Etiket arşivi: Obama

Trump ABD’nin ofansif siber operasyonları için kuralları gevşetti

ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz hafta ülkesinin taarruzi siber operasyon düzenlemesini kolaylaştıracak bir başkanlık emrini imzaladı. WSJ’de yer alan özel habere göre Obama döneminde siber operasyonlara getirilen bazı kısıtlamaları fesheden yeni başkanlık emri, düşman devletlere yönelik siber saldırıların önünü açıyor.

Trump’ın bu hamlesinin İran ile yapılan nükleer antlaşmadan çekilmesi ve İran’a yaptırım uygulama kararı almasından sonra gelmesi dikkat çekti.

ABD’nin siber alanda daha agresif ve hızlı karşılık vermesi gerektiğini düşünenler yeni başkanlık emrini destek verirken, dijital altyapıya büyük ölçüde bağlı ülkenin düşmanlarının siber saldırılarına hedef olmasının büyük zarar getireceğini düşünenler de bulunuyor.

Obama zamanında siber operasyonları düzenleyen başkanlık direktifi (PPD-20) gizli olmasına karşın, Haziran 2013’de Snowden sızıntılarıyla ortaya çıkmıştı.

‘Tedbirli’ olarak nitelenen önceki direktif siber saldırıların istenmeyen sonuçlar doğurma ihtimalinin yüksek olması nedeniyle sadece başkanın emriyle gerçekleşmesini öngörüyordu. Aynı zamanda acil siber aksiyonlar için izlenilmesi gereken onay zinciri de belge de yer alıyordu.

PPD 20’ye göre, ABD’nin düzenlediği siber operasyonlarda altyapı hizmetlerini kullandığı ülkelerin bilgilendirilmesi ve hedef olmayan fakat saldırılardan etkilenen ülkelere de operasyon bilgisi verilmesi, başkanın aksi emri olmadığı sürece, gerekiyor.

Feshedilen belgenin bir başka özelliği ise defans aksiyonlarının ve kolluk kuvvetlerinin aldığı tedbirlerin yetersiz olması durumunda kötücül bir siber faaliyete karşı siber saldırı yapılmasını öngörmesi. Bir başka deyişle hemen siber silahlara sarılmasının önüne geçen bir düzenlemeydi. Obama’nın Libya ve Suriye’ye karşı düzenlenen operasyonlarda siber yollara başvurmaktan kaçındığı biliniyor.

Rusya’nın ABD seçimlerine siber yollarla müdahale ettiği iddiaları üzerine eski Başkan Yardımcısı Joe Biden, ABD’nin siber kabiliyetlerini kullanarak Kremlin’e karşılık vermesi gerektiğini dile getirmişti. Yeni Başkan Yardımcısı Mike Pence de siber tehditlerle daha iyi mücadele etmek için Kongre’den 1,5 milyar dolar daha fazla bütçe istediklerini açıklamıştı.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Unutulan siyasi sürgün: Edward Snowden

ABD gizli servislerinin dost ve düşmanlarını nasıl gizlice gözetlediğini ifşa eden Edward Snowden, beş yıldır Moskova’dan ayrılamıyor.

Edward Snowden, günlerce hatta haftalarca dünya basınının manşetlerinden inmemişti. Amerikan dış istihbarat servisinin bu eski çalışanı, gizli servislerin nasıl milyonlarca insanı gözetlediğini, bazen de yasalara aykırı şekilde veri topladığını ortaya çıkarmıştı. Üstelik bu, dost-düşman ayrımı yapılmaksızın, Almanya Başbakanı Merkel’den terör zanlılarına kadar herkese uygulanmıştı. CIA ve NSA için herkes şüpheliydi. Hatta kendi vatandaşları bile.

Oysa eski Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper, 2013 yılının Mart ayında yaptığı açıklamada, Amerikalıların verilerinin toplanmadığını söyleyerek, yeminli olduğu halde yalan ifade verdi. Hukuk devleti, gizli servisler için geçerli değildi.

Snowden, istihbarat servislerinin veri toplama çılgınlığının yanı sıra Facebook ve diğer teknoloji şirketlerinin müşteri verilerini hangi amaçlarla kullandığını da ifşa etti. İnsanlığın gözünü açarak pek çok akıllı telefon ve bilgisayar kullanıcısı için artık mahremiyet diye bir mevhumun kalmadığını gösterdi. “Büyük Birader” tarafından gözetlendiğimiz artık acı bir gerçek. Gerekçe ise tüm bunların vatandaşın menfaatine yapıldığı yönündeydi. Snowden, bunun böyle olmadığını ispat etti.

“SALLANDIRMAK LAZIM”

Snowden, ifşalarını yaparken, insanların hayatını ve devam eden istihbarat operasyonlarını tehlikeye atmamaya özen gösterdi. Bu nedenle de bildiği her şeyi basınla paylaşmadı. Ancak bu onu, ABD’li politikacıların sonu gelmeyen suçlamalarına hedef olmaktan korumaya yetmedi. Snowden’ı vatan haini olmakla itham ettiler.

Hatta ABD Başkanı Trump’ın şimdi güvenlik danışmanı John Bolton onu “Büyük bir meşe ağacında sallandırmak gerektiğini” savundu. Amerikan istihbarat teşkilatına bugüne somut olarak ne gibi bir zarar verdiğine dair herhangi bir cevap verilemedi. Ancak yine de ABD’ye dönmesi durumunda onu idam cezası tehlikesi bekliyor.

Şu anda da zaten pek dönecek gibi görünmüyor. Snowden konusu şu sıralar sakin. Amerikan güvenlik makamlarından kaçışı tam da Rusya’da son buldu. Devlet kademelerinin “Siloviki” denilen eski emniyet ve istihbarat mensupları tarafından kontrol edildiği, düşünce ve basın özgürlüğünün kısıtlandığı bir ülke olan Rusya’da “veri güvenliği” ise uzunca bir süre daha herhangi bir değere sahip olmayacak gibi görünüyor.

Snowden bunlara da gözlerini kapatmıyor ve Kremlin’i zaman zaman açık bir şekilde eleştiriyor. O ne bir vatan haini, ne de taraf değiştiren biri. O, sahile vurmuş ve unutulmuş bir siyasi takibat maruzu. Zira aralarında Almanya’nın da bulunduğu Batı ülkeleri ona siyasi sığınma hakkı tanımadı. Çünkü Avrupalılar ABD ile ters düşmek istemiyor. Buna “reel politika” adı veriliyor. Avrupalılar için ABD ile iyi geçinmek, dünya çapında demokrasi ve hukuk devletine büyük katkı sağlamış olan küçük ve cılız bir adama iltica hakkı vermekten daha önemli.

ETKİLERİ HÂLÂ SÜRÜYOR

Snowden’in gözlerden ırak bir şekilde Moskova’da yaşamını sürdürmesi, tarihin bir cilvesi olsa gerek. Ancak meselenin bir başka boyutu daha var: Malum, Donald Trump seçimleri kıl payı kazanmıştı. “Cambridge Analytica” adlı şirkete, seçimleri Cumhuriyetçiler lehine etkilemesi hususunda Facebook verilerinin yardımcı olduğunu da biliyoruz. Ancak bu verilerin sorumluluğunu kimse Trump’a yükleyemez.

Selefi Obama’ya ise şu suçlama yöneltilebilir: Snowden’ın ifşalarının ardından, vatandaşlarının verilerinin güvenliğini sağlamak için daha iyi tedbirler almalıydı. O zaman Cambridge Analytica’nın işi bu kadar kolay olmazdı. Bu takdirde ABD Başkanlık koltuğunda belki başka biri oturuyor olabilirdi. CIA’nin başında da Tayland’da Amerikalı ajanların yaptığı işkencelere gözetmenlik yapan bir kadın olmayabilirdi.

Kaynak: DW Türkçe

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

İngiltere ve ABD ortak siber tim kuruyor

Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere yeni oluşturdukları internet suçlarıyla mücadele ortaklığı kapsamında birbirlerine karşı “siber savaş oyunları” planlıyor.

İngiltere’de Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamaya göre, ilk olarak bu yıl henüz açıklanmayan bir tarihte finans sektörünü hedef alan bir saldırı tatbikatı hayata geçirilecek.

İki ülke arasındaki bu türden ilk anlaşma İngiltere Başbakanı David Cameron ile ABD Başkanı Barack Obama arasında görüşmeler sürerken açıklandı.

‘Siber hücreler’

Anlaşma kapsamında Atlas okyanusunun iki yakasındaki istihbarat ajanları “siber hücreler” halinde işbirliği yapacaklar.

Başbakanlık, Britanya ve ABD iç istihbarat örgütleri MI5 ile FBI arasında oluşturulan bu ortaklığın, İngiltere için bir ilk olduğunu da duyurdu.

Oluşturulacak siber hücreler arası işbirliği ile iki ülke arasında tehditler konusundaki bilgi akışının geliştirilmesi hedefleniyor.

İnternet korsanlığının oluşturduğu tehdit daha yakınlarda, Sony Pictures bilgisayarlarına sızılması ve ardından ABD ordusuna ait Merkez Komutanlığı (Central Command) CentCom twitter hesabının heklenerek IŞİD propagandası konulması ile gündemin ön sıralarına geçmişti.

Dün iki günlük bir ziyaret için Washington’a giden İngiltere Başbakanı David Cameron, siber saldırıları “çağımızın büyük tehditlerinden biri” diye tanımladı.

Başbakanlıktan yapılan açıklamada ilk siber savaş tatbikatının İngiltere Merkez Bankası ve ticari bankalarını da kapsayacağı, Londra Borsası ile ABD’de Wall Street borsasını hedef alacağı kaydedildi.

Bunu “ulusal altyapının hayati unsurlarını sınayan yeni tatbikatlar” izleyecek.

Plan, gelecek nesil ajanların bu tehditlere karşı eğitimi için fonlar ayrılmasını da içeriyor.

‘Tehdit büyüyor’

İngiltere’de 2013 yılında hazırlanan resmi bir raporda yeterli sayıda yetişmiş eleman bulunmamasının siber suçlarla mücadeleyi sekteye uğrattığı sonucuna varılmıştı.

ABD Başkanı Obama siber tehditlerin “acil ve giderek büyüyen” bir tehlike olduğunu söylemiş ve bu konudaki önlemleri içeren yeni yasal düzenlemeler önermişti.

İngiltere başbakanının ABD temasları sırasında Google ve Facebook’un şifreli mesajlara güvenlik görevlilerinin erişimine izin vermesi konusunu da Başkan Obama ile konuşması bekleniyor.

Fakat BBC’nin teknoloji muhabiri, bu tür girişimlerin sadece insan hak ve özgürlükleri alanında çalışan grupları değil, İngiltere’nin ticari ilişkilerine zarar vereceğini söyleyen teknoloji sektöründeki belli başlı firmaları da kaygılandırdığını söylüyor.

Muhabirimiz ayrıca internet korsanlarının ya da suç-terör örgütlerinin sadece iyi bilinen sosyal ağları değil yerel ve daha küçük internet sitelerini de etkili bir şekilde kullanabildiğine dikkat çekiyor.

Kaynak: BBC Türkçe

ABD, NSA reformunu açıkladı

NSA skandalının ardından Beyaz Saray yönetiminin uzmanlardan oluşan heyete hazırlattığı reform paketi açıklandı. Müttefik ülkelerin liderlerinin şahsi iletişimlerinin dinlenmeyeceğini vadeden madde paketin getireceği en büyük değişimlerinden biri olarak görülüyor. İstihbarat toplama ve kullanma kriterlerine yeni uygulamaların getirildiği pakette sağlanan istihbaratın insanların din, dil, ırk, cinsel yönelimi gibi konularda baskı uygulamak için kullanılmayacağı belirtiliyor. Dikkat çeken bir başka husus da, sağlanan istihbaratın ABD’li firmaların çıkarları için kullanılmayacağı prensibi. Reform olumlu olarak karşılansa da, bireysel mahremiyet ve Amerikan şirketlerinin çıkarlarının korunması konusunda yeterli olmadığını düşünenler de bulunuyor. Paketle birlikte istihbarat servisleri telefon bilgileri, konuşmaları ve bunların içeriği ile ilgili bilgi alabilmek için mahkeme iznine gerek duyacaklar.