilişkilendirilmiş hesapları kapatmaya devam ediyor. Fakat yine de gelecekteki seçimlerin dezenformasyon ve komplo teorileri ile boğuşmakla geçeceği aşikar çünkü öncü Rusya yeni bir strateji kullanmakta: Kiralık hesaplar. Rusya müdahale ettiği ülkelerden gerçek kişilerle anlaşıp paylaşımları onlar üzerinden yapmakta. Böylelikle dış müdahalenin en önemli göstergesi olan lokasyon bilgisini bulmak imkansız hal geliyor. Doğal olarak dezenformasyonun kaynağı flulaşmakta. 

ABD NASIL ETKİLİ KARŞILIK VEREBİLİR?  

Amerika’nın bu konuda ne kadar hazır olduğu ise bir soru işareti. 2016 seçiminden bu yana konu ile alakalı etkili bir yasa çıkartılmadığı gibi önleme ve ceza faaliyetlerinin sorumluluğunun hangi kurum(lar)da olduğu dahi belirsiz. Bu tip durumlar ABD’yi saldırıya yatkın hale getiriyor. 

Sosyal medya şirketlerinin çabalarının da sınırları var. Bu platformlar reklam almanın önüne geçmekte isteksiz oldukları gibi üyelerinin kişisel bilgilerini paylaşma konusunda da hassas davranma eğilimindeler. Dolayısıyla da tehditlerin asıl kaynaklarına ulaşmak zor hale gelmekte. Araştırma grupları ya da STK’ların bilinçlendirme çabaları ise siber suçluları farklı yöntemler bulmaya ittiği için engelleyici olmaktan çok uzaktalar. 

Peki bu durumda ABD yönetimi ne yapabilir? Çözümler çok zor değil. Öncelikle, ABD yönetiminin işleyen bir yasaklılar listesi çıkarması gerekiyor. Siber suçluların bu şekilde engellenerek dezenformasyon yapmalarının önüne geçilmesi şart. İkinci çözüm özellikle Rusya odaklı dezenformasyonu araştıran ekipleri finanse edip onları güçlendirmek. Belki de en önemli çözüm ise ABD vatandaşlarına dezenformasyonu anlatmak ve onları bilinçlendirmek. Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği’nde bunların örnekleri mevcut.  

Bu adımların aciliyeti var, zira seçim yakın ve ABD yönetimi bir kere daha dezenformasyona yenik düşerse, bu sefer suçlanacak tek sorumlu yine kendileri olacaktır. 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz